DURMUN GÜCÜ: kalbin ritmini ve buna bağlı olarak hal ve durumlarımızı değiştirebilmenin en etkili yolu betimlemelerimiz de kullandığımız kelimeleri biliçli olarak değiştirmektir.
DURUMUN GÜCÜ: beş duyumuzdan gelen mesajlar çağrıştırıcı olarak beynimize ulaştığında inançlarımız değerlerimiz yaşadığımız tecrübelere ve içinde bulunduğumuz duygusal duruma bağlı olarak anlamlandırılıp kelimler le etiketlendirilir ve kelimeler duygularımızın kalıbıdır. kelimeler manaları anlamları kadar kelimenin içindeki harflerin sesi ve hece dizilimleriyle telafuz edilirken göğsümüzde hissettiğimiz ritimleriyle kalbimizin ritmini etkiler kalbimizin ritmi beynimizi etkiler kısır bir döngü vardır . stresli endişeli durumlardan çıkamayışımızın nedeni de bu sanırım .
DURUMUN GÜCÜ: insan bazen kendini çok güçlü hisseder bazen çok yorgun. bazen çok neşeli bazense çok korkak bazen çok yaratıcı bazense insan kendini tetik boşluğu alınmış silah gibi hisseder. bu hallerin hepsi bi durumdur yani içinde bulunduğumuz sinirsel mantık durumu. kıbrıs beş parmak dağlarındaki tankın hikayesinde kıbrıs savaşı esnasında türk askeri kullandığı tankı dağın öyle bir yerine çıkarır ki daha sonra savaş bitince tankı çıkardığı yerden indiremez. tankı çıkardığın gibi indir dediklerinde o savaş anını yaşatın indireyim der ve tankı indiremez tank orda kalır. yani savaş esnasında tank şöförünün o anda içinde bulunduğu hal veya sinirsel mantık durumuna bağlı olarak durumun gücü kadar muhteşem güç bi güç yoktur diyebiliriz.
DURUMUN GÜCÜ: Çanakkale savaşından bir gün sonra Seyit Ali Onbaşı'dan top mermisi sırtında fotoğrafı çekilmesi istendi. Seyit Ali Onbaşı ne kadar zorlansa da top mermisini kaldıramadı. Sonra Seyit Ali Onbaşı “Yine savaş çıksın, yine kaldırırım” dedi. Bu olaylardan sonra fotoğrafı tahta bir mermiyle çekildi.
güneşsizliğe hapsolduğum hücremde, kalınlığını bilmediğim, bilemediğim bir duvara bir murç bir çekiç ile delikler açıp gözlerimi ışıkla tanıştırmanın mücâdelesini vermekteyim..
“Müslümanları vaftiz etmek için boş yere çabalayıp durmayalım. Başka yollar, başka çareler deneyelim. İslam memleketlerinde girişeceğimiz faaliyetlerde onlara, hristiyan adetlerini, hristiyan bayramlarını, hristiyan kültürünü, hristiyan ahlakını aşılayalım…”(1)
“Müslümanların her şeyini tahrif ve mahvettik. Dinleri, inançları, ahlakları, dine bakışları ve insani duyguları mahvoldu. Onların manevi değerlerini, batı medeniyeti potasında eriterek kendimize benzettik. İslamiyet’ten uzaklaştırdık. İslamiyet’i öğrenmeyi, yaşamayı, namaz kılmayı ve Kur’an-ı Kerim öğrenmeyi, suç ve gericilik olarak göstermeyi başardık. Artık çoğu, tam olarak, hiçbir şeye inanmıyorlar…”(2)
1) Rahip Samuel Zwemer tarafından misyonerlere yönelik bir konferans da söylenmiştir. İlkadım Dergisi, Mayıs 2004 sayısı
(2) Rahip Louis Massignon tarafından söylenmiştir. İlkadım Dergisi Mayıs 2004
Leylaymış
Durumum;" Beni al beni onlara verme"
Tavacı Zeki
DURMUN GÜCÜ: kalbin ritmini ve buna bağlı olarak hal ve durumlarımızı değiştirebilmenin en etkili yolu betimlemelerimiz de kullandığımız kelimeleri biliçli olarak değiştirmektir.
DURUMUN GÜCÜ: beş duyumuzdan gelen mesajlar çağrıştırıcı olarak beynimize ulaştığında inançlarımız değerlerimiz yaşadığımız tecrübelere ve içinde bulunduğumuz duygusal duruma bağlı olarak anlamlandırılıp kelimler le etiketlendirilir ve kelimeler duygularımızın kalıbıdır. kelimeler manaları anlamları kadar kelimenin içindeki harflerin sesi ve hece dizilimleriyle telafuz edilirken göğsümüzde hissettiğimiz ritimleriyle kalbimizin ritmini etkiler kalbimizin ritmi beynimizi etkiler kısır bir döngü vardır . stresli endişeli durumlardan çıkamayışımızın nedeni de bu sanırım .
DURUMUN GÜCÜ: insan bazen kendini çok güçlü hisseder bazen çok yorgun. bazen çok neşeli bazense çok korkak bazen çok yaratıcı bazense insan kendini tetik boşluğu alınmış silah gibi hisseder. bu hallerin hepsi bi durumdur yani içinde bulunduğumuz sinirsel mantık durumu. kıbrıs beş parmak dağlarındaki tankın hikayesinde kıbrıs savaşı esnasında türk askeri kullandığı tankı dağın öyle bir yerine çıkarır ki daha sonra savaş bitince tankı çıkardığı yerden indiremez. tankı çıkardığın gibi indir dediklerinde o savaş anını yaşatın indireyim der ve tankı indiremez tank orda kalır. yani savaş esnasında tank şöförünün o anda içinde bulunduğu hal veya sinirsel mantık durumuna bağlı olarak durumun gücü kadar muhteşem güç bi güç yoktur diyebiliriz.
DURUMUN GÜCÜ: Çanakkale savaşından bir gün sonra Seyit Ali Onbaşı'dan top mermisi sırtında fotoğrafı çekilmesi istendi. Seyit Ali Onbaşı ne kadar zorlansa da top mermisini kaldıramadı. Sonra Seyit Ali Onbaşı “Yine savaş çıksın, yine kaldırırım” dedi. Bu olaylardan sonra fotoğrafı tahta bir mermiyle çekildi.
Birisi var, biri tarafından 'bir' olan,
biri var, birisi tarafından 'birilerinden herhangi biri'bir olan...
Varsa bi durum, yapalım açık oturum :))
Aşıklığıma şahid-i adil mi değildir
Evza-i hazinimle garibana nigahım
pek bir vahim bu aralar durumum...
Siyaset, aydın, medya hepsi birden gaflette,
Memleket evlâtları telef olup gitmekte...
Yaptıkları tek şey var:
Ölene tabut tutmak, kalana zabıt tutmak...
İşte Türkiye'nin bugünkü durumu... (08.10.2007 20:49)
.......vahim
güneşsizliğe hapsolduğum hücremde,
kalınlığını bilmediğim, bilemediğim bir duvara
bir murç bir çekiç ile delikler açıp
gözlerimi ışıkla tanıştırmanın
mücâdelesini vermekteyim..
“Müslümanları vaftiz etmek için boş yere çabalayıp durmayalım. Başka yollar, başka çareler deneyelim. İslam memleketlerinde girişeceğimiz faaliyetlerde onlara, hristiyan adetlerini, hristiyan bayramlarını, hristiyan kültürünü, hristiyan ahlakını aşılayalım…”(1)
“Müslümanların her şeyini tahrif ve mahvettik. Dinleri, inançları, ahlakları, dine bakışları ve insani duyguları mahvoldu. Onların manevi değerlerini, batı medeniyeti potasında eriterek kendimize benzettik. İslamiyet’ten uzaklaştırdık. İslamiyet’i öğrenmeyi, yaşamayı, namaz kılmayı ve Kur’an-ı Kerim öğrenmeyi, suç ve gericilik olarak göstermeyi başardık. Artık çoğu, tam olarak, hiçbir şeye inanmıyorlar…”(2)
1) Rahip Samuel Zwemer tarafından misyonerlere yönelik bir konferans da söylenmiştir. İlkadım Dergisi, Mayıs 2004 sayısı
(2) Rahip Louis Massignon tarafından söylenmiştir. İlkadım Dergisi Mayıs 2004
yorumsuz..
konum..pozisyon...
... şimdi kafasına çarpar gibi önünde birden bitiveren bu durumu nasıl yaşıyacağını bilemeden kalakaldı bir süre...
Durum vaziyet ne merkezde? ..yedeksubaylığımda yani askerde duyduğum bir soru şekli...Bayılmıştım ya...handiyse 'Ne var ne yok? ' der gibi bir şey..
1200 fitte yoğun bir tirbülans bombardımanına
yakalandım..
ama hala seyir halindeyim...
ahval