çöl gecelerinin vefalısına hicret sizce ne demek, çöl gecelerinin vefalısına hicret size neyi çağrıştırıyor?
çöl gecelerinin vefalısına hicret terimi Tuna Kafkas tarafından tarihinde eklendi
çöl gecelerinin vefalısına hicret terimi Tuna Kafkas tarafından tarihinde eklendi
hasreti içime dolan, bendesi olduğum yârim,
beni özleyen beni anan yârim,
vadesizim, mecalsizim, çaresizim,
şu kandil gününde,
münzevi bir derviş kadar sensizim,
sahipsizim,
ah;
garibim, bir fukara isimsizim,
yüreğine kara kirpiklerle diktin beni,
sana bulutları göstererek,
- bu tabloyu kim yapmış
diye sormuştum,
sense,
- gökyüzümsün
dedin bana madem,
o halde söyle hekimim;
hangi yeryüzü gökyüzüne bakmaz…,
ve sanılıyor mu ki,
gökyüzü de yeryüzüne meftun değildir…,
vaslına erdiğin sır ırmakları menzilin olsun…,
ayağına diken batmadan;
zindan çilenin izleri alnında,
gücenmiş dudaklarından süzülen tebessüm,
yüreğine ve yufka bağrına aksın,
ve sen tekil bir itikaf çal kendine…,
felek rüzgarında ağaran şakaklarının ak ışıltısı
ve gece gözlerinden süzülen hüznünle
bakarken uzaklara,
aşkın soldurduğu dudakların kapalı,
omzunda reyhanlıdan ayrılığın ağır yükü,
kederlisin…,
duru sular kadar yorgun,
ve yoksun...,
güzde terkedilmiş bir sahil kasabası kadar ıssızım...
olduğun yerde, okyanus maviler içinde kal,
siyahın hakikatine bürüneyim bense,
ve bütün bir ömür,
vuslata gönül düşürmemiş hasretinle ve
kendi azığımla kavrulayım,
ah;
çingene bir sarmaşık güldür hatıralar,
insanın nefesini çemberini daraltan,
sırnaşık ve yapma dedikçe yapan
hayata tuzak, hayata kapan,
yol ortası kurbanını şaşkın bırakan…,
oysa;
çatallıydı dili vedanın,
gelincik şurubum,
kabarmış yüreğinle
köpük köpük...,
bir kızılcık şırası izisin
çatlak dudaklarımda,
sürüngen kalbimin gömlek değiştirmek için,
saklandığı oyukta,
pul pul,
yalnızlığın en korkak demindeyim…,
ah;
merdivenler dayadım ellerinin köprüsüne,
yeşil damarlı nehirler öptüm,
büktüm bakışlarının haritasını,
peşine düştüğüm hazine,
sensiz, kayıbım…,
kaç kez dedim tabibim,
bir kan merkezi tufanında unuttum bildiklerimi,
köklerinden kopuk ve ömrüme sığmayan,
bir istanbul yolculuğuna savurdu
zahirin günübirlik oyunları…,
neyi aşk sandığını unutmuş,
bir hafızasız yürek belle beni
hicretinin vefalısı olarak,
ah;