Balıkesir Ve Kurtuluş Savaşı Komutanı Gazi Topcu Binbaşı Ece Amca - Can Akın
Balıkesir Ve Kurtuluş Şavaşı Gazisi Ece Amca
Ben Balıkesir Atatürk ilkokulunda okudum.. Babam memurdu.. Fakirdik, beni okul aile birliği giydirirdi.. Her okula başladığımda öğretmenim elimden tutar, salı pazarına götürür, ayakkabı, önlük ve kitaplarımı, defterlerimi alırdı.. Teneffüs aralarında simitçiye gider simitçinin birkaç simitlerini satardım o da bana en kuru, en bayat simiti bana verirdi.. Bende onu ıslatarak yerdim… Okulda bayramlarda törenlere katılmak isterdim.. Arkadaşlarım her bayram da bir tören elbisesi giyerdi. Kimi melek, kimi arı olurdu. Ben ise önlüğümle törenlere katılırdım.. Baş öğretmenimiz törenlerde hep Türk bayrağını bana verirdi.. Cılız bedenimle o Türk bayrağını okulun en önünde gururla taşırdım.. Tören bitip okula gelene kadar, yere koymazdım ve kimseye de vermezdim.. Bizim okulda her gün, her sabah, İstiklal Marşı söylenir, okula öyle girerdik.. Her salı günleri sabah yaşlı bir amca gelirdi. Adı Ece Amca idi… O nu bütün Balıkesir'liler tanırdı.. Biz onu Kurtuluş Savaşı Komutanlarından gazi topçu binbaşı olarak bilirdik, 5 yıl her salı bizimle birlikte istiklal marşı söylemek için okula geldi.. Arada bir beni kürsüye çıkartır birlikte İstiklal Marşını söylerdik, beni severdi.. Bir gün üzerinde askeri top ve Atatürk resmi bulunan flama getirdi 'Can ben seni çok seviyorum.. Bunu sana veriyorum, bunu sakla dedi' Balıkesir'deki bütün okullara tek tek gider… Elinde bir torba yerden, çöpten bulduğu ekmekleri öğrencilere gösterir, ' Arkadaşlar sakın evde ekmekleri yere atmayın, bir gün gelecek dünya açlık içinde susuzluk içinde olacak… İnsanları akbabalar yiyecek, Anne ve Babanızı sevin, doğruluktan, dürüstlükten ayrılmayın' derdi.. Bizde akbaba nedir diye sorduk… Kütüphanemiz vardı ama bir akbaba resmini bulamadık.. Ben getiririm dedi ve akşam bir akbaba resmiyle geldi… Kitaba kahkahalarla gülerek baktık 'Bu mu bizi yiyecek' dedik… Aradan yıllar geçti, Almanya'da televizyon seyrederken bir fotoğraf çıktı bu fotoğraf 1994'de sudan'daki kıtlık sırasında çekilmiş. Ve fotoğrafçı Kevin Carter'a Pulitzer ödülünü kazandırmış. Bir Sudanlı çocuk emekleyerek 1 km. Ötedeki Birleşmiş Milletler yemek kampına gitmeye çalışıyor, arkasındaki akbaba vardı, ve çocuğu takip ediyor, ölmesini bekliyordu.. Ece amca ve ilkokulum aklıma geldi. Ve bir anda telefonlar çalmaya başladı bütün ilkokul arkadaşlarımız birbirimizi bulduk… kimimiz savcı, kimimiz hakim, hepimiz üst makamlardaydık.. 1965 yılında bize söylenenleri 2000 yıllarına kadar unutmamıştık. Birbirimizi aradık ve bulmaya çalıştık.. Ve gördük ki Ece Amca nın bize verdiği doğru yoldaydık… Bizim hayatımızı sözleriyle etkilemişti… Daha sonra öğrendik. Fotoğrafı çeken Kevin Carter fotoğrafı çeker çekmez oradan ayrılmış. Ancak daha sonra çocuğu aramak için geri dönmüş ama bulamamış, 3 ay sonra depresyona giriyor ve intihar ediyor. Lütfen Ece Amca'mızın sözlerini dikkate alalım. Dünya kıtlık içinde herkes açlıktan ölüyor. Çocuklarımıza nasıl bir hayat beklediğini biliyor musunuz? Ece Amca nın vefatına tüm Balıkesir'liler üzüldü.. Ve çok kalabalık bir askeri törenle Balıkesir girişindeki Başçeşme mezarlığına defnedildi… Mezarının karşısında ise okuldaki çocuklarının sesini duyabileceği Ece Amca ilköğretimokulu bulunmakta, ayrıca Balıkesir de bir Ece Amca kütüphanesi kuruldu.. Allah rahmet eylesin… Bana verdiği flamaya ne oldu diye sorarsanız.. Bir sır… Ama bilin ki çok iyi bir yerde hala duruyor….
Balıkesir Ve Kurtuluş Savaşı Komutanı Gazi Topcu Binbaşı Ece Amca - Can Akın
Balıkesir Ve Kurtuluş Şavaşı Gazisi Ece Amca
Ben Balıkesir Atatürk ilkokulunda okudum.. Babam memurdu.. Fakirdik, beni okul aile birliği giydirirdi.. Her okula başladığımda öğretmenim elimden tutar, salı pazarına götürür, ayakkabı, önlük ve kitaplarımı, defterlerimi alırdı.. Teneffüs aralarında simitçiye gider simitçinin birkaç simitlerini satardım o da bana en kuru, en bayat simiti bana verirdi.. Bende onu ıslatarak yerdim…
Okulda bayramlarda törenlere katılmak isterdim.. Arkadaşlarım her bayram da bir tören elbisesi giyerdi. Kimi melek, kimi arı olurdu. Ben ise önlüğümle törenlere katılırdım.. Baş öğretmenimiz törenlerde hep Türk bayrağını bana verirdi.. Cılız bedenimle o Türk bayrağını okulun en önünde gururla taşırdım.. Tören bitip okula gelene kadar, yere koymazdım ve kimseye de vermezdim..
Bizim okulda her gün, her sabah, İstiklal Marşı söylenir, okula öyle girerdik.. Her salı günleri sabah yaşlı bir amca gelirdi. Adı Ece Amca idi… O nu bütün Balıkesir'liler tanırdı.. Biz onu Kurtuluş Savaşı Komutanlarından gazi topçu binbaşı olarak bilirdik, 5 yıl her salı bizimle birlikte istiklal marşı söylemek için okula geldi.. Arada bir beni kürsüye çıkartır birlikte İstiklal Marşını söylerdik, beni severdi.. Bir gün üzerinde askeri top ve Atatürk resmi bulunan flama getirdi 'Can ben seni çok seviyorum.. Bunu sana veriyorum, bunu sakla dedi'
Balıkesir'deki bütün okullara tek tek gider… Elinde bir torba yerden, çöpten bulduğu ekmekleri öğrencilere gösterir, ' Arkadaşlar sakın evde ekmekleri yere atmayın, bir gün gelecek dünya açlık içinde susuzluk içinde olacak… İnsanları akbabalar yiyecek, Anne ve Babanızı sevin, doğruluktan, dürüstlükten ayrılmayın' derdi.. Bizde akbaba nedir diye sorduk… Kütüphanemiz vardı ama bir akbaba resmini bulamadık.. Ben getiririm dedi ve akşam bir akbaba resmiyle geldi… Kitaba kahkahalarla gülerek baktık 'Bu mu bizi yiyecek' dedik…
Aradan yıllar geçti, Almanya'da televizyon seyrederken bir fotoğraf çıktı bu fotoğraf 1994'de sudan'daki kıtlık sırasında çekilmiş. Ve fotoğrafçı Kevin Carter'a Pulitzer ödülünü kazandırmış. Bir Sudanlı çocuk emekleyerek 1 km. Ötedeki Birleşmiş Milletler yemek kampına gitmeye çalışıyor, arkasındaki akbaba vardı, ve çocuğu takip ediyor, ölmesini bekliyordu.. Ece amca ve ilkokulum aklıma geldi. Ve bir anda telefonlar çalmaya başladı bütün ilkokul arkadaşlarımız birbirimizi bulduk… kimimiz savcı, kimimiz hakim, hepimiz üst makamlardaydık.. 1965 yılında bize söylenenleri 2000 yıllarına kadar unutmamıştık. Birbirimizi aradık ve bulmaya çalıştık.. Ve gördük ki Ece Amca nın bize verdiği doğru yoldaydık… Bizim hayatımızı sözleriyle etkilemişti…
Daha sonra öğrendik. Fotoğrafı çeken Kevin Carter fotoğrafı çeker çekmez oradan ayrılmış. Ancak daha sonra çocuğu aramak için geri dönmüş ama bulamamış, 3 ay sonra depresyona giriyor ve intihar ediyor.
Lütfen Ece Amca'mızın sözlerini dikkate alalım. Dünya kıtlık içinde herkes açlıktan ölüyor. Çocuklarımıza nasıl bir hayat beklediğini biliyor musunuz?
Ece Amca nın vefatına tüm Balıkesir'liler üzüldü.. Ve çok kalabalık bir askeri törenle Balıkesir girişindeki Başçeşme mezarlığına defnedildi… Mezarının karşısında ise okuldaki çocuklarının sesini duyabileceği Ece Amca ilköğretimokulu bulunmakta, ayrıca Balıkesir de bir Ece Amca kütüphanesi kuruldu.. Allah rahmet eylesin…
Bana verdiği flamaya ne oldu diye sorarsanız.. Bir sır… Ama bilin ki çok iyi bir yerde hala duruyor….
Can Akın