Sazak Köyü Köyümüzün ne zaman yerleşim yeri olduğu hakkında kesin bir bilgiye sahip değiliz. Ancak Osmanlı Devleti'nin kuruluş yıllarında Orta Asya'dan gelen Türk boylarından bir gurup insanin bu verimli topraklara çiftçilik ve hayvancılık yapmak amacıyla yerleştiği sanılmaktadır.
Eskiden köy arazisinin sulak ve sazlık olmasından dolayı adinin SAZLIK şeklinde olduğu söylenmektedir. Sazlık ismi zamanla daha kolay söylenebilen SAZAK şekline dönüştürülmüştür.
Sazak Köyü, Denizli ili, Çal ilçesine bağlı, ilçe merkezinin batısında şirin bir köyümüzdür. İlçemize 11 km., ilimize 78 km. uzaklıktadır. Köyümüzün çevresinde Kabalar, Dağmarmara, Kaplanlar, Akdere köyleri ile Selcen ve Hançalar kasabaları vardır. Sazak köyü, kıraç topraklar üzerine kurulmuş olup, çok verimli ve bağcılığa elverişli arazilere sahiptir.
Köy nüfusunun büyük çoğunluğu geçimini bağcılıktan elde etmektedir. Nüfusunun yaklaşık 1/3'üne yakını Avrupa ülkelerinde işçi olarak hayat mücadelesi vermektedir. Köyümüzün nüfusu 600 civarında olup, bu nüfus gün geçtikçe artmaktadır. Köyümüzden dışarıya göç eden hemen hemen hiç yoktur. Bunun sebebi; köyün verimli araziye sahip olması, bu araziden köy halkının en azami şekilde yararlanarak fevkalâde rahat bir hayat sürecek kadar geçim kaynağı elde etmesidir.
Köyün girişinde Höyük adi verilen tepe bulunmakta, içinde çift altın öküz ve pulluk bulunduğu, yine köyün Ören Mevkii'nde bulunan bir tünelden bu höyüğün içine yol geldiği söylenmektedir. Ören Mevkii'nde eski zamanlardan kalma bir çok küp, mezar taşları ve bazı yapıların temelleri gibi tarihi eser kalıntılarına rastlanmaktadır. Köyümüzün yakınlarında bulunan Zekeriya Dede Türbesi'nin hikayesi köyün ileri gelenleri tarafından su şekilde anlatılmaktadır;
'Zekeriya Dede İstiklâl Savaşı'nda köy yakınlarında şehit düşmüştür. Köy halkı tarafından kabristana gömülmesine rağmen, ertesi gün şehit olduğu yere geri dönmüştür. Ayni şekilde iki defa daha kabristana defnedildiği halde şehit olduğu yere tekrar geri döndüğü için buraya türbe yapılmıştır. Allah (c.c.) rahmet eylesin...'
Köyümüze elektrik 1974 yılında gelmiş, 1980 yılında da ortaokul açılmıştır. Eskiden sıkça cinayetlerin işlenmesiyle adından söz ettiren köyümüz, kültürünün ve ekonomik hayat seviyesinin yükselmesiyle bu kötü şöhretini silmiştir. 1989 yılında kendi imkanlarıyla yer altı sularından içme suyu problemini kısmen çözmüştür.
Köyümüz insani, kadınıyla erkeğiyle, birlik ve beraberlik içerisinde çalışarak elde bulunan imkanları azami şekilde değerlendirerek gelecek kuşaklara güzel bir hayat bırakabilme çabasındadır. Köyümüzden dışarıya göçün olmaması da bunu göstermektedir.
Köyümüzde okur-yazar oranının artması, bilgili ve kültürlü insanların çoğalmasıyla köy halkının hayat standardı yükselmiş, yolu, suyu, elektriği, okulu telefonu, sağlık evi olan huzur içinde yaşanabilecek modern, çağdaş bir köy haline gelmiştir.
sazak köyü gerçekten güzel bir yer.
Sazak Köyü
Köyümüzün ne zaman yerleşim yeri olduğu hakkında kesin bir bilgiye sahip değiliz. Ancak Osmanlı Devleti'nin kuruluş yıllarında Orta Asya'dan gelen Türk boylarından bir gurup insanin bu verimli topraklara çiftçilik ve hayvancılık yapmak amacıyla yerleştiği sanılmaktadır.
Eskiden köy arazisinin sulak ve sazlık olmasından dolayı adinin SAZLIK şeklinde olduğu söylenmektedir. Sazlık ismi zamanla daha kolay söylenebilen SAZAK şekline dönüştürülmüştür.
Sazak Köyü, Denizli ili, Çal ilçesine bağlı, ilçe merkezinin batısında şirin bir köyümüzdür. İlçemize 11 km., ilimize 78 km. uzaklıktadır. Köyümüzün çevresinde Kabalar, Dağmarmara, Kaplanlar, Akdere köyleri ile Selcen ve Hançalar kasabaları vardır. Sazak köyü, kıraç topraklar üzerine kurulmuş olup, çok verimli ve bağcılığa elverişli arazilere sahiptir.
Köy nüfusunun büyük çoğunluğu geçimini bağcılıktan elde etmektedir. Nüfusunun yaklaşık 1/3'üne yakını Avrupa ülkelerinde işçi olarak hayat mücadelesi vermektedir. Köyümüzün nüfusu 600 civarında olup, bu nüfus gün geçtikçe artmaktadır. Köyümüzden dışarıya göç eden hemen hemen hiç yoktur. Bunun sebebi; köyün verimli araziye sahip olması, bu araziden köy halkının en azami şekilde yararlanarak fevkalâde rahat bir hayat sürecek kadar geçim kaynağı elde etmesidir.
Köyün girişinde Höyük adi verilen tepe bulunmakta, içinde çift altın öküz ve pulluk bulunduğu, yine köyün Ören Mevkii'nde bulunan bir tünelden bu höyüğün içine yol geldiği söylenmektedir. Ören Mevkii'nde eski zamanlardan kalma bir çok küp, mezar taşları ve bazı yapıların temelleri gibi tarihi eser kalıntılarına rastlanmaktadır. Köyümüzün yakınlarında bulunan Zekeriya Dede Türbesi'nin hikayesi köyün ileri gelenleri tarafından su şekilde anlatılmaktadır;
'Zekeriya Dede İstiklâl Savaşı'nda köy yakınlarında şehit düşmüştür. Köy halkı tarafından kabristana gömülmesine rağmen, ertesi gün şehit olduğu yere geri dönmüştür. Ayni şekilde iki defa daha kabristana defnedildiği halde şehit olduğu yere tekrar geri döndüğü için buraya türbe yapılmıştır. Allah (c.c.) rahmet eylesin...'
Köyümüze elektrik 1974 yılında gelmiş, 1980 yılında da ortaokul açılmıştır. Eskiden sıkça cinayetlerin işlenmesiyle adından söz ettiren köyümüz, kültürünün ve ekonomik hayat seviyesinin yükselmesiyle bu kötü şöhretini silmiştir. 1989 yılında kendi imkanlarıyla yer altı sularından içme suyu problemini kısmen çözmüştür.
Köyümüz insani, kadınıyla erkeğiyle, birlik ve beraberlik içerisinde çalışarak elde bulunan imkanları azami şekilde değerlendirerek gelecek kuşaklara güzel bir hayat bırakabilme çabasındadır. Köyümüzden dışarıya göçün olmaması da bunu göstermektedir.
Köyümüzde okur-yazar oranının artması, bilgili ve kültürlü insanların çoğalmasıyla köy halkının hayat standardı yükselmiş, yolu, suyu, elektriği, okulu telefonu, sağlık evi olan huzur içinde yaşanabilecek modern, çağdaş bir köy haline gelmiştir.