Pink Floyd'un; Syd Barrett'ten sonraki gitarist/solisti. Onun; sizi, çalmaya başladığı andan itibaren bambaşka bir dünyaya götürmesine izin verin. İnsanı kendinden geçirmeye sebebiyet veren; rüzgarın fısıltısı misali sesinin damarlarınızda mevcut olmasına izin verin.. David Gilmour; dünya üzerinde yaşamış tanrılardan biridir.. Size söyleyecek çok şeyi var; izin verin müziğiyle anlatsın..
Kuyunun dibinde olduğunuzu düşündüğünüzde şanslısınız.Tırmanmaya başlama zamanıdır en dibe vurulan an.Böyle bir anda yüksek dozda 'Coming back to life' dinleyin.David Gilmour'ın elinizden tutmasına izin verin (tabii diğer sevgili Pink Floyd üyelerininde) Sesin huzur verişi..
David Gilmour: David Gilmour 6 Mart 1948’da Grantchester’da doğdu. Babası bir genetik doktoruydu,annesinin tüm ilgi alanı ise gitar çalmaya uğraşan oğluydu. O yıllarda okul Barret gibi Gilmour’u da sıkıyordu. Barret’dan çok daha iyi bir gitarist olan Gilmour ona ilk gitar dersini veren kişidir. Gilmour’un gitara karşı olağanüstü bir yeteneği vardı, ama Syd’in de inanılmaz dehası. Bu ikili zamanla halef selef oldular ve birçok eleştirmen tarafından birbirleriyle karşılaştırıldılar.Dave bir ara erkek modellik yaptı. Syd ilk bestelerini yapmaya başladığında Dave, Joker’sWild isimli bir grupta çalıyordu, bu grupla birlikte Fransa’da bir yıl kaldı, sonra İngiltere’ye döndü, grup dağılmıştı ve o beş parasızdı. Uzun zamandan beri Syd’i görmemişti, diğerlerini ise hiç tanımıyordu, Pink Floyd bu arada epey yol almıştı ve Syd artık gruptan kopuyordu, böylece Dave, Pink Floyd’un beşinci elemanı olarak gruba katıldı.
fender satratocoster gitarı ondan güzel kullanan ve onun gibi çığlık attıran o kadaar hisli ve anlamlı çalan varmı dünyada...yok..hangi insan şarkı sözü olmadan insanın hayal dünyasına girerek ona neyi çaldığını bu kadar güzel anlatabilir
david gimour..kelimelerin anlamsz kadığı an..güzel bi şarkı herşeyiyle,ufak bi sessizlik..ve mükemmel tondaki gitarıyla attığı o muhreşem solo insan bulubduğu yerden başka bi yere sürükleyen insan ve adı duyulduğunda insanı bu kadar felsefik yapan insan.
Pink Floyd'un; Syd Barrett'ten sonraki gitarist/solisti. Onun; sizi, çalmaya başladığı andan itibaren bambaşka bir dünyaya götürmesine izin verin. İnsanı kendinden geçirmeye sebebiyet veren; rüzgarın fısıltısı misali sesinin damarlarınızda mevcut olmasına izin verin.. David Gilmour; dünya üzerinde yaşamış tanrılardan biridir.. Size söyleyecek çok şeyi var; izin verin müziğiyle anlatsın..
Kuyunun dibinde olduğunuzu düşündüğünüzde şanslısınız.Tırmanmaya başlama zamanıdır en dibe vurulan an.Böyle bir anda yüksek dozda 'Coming back to life' dinleyin.David Gilmour'ın elinizden tutmasına izin verin (tabii diğer sevgili Pink Floyd üyelerininde) Sesin huzur verişi..
David Gilmour: David Gilmour 6 Mart 1948’da Grantchester’da doğdu. Babası bir genetik doktoruydu,annesinin tüm ilgi alanı ise gitar çalmaya uğraşan oğluydu. O yıllarda okul Barret gibi Gilmour’u da sıkıyordu. Barret’dan çok daha iyi bir gitarist olan Gilmour ona ilk gitar
dersini veren kişidir. Gilmour’un gitara karşı olağanüstü bir yeteneği vardı, ama Syd’in de
inanılmaz dehası. Bu ikili zamanla halef selef oldular ve birçok eleştirmen tarafından
birbirleriyle karşılaştırıldılar.Dave bir ara erkek modellik yaptı. Syd ilk bestelerini yapmaya başladığında Dave, Joker’sWild isimli bir grupta çalıyordu, bu grupla birlikte Fransa’da bir yıl kaldı, sonra İngiltere’ye döndü, grup dağılmıştı ve o beş parasızdı. Uzun zamandan beri Syd’i görmemişti, diğerlerini ise hiç tanımıyordu, Pink Floyd bu arada epey yol almıştı ve Syd artık gruptan kopuyordu, böylece Dave, Pink Floyd’un beşinci elemanı olarak gruba katıldı.
fender satratocoster gitarı ondan güzel kullanan ve onun gibi çığlık attıran o kadaar hisli ve anlamlı çalan varmı dünyada...yok..hangi insan şarkı sözü olmadan insanın hayal dünyasına girerek ona neyi çaldığını bu kadar güzel anlatabilir
david gimour..kelimelerin anlamsz kadığı an..güzel bi şarkı herşeyiyle,ufak bi sessizlik..ve mükemmel tondaki gitarıyla attığı o muhreşem solo insan bulubduğu yerden başka bi yere sürükleyen insan ve adı duyulduğunda insanı bu kadar felsefik yapan insan.
pink floyd un en yakışıklı elemanı olan gitarcı za't...
Gozlerimi kapattigimda bile bulutlarin hareket edisini izlettiren asmis gitarist...