düşüyorum düşlerimden yukarı yerçekimi cezbesini yitirmiş gökçekimi çekiyor ruhumu enginlere.. bir buluta çarpıyorum ağlıyorum ağlıyorum bulut yufka yürekli eşlik ediyorbana ve bir gözyaşı olup yeryüzüne düşüyorum
düşüyorum düşlerimden yukarı ters düz olmuş dünyanın hali bir güvercin kanadına tosluyor fatihin kalbi.. bir süzülüş güvercin kanadıyla kendimi pasifikten düşerken buluyorum bir ıstakoza çarpıyor fatihin kalbi.. güneşe bir düşüştür düşüyorum derinlerden denizin diplerinden bir istavridin süzgeçleri alıp götürüyor
ve ben düşüyorum düşlerimden yukarı en umulmaz deryaları fethe çıkıyor fatihin kalbi binbir merakla.. ve uyanıyorum düşüyorum düşlerimden aşağı..
fırçam ve bir de boyam yetmezdi hiç bir zaman gerçeğe karşı koymaya..ve bu yüzden tüm farkındalıklarımı algımın arkasına ite kaka yerleştirmeye çalışırken ben..düşleri resmetmenin zevkine vardım bir gün...zamanını hatırlamıyorum; önceleriydi... bu da senin resmin olmalı ve orda bir düş var ben gördüm..
Sayfa no yok Cilt no yok Hane no yok Ana adı, ben sokak çocuğuyum abi Hani şu uçurtması gökyüzünde asılı kalan, Bilyelerini rüyalarında unutan, Ve oyuncaklarını masal kahramanlarına çaldıran, Çocuk varya o benim işte, o benim abi... Sahi bir annem olmalıydı dimi Ben dudaklarımda sokakları besteliyorum oysa Sahi abi tadı nasıldı anne sütünün Anneler nasıl okşardı çocuklarını Anne kokusu nasıldır kim bilir Ana ha, bir anne çizebilirmisin benim için Karanlığın kar soğuğu parmak uçlarına bir anne Ve yanına beni eklermisin abi Tıpkı suluboya resimlerdeki gibi sımsıcak Sahi abi senin gözlerini kesmiyor değil mi Bir köprünün soğuk, gergin ve karanlık bedeni Sahi sen hiç seyrettin mi aydedeyi bir köprünün altından, Üşüdün mü abi kayan bir yıldıza bakarken, Boşver... Gel boyat istersen ayakkabılarını Ben şu ayakkabıların bağcıklarından asılıyorum hayata Gel boyat ayakkabılarını Boyatta resmi çıksın dostun, düşmanın tüm kaldırımların Sayfa no yok Cilt no yok Hane no yok Yokların varlığında tam göbek bağından hiç yakalandın mı hayata Bir de bir de babam olmalıydı di mi? Beni dövecek bir babam bile yok biliyor musun? Nasırlı ellerinde şevkat arayacağım bir insan Kimbilir, bayramlarda neler alır babalar çocuklarına Unutmuşum, bayramlarınız da vardı sizin öyle değil mi, arifeleriniz Bayramlarda temize çekilen dostluklar vardı sonra Oysa ben kırık dökük ıslıklar ısmarlıyorum güneşe ve mehtaba Yankısız, bestelenmemiş ve bestelenmeyecek serseri ıslıklar Bir babam olsaydı belki yeterdi Çocuk olurdum eskisi gibi, şımarırdım öylesine Boşver abi... Kimin neyine bayram, kimin neyine hediye Baba kimin neyine abi Sahi senin düşlerin vardır Göremediğin rüyanın düşünü kurar mısın hiç Ahmet bir düş görmüş geçenlerde Köprü altında tanıştık, soğuk ve geç gelen bir gecede Utanırken anlattı, anlatırken utandı. Bir ip bağlamış gökkuşağına, Bak ana diyormuş uçurtmamı gördün mü, Ya uçurtmamın gölgesinde bilye oynayan çocukları. Ahmet'in düşü işte... Bana düşlerini kiralar mısın abi, Bedava boyarım ayakkabılarını, Bana düşlerini, düşlerini abi Boşver, boşver... Bak iyi parlayacak bu ayakkabılar, En parlak ayakkabılarınla yürüyeceksin yaşama Sen düşünme, sokaklar düşünsün beni, Gazete manşetleri, Üçüncü sayfa haberleri düşünsün, İsimsiz bir damla gözyaşı düşünsün, Sen beni düşünme, düşünme be abi... Nasıl olsa ben, olmayan ayakkabılarımın sıcaklığıyla basıyorum tüm kaldırımlara, Olmasa da anne babası sokakların Sokak çocuğuyum ben, sokak çocuğuyum... Kazanılmadan kaybedilmiş bir geleceğin herhangi bir yerinde, Ben sokak çocuğuyum abi, Hani şu uçurtması gökyüzünde asılı kalan, Bilyelerini rüyalarında unutan, Oyuncaklarını masal kahramanlarına çaldıran çocuk varya, İşte o benim, o benim abi, o benim abi...
Bir düş bu sadece..........Sadece düş.Bu ağrıyan yanım.Ah bu ince sızı niyedir diye arayıp durduğum.Meğer düşümden düşüşün Bıraktıği acıymış.Sadece bir düşmüş.......Gercek olan ise acıyan yer.Bir düş bu sadece.... Rüya,ümit,hayal,ütopya,serap,yanılgı,yanıldım...
Hep kötü anlarımda gelirdin Hızır misali…karanlıklarım aydınlıklara döner…İçimdeki siyahlar griye çalmaya başlar….Sonraysa maviyi öğretirdin bana….Mavi düşleri….
Al diyorum…Al….Tüm varlığım ruhum…ve o artık sana emanet… Beni mavi düşler ülkesine götür…
Beynimin kuytularında Richard Clayderman’dan Nostalgy çalıyor..Sonsuz bir sükünetteyim artık…
Huzur…bir su altı şehri manzarasındaki yitik hazinem…beni sarmalasın artık…diyorum içimden….hazırım çünkü….içimde büyüttüğüm aydınlıklarım o kadar büyük ki… Hazırım…
Kelebeğimin şevkat ve sevgiyle uzattığı elini tutuyorum…Beraberce gökyüzüne yükselmeye başlıyoruz….
Kaf dağının ardındaki mavi düşler ülkesine doğru….
yaratım için ön imgelemlerdir. Zihinsel canlandırmalardır. Harekete geçmeden önce gerçekleştirmek istediklerimizi hayal etmemizdir. Bu düşümüzü gerçekleştirmek için ilk adımdır.
Henüz bir tokat gibi inmedi yüzüne aşk Kalbine çivilerle gömülmedi ayrılık Görmedin bir arslanın can çekişen resmini Yalnızlık kitabında okumadın ismini Bir takvim yaprağında yanmadı bakışların Dökülen tüylerine tutunmadın kuşların Karanlık köşelerde acı acı gülmedin Sen henüz kovulduğun kapılarda ölmedin O Celali uykudan uyanmadın, uyanma Düşlerimin rengine boyanmadın, boyanma N.G
DÜŞ SOKAĞI SAKİNLERİ düş maviyle uyandı güneşi yorgun dünyalara gece oyunları oynardık yarı uykulu şiirlerde düş maviyle uyandı öper gibi yar uykularını dönüşü yok sevdaya dikilmiş çiçeklerdi o oyunlar sevgiler kendi renklerini değiştirdiklerinde değişken yüzler girerdi hep aynalara yine de sevgiyle bakardık onlara ve öperdik ak alınlarından yağmur düşerdi sevincin aktığı yollara martılarla düş maviyle örtündü yağmurla kardeş bedenlere sevda oyunları dönerdi çırılçıplak gölgelerde sevgiler kendi renklerini bulduklarında kendilerine kavuşuyor yüzler yeniden aynalarda düş sokağında yaşardı renkli cıvıl cıvıl düşler ve sakinleriydik bu sokağın düşler birikmiş sevgilerimizdi.
düşüyorum düşlerimden yukarı
yerçekimi cezbesini yitirmiş
gökçekimi çekiyor ruhumu enginlere..
bir buluta çarpıyorum ağlıyorum ağlıyorum
bulut yufka yürekli eşlik ediyorbana
ve bir gözyaşı olup yeryüzüne düşüyorum
düşüyorum düşlerimden yukarı
ters düz olmuş dünyanın hali bir güvercin kanadına tosluyor
fatihin kalbi..
bir süzülüş güvercin kanadıyla
kendimi pasifikten düşerken buluyorum
bir ıstakoza çarpıyor fatihin kalbi..
güneşe bir düşüştür düşüyorum
derinlerden denizin diplerinden
bir istavridin süzgeçleri alıp götürüyor
ve ben düşüyorum düşlerimden yukarı
en umulmaz deryaları fethe çıkıyor fatihin kalbi
binbir merakla..
ve uyanıyorum
düşüyorum düşlerimden aşağı..
en güzel düşün en can alıcı yerinde uyanırsın
en büyük kabuslar ise sonuna kadar devam eder
kalabalıklar içindeyken yalnızlığın hayalini kurar insan
yalnızken ise kalabalığı düşlemez
seçer şu şu şu şu şu ve şu olsun
yeter!
fırçam ve bir de boyam yetmezdi hiç bir zaman gerçeğe karşı koymaya..ve bu yüzden tüm farkındalıklarımı algımın arkasına ite kaka yerleştirmeye çalışırken ben..düşleri resmetmenin zevkine vardım bir gün...zamanını hatırlamıyorum; önceleriydi...
bu da senin resmin olmalı ve orda bir düş var ben gördüm..
düş insanın neler yapmak ve ne olmak için hayal dünyasında müthiş hızlı kalıcı olmayan bir seyehattir
'düş' karsındakine anlatamayacağın kadar gizli, kimsesizliğin tek destekçisi, hayatta tutunabildiğin tek mucize..
belki yaşananlar, belki yaşadıklarımız,belki yaşayacak olacaklarımız..
gerçek sanılan..
sabah sabah... Tuhaf....! ! ! ! ! !
Sayfa no yok
Cilt no yok
Hane no yok
Ana adı, ben sokak çocuğuyum abi
Hani şu uçurtması gökyüzünde asılı kalan,
Bilyelerini rüyalarında unutan,
Ve oyuncaklarını masal kahramanlarına çaldıran,
Çocuk varya o benim işte, o benim abi...
Sahi bir annem olmalıydı dimi
Ben dudaklarımda sokakları besteliyorum oysa
Sahi abi tadı nasıldı anne sütünün
Anneler nasıl okşardı çocuklarını
Anne kokusu nasıldır kim bilir
Ana ha, bir anne çizebilirmisin benim için
Karanlığın kar soğuğu parmak uçlarına bir anne
Ve yanına beni eklermisin abi
Tıpkı suluboya resimlerdeki gibi sımsıcak
Sahi abi senin gözlerini kesmiyor değil mi
Bir köprünün soğuk, gergin ve karanlık bedeni
Sahi sen hiç seyrettin mi aydedeyi bir köprünün altından,
Üşüdün mü abi kayan bir yıldıza bakarken,
Boşver...
Gel boyat istersen ayakkabılarını
Ben şu ayakkabıların bağcıklarından asılıyorum hayata
Gel boyat ayakkabılarını
Boyatta resmi çıksın dostun, düşmanın tüm kaldırımların
Sayfa no yok
Cilt no yok
Hane no yok
Yokların varlığında tam göbek bağından hiç yakalandın mı hayata
Bir de bir de babam olmalıydı di mi?
Beni dövecek bir babam bile yok biliyor musun?
Nasırlı ellerinde şevkat arayacağım bir insan
Kimbilir, bayramlarda neler alır babalar çocuklarına
Unutmuşum, bayramlarınız da vardı sizin öyle değil mi, arifeleriniz
Bayramlarda temize çekilen dostluklar vardı sonra
Oysa ben kırık dökük ıslıklar ısmarlıyorum güneşe ve mehtaba
Yankısız, bestelenmemiş ve bestelenmeyecek serseri ıslıklar
Bir babam olsaydı belki yeterdi
Çocuk olurdum eskisi gibi, şımarırdım öylesine
Boşver abi...
Kimin neyine bayram, kimin neyine hediye
Baba kimin neyine abi
Sahi senin düşlerin vardır
Göremediğin rüyanın düşünü kurar mısın hiç
Ahmet bir düş görmüş geçenlerde
Köprü altında tanıştık, soğuk ve geç gelen bir gecede
Utanırken anlattı, anlatırken utandı.
Bir ip bağlamış gökkuşağına,
Bak ana diyormuş uçurtmamı gördün mü,
Ya uçurtmamın gölgesinde bilye oynayan çocukları.
Ahmet'in düşü işte...
Bana düşlerini kiralar mısın abi,
Bedava boyarım ayakkabılarını,
Bana düşlerini, düşlerini abi
Boşver, boşver...
Bak iyi parlayacak bu ayakkabılar,
En parlak ayakkabılarınla yürüyeceksin yaşama
Sen düşünme, sokaklar düşünsün beni,
Gazete manşetleri,
Üçüncü sayfa haberleri düşünsün,
İsimsiz bir damla gözyaşı düşünsün,
Sen beni düşünme, düşünme be abi...
Nasıl olsa ben,
olmayan ayakkabılarımın sıcaklığıyla basıyorum tüm kaldırımlara,
Olmasa da anne babası sokakların
Sokak çocuğuyum ben, sokak çocuğuyum...
Kazanılmadan kaybedilmiş bir geleceğin herhangi bir yerinde,
Ben sokak çocuğuyum abi,
Hani şu uçurtması gökyüzünde asılı kalan,
Bilyelerini rüyalarında unutan,
Oyuncaklarını masal kahramanlarına çaldıran çocuk varya,
İşte o benim, o benim abi, o benim abi...
Ali Ulurasba / Sokak Çocuğu
domuz huy değiştirir ama tüy değiştirmez
Düşündüm
düşümden ayrı kaldım
Bir düş bu sadece..........Sadece düş.Bu ağrıyan yanım.Ah bu ince sızı niyedir diye arayıp durduğum.Meğer düşümden düşüşün Bıraktıği acıymış.Sadece bir düşmüş.......Gercek olan ise acıyan yer.Bir düş bu sadece....
Rüya,ümit,hayal,ütopya,serap,yanılgı,yanıldım...
Hep kötü anlarımda gelirdin Hızır misali…karanlıklarım aydınlıklara döner…İçimdeki siyahlar griye çalmaya başlar….Sonraysa maviyi öğretirdin bana….Mavi düşleri….
Al diyorum…Al….Tüm varlığım ruhum…ve o artık sana emanet…
Beni mavi düşler ülkesine götür…
Beynimin kuytularında Richard Clayderman’dan Nostalgy çalıyor..Sonsuz bir sükünetteyim artık…
Huzur…bir su altı şehri manzarasındaki yitik hazinem…beni sarmalasın artık…diyorum içimden….hazırım çünkü….içimde büyüttüğüm aydınlıklarım o kadar büyük ki…
Hazırım…
Kelebeğimin şevkat ve sevgiyle uzattığı elini tutuyorum…Beraberce gökyüzüne yükselmeye başlıyoruz….
Kaf dağının ardındaki mavi düşler ülkesine doğru….
Eternalflame
sararmış boydan boya
geçmişe yenik
ve delik deşik
uykusuz bir düş
gecemi böldüğüm
hatrına üç kuruşluk
kafiyeler düzdüğüm
düşüm küstü
düşlerimi aldırdığım son ameliyattan değil
düşsüzlüğe düştüğüm son günden beri
sezen şarkısı; düş bahçeleri....
yürüyorum
düş bahçelerinde
gördüm düşümden büyük bahçe yok
yüreğimin kuşları konmuş telgrafııın tellerine
neşesi gurbet selamlarından çok
a benim dilsiz dillerim
a benim sessiz ellerim
yakla saçından
tut hayatı çevir yüzüne
öp, öp
düşlere zar attım
altı altıyı bulmadı
kelime biriktirmiştim içimde
anlatabilir miydim onu bile bilmiyordum
yine de
fırsat olmadı
Herşey düş kurmakla başlar....
yaratım için ön imgelemlerdir. Zihinsel canlandırmalardır. Harekete geçmeden önce gerçekleştirmek istediklerimizi hayal etmemizdir. Bu düşümüzü gerçekleştirmek için ilk adımdır.
bu çok kötü ya hergün düş gören biri olaraktan söliorum düş çok kötüü bişe her sabah kalktığında beynin yorulmuş uykusuz ve de agrasif oluosun:(
Düştü...
Düştü..!
Ne cam kaldı çerçeve
(D) ü ş ü y o r u m........
Henüz bir tokat gibi inmedi yüzüne aşk
Kalbine çivilerle gömülmedi ayrılık
Görmedin bir arslanın can çekişen resmini
Yalnızlık kitabında okumadın ismini
Bir takvim yaprağında yanmadı bakışların
Dökülen tüylerine tutunmadın kuşların
Karanlık köşelerde acı acı gülmedin
Sen henüz kovulduğun kapılarda ölmedin
O Celali uykudan uyanmadın, uyanma
Düşlerimin rengine boyanmadın, boyanma
N.G
DÜŞ SOKAĞI SAKİNLERİ
düş maviyle uyandı
güneşi yorgun dünyalara
gece oyunları oynardık yarı uykulu şiirlerde
düş maviyle uyandı
öper gibi yar uykularını
dönüşü yok sevdaya dikilmiş çiçeklerdi o oyunlar
sevgiler kendi renklerini değiştirdiklerinde
değişken yüzler girerdi hep aynalara
yine de sevgiyle bakardık onlara
ve öperdik ak alınlarından
yağmur düşerdi sevincin aktığı yollara martılarla
düş maviyle örtündü
yağmurla kardeş bedenlere
sevda oyunları dönerdi çırılçıplak gölgelerde
sevgiler kendi renklerini bulduklarında
kendilerine kavuşuyor yüzler yeniden aynalarda
düş sokağında yaşardı
renkli cıvıl cıvıl düşler
ve sakinleriydik bu sokağın
düşler birikmiş sevgilerimizdi.
düşlerim kör oluyor.... ben düşüyorum....
HERŞEYE YABANCI OLMAK..
Olmayacak duaya amin demektir uykularımızda...
Gene de düşsüz kalmamak gerek
Ve bir düşe uyanmak sabahları....
'Düşlemeyi seviyorum seni
Ve her baktığın şeyde
Beni görmeni senin....'
kurması çok güzel bide gerçek olsa........
onlarsız olmuyo, hayatın rengi biraz
'Düşümüzde düş gördüğümüzde uyanma zamanı yakındır.'
Novalis (Romantik ve mistik Alman şairi.)
gerçeğin kaynama noktası.