bu gün geldi aklıma... nedir bu kelimenin kökü diye.... baktım aaaaa... kökü DÜN... sonra sonra anladım bu durumu.... hakikatten yaşanmış bütün güzel şeyler DÜNlerde kaldı.... gerçekten de DÜN-YA
burası dünya ve biz artık çok sıkıldık alıp başımızı sana gelmek istiyoruz sana gelmek orada kalmak istiyoruz çok unuttuk hatırlamak istiyoruz başımızın okşanmasını gözyaşımızın silinmesini kolumuza girilmesini istiyoruz yağmurunu ve meleklerini yeniden istiyoruz rüzgarın sesini,ırmağın sesini dağların dağ denizlerin deniz kadınların kadın çocukların çocuk erkeklerin erkek ekmeğin ekmek olduğu bir dünyayı yeniden isterken seni istiyoruz aslında bunu söyleyemiyoruz her yer gece çok gece ve biz meleklerini istiyoruz Rabbim çok yenildik yetmez mi bir bankanın önünde bir koltuğun altında bir ziyafetin ortasında bir günahın tenhasında büyütüp durduk siyahı gece gece gece her yağmur tanesini bir melek indirirken yeryüzüne her yalanı yüz şeytan taşıyor olabilir mi bilmiyoruz çünkü bilincimiz içerken binlerce yılın karmaşık şurubunu kameraya bakıp kalabalık şeyler söylemek ve gülümsemekle meşgulüz şu an sonra oturup düşüneceğiz bütün bu olanları Yusuf'u düşüneceğiz,Yakup'u,Musa'yı,İsa'yı düşüneceğiz, Nuh' u ve öbürlerini ve efendimizi,efendimizi kuyular,kuyular,kuyular kazdık bir nefes üflemen için yeryüzü bataklığında sazdık kestik kendimizi,deldik,yaktık sonra sana değil dünyaya aktık dünya ki mescitmiş biz onu otel yapmışız kalktık ki yenilmişiz,değişmişiz,azmışız bir sızı kalmış içimizde başka şey yok bu sızıdan yol bulup kapına dayanmışız bir çocuk oyuncağını alamamış bir kız sevdiğini saramamış bir anne yıllardır kolları açık bekliyor oğlunu bir adam paramparça, bir çift göz için biri ekmek götürememiş evine birisi aşk birimiz dünyayı kurtaracak birimiz yarını birimizin aklı tutuşmuş yanıyor birimiz bomboş kalbine bakıp birini arıyor birimiz ayrılığın ilk günü gibi her akşam kanıyor birimiz kıyametin koptuğuna inanıyor birimiz çekip gitmiş yeryüzünden ellerini hala açık sanıyor geldik işte bunlar ellerimiz açılmış bak, bilirsin ne diye ki bilirsin biz bu ellerle neler işledik burası dünya şu biziz,bunlarda ellerimiz öyle açık, öyle acemi, öyle boş öyle mahçup öyle dalgın öyle boş öyle boş senin değilmiyiz hepimiz senin değil mi herşey alırsın kime ne,verirsin kime ne ve bu açtığımız eller senin değil mi senin değil miyiz hepimiz Rabbim bir yıldız bir ağaç bir buğday tanesi kadar kimsesiziz kime gidelim, yaralarımız var kime, sıcak bir şey arıyoruz kime, merhamet istiyoruz kime, bağışlanmak istiyoruz kime gidelim sorumuz ve cevabımız SEN değil misin yorgunuz kaybetmişiz dalgınız kırgınız küsmüşüz bu çocuklar birer birer kaybolurken sisler içinde kime gidelim çok yürüdük yollar kayboldu yol olduk sana geldik ne getirdin deme bize SEN'den başka neyimiz varsa o bizim yokumuzdur geldik işte bunlar ellerimiz bunlar da ellerimizin büyük boşluğu beş duygum harap,altı yönüm harap on parmağımda on acı Ya Rab denize dalan bir testi nasıl tahammül etsin suya fırlattın beni dünyaya, yeniden al kucağına çağır beni yeniden bu saman çöpünü kasırgada bırakma büyük bir kapının önünde bir karınca vurmuş kapıyı bekliyor kapı açılacak yoksa niye var rahmet örtecek günahı geride kalacak gazabın adımları duyulacak büyük bahçenin o büyük şarkıları sunulan şarabı çekinmeden içeceğiz görüneceksin durmadan kendimizden geçeceğiz görüneceksin her şeyimizle sana göçeceğiz başımız yerde, açtık elimizi sevgilinle birlikte bize bak çekip çıkalım uçurumlardan bize bak çıkalım dünyanın bütün kulluklarından parçansak al bizi bir daha ayırma evinde uyuyalım yabancıysak dost ol bize senden ayrılmayalım elimiz açık başımız ve ruhumuz secdede durmuş bekliyoruz sevdiklerin aşkına sevenlerin aşkına İNŞİRAH İNŞİRAH İNŞİRAH ayetin değil miyiz SEN'in Ya Allah
Dünya mihveri etrafında dönerken insanlar 40 bin km.lik yol katediyorlar. Bir yılda da saatte 108 bin kilometre hızla takriben bir milyar kilometrelik bir feza seyahati yapmış oluyorlar. Muhakkak ki, insanlar bu baş döndürücü seyahatin farkında bile değildirler. Çünkü herşeyde ilahi bir denge mevcuttur. Şu dönmekte olan dünya aniden duruverse acaba neler olur?
Sürgün diyârı.. Çilehâne.. Dünyayı cennete çevirmek için çalışmak insanın elinde değil. Fıtratında varolan bir şey bu. İnsanın bir zamanlar kovulduğu diyâra karşı duyduğu özlemden başka bir şey ile târif edilemez dünyayı cennete çevirme mücadelesi..
'dünyâ' ednâ kelimesinin türevi. Aşağıda olan, yeryüzü anlamına geliyor arapçada. Bir diğer anlamıda 'beri, daha yakın' olandır. Neye yakın? Aşağıya yani yere.. 'Alçak Dünya! ' desek yeridir yani..
yaşadığı herşey aslında görmekte olduğu bir rüyadan ibarettir... Ancak insan bu rüyayı gerçekliğin ta kendisiymiş gibi inandırırsa kendini en büyük vehimlerden birine evsahipliği eder bünyesi...
Üzerinde yaşadığımız toprak parçası....(Kısaca öz anlatım...)
Bu kainatı yaratan Allah elbetteki mülküne sahip çıkacak ve mülkünde istediği emirlerin yerine getirilmesini isteyecektir; Buna kimsenin muhalefet etme hakkı bulunmamaktadır;
Tabi bu mülkle beraber, içinde bulunan herşeyde Allah'ındır..Allah'ın belirttiği emirler ve yasakları çiğnemek, malesef geriye ' toplum ' olarak cezalandırma olarak dönebilmektedir...
Bknz: lut, semud, hud, vs.vs.vs....
Ama malesef artık çağdaş ve uygar (!) yaşantının gereksinimleri olan özgürlük, baştan aşağı budanıp sadece kel bir görüntü oluşturduğu için, insanlar en büyük günahların işlenmesinde bile sadece özgürlük ve irade terimlerine sığınarak yaptığını meşrulaştırma çabası içine girmektedirler...örnek: Eşcinsellik, lezbiyenlik, cinsel sapıklıklar....
Kimin gölgesi daha uzun yarışmasının yapıldığı yer; dünya. Kimi yüksek bir yere çıkıp ben daha uzunum diyor kimi başının üzerine koyduğu kitaplarla gölgeyi uzatıyor kimi zıplıyor kimi bir kabağı eliyle havaya kaldırıp 'bu benim kellem' diye kandırıyor.. her şey güneş batana kadar..
Dünya dönüyor sen ne dersen de Yıllar geçiyor farketmesen de Değişmiş gördüm bu defa seni Dertler yıpratmış o şen sesini Gülen gözlerin gülemez olmuş Güzel yüzüne çizgiler dolmuş Ne kadar oldu görüşmeyeli Eski yaralar depreşmeyeli Farkında mıydın nasıl da sana Ben bir zamanlar boşver aldırma Anladım ki biz eski biz değiliz O günler geçmiş biz bu gündeyiz Belki bu gece varmaz sabaha Oldu olacak doldur bir daha Sen ne dersen de Değmez bu dünya Yıllar geçermiş geçsin Ruhumuz genç ya . Dünya dönüyor bizi beklemiyor...Bizde ya döneceğiz ya da yerimiz de sayacağız... seçim bizim...
hakkında 'delikanlı olsaydı yuvarlak olmazdı' diye dedikodu cıkarılan kimsenin sevmediği ama bi o kadar da kimsenin canını verip ayrılmak istemeyeceği bakım yapılırsa güzel bir yer...
hep snmi ağladın hep snmi yandın bnde gülemedim yalan dünyada sn bni gönlünce mutlumu sandın ömrümü boş yere çalan dünya ah yalan dünya yalan dünya yalandan yüzüme gülen dünya
sn ağladın cnm bn ise yandım dünyayı gönlümce olacak sandım boş yere aldandım boş yere kandım ah rengi gözümde solan dünya ah yalan dünya yalan dünya yalandan yüzüme gülen dünya
ne yemek ye içmek ne tadım kaldı garip bülbül gbi feryadım kaldı alamadım eyvah muradım kaldı bn gidip ellere kalan dünya ah yalan dünya yalan dünya yaşları gözüme dolan dünya
merak ediyorum...
görülecek güzellikler glecekte olsa....
acaba ismi YARINya olurmuydu bu gezegenin...
bu gün geldi aklıma...
nedir bu kelimenin kökü diye....
baktım aaaaa...
kökü DÜN...
sonra sonra anladım bu durumu....
hakikatten yaşanmış bütün güzel şeyler DÜNlerde kaldı....
gerçekten de DÜN-YA
burası dünya ve biz artık çok sıkıldık
alıp başımızı sana gelmek istiyoruz
sana gelmek orada kalmak istiyoruz
çok unuttuk hatırlamak istiyoruz
başımızın okşanmasını
gözyaşımızın silinmesini
kolumuza girilmesini istiyoruz
yağmurunu ve meleklerini yeniden istiyoruz
rüzgarın sesini,ırmağın sesini
dağların dağ denizlerin deniz
kadınların kadın çocukların çocuk
erkeklerin erkek
ekmeğin ekmek olduğu bir dünyayı
yeniden isterken seni istiyoruz aslında
bunu söyleyemiyoruz
her yer gece çok gece
ve biz meleklerini istiyoruz Rabbim
çok yenildik yetmez mi
bir bankanın önünde
bir koltuğun altında
bir ziyafetin ortasında
bir günahın tenhasında
büyütüp durduk siyahı
gece gece gece
her yağmur tanesini
bir melek indirirken yeryüzüne
her yalanı yüz şeytan taşıyor olabilir mi bilmiyoruz
çünkü bilincimiz içerken binlerce yılın karmaşık şurubunu
kameraya bakıp kalabalık şeyler söylemek
ve gülümsemekle meşgulüz şu an
sonra oturup düşüneceğiz bütün bu olanları
Yusuf'u düşüneceğiz,Yakup'u,Musa'yı,İsa'yı düşüneceğiz,
Nuh' u ve öbürlerini
ve efendimizi,efendimizi
kuyular,kuyular,kuyular kazdık
bir nefes üflemen için yeryüzü bataklığında sazdık
kestik kendimizi,deldik,yaktık
sonra sana değil dünyaya aktık
dünya ki mescitmiş biz onu otel yapmışız
kalktık ki yenilmişiz,değişmişiz,azmışız
bir sızı kalmış içimizde başka şey yok
bu sızıdan yol bulup kapına dayanmışız
bir çocuk oyuncağını alamamış
bir kız sevdiğini saramamış
bir anne yıllardır kolları açık bekliyor oğlunu
bir adam paramparça, bir çift göz için
biri ekmek götürememiş evine birisi aşk
birimiz dünyayı kurtaracak birimiz yarını
birimizin aklı tutuşmuş yanıyor
birimiz bomboş kalbine bakıp birini arıyor
birimiz ayrılığın ilk günü gibi her akşam kanıyor
birimiz kıyametin koptuğuna inanıyor
birimiz çekip gitmiş yeryüzünden
ellerini hala açık sanıyor
geldik işte bunlar ellerimiz
açılmış bak, bilirsin ne diye
ki bilirsin biz bu ellerle neler işledik
burası dünya şu biziz,bunlarda ellerimiz
öyle açık, öyle acemi, öyle boş
öyle mahçup öyle dalgın öyle boş öyle boş
senin değilmiyiz hepimiz
senin değil mi herşey
alırsın kime ne,verirsin kime ne
ve bu açtığımız eller senin değil mi
senin değil miyiz hepimiz Rabbim
bir yıldız bir ağaç bir buğday tanesi kadar
kimsesiziz kime gidelim,
yaralarımız var kime,
sıcak bir şey arıyoruz kime,
merhamet istiyoruz kime,
bağışlanmak istiyoruz kime gidelim
sorumuz ve cevabımız SEN değil misin
yorgunuz kaybetmişiz dalgınız kırgınız küsmüşüz
bu çocuklar birer birer kaybolurken sisler içinde
kime gidelim
çok yürüdük yollar kayboldu
yol olduk sana geldik
ne getirdin deme bize
SEN'den başka neyimiz varsa o bizim yokumuzdur
geldik işte bunlar ellerimiz
bunlar da ellerimizin büyük boşluğu
beş duygum harap,altı yönüm harap
on parmağımda on acı Ya Rab
denize dalan bir testi nasıl tahammül etsin suya
fırlattın beni dünyaya,
yeniden al kucağına
çağır beni yeniden
bu saman çöpünü kasırgada bırakma
büyük bir kapının önünde
bir karınca vurmuş kapıyı bekliyor
kapı açılacak yoksa niye var
rahmet örtecek günahı
geride kalacak gazabın adımları
duyulacak büyük bahçenin o büyük şarkıları
sunulan şarabı çekinmeden içeceğiz
görüneceksin durmadan kendimizden geçeceğiz
görüneceksin her şeyimizle sana göçeceğiz
başımız yerde, açtık elimizi sevgilinle birlikte
bize bak çekip çıkalım uçurumlardan
bize bak çıkalım dünyanın bütün kulluklarından
parçansak al bizi bir daha ayırma evinde uyuyalım
yabancıysak dost ol bize senden ayrılmayalım
elimiz açık başımız ve ruhumuz secdede durmuş bekliyoruz
sevdiklerin aşkına
sevenlerin aşkına
İNŞİRAH İNŞİRAH İNŞİRAH
ayetin değil miyiz SEN'in Ya Allah
Dünya tuzaktır. Yemi de istek. İstek tuzaklarından kaçının.
Mevlana
ilk ve gerçek Gurbet!
Dünya
mihveri etrafında dönerken insanlar 40 bin km.lik yol katediyorlar. Bir yılda da saatte 108 bin
kilometre hızla takriben bir milyar kilometrelik bir feza seyahati yapmış oluyorlar.
Muhakkak ki, insanlar bu baş döndürücü seyahatin farkında bile değildirler. Çünkü
herşeyde ilahi bir denge mevcuttur. Şu dönmekte olan dünya aniden duruverse acaba neler
olur?
Koca bir yuvarlak...
Sürgün diyârı..
Çilehâne..
Dünyayı cennete çevirmek için çalışmak insanın elinde değil.
Fıtratında varolan bir şey bu.
İnsanın bir zamanlar kovulduğu diyâra karşı duyduğu özlemden başka bir şey ile târif edilemez dünyayı cennete çevirme mücadelesi..
'dünyâ' ednâ kelimesinin türevi. Aşağıda olan, yeryüzü anlamına geliyor arapçada. Bir diğer anlamıda 'beri, daha yakın' olandır.
Neye yakın?
Aşağıya yani yere..
'Alçak Dünya! ' desek yeridir yani..
İnsan bu âlemde uyku hâlindedir...
yaşadığı herşey aslında görmekte olduğu bir rüyadan ibarettir...
Ancak insan bu rüyayı gerçekliğin ta kendisiymiş gibi inandırırsa kendini en büyük vehimlerden birine evsahipliği eder bünyesi...
Üzerinde yaşadığımız toprak parçası....(Kısaca öz anlatım...)
Bu kainatı yaratan Allah elbetteki mülküne sahip çıkacak ve mülkünde istediği emirlerin yerine getirilmesini isteyecektir; Buna kimsenin muhalefet etme hakkı bulunmamaktadır;
Tabi bu mülkle beraber, içinde bulunan herşeyde Allah'ındır..Allah'ın belirttiği emirler ve yasakları çiğnemek, malesef geriye ' toplum ' olarak cezalandırma olarak dönebilmektedir...
Bknz: lut, semud, hud, vs.vs.vs....
Ama malesef artık çağdaş ve uygar (!) yaşantının gereksinimleri olan özgürlük, baştan aşağı budanıp sadece kel bir görüntü oluşturduğu için, insanlar en büyük günahların işlenmesinde bile sadece özgürlük ve irade terimlerine sığınarak yaptığını meşrulaştırma çabası içine girmektedirler...örnek: Eşcinsellik, lezbiyenlik, cinsel sapıklıklar....
içi boşaltılmış...
yalnızca biyolojik olarak bir kalp
taşıyan
zalimlere kalmış! ..
Dışı güzel ama tatsız,içi kurtlu bir elma..
Cennetlik insanların cehennemi, cehennemlik insanların ise cenneti!
Kimin gölgesi daha uzun yarışmasının yapıldığı yer; dünya.
Kimi yüksek bir yere çıkıp ben daha uzunum diyor
kimi başının üzerine koyduğu kitaplarla gölgeyi uzatıyor
kimi zıplıyor
kimi bir kabağı eliyle havaya kaldırıp 'bu benim kellem' diye kandırıyor..
her şey
güneş batana kadar..
dünya capinda 26 bin kisiyle yapılan ankete göre 36 ülke arasında İsrail en sevilmeyen ülke secilmis...
Aslında hep karanlık;
hep gece..
boş bi yer bence anlamsız. yuwarlak bi topp ;)
17 aylık bebeği konuşuyor.........ve ben hiç türk olduğumdan utanmamıştım....bu derece......ne hale düştük.....
evrende yer alan noktadır
Dünyayı güzellik kurtaracak,bir insanı sevmekle başlayacak herşey! ! (Sait Faik)
Dünya Dönüyor
Dünya dönüyor sen ne dersen de
Yıllar geçiyor farketmesen de
Değişmiş gördüm bu defa seni
Dertler yıpratmış o şen sesini
Gülen gözlerin gülemez olmuş
Güzel yüzüne çizgiler dolmuş
Ne kadar oldu görüşmeyeli
Eski yaralar depreşmeyeli
Farkında mıydın nasıl da sana
Ben bir zamanlar boşver aldırma
Anladım ki biz eski biz değiliz
O günler geçmiş biz bu gündeyiz
Belki bu gece varmaz sabaha
Oldu olacak doldur bir daha
Sen ne dersen de
Değmez bu dünya
Yıllar geçermiş geçsin
Ruhumuz genç ya
.
Dünya dönüyor bizi beklemiyor...Bizde ya döneceğiz ya da yerimiz de sayacağız... seçim bizim...
hakkında 'delikanlı olsaydı yuvarlak olmazdı' diye dedikodu cıkarılan kimsenin sevmediği ama bi o kadar da kimsenin canını verip ayrılmak istemeyeceği bakım yapılırsa güzel bir yer...
Elimde olsa bu dünyayı küçümserdim
İyisine de kötüsüne de yuh çekerdim
Daha doğrusu bu aşağılık yere
Ne gelirdim ne yaşardım ne ölürdüm
ÖMER HAYYAM
güzelım dünya elveda merhaba kainat.
''Bürünme''
''Görünme''
ve nihayetinde ''Göçme'''nin tek adresi!
Can verinceyedek bu çorak yerde
Dertten başka ne geçer ki eline?
Ne mutlu çabuk gidene dünyadan;
Hele bu dünyaya hiç gelmeyene! Ö.H.
hep snmi ağladın
hep snmi yandın
bnde gülemedim yalan dünyada
sn bni gönlünce mutlumu sandın
ömrümü boş yere çalan dünya
ah yalan dünya
yalan dünya
yalandan yüzüme gülen dünya
sn ağladın cnm
bn ise yandım
dünyayı gönlümce olacak sandım
boş yere aldandım boş yere kandım
ah rengi gözümde solan dünya
ah yalan dünya yalan dünya
yalandan yüzüme gülen dünya
ne yemek ye içmek
ne tadım kaldı
garip bülbül gbi feryadım kaldı
alamadım eyvah
muradım kaldı
bn gidip ellere kalan dünya
ah yalan dünya yalan dünya
yaşları gözüme dolan dünya
cahillerin cenneti..
bz büyüdük ve kirlendi dünya..