efenim denizliye hiç gitmediydim.mevzubahis köyü de bilmem. şahsımı köylerden birine yazmak ilen mükellef hissettim.hayranlarımı bu köyü bilmediğimden haberdar etmek istedim. iyi niyyet ilen...
köyüm çardak/çaltı ilim denizli dokuz aylık yoldan geldiğim belli küçükten keçide gördüm boynuzu bilinmez günlere daldığım belli
ülke yoksul araç pek az illerde yalınca yürüdük tozlu yollarda cızlavet lastikle kaldık sellerde soğuktan hastalık bulduğum belli
beş parasız olduk hakir gördüler varlıklılar bizi fakir gördüler çardak nazilli de okur gördüler okumayı sevip bildiğim belli
çorum bayat emir halil köyünde mecitözü kayı yedigözünde denizli çivrilin karalarında öğrencilerle bir olduğum belli
denizli merkezde iki yıl sonra yirmialtı yılın sonunda tuğra efe saz evine gelince uğra ozan efeyle saz çaldığım belli
090309 denizli
Ozan Efe * Benim Köyümün
kültü dağı berisinde benim köyümün köyümün kalkınma ki neresinde benim köyümün benim köy sizin köy özdeş değil mi kardeş
mezarlıktan geçer yolu hafızı hocası dolu kimi saf kimisi deli benim köyümün benim köy sizin köy özdeş değil mi kardeş
bakkalı hesabın tutar adama göre mal satar zındığı keyf çatar yatar benim köyümün benim köy sizin köy özdeş değil mi kardeş
manavı kasap et keser yoksul bağrına taş basar iti zarar yer kâr kusar benim köyümün benim köy sizin köy özdeş değil mi kardeş
ozan efe destan düzer isma(i) l hoca muska yazar camisi ortada yüzer* benim köyümün benim köy sizin köy özdeş değil mi kardeş
1975.Çaltı
*o zaman köyümüz ada gibiydi.Çardak'tan ya da komşu yükseltilerden baktığınıda camii su içinde gibiydi.
Ozan Efe * Boyunduruğumuzun
doruğunda mısınız mutluluğunda uzun köyün adamısınız üzerindesin buzun
ay karanlığındayım yıldızlar altındayım köyümde çaltımdayım bitiğindeyim sözün
havası tertemizdir kuzuları semizdir en güzel köşemizdir ilacı korkumuzun
ne ege de sayılır ne teke de duyulur kır içine koyulur şirini yurdumuzun
önce böyle değildi sonra köyler dağıldı şehirlere yığıldı ölçüsü boyumuzun
ozan efe köyde onyılı aştı duyda dostsuzlar hayda huyda boyunduruğumuzun
060209 denizli
Ozan Efe * Geçip Giden
otuz küsur yıl öncesinde elektrik yoktu köyümüzde ellibeş yıl önce de su vızır vızır araba da kaynamıyordu
mazotlu değirmendi köy içinde aydınlık içinde olan ışıl ışıldı köyün ortası devrent boğazından baktığınızda bir de arap emminin sinema oynatılan kahvehanesi
konuk gelenler yatardı köyüne gittiğinizde kolunuzdan tutardı bizde kalacağız derdi
saklambaç oynadığımız yerleri soran kim bana ben demedim deme memedim duydum harımarasıydı göl kıyısında kova* dipleriydi kamışlık içleriydi çoban çocuklardık önümüzde kurbanlıklar eşeğimiz atımız öküzümüz olurdu cumapazarı yolu üzerinde oyun çokarırdık** pazarcılar sevindirirdi bizi
sukuşları olurdu bildiğiniz meke kızkuşu karabatak bozördek elmabaş yeşilbaş gövel ördekler yaban kazları göçmen kuşlar su kıyılarında kültü dağı eteğinde kayalarda ulu ağaçlarda köyevleri saçaklarında leylek yuvalarında tünerdi dam başında dam yuğardık**** gür gür sallanırdı allah saklasın evimiz deprem olur gibiydi dambaşında yuvalanan küçük arıların küpeçleri balküpümüzdü nokta tatlıydı
atarabamız yoktu yavaştı öküzlerimiz işimizi görürdü ikigözlerimiz yazgünlerinde hem çayır biçerdik hem öküz güderdik yatıda kalırdık çayır çimen içinde yuvarlanırdık
köy meydanları ayaktopuyla hazlanırdı ışık içinde kalsınlar osman amcamız halilibrahim abimiz nurcanımız coştururdu köyü
eşeğimöldü de bilmezsin memedim habip en çok bilendi sorun söyler mi söyler eşeğimöldü kralı oydu sirkenlikte çok değnek taşıttı çaltılı çocuklara ucarıda***** çelik topladık mani türkü söyler bilmece sorardık verin benim defterimi kırkyıllık bilmecelerim var içinde anlamazsınız dilinden okuyamazsınız yazımı defterimi verin bin defter dolusu teşekkür yazayım
harmanyerlerinde geçti çocukluğumuz memedim sana bir şey demedim harman mı kaldı köylerde derman mı kaldı köylerde
111108 denizli *kova:göl kıyısında sulak yerlerde kazak şişi gibi yeşil bitki. **çokarmak:oyuna başlamak.Birlikte,birarada oynama ***geren:tuzlu beyaz toprak ****yuğmak:Yuğgu(loğ) yla silindirden geçirme. *****ucar:çelik çomak oyununda çeliği avlamak için elimizde bir çalı olurdu.Ellerin- de çalı olanlar grubu ucarıdaydı.Oyun taşının başında çelik grubu olurdu.tüsmek- yum-cim-uç-bel-ayak-pat vuruşları yapılıyordu.
Ozan Efe
* Göz Açıp Kapanıncaya
akıl ermez dil dönmez iken gurbet yola yokuş oldum yıldız çıra mum sönmez iken emirhalile kuş oldum
bir zamanlar var idi kaynarcalar farıdı kurugölü kurudu ılıcada burulduk
kümbetlerde yandırıp kömürlere döndürüp meşeleri andırıp yok olunca dirildik
yaşam tadı almanın sırası mutlanmanın birliğe umutlanın doğamadık doğrulduk
ozan efe hambata hambatlıya can ata kardeşlik başından öte koğulmadık çağrıldık
*köyüm Çaltı:1. kuruluş alanı ayderesi mevkii sel alanı içinde olduğundan fazla sür- memiş. 2.kuruluş alanı katabaşı mevkii sinekten duramamışlar. 3.kuruluş alanı için ihtiyar heyeti karar vermişler'develerimiz nerede konaklarsa ' gerenin,tozun içi deveye cennet gelmiş.Çaltılık mevkiinde çalı'çöğür'denilen cinsi çokmuş.ADI DA ORADAN GELİR.Bilgi eksikliği varsa lütfen uyarın,düzeltelim.
Ozan Efe
*
Salıvermişler Deveyi
salıvermişler deveyi ağnadığı yer köyümüz tozlu geren diken çaltı kaynadığı yer köyümüz
temmuzda kır kafalarda buz görünmeze bakar dört göz dağda kaşar ovada tuz kanadığı yer köyümüz
ozan efe burda doğdu kara karga gözüm uydu kim aç kaldı kimi doydu saymadığı yer köyümüz
Ozan Efe
* Tezek Dumanı Kokan
hava soğuk mu soğuk tezek dumanı kokan nemli ıslak ve boğuk tezek dumanı kokan
Çaltı adı Oğuzların Üçok kolundaki Çaltı yörük ovasından gelmektedir bir
efenim denizliye hiç gitmediydim.mevzubahis köyü de bilmem.
şahsımı köylerden birine yazmak ilen mükellef hissettim.hayranlarımı bu köyü bilmediğimden haberdar etmek istedim.
iyi niyyet ilen...
Belli
köyüm çardak/çaltı ilim denizli
dokuz aylık yoldan geldiğim belli
küçükten keçide gördüm boynuzu
bilinmez günlere daldığım belli
ülke yoksul araç pek az illerde
yalınca yürüdük tozlu yollarda
cızlavet lastikle kaldık sellerde
soğuktan hastalık bulduğum belli
beş parasız olduk hakir gördüler
varlıklılar bizi fakir gördüler
çardak nazilli de okur gördüler
okumayı sevip bildiğim belli
çorum bayat emir halil köyünde
mecitözü kayı yedigözünde
denizli çivrilin karalarında
öğrencilerle bir olduğum belli
denizli merkezde iki yıl sonra
yirmialtı yılın sonunda tuğra
efe saz evine gelince uğra
ozan efeyle saz çaldığım belli
090309 denizli
Ozan Efe
*
Benim Köyümün
kültü dağı berisinde
benim köyümün köyümün
kalkınma ki neresinde
benim köyümün
benim köy sizin köy
özdeş değil mi kardeş
mezarlıktan geçer yolu
hafızı hocası dolu
kimi saf kimisi deli
benim köyümün
benim köy sizin köy
özdeş değil mi kardeş
bakkalı hesabın tutar
adama göre mal satar
zındığı keyf çatar yatar
benim köyümün
benim köy sizin köy
özdeş değil mi kardeş
manavı kasap et keser
yoksul bağrına taş basar
iti zarar yer kâr kusar
benim köyümün
benim köy sizin köy
özdeş değil mi kardeş
ozan efe destan düzer
isma(i) l hoca muska yazar
camisi ortada yüzer*
benim köyümün
benim köy sizin köy
özdeş değil mi kardeş
1975.Çaltı
*o zaman köyümüz ada gibiydi.Çardak'tan ya da komşu yükseltilerden baktığınıda
camii su içinde gibiydi.
Ozan Efe
*
Boyunduruğumuzun
doruğunda mısınız
mutluluğunda uzun
köyün adamısınız
üzerindesin buzun
ay karanlığındayım
yıldızlar altındayım
köyümde çaltımdayım
bitiğindeyim sözün
havası tertemizdir
kuzuları semizdir
en güzel köşemizdir
ilacı korkumuzun
ne ege de sayılır
ne teke de duyulur
kır içine koyulur
şirini yurdumuzun
önce böyle değildi
sonra köyler dağıldı
şehirlere yığıldı
ölçüsü boyumuzun
ozan efe köyde
onyılı aştı duyda
dostsuzlar hayda huyda
boyunduruğumuzun
060209 denizli
Ozan Efe
*
Geçip Giden
otuz küsur yıl öncesinde
elektrik yoktu köyümüzde
ellibeş yıl önce de su
vızır vızır araba da kaynamıyordu
mazotlu değirmendi
köy içinde aydınlık içinde olan
ışıl ışıldı köyün ortası
devrent boğazından baktığınızda
bir de arap emminin sinema oynatılan kahvehanesi
konuk gelenler yatardı
köyüne gittiğinizde
kolunuzdan tutardı bizde kalacağız derdi
saklambaç oynadığımız yerleri soran kim bana
ben demedim deme memedim duydum
harımarasıydı göl kıyısında kova* dipleriydi kamışlık içleriydi
çoban çocuklardık önümüzde kurbanlıklar eşeğimiz atımız öküzümüz olurdu
cumapazarı yolu üzerinde oyun çokarırdık**
pazarcılar sevindirirdi bizi
kurugölde kocagölde billur duru sularda yüzerdik
göktepe gereninde*** kamış küheylanlar tozuturduk
sukuşları olurdu bildiğiniz meke kızkuşu karabatak bozördek elmabaş yeşilbaş
gövel ördekler yaban kazları göçmen kuşlar su kıyılarında
kültü dağı eteğinde kayalarda ulu ağaçlarda köyevleri saçaklarında leylek yuvalarında tünerdi
dam başında dam yuğardık****
gür gür sallanırdı allah saklasın evimiz
deprem olur gibiydi
dambaşında yuvalanan küçük arıların küpeçleri balküpümüzdü nokta tatlıydı
atarabamız yoktu
yavaştı öküzlerimiz
işimizi görürdü ikigözlerimiz
yazgünlerinde hem çayır biçerdik hem öküz güderdik yatıda kalırdık
çayır çimen içinde yuvarlanırdık
köy meydanları ayaktopuyla hazlanırdı
ışık içinde kalsınlar osman amcamız
halilibrahim abimiz nurcanımız coştururdu köyü
eşeğimöldü de bilmezsin memedim
habip en çok bilendi
sorun söyler mi
söyler eşeğimöldü kralı oydu
sirkenlikte çok değnek taşıttı çaltılı çocuklara
ucarıda***** çelik topladık
mani türkü söyler
bilmece sorardık
verin benim defterimi kırkyıllık bilmecelerim var içinde
anlamazsınız dilinden
okuyamazsınız yazımı
defterimi verin bin defter dolusu teşekkür yazayım
harmanyerlerinde geçti çocukluğumuz
memedim sana bir şey demedim
harman mı kaldı köylerde
derman mı kaldı köylerde
111108 denizli
*kova:göl kıyısında sulak yerlerde kazak şişi gibi yeşil bitki.
**çokarmak:oyuna başlamak.Birlikte,birarada oynama
***geren:tuzlu beyaz toprak
****yuğmak:Yuğgu(loğ) yla silindirden geçirme.
*****ucar:çelik çomak oyununda çeliği avlamak için elimizde bir çalı olurdu.Ellerin-
de çalı olanlar grubu ucarıdaydı.Oyun taşının başında çelik grubu olurdu.tüsmek-
yum-cim-uç-bel-ayak-pat vuruşları yapılıyordu.
Ozan Efe
*
Göz Açıp Kapanıncaya
akıl ermez dil dönmez iken
gurbet yola yokuş oldum
yıldız çıra mum sönmez iken
emirhalile kuş oldum
kayı çöğür bağlamaya
yedigözde ağlamaya
karaları dağlamaya
beylerlide alkış oldum
çaltı hambatın tozlusu
hamı pişkini yozlusu
geren çorağı tuzlusu
on yıl kaldım sarhoş oldum
sürgün yaşam şaka maka
yoksulluk insanı yıka
dorukta bir kızılyaka
yandım kandım bir hoş oldum
şu binikiyüz evlere
dinmiş gibi birden bire
çomak sokulmuş tekere
çok uzaktan bakış oldum
ozan efe didinerek
saza söze değinerek
her yerde iş edinerek
türkü türkü yakış oldum
1999 denizli
*
Hambat Name
hambat ova geniş düz
sığamadık daraldık
yarısı bal yarısı tuz
yığamadık derildik
yolları çok yolsuzuk
kaynağında pulsuzuk
kaymağında çulsuzuk
yiyemedik kırıldık
deveye şans dondurduk*
çılbıra yer kondurduk
kimilerin kandırdık
duramadık durulduk
işlenmedik işimiz
taşlanmadık taşımız
başlanmadık düşümüz
yoramadık yorulduk
bir zamanlar var idi
kaynarcalar farıdı
kurugölü kurudu
ılıcada burulduk
kümbetlerde yandırıp
kömürlere döndürüp
meşeleri andırıp
yok olunca dirildik
yaşam tadı almanın
sırası mutlanmanın
birliğe umutlanın
doğamadık doğrulduk
ozan efe hambata
hambatlıya can ata
kardeşlik başından öte
koğulmadık çağrıldık
*köyüm Çaltı:1. kuruluş alanı ayderesi mevkii sel alanı içinde olduğundan fazla sür-
memiş.
2.kuruluş alanı katabaşı mevkii sinekten duramamışlar.
3.kuruluş alanı için ihtiyar heyeti karar vermişler'develerimiz nerede konaklarsa '
gerenin,tozun içi deveye cennet gelmiş.Çaltılık mevkiinde çalı'çöğür'denilen cinsi
çokmuş.ADI DA ORADAN GELİR.Bilgi eksikliği varsa lütfen uyarın,düzeltelim.
Ozan Efe
*
Salıvermişler Deveyi
salıvermişler deveyi
ağnadığı yer köyümüz
tozlu geren diken çaltı
kaynadığı yer köyümüz
temmuzda kır kafalarda buz
görünmeze bakar dört göz
dağda kaşar ovada tuz
kanadığı yer köyümüz
ozan efe burda doğdu
kara karga gözüm uydu
kim aç kaldı kimi doydu
saymadığı yer köyümüz
Ozan Efe
*
Tezek Dumanı Kokan
hava soğuk mu soğuk
tezek dumanı kokan
nemli ıslak ve boğuk
tezek dumanı kokan
çocukça oyundayız
leyleğin burnundayız*
sirkenlik karnındayız**
tezek dumanı kokan
ozan efe fantazi
eskiyen kaput bezi
giden anıya gezi
tezek dumanı kokan
141208 denizli