Neşe çiftliğinin, neşeli sahipleri. :)) Hayvancılıkla uğraşan çok mutlu ve güzel bir çift. Doğada olmak insana mutluluk verir, üstelik bir de yanında sevdiğin varsa.
Karpat dağlarında yaşayan Nadya isimli bu kızın, hayatından bir kesit izlemek keyifliydi. Doğa manzaraları muhteşem. Akarsuyun sesi harika. İçim açıldı. Ocak, fırın sistemine bayıldım. Nadya külleri bile değerlendirdi, suyla karıştırıp, yetiştirdiği bitkilerin dibine döküyor. Her şey çok doğal, çok otantik. İnekler ve minik köpek de sevimliydi. Nasıl sakin ve huzurlu bir yaşam. :)
Pazar günü Özbek asıllı Şehnaz Hanım'ın Antalya'da kurduğu çiftliği gösteren, anlatan bu programı izledim. İzlemekten keyif aldım. Böyle programları izleyince içim açılıyor, içim pozitif enerjiyle doluyor. Şehnaz Hanım düşündüklerini bir bir hayata geçirmiş ve yeni planları da var. 55 dönümlük büyük bir arazi sahip olduğu. Oraya kendi evini yapmış ve orada yaşıyor. Hayvanları ve bitkileri sevmeyen insanları, sevgisizliklerinde boğulabilecekleri kendi cehennemlerinde bırakarak, yemyeşil, ağaç ve hayvanlarla dolu, sevgi dolu kendi cennetini kurmuş Şehnaz Hanım dünyadayken. Mutlu ve başarılı bir kadın o. Doğayla baş başa olmak, ormanın içinde huzur bulmak, istediğin bitki ve hayvanı özgürce yetiştirebilmek, aklındaki projeleri hayata geçirebilmek çok keyifli. Şehnaz Hanım yaşadığı zorluklara katlanıyor, onları bir bir aşıyor ve doğada olmanın, yaşamanın keyfini çıkarıyor. Zaten sevdiğin, istediğin yolda ilerlerken karşılaştığın zorluklar sadece üstünden atlanacak minik engellerdir, onları zorluk olarak görmezsin bile, onlar insanın gözünü korkutamaz, sevenin karşısında dağ olsa duramaz. Severek, ilgiyle izlediğim bir program oldu. :)
Her taraf yemyeşil.Küçük sevimli bir ev.Sade ve modern,kütükten bir ev.Mis gibi bir hava içime doluyor. Yaşadığımı hissediyorum. Nefes alışverişlerimle bu kadar ilgili olduğum başka bir an hatırlamıyorum.Kalp atışlarımın ahengini hissediyorum.Başımı çevirdiğimde ana tavuğun yavrularıyla coşkulu bir şekilde yürüyüşlerini gözlemliyorum.Stres yok. Gerginlik yok. Uzun zamandır hayalimde canlanan,kendimi kötü hissettiğimde sığındığım çiftlikteki anlarım.
Marmaris in güzel koylarından biri. Geçen yaz şu salak sulak erkek dergilerinden birinin katalog çekimleri yapılıyodu üstsüz altsız, sağsız solsuz kızlarla ve biz onlara bakıcaz diye tekneyi kaçırıyoduk az kalsın. Sakın kara yoluyla gitmeyi denemeyin beter oluyor.
Neşe çiftliğinin, neşeli sahipleri. :))
Hayvancılıkla uğraşan çok mutlu ve güzel bir çift.
Doğada olmak insana mutluluk verir, üstelik bir de yanında sevdiğin varsa.
Karpat dağlarında yaşayan Nadya isimli bu kızın,
hayatından bir kesit izlemek keyifliydi. Doğa manzaraları muhteşem.
Akarsuyun sesi harika. İçim açıldı. Ocak, fırın sistemine bayıldım.
Nadya külleri bile değerlendirdi, suyla karıştırıp, yetiştirdiği bitkilerin
dibine döküyor. Her şey çok doğal, çok otantik. İnekler ve minik köpek de
sevimliydi. Nasıl sakin ve huzurlu bir yaşam. :)
Pazar günü Özbek asıllı Şehnaz Hanım'ın Antalya'da kurduğu
çiftliği gösteren, anlatan bu programı izledim. İzlemekten keyif aldım.
Böyle programları izleyince içim açılıyor, içim pozitif enerjiyle doluyor.
Şehnaz Hanım düşündüklerini bir bir hayata geçirmiş ve yeni planları
da var. 55 dönümlük büyük bir arazi sahip olduğu. Oraya kendi evini
yapmış ve orada yaşıyor. Hayvanları ve bitkileri sevmeyen insanları,
sevgisizliklerinde boğulabilecekleri kendi cehennemlerinde bırakarak,
yemyeşil, ağaç ve hayvanlarla dolu, sevgi dolu kendi cennetini kurmuş
Şehnaz Hanım dünyadayken. Mutlu ve başarılı bir kadın o.
Doğayla baş başa olmak, ormanın içinde huzur bulmak, istediğin bitki ve
hayvanı özgürce yetiştirebilmek, aklındaki projeleri hayata geçirebilmek
çok keyifli. Şehnaz Hanım yaşadığı zorluklara katlanıyor, onları bir bir aşıyor
ve doğada olmanın, yaşamanın keyfini çıkarıyor. Zaten sevdiğin, istediğin yolda
ilerlerken karşılaştığın zorluklar sadece üstünden atlanacak minik engellerdir,
onları zorluk olarak görmezsin bile, onlar insanın gözünü korkutamaz,
sevenin karşısında dağ olsa duramaz. Severek, ilgiyle izlediğim bir program oldu. :)
Her taraf yemyeşil.Küçük sevimli bir ev.Sade ve modern,kütükten bir ev.Mis gibi bir hava içime doluyor. Yaşadığımı hissediyorum. Nefes alışverişlerimle bu kadar ilgili olduğum başka bir an hatırlamıyorum.Kalp atışlarımın ahengini hissediyorum.Başımı çevirdiğimde ana tavuğun yavrularıyla coşkulu bir şekilde yürüyüşlerini gözlemliyorum.Stres yok. Gerginlik yok. Uzun zamandır hayalimde canlanan,kendimi kötü hissettiğimde sığındığım çiftlikteki anlarım.
:)))
herkese yer var(mış)
bilgecan ölee diyo valla.........- ;)) .Pp
Marmaris in güzel koylarından biri. Geçen yaz şu salak sulak erkek dergilerinden birinin katalog çekimleri yapılıyodu üstsüz altsız, sağsız solsuz kızlarla ve biz onlara bakıcaz diye tekneyi kaçırıyoduk az kalsın. Sakın kara yoluyla gitmeyi denemeyin beter oluyor.
Çok isterdim bir çiftlik evinde yaşamak, şehrin gürültüsünden, karmaşasından uzak, dingin bir hayatı çağrıştırıyor bana çiftlik.
Samsun'un meşhur bir caddesi...
Orada gezmek,dolaşmak,yemek,içmek çok zevkli.. Ama okadar kalabalık oluyor ki yürümek biraz zorlaşıyor....