daha önce alışkanlık haline gelmiş ancak bir dönem terk edilmiş olan davranışın yeniden tekrarlanır hale gelmesi,
benliğin, kimliğin, değerlerin kişi tarafından kaybedilmesinin ardından.... kişinin yine eski, tanıdığı bildiği kişi olması, kendine gelmesi.. kendine dönmesi..! !
bir yere kendi isteğiyle dönüyorsa bir insan.. sebepleri olması gerekmez mi? ve öyle sebeplerdir ki onlar.. insanı, kendine bu soruları sormaktan alıkoymaz mı?
giden ve dönmeyen zaten hiç buralara bağlanamamış..buraları hiç sevememiştir..değil mi ki buralarda sadece misafir olmuştur bu kişi..(!)
Peki..kalanlara ne düşer 'hoş geldin arkadaşım..iyi ki geldin...ve..güle güle arkadaşım..yolun açık, yüreğin şen olsun' demekten başka! !
kendini ağaçtan koparmaya yetecek gücün vardır belki, ama rüzgarın, yumuşak nemli toprağa düşmene izin vereceğinden emin olamazsınki... yamacın aşağısında, denizin sahili döven, soğuk, köpüklü suları arasında kaybolup gitme riski de vardır her zaman...
gururunu çiğneyip dönmeyeceğini bile bile bu sorunun aklında bir yer işgal etmesi daha acı vericidir hatta...arkanda yaşanmamış bir şeyler bırakıp gitmiş olmanın pişmanlığı, zamanın hala merhem olamadığı duygular, boşlukta olmanın verdiği hezeyanla birleşip, geceni gün ışıyana kadar meşgul ederken fonda şu sözler dönüp duracaktır saatlerce:
'böylesi hepsinden güzel git özlet kendini yine gel döneceksin diye söz ver...'
akan zamanın süpürüp, tozunu bile bırakmadığı, bir zamanlar sahip olduğunuza inandıklarınızı arayıp bulamadığınızda, özlemek, sevmek, nefret etmek gibi insani duygulardan yoksun olmanıza rağmen, var olmanın dayanılmaz acısını hala nasıl hissedebildiğinize şaşırabilseniz, belki uçurumlardan dönmek mümkün olurdu...
asık bi surat aynadan bana bakan...yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçalayayım. ne giysem? işten çıkınca kuzenler gezdirilecek, doktorlar da geliyor. hani şu küçükken hep hastalanırdın da sana evlerinde bakarlardı, küçük bebekleri de senin evinde kalırdı ona bakmayı beceremedikleri için...tamam, cici bi bluz ve aynı renk ayakkabı giyeyim, bi de salaş olmayan bi pantolon...saçlarımı topuz yaparım. tamam, başla...anneeee! uyuyor...anne şu çantanı alabilir miyim? peki, alıyorum. ayakkabılarım nerde? ! anne ayakkabılarımı nereye kaldırdın? valizdeydi...sincap ben gidiyorum. ne getiriyim sana akşama? çikolata, peki :) kapıyı aç, dur, gözlüğü tak...nereye gidiyorum? yol seni ezberledi, sen yürü...yine herşey aynı:(
Güllerin içinden canim... Kosarak kosarak gel bana gel... O güzel gözlerini canim... Süzerek süzerek gel bana gel... Bu küskün yüzün gayri gülsün canim... Gülerek gülerek gel bana gel... Dayanamadım gayri döndüm canım... Diyerek diyerek gel bana gel...
evvelce bulunulan bir yere yeniden gelmek.,
daha önce alışkanlık haline gelmiş ancak bir dönem terk edilmiş olan davranışın yeniden tekrarlanır hale gelmesi,
benliğin, kimliğin, değerlerin kişi tarafından kaybedilmesinin ardından.... kişinin yine eski, tanıdığı bildiği kişi olması, kendine gelmesi.. kendine dönmesi..! !
.. dönmek..
nereye? niçin? değer mi? .......
bir yere kendi isteğiyle dönüyorsa bir insan.. sebepleri olması gerekmez mi?
ve öyle sebeplerdir ki onlar.. insanı, kendine bu soruları sormaktan alıkoymaz mı?
giden ve dönmeyen zaten hiç buralara bağlanamamış..buraları hiç sevememiştir..değil mi ki buralarda sadece misafir olmuştur bu kişi..(!)
Peki..kalanlara ne düşer 'hoş geldin arkadaşım..iyi ki geldin...ve..güle güle arkadaşım..yolun açık, yüreğin şen olsun' demekten başka! !
dönmek, zor bir karardır...
kendini ağaçtan koparmaya yetecek gücün vardır belki, ama rüzgarın, yumuşak nemli toprağa düşmene izin vereceğinden emin olamazsınki... yamacın aşağısında, denizin sahili döven, soğuk, köpüklü suları arasında kaybolup gitme riski de vardır her zaman...
gururunu çiğneyip dönmeyeceğini bile bile bu sorunun aklında bir yer işgal etmesi daha acı vericidir hatta...arkanda yaşanmamış bir şeyler bırakıp gitmiş olmanın pişmanlığı, zamanın hala merhem olamadığı duygular, boşlukta olmanın verdiği hezeyanla birleşip, geceni gün ışıyana kadar meşgul ederken fonda şu sözler dönüp duracaktır saatlerce:
'böylesi hepsinden güzel
git özlet kendini yine gel
döneceksin diye söz ver...'
akan zamanın süpürüp, tozunu bile bırakmadığı, bir zamanlar sahip olduğunuza inandıklarınızı arayıp bulamadığınızda, özlemek, sevmek, nefret etmek gibi insani duygulardan yoksun olmanıza rağmen, var olmanın dayanılmaz acısını hala nasıl hissedebildiğinize şaşırabilseniz, belki uçurumlardan dönmek mümkün olurdu...
DÖNMEK__________
GİTMENİN HATA OLDUĞUNU ANLADIĞI AN YAPMAK İSTEDİĞİMİZ İLK İŞTİR
döndüm ama titreyip, kıvırmadan :)))
Dönecek olan gidermi hiç.
Gözü yaşlı, kalbi kırık bırakır mı hiç.
giden döner mi hic...? ?
Dönmek...
dönmek mümkünmü artık dönmek
onca yollardan sonra
yeniden yollara düşmek...(yeni türkü)
asık bi surat aynadan bana bakan...yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçalayayım. ne giysem? işten çıkınca kuzenler gezdirilecek, doktorlar da geliyor. hani şu küçükken hep hastalanırdın da sana evlerinde bakarlardı, küçük bebekleri de senin evinde kalırdı ona bakmayı beceremedikleri için...tamam, cici bi bluz ve aynı renk ayakkabı giyeyim, bi de salaş olmayan bi pantolon...saçlarımı topuz yaparım. tamam, başla...anneeee! uyuyor...anne şu çantanı alabilir miyim? peki, alıyorum. ayakkabılarım nerde? ! anne ayakkabılarımı nereye kaldırdın? valizdeydi...sincap ben gidiyorum. ne getiriyim sana akşama? çikolata, peki :) kapıyı aç, dur, gözlüğü tak...nereye gidiyorum? yol seni ezberledi, sen yürü...yine herşey aynı:(
Güllerin içinden canim...
Kosarak kosarak gel bana gel...
O güzel gözlerini canim...
Süzerek süzerek gel bana gel...
Bu küskün yüzün gayri gülsün canim...
Gülerek gülerek gel bana gel...
Dayanamadım gayri döndüm canım...
Diyerek diyerek gel bana gel...
Dönüş açısına bağlı görceli bir kavram
dönmek:
umudu tika basa emektar bavuluna doldurup bir buruk vedayla gerceklesmemis hayalini terketmendir........
Sen benim gözümde bir kifayettin.
İlk değil alçağı yüksek görüşüm.
Sanma ki sen bana ihanet ettin;
O, senin aslına rücu edişin...