Hani küçükken "Beni ne kadar çok seviyorsun?" diye sorardı büyüklerimiz. Biz de kollarımızı açarak "İşte bu kadar!" derdik tüm saflığımızla. Çünkü kalbimiz tertemizdi, kollarımızın arasına tüm evreni rahatlıkla sığdırabilirdik bu yüzden. Maalesef büyüdük ve o küçücük kollara sığdırılan o koca evrenin ufacık bir kısmı bile kocaman kollarımıza sığmaz oldu. İşte çocukluk sanrıları bu kadar güzel ve kutsaldır kanımca..
çocukluk sanrıları,çoğunlukla uyanıkken ya da uyku ile uyanıklık arasında olur.çocuk halisünasyon görür.bazen şeffaf rüyalar da sanrı gibi algılanır.şeffaf rüya,uyandığın halde rüyanın devam etmesidir.çoğunlukla anne babanın ilgisi ile geçer.geçmediği durumlarda ise uzmanlardan yardım almak gerekir
rus romanlarının bolca okunduğu çocukluk döneminde, kitaplardaki çoğu karakter gibi frengiden muzdarip olmanın grip olmakla eşdeğer olduğunu ve kendinin de frengi olabileceğini sanmak :))) büyüyünce hatırladıkça gülmek ;)
'aynı adlı romanından alıntıdır' derlerdi ya hani trt deki eskiiiiii dizilerde falan.. :) işte ben de çoookk küçükken sanırdım ki adı 'aynı' olan bi roman var ve herkes ordan alıp dizi veya film yapıyor :)))
-Boyum büyük olmadığı için fikirlerim dinlenmediğinden bir an önce büyümek için dua ederek yatardım. Ama ertesi sabah hala çocuk olduğumu görüp hayal kırıklığı yaşardım.
-Çok kardeşim olduğu için evde ve filmlerde yetersiz anlatımdan yada diyalog kopukluğundan kaynaklanan büyük dramları gördüğüm için her fırsatta tam ve öz konuşma denemeleri yapardım. Böylece sorunsuz bir hayat kuracağımı sanırdım, meğer bilinçli insanların olduğu toplumlar için geçerliymiş.
kendime uzay devletleri kuruyodum kötü robotlara karşı yaş 5-7 arası dünyanın en iyi futbolcusuydum çünkü iyi bi hayalciydim :) yaş 7-12 Köpeğimin ve babamın herkesi dövebileceğini sanmak yaş 0-26 :) sevgili ön adıyla anılan yaratığın beni hep seveceğini sanmak yaş 5-25
tüp bebekleri kundaklanmış piknik tüp zanneder çocuğu olmayan kadınlarıda (konuşan oyuncak bebeklerden diilde bunlardan aldıkları için) biraz saf bulurdum..ben akıllıyım ya... :)
Hani küçükken "Beni ne kadar çok seviyorsun?" diye sorardı büyüklerimiz. Biz de kollarımızı açarak "İşte bu kadar!" derdik tüm saflığımızla. Çünkü kalbimiz tertemizdi, kollarımızın arasına tüm evreni rahatlıkla sığdırabilirdik bu yüzden. Maalesef büyüdük ve o küçücük kollara sığdırılan o koca evrenin ufacık bir kısmı bile kocaman kollarımıza sığmaz oldu. İşte çocukluk sanrıları bu kadar güzel ve kutsaldır kanımca..
Babamın elleri benim ellerimden çok büyük.
çünkü o baba..
Parapsikoloji'yi
hırsızların psikolojisini, neden çaldıklarını inceleyen bilim dalı olduğunu sanmak..
çocukken 3 cinsiyet var zannederdim:
-erkekler
-kadınlar
-hırsızlar.......
çocukluk sanrıları,çoğunlukla uyanıkken ya da uyku ile uyanıklık arasında olur.çocuk halisünasyon görür.bazen şeffaf rüyalar da sanrı gibi algılanır.şeffaf rüya,uyandığın halde rüyanın devam etmesidir.çoğunlukla anne babanın ilgisi ile geçer.geçmediği durumlarda ise uzmanlardan yardım almak gerekir
rus romanlarının bolca okunduğu çocukluk döneminde, kitaplardaki çoğu karakter gibi frengiden muzdarip olmanın grip olmakla eşdeğer olduğunu ve kendinin de frengi olabileceğini sanmak :))) büyüyünce hatırladıkça gülmek ;)
'aynı adlı romanından alıntıdır'
derlerdi ya hani trt deki eskiiiiii dizilerde falan.. :)
işte ben de çoookk küçükken sanırdım ki adı 'aynı' olan bi roman var ve herkes ordan alıp dizi veya film yapıyor :)))
peter' in heidi' yi clara' yla aldatacağını sanmak. bu ne yaa! amma entrikacıymışım :)))
eskiden televizyon siyah beyazdı e dolayısıyla çok eskiden dünya da siyah beyazmış.
erkekleri babaların,kızları da annelerin doğruduğunu sanmak:=))
hep ama hep mutlu olacağım. Acılar kapımı hiç çalmayacak...
Sakalım olacak mı düşüncesi.
-Ulu Manitu'ya dua ederdim...
-Boyum büyük olmadığı için fikirlerim dinlenmediğinden bir an önce büyümek için dua ederek yatardım. Ama ertesi sabah hala çocuk olduğumu görüp hayal kırıklığı yaşardım.
-Çok kardeşim olduğu için evde ve filmlerde yetersiz anlatımdan yada diyalog kopukluğundan kaynaklanan büyük dramları gördüğüm için her fırsatta tam ve öz konuşma denemeleri yapardım. Böylece sorunsuz bir hayat kuracağımı sanırdım, meğer bilinçli insanların olduğu toplumlar için geçerliymiş.
bi gün büyüyeceğim derdim hep...
badem yiyip, çekirge kovalamanın daima mutluluk getireceğini sanmak...
kendime uzay devletleri kuruyodum kötü robotlara karşı yaş 5-7 arası
dünyanın en iyi futbolcusuydum çünkü iyi bi hayalciydim :) yaş 7-12
Köpeğimin ve babamın herkesi dövebileceğini sanmak yaş 0-26 :)
sevgili ön adıyla anılan yaratığın beni hep seveceğini sanmak yaş 5-25
:))
tüp bebekleri kundaklanmış piknik tüp zanneder çocuğu olmayan kadınlarıda (konuşan oyuncak bebeklerden diilde bunlardan aldıkları için) biraz saf bulurdum..ben akıllıyım ya... :)
Annemin herşeyi halledebileceğini zannederdim...
mesela ben bulutları pamuk zannederdim