Kültür Sanat Edebiyat Şiir

cennet sizce ne demek, cennet size neyi çağrıştırıyor?

cennet terimi Cem Nizamoglu tarafından tarihinde eklendi

  • Engin Alca
    Engin Alca

    Cennet Dediğin Nedir ki Birkaç Köşkle Birkaç Huri
    İsteyene Ver Onları Bana Seni Gerek Seni

    Yunus Emre

  • Akarsuya Bırakılan Mektup
    Akarsuya Bırakılan Mektup

    Kimdir bizi men eyleyecek bağ-ı cinandan
    Mevrus-ı pederdir gireriz hane bizimdir.

    Nabi

    ...cennet bahçesinden kim bizi men edebilir? baba mirasıdır, hane bizimdir, gireriz :)

  • Tuba Metinsoy
    Tuba Metinsoy

    girmesi cok cok zor yaratılmış sonsuz tüm hayal edilebileceklrinizdende ötesi hayali bile düşünülemeyen güzelliklerin olduğu yer ahiretteki mükafat ALLAH bizlerede nasip etsin....ve benim için hayatımda büyük değeri olan cok sevdiğim bir şarkıdır ayrıca...ferhat göçerden CENNET...)

  • Osman Kaya
    Osman Kaya

    cennet bütün iyiliklerin yapılıpta gidil digiyer bide cennet güzellik demek cennet her güzelligin orda oldugunu anlatıyor.

  • Manolya
    Manolya

    Cennet ucuz değil...Cehennem lüzumsuz değil...

  • Mesut Çelik
    Mesut Çelik

    Herkesin gitmek istediği; ancak Allah büyüktür, merhamet sahibidir, bizleri affeder diye düşünerek oraya gidebilmek için hiç çaba sarfetmediğimiz yer...

  • Busra Korkmaz
    Busra Korkmaz

    Yeşil ve mavi renklerinin olduğu, mutluluk yeri...

  • elysiummm

  • Mirat Bey
    Mirat Bey

    cennet cennet dedikleri birkaç köşk ile birkaç huri isteyene ver sen o anı bana seni gerek seni.
    YUNUS EMRE

  • Sevgi Sevgi
    Sevgi Sevgi

    CENNET VE CEHENNEM


    ]


    ]Adam ve hayattaki tek arkadasi olan köpegi bir kazada birlikte


    ]ölmüslerdi...


    ]Gökyüzüne ciktiktan sonra bembeyaz bulutlarin arasinda dolasm aya


    basladilar


    ].. Adam çok susamisti... Biraz su bulabilmek ümidiyle yürümeye devam


    ederken


    ] birden kendilerini muhtesem bir manzaranin karsisinda buldular..


    ]Rengarenk ciceklerle süslü bir bahce, altindan yapilmis bir bahce


    kapisi ve onlari karsilayan beyazlar icinde bir kadin...


    ]Adam köpegiyle birlikte kadina yaklasti ve sordu:


    ]'Affedersiniz... Burasi neresi? '


    ]Kadin ona gülümsedi: 'Burasi Cennet, efendim'.


    ]Adam bunun üzerine sevincle 'Harika...! ! ! ' dedi.


    ]'Peki bana biraz su verebilir misiniz? Gercekten cok susadim'....


    Kadin cevap verdi: 'Tabi efendim, iceri girin... iceride dilediginiz kadar


    su bulabilirsiniz.....'


    ]Böylece adam köpegine döndü, 'Hadi oglum iceri giriyoruz' diyerek


    kapiya yürüdü... ama kadin onu birden durdurdu:


    ]'Üzgünüm efendim, köpeginiz sizinle gelemez... hayvanlari iceri


    ]almiyoruz...


    ]


    ]Bunun üzerine adam bir an durdu, düsündü ve geri dönüp köpegiyle


    birlikte geldikleri yolun tam tersi yönünde yürümeye koyuldular....


    ]


    ]Bir süre geçtikten sonra kendilerini bu kez tozlu camurlu bir yolda


    buldular


    ]ve yolun sonunda karsilarina ciftlik girisini andiran bir kapiyla


    yirtik pirtik elbiseli bir dede çikti...


    ]


    ]Adam sordu: 'Affedersiniz.... bana biraz su verebilir misiniz? ? '


    ]Dede 'iceri gel' dedi... 'kapidan girdikten sonra sag tarafta bir


    cesme var.


    ].'


    ]Adam sordu: 'Peki arkadasim da benimle gelip oradan icebilir mi? ' Dede


    ' Tabii...' dedi. 'Cesmenin yaninda köpeginin de su icebilecegi bir kase


    bulacaksin...' Bunun üzerine adam kapidan girdi... biraz yürüdükten sonra


    sag tarafta cesmeyi buldu... Adam cesmeden köpek de oraciktaki kaseden


    ]doya doya icerek susuzluklarini giderdiler....


    ]


    ]Derken adam geri giderek giriste bekleyen dedeye sordu:


    ]'Su icin cok tesekkür ederim... Peki burasi neresi..? '


    ]Dede 'Burasi Cennet' dedi. Bunu duyan adam sasirdi:


    ]'Ama nasil olur...? az önce burasi gibi kirik dökük olmayan


    ]muhtesem bir yere gittik ve orasinin da Cennet oldugunu söylediler...'


    ]


    ]Dede 'Su rengarenk ciceklerle süslü altin kapili yer mi? ' dedi... '


    ama orasi Cehennem..'


    ]Adam iyice sasirmisti: 'Peki ama orasi sizin adinizi kullanarak


    insanlari kandiriyor diye hic kizmiyor musunuz..? ? '


    ]


    ]Dede gülümsedi: 'Kizmiyoruz...cünkü onlar kendi cikari icin en iyi


    arkadasini yari yolda birakanlari Cennet'ten uzak tutuyorlar....'


    ]


    ]


    ]Dostlarinizi yari yolda Birakmayin. Bir dostun derdine herkes


    üzülebilir, bu


    ]cok kolaydir. Bir dostun basarisina sevinebilmek ise saglam bir


    karakter gerektirir..

  • Hüseyinarığ
    Hüseyinarığ

    cennet hakikattır cennet ulaşılması çok zor ama ulaşması müslümanlar için inşallah kolay olan dünyalık intihan sonucu ulaşılacak mükafaattır

  • Dilara Pamukçu
    Dilara Pamukçu

    cennet dünyanın harikası

  • Faruk Erturan
    Faruk Erturan

    Hem anlarsın ki; öyle bir Rahmân, öyle bir âlemde, öyle has ibâdına öyle ikramlar edecek; ne göz görmüş, ne kulak işitmiş, ne kalb-i beşere hutûr etmiştir. Âmenna...

    risale-i nur külliyatından

  • Bilge Çatan
    Bilge Çatan

    Ferhat Göçer'in iç acıtan şarkısı...

  • Can Can
    Can Can

    'Cennet' var diyorum, 'Cinnet' diyorlar...!

  • Özlem Çiçek
    Özlem Çiçek

    İçinde cennet varsa nerde olduğunun ne önemi var ki...

  • Aylin Mutlu
    Aylin Mutlu

    oturmuşum bir meyve ağacının altına; gölgedeyim. yanımda hoşuma giden tüm erkekler,parmağımı şaklatıyorum,hoop biri ağzıma attı bile üzümü.dünya üzerinde olmayan lezizlikte yiyecekler ve zevk içkileri, bi rock konseri falan dinliyoruz.(rock forever) ahh çok mutluyuz,ne olacak bu halimiz zaten ölmemiş olsak mutluluktan ölebiliriz diyeceim yani :) sıkıldın mı hadi paraşütle atlayalım bi yerlerden,o da mı sıktı haydi o zaman ralliye katılalım,kendimizi en yüksek yerden bırakalım,kuş gibi uçalım,nasılsa ölme ihtimalimiz yok! :) akşam da tanrı bir parti veriyormuş,oraya gidelim,dans edip şarkı söyleyelim tüm gece..en güzel meyveleri de yemeyi ihmal etmeyelim, ama dikkat etmek lazım yasak olanlara dokunmayalım ki sakın ola atılmayalım cennetten..(kafamdaki cennet tasviri :))

  • Ahmet Bayrak
    Ahmet Bayrak

    cennet ve cehennem...
    Bir insanın diğer insanlarla olan dostça veya düşmanca münasebeti neticesinde, onda meydana gelen iyi veya kötü hislerden ibarettir.

    Bu itibarla dostluk azizdir; ahiret ve Hakk onda gizlidir.

    Allah masiyetten taat yarattığı gibi, taattan da masiyet yaratır. Kafir olanlardan başkası Allah'ın rahmetinden ümidini kesmez.*(alıntı)

  • Mehmet Ali Şirin
    Mehmet Ali Şirin

    ışık,sonsuz parlaklık,sonsuz huzur,sonsuz sevinç,sonsuz parlaklıktaki ışıl ışıl pırıl pırıl enerji

  • Harika Karademir
    Harika Karademir

    Kur'an-ı Hakimin sırr-ı icazıyla, hakiki bir tefsiri olan Risale-i Nur, bu dünyada bir manevi Cehennemi dalalette gösterdiği gibi, imanda dahi bu dünyada manevi birCENNET bulunduğunu ispat ediyor. Ve günahların ve fenalıkların ve haram lezzetlerin içinde, manevi elim elemleri gösterip hasenat ve güzel hasletlerde ve hakaik-ı şeriatın amelinde[CENNET LEZAİZİ ]gibi manevi lezzetler bulunduğunu ispat ediyor. Sefahet ehlini ve dalalete düşenleri o cihetle, aklı başında olanlarını kurtarıyor. Çünkü, bu zamanda iki dehşetli hal var.

    Birincisi: Akıbeti görmeyen, bir dirhem hazır lezzeti, ileride bir batman lezzetlere tercih eden hissiyat-ı insaniye, akıl ve fikre galebe ettiğinden ehl-i sefaheti sefahetten kurtarmanın çare-i yeganesi, aynı lezzetinde elemi gösterip hissini mağlup etmektir.

    Ve -1- ayetinin işaretiyle, bu zamanda ahiretin elmas gibi nimetlerini, lezzetlerini bildiği halde, dünyevi kırılacak şişe parçalarını onlara tercih etmek, ehl-i İmân iken ehl-i dalalete o hubb-u dünya ve o sır için tabi olmak tehlikesinden kurtarmanın çare-i yeganesi, dünyada dahi Cehennem azabı gibi elemleri göstermekle olur ki, Risale-i Nur o meslekten gidiyor. Yoksa, bu zamandaki küfr-ü mutlakın ve fenden gelen dalaletin ve sefahetteki tiryakiliğin inadı karşısında Cenab-ı Hakkı tanıttırdıktan sonra ve Cehennemin vücuduna ispat ile ve onun azabı ile insanları fenalıktan, seyyiattan vazgeçirmek yolu ile ondan, belki de yirmiden birisi ders alabilir. Ders aldıktan sonra da, 'Cenab-ı Hak Gafurü'r-Rahimdir, hem Cehennem pek uzaktır' der, yine sefahetine devam edebilir. Kalbi, ruhu hissiyatına mağlup olur. İşte, Risale-i Nur ekser muvazeneleriyle küfür ve dalaletin dünyadaki elim ve ürkütücü neticelerini göstermekle, en muannid ve nefisperest insanları dahi o menhus, gayr-i meşru lezzetlerden ve sefahetlerden bir nefret verip aklı başında olanları tevbeye sevk eder. O muvazenelerden, Altıncı, Yedinci, Sekizinci, Sözlerdeki kısa muvazeneler ve Otuz İkinci Sözün Üçüncü Mevkıfındaki uzun muvazene, en sefih ve dalalette giden adamı da ürkütüyor, dersini kabul ettiriyor

  • Dönüş Dedeoğlu
    Dönüş Dedeoğlu

    Bi adam vardı sevdiğim bana 'aşk' diye seslenen. Sineme başını koyardı ve oraya cennet derdi.

  • Labi Durla
    Labi Durla

    insallah cennete girebiliriz. kimse cennet mekanindan mahrum kalmak istemez.

  • Serkan Serinkan
    Serkan Serinkan

    Allah'ın 'rüyalar'ı?
    :O:O:O:O:O:O:O:O (tenzih ederim ve tüylerim diken diken)

  • Yağmur Bulut
    Yağmur Bulut

    ^^ İman edip salih amellerde bulunanlar; onları, içinde ebedi kalıcılar olarak, altından ırmaklar akan cennetin yüksek köşklerine muhakkak yerleştireceğiz. (Salih) Amellerde bulunanların ecri ne güzeldir.^^
    (Ankebut Suresi, 58)

    ^^ Bizim Katımız'da sizi (Bize) yaklaştıracak olan ne mallarınız, ne de evlatlarınızdır; ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka. İşte onlar; onlar için yaptıklarına karşılık olmak üzere kat kat mükâfaat vardır ve onlar yüksek köşklerinde güven içindedirler. ^^
    (Sebe Suresi, 37)

  • Bilal Büyükılgaz
    Bilal Büyükılgaz

    Cennet Allah-u Teâlâ’nın mümin kullarına, bir imtihan sahnesi olan dünyada samimiyetle inanıp sâlih ameller yapmaları, haram ve günahlardan sakınmaları karşılığında vâadettiği zevk ve sefâ yeridir, mükâfat yeridir.

    Âyet-i kerime’de şöyle buyuruluyor:

    “İman edip de sâlih ameller yapanlar, Rabb’lerinin izniyle içinde ebedî kalacakları ve altlarından ırmaklar akan cennetlere sokuldular.” (İbrahim: 23)

    Cennetin genişliği yerle göğün genişliği kadardır.

    Âyet-i kerime’de şöyle buyurulmaktadır:

    “Rabb’inizin bağışına ve Allah’tan korkanlar için hazırlanmış, genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun! ” (Âl-i imrân: 133)

    Bu beyan-ı ilâhî cennetin büyüklüğünü zihinlere yerleştirmek için verilen bir temsildir. Çünkü insanların gözünde yer ve gökten daha geniş bir şey olmadığından, Allah-u Teâlâ o büyüklüğü kullarına tarif etmek için yerle göğün genişliği ile teşbih buyurmuştur.

    Cennet ve cehennem hâlen mevcuttur. Bulundukları yeri ancak Allah-u Teâlâ bilir. Cehennem kâfirler için hazırlandığı gibi, cennet de müminler için hazırlanmıştır.

    Cennet son derece büyüktür. Milyonlarca insanları ilelebed barındırıp, huzur ve sükuna, rahat ve emniyete eriştiren böyle bir nimetler yurdunun büyüklüğünü tasavvur etmek imkânsızdır.

    Cennet, nimet yurdudur. Göz nereye baksa nimet görür. Her kim nereye baksa nimete bakar. Herkes kendilerine verilen nimetleri seyreder. Hiç kimse hiç bir şeye hasret kalmaz.

    Hem bedenî, hem de rûhî bakımdan son derece güçlü ve kabiliyetli olacaklardır.

    Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif’lerinde cennete giren her müminin, ataları Âdem Aleyhisselâm’ınki gibi bir bünyeye sahip olacaklarını, hatta altmış zira’ (yaklaşık kırk metre) boyunda olacaklarını beyan buyurmuştur.

    Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif’lerinde şöyle buyurmuşlardır:

    “Bir kimse cennetlik olarak ölünce, büyük veya küçük, yaşı ne olursa olsun, otuz yaşında bir kimse olarak cennete girer ve artık bu yaş ebediyen değişmez. Cehennemlikler için de durum böyledir.” (Tirmizî: 2565)

    Diğer bir Hadis-i şerif’lerinde ise erkeklerin, bıyıkları yeni terlemiş gençler görünümünde olacaklarını, kadınların ise çok güzel tenli ve çok değerli elbiselere bürünmüş halde bulunacaklarını, onların da on altı yaşlarında olacaklarını beyan buyurmuşlardır.



    Rüyetullah:

    Müminler cennette bütün nimetlerin üstünde, mekandan münezzeh olarak Allah-u Teâlâ’yı zaman zaman görme saâdetine nâil olacaklardır.

    Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif’lerinde şöyle buyurmuşlardır:

    “Cennetliklerin Allah katında en kıymetli olanları, Vech-i İlâhi’ye sabah ve akşam nazar ederler.” (Tirmizî: 2556)

    Daha sonra şu Âyet-i kerime’leri okumuşlardır:

    “Nice yüzler vardır ki o gün ışıl ışıl parlar, Rabb’lerine bakarlar.” (Kıyâmet: 22-23)

    Allah-u Teâlâ kendi cemâlini görmekle müşerref kılmak istediği kullarında, görmeye liyakat halkeder. Cennet sakinleri için nimetlerin en büyüğü perdesiz olarak Allah-u Teâlâ’yı görmektir. Bu nimete kavuştukça, diğer bütün nimetleri ve zevkleri unuturlar. O’na bakmaya devam ettikleri sürece hiçbir şeye iltifat etmezler. Cennet, bu nimetin yanında bütün şâşâsı ile sönük kalır.

    Kadın, erkek herkes her cuma Allah-u Teâlâ’nın dâveti üzerine O’nun yüce ziyaretine giderler. Nurdan perde kalkar ve Cenâb-ı Hakk’ı dolunay gibi net olarak görürler. Yüzleri daha da güzelleşmiş olarak köşklerine dönerler. Eşleri onları neşe ile sevinçle karşılar.



    Allah-u Teâlâ’dan Selâm:

    Allah-u Teâlâ cennetlik kullarına Cemâl-i ilâhî’sini şân-ı uluhiyetine layık bir veçhile göstermek lütfunda bulunacak ve onlara hitaben selâm vererek onların kadir ve kıymetini artırmış olacaktır.

    Câbir -radiyallahu anh-den rivayet edildiğine göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif’lerinde şöyle buyurmuşlardır:

    “Cennet ehli bulundukları nimetler içinde zevke ererken ansızın üzerlerine bir nur parıldar. Başlarını kaldırınca bir de ne görsünler, Rabb’leri onlara üstlerinden nazar etmekte ve:

    “Ey cennetlikler! Selâm üzerinize olsun! ” buyurmaktadır.

    İşte:

    “Çok merhametli bir Rabb olan Allah’tan onlara söz olarak selâm gelir.” (Yâsin: 58)

    Âyet-i kerime’si bunu belirtmektedir.

    Bunun üzerine onlara nazar buyurur, onlar da O’na bakarlar ve baktıkları süre içinde diğer nimetlerden hiçbir şeye iltifat etmezler. Bu hal araya perde girinceye kadar devam eder ve Rabb’lerinin nuru onların ve yerlerin üzerinde kalır.” (İbn-i Mâce. Mukaddime: 13)

    Ebediyet yurdu olan cennetleri rahmeti ile kuşatan Allah-u Telâlâ’nın selâm ve esenlik nuru altında hayat sürmek müminler için tasavvurun fevkinde bir nimettir.

  • Ekodynamic
    Ekodynamic

    valla ben oraya gidebilirsem ilk önce yapmak isteyeceyim şey inanmayanlara nasıl işkençe çekilçek cehennemde onu rahat ve kayifli bi yerde izlemek olur

  • Tolga Mert
    Tolga Mert

    İnsanlar var olmasını istedikleri, fakat dünya şartlarında mümkün olmayan şeyleri kimi zaman filmlere, romanlara konu yaparlar. Bu tür fikirleri fantastik, ütopik gibi sıfatlarla nitelendirerek gerçekdışı olduklarını vurgularlar. Çoğu insan bu hayal ürünü mükemmelliklerin gerçek olmasını ister, bunlara özenir. Ancak dünya şartlarında bunların gerçekleşmesinin olanaksız olduğunu bilmek ve bu güzellikleri sadece hayal etmek onların ruhunda derin bir zevk oluşturmaz. Aksine yaşadıkları ortamdaki eksikliklerin biraz daha farkına vararak dünyanın gerçek yüzünü görmelerine, bu da kendi deyimleriyle 'keyiflerinin kaçmasına' sebep olur. Elbette ki tarif ettiğimiz bu ruh hali iman etmeyen kişiler için söz konusudur.

    Ahiretin varlığına kesin bir bilgiyle iman eden müminler ise, hayal gücünün sınırlarını zorlayan tüm ihtimallerin Allah'ın 'ol' demesiyle gerçekleşebileceğini, ahirette cennet nimeti olarak karşılarına çıkabileceğini bilirler. O halde insan, dünyada 'olsa ne güzel olur' diye düşündüğü her güzellik ve nimete cennette kavuşabilmeyi umabilir. Bu umut içindeki insan, istediği herşeye kavuşabileceği cenneti hak edebilmek için ciddi bir çaba göstermeye başlar.

  • Tolga Mert
    Tolga Mert

    Allah, rızasını kazanan kulları için, dünyadaki bu kısa yaşamın ardından, sonsuz ve eşsiz bir hayat yaratmıştır. Dünya hayatındaki bu ömür göz açıp kapayıncaya kadar, hızla tükenip geçmektedir. Bu süre içerisinde sabır gösteren, güzel ahlakta kararlı davranan, Allah'a samimi bir kul olan kimseler ahirette çok büyük bir mükafatla; sonsuz cennet hayatıyla karşılaşacaklardır.

  • Tolga Mert
    Tolga Mert

    Ebedi mutluluk demek, huzur demek, çalışmamak demek, okula gitmemek demek, para sıkıntısı çekmemek demek, onu yapma buraya gitme diye birşey duymamak demek, hastalanmamak demek, ölmemek demek, doyasıya eğlence, doyasıya zevk ve sefa demek. Korku dememek, ümitsizlik dememek, bıkmamak demek, sevmek Yüceler yücesini görmek demek.,, Demek demek demek...

  • Korkut Orhan
    Korkut Orhan

    inananların her anını orgazm keyfi gibi yaşayacaklarını düşündükleri hayali bir mekân.

    huriler, gılmanlar, şarap akan çeşmeler, yemyeşil çimenler, şarıl şarıl akan dereler..tomurcuklu çıtırlar, ohhh gel keyfim gel..