Çıkmaz sokaklar insanın dünyasında da vardır. İçimizdeki inişler yokuşlar, coğrafyadan daha çoktur. Cevapsız kalan sorular, çıkmaz sokaktır. Dermansız sanılan dertler çıkmaz sokaktır. Halbuki insan, yol mühendisi gibi olmalıdır. Mühendisin karşısına bataklık çıkarsa etrafını dolaşır. Dağ çıkarsa tünel açar, yoluna devam eder. Nehir çıkarsa köprü yapar. Yol bitti diyen, 'kendi ulaşımını durdurur'
Yanan yüreğime kar olamadın. Aşkım yokluğundaydı var olamadın. İnandığım yürekler, yine tuzla buz oldu. Çıkmaz sokağıma yol olamadın. Gel dokunma gönlümün gam teline Varımı yoğumu verdim eline Ne bir laf, ne bir söz, bir tek kelime etme... Sevip, sevip, sırt çevirdin yalanmı...? Dağlarımı kış incitsin Gözlerimi yaş incitsin Aramadın sormadın ki Kalbim senden öyle öyle incindi...
Bir daha dünyaya gelsem Yine seni severdim Beni üzesin diye Beni deli divane edesin diye Biliyorum Sen de bir daha dünyaya gelsen Yine beni sevmezdin Kahrımdan öleyim diye
Hayatımda karşıma çıkan belki de en uzun yol duruyordu karşımda.. en uzun, en güvenli, en güzel.... yanda akan mavi nehirler.. papatya kokuları vardı... sımsıkı sarılmıştım sana.. sımsıkı sarılmış ilerliyordum bu yolda... sevginle.. gözlerinle.. çiçeklerinle... öyle kaptırmıştım ki kendimi güzelliklere.. yanımdan ayrıldığını fark etmedim bile.. yalnızdım koca yolda.. yapayalnız.. elin elimden çoktan gitmiş.. bir çiçekler kalmıştı kucağımda..... çoktan solmuş.. boynu bükük mor çiçekler.... “bir gece ansızın gel yine.. elinde mor çiçeklerle” demiştin.. bekliyorsun diye.. ordasın diye geliyordum.. hiç bırakmadım kucağımdan o çiçekleri.. nefesim tıkanıncaya.. canım çıkıncaya kadar yürüdüm.. hem de yalnız... korktuğum zamanlar oldu.. yoktun... Uzun bir yol sanıyordum.. sen yoktun.. yolum bir uçurumla son buldu... boşluğa baktım uzunca... göz yaşlarım aktı... aktı.... aktı..... Bu aşk çıkmaz sokaktı... Kucağımdaki çiçekler kendini boşluğa bıraktı....
İçimdeki ikizlerin tartışmalarına kulak veriyordum bazen. Biri sağ kolumdan biri sol kolumdan beni başka bir yana çekiştiriyor…Bense sonunda bütün saf küçük kız hallerimle elimden en sıkı tutanın peşinden yürüyüp o yana gidiveriyordum sorgulamadan...
İçimde yüreğime yağan kara rağmen durduramadığım bir sevgi dominosu sürüp gidiyordu bir yandan…taşlar küçük bir fiskemle yıkıldığı zaman…sabırla onları bütün umutlarım ve iyi niyetlerimle yeniden inşa ediyor…o fiskeyi ne zaman devireceğimi tahayyül etmeden…bir süre yalın bir maviyi seyreder gibi kusursuz yapıtımı seyrediyordum sonra…
gül çıkmazıydı ismi sokağın ama aslında çıkar sokaktı :) sadece bi sokak aralığı diildi gül çıkmazı.başına ve sonuna barikat kurduğumuz,oğlan çocuklarını geçirmediğimiz,(ısrar edenleri taşladığımız) ,kocaman bi evcilik alanıydı..bizim sokağımızdı,evler,avlular,yağ tenekelerindeki muhacir sardunyalar...her yaş grubundan bi dolu kız çocuğunun sokağıydı çıkar olan gül çıkmazı :)
bizim sokak.. bi yere çıkamıyosun,sakin yer..saklanacak yer de olmadığından çocuklar oyun fln oynamıyor..çok lazımdı ztn küçük şeytanlar.. bu arada film ya da kitap ismi de olabilir sazan olmayalım..
Çıkmaz sokaklar insanın dünyasında da vardır. İçimizdeki inişler yokuşlar, coğrafyadan daha çoktur. Cevapsız kalan sorular, çıkmaz sokaktır. Dermansız sanılan dertler çıkmaz sokaktır. Halbuki insan, yol mühendisi gibi olmalıdır. Mühendisin karşısına bataklık çıkarsa etrafını dolaşır. Dağ çıkarsa tünel açar, yoluna devam eder. Nehir çıkarsa köprü yapar.
Yol bitti diyen, 'kendi ulaşımını durdurur'
Yanan yüreğime kar olamadın.
Aşkım yokluğundaydı var olamadın.
İnandığım yürekler, yine tuzla buz oldu.
Çıkmaz sokağıma yol olamadın.
Gel dokunma gönlümün gam teline
Varımı yoğumu verdim eline
Ne bir laf, ne bir söz, bir tek kelime etme...
Sevip, sevip, sırt çevirdin yalanmı...?
Dağlarımı kış incitsin
Gözlerimi yaş incitsin
Aramadın sormadın ki
Kalbim senden öyle öyle incindi...
çıkmaz sokağım benim ;)
arabayla girince kötü oluyor insan...
bizim sokak
ÇIKMAZ SOKAK
Bir daha dünyaya gelsem
Yine seni severdim
Beni üzesin diye
Beni deli divane edesin diye
Biliyorum
Sen de bir daha dünyaya gelsen
Yine beni sevmezdin
Kahrımdan öleyim diye
Ümit Yaşar Oğuzcan
Bunaldığınız ve hayatta herşeyin üstünüze geldiğini düşündüğünüzde içinde bulunduğunuz durum için kullanılır.
adı üzerinde bir yere çıkmaz.... :))))
Hayatımda karşıma çıkan belki de en uzun yol duruyordu karşımda.. en uzun, en güvenli, en güzel.... yanda akan mavi nehirler.. papatya kokuları vardı... sımsıkı sarılmıştım sana.. sımsıkı sarılmış ilerliyordum bu yolda... sevginle.. gözlerinle.. çiçeklerinle... öyle kaptırmıştım ki kendimi güzelliklere.. yanımdan ayrıldığını fark etmedim bile.. yalnızdım koca yolda.. yapayalnız.. elin elimden çoktan gitmiş.. bir çiçekler kalmıştı kucağımda..... çoktan solmuş.. boynu bükük mor çiçekler.... “bir gece ansızın gel yine.. elinde mor çiçeklerle” demiştin.. bekliyorsun diye.. ordasın diye geliyordum.. hiç bırakmadım kucağımdan o çiçekleri.. nefesim tıkanıncaya.. canım çıkıncaya kadar yürüdüm.. hem de yalnız... korktuğum zamanlar oldu.. yoktun...
Uzun bir yol sanıyordum.. sen yoktun.. yolum bir uçurumla son buldu... boşluğa baktım uzunca... göz yaşlarım aktı... aktı.... aktı.....
Bu aşk çıkmaz sokaktı...
Kucağımdaki çiçekler kendini boşluğa bıraktı....
Cocuklugumuzda; en kullanisli oyun alanlari idi..
çıkmaz sokağın leş kokularını çekenlere
İçimdeki ikizlerin tartışmalarına kulak veriyordum bazen.
Biri sağ kolumdan biri sol kolumdan beni başka bir yana çekiştiriyor…Bense sonunda bütün saf küçük kız hallerimle elimden en sıkı tutanın peşinden yürüyüp o yana gidiveriyordum sorgulamadan...
İçimde yüreğime yağan kara rağmen durduramadığım bir sevgi dominosu sürüp gidiyordu bir yandan…taşlar küçük bir fiskemle yıkıldığı zaman…sabırla onları bütün umutlarım ve iyi niyetlerimle yeniden inşa ediyor…o fiskeyi ne zaman devireceğimi tahayyül etmeden…bir süre yalın bir maviyi seyreder gibi kusursuz yapıtımı seyrediyordum sonra…
Çok doluydum…çok dolu.
Kelimeler yetmiyordu duygularımı anlatmama….bütün yollarımın sonu ^^Çıkmaz Sokak^^lara çıkıyordu.
Her gün yine yeni yeniden hayatı sorguluyor….hayatın anlamını sorgulayışlarımdan çıkardıklarımı yaşama sebeplerimin arasına katıyordum bir yandan…
Sevmek için çok geç…ölmek içinse çok erken zamanlardı yaşamakta olduğum süreç..
evim...
bile bile girersin..ama çeker bişeyler..yürürsün..ve karşında bi duvar belirir..bakarsın duvara canlanacakmış,yarılıp bi yol açılacak sanarsın..
baktığınla kalırsın..ve döner gidersin..çıkamazsın işte..kendi içinde döner durusun aynı yerde..
ta ki başka bi çıkmaz sokak görene kadar...
eterin kalbi..ya bu eterin çok güsel bi kalbi vardır..o bilmez ama ben biliyorum..
......kalbim...
gül çıkmazıydı ismi sokağın ama aslında çıkar sokaktı :) sadece bi sokak aralığı diildi gül çıkmazı.başına ve sonuna barikat kurduğumuz,oğlan çocuklarını geçirmediğimiz,(ısrar edenleri taşladığımız) ,kocaman bi evcilik alanıydı..bizim sokağımızdı,evler,avlular,yağ tenekelerindeki muhacir sardunyalar...her yaş grubundan bi dolu kız çocuğunun sokağıydı çıkar olan gül çıkmazı :)
bizim sokak..
bi yere çıkamıyosun,sakin yer..saklanacak yer de olmadığından çocuklar oyun fln oynamıyor..çok lazımdı ztn küçük şeytanlar..
bu arada film ya da kitap ismi de olabilir sazan olmayalım..