Beni Siz Delirttiniz / Niyazi (Yavuz 1578) (Dervişan)
1976 Parka / İhtarname (Yavuz 1582) (Dervişan)
1977 Mor Perşembe / Bir Öğretmene Ağıt (Yavuz 1585) (Dervişan)
1 Mayıs / Durduramıyacaklar Halkın Çoşkun Akan Selini (Gönül GP525) (Dervişan)
ALMANYA'DA ÇIKAN 45'LİKLERİ: İstanbul / Why (1968) (Türkofon 2010) Tears / No, No, No (1968) (Türkofon 2011)
Üryan Geldim / Hasan Kalesi (1973) (Türkofon 1549)
Askaros Deresi / Kazak Abdal (Türkofon 1572)
1973 Kardaşlar - Apaşlar (Türkofon VELP 6503)
1974 Cem Karaca'nın Apaşlar, Kardaşlar, Moğollar ve Ferdy Klein Orkestrası'na Teşekkürleriyle (Yavuz LP 1006)
1975 Nem Kaldı (Yavuz LP 1012)
1977 Parka (Yavuz LP 1019)
Yoksulluk Kader Olamaz (Yavuz LP 1021) (Dervişan)
1978 Safinaz Gönül GPLP10) CD & Kaset (1994) (Kalan 050) (Edirdahan)
1980 Hasret Kaset (Türküola 1289) LP (Türküola)
1982 Bekle Beni Kaset (Türküola)
1984 Die Kanaken LP (Plane RC 0972-88375/76)
1987 Merhaba Gençler Ve Her Zaman Genç Kalanlar Kaset (Emre 569)
1988 Töre Kaset (Emre HE 579)
1990 Yiyin Efendiler (Özbir 032)
1992 Nerde Kalmıştık? (Marşandiz 083)
1997 Ağır Roman (O.S.T) Cem Karaca bu albümde Resimdeki Gözyaşları isimli parçayı yeniden seslendirdi.
1999 Bindik Bir Alamete... (MajörMüzik 21550)
2000 Kahpe Bizans (O.S.T) Cem Karaca bu albümde Dost Hakkı, Aşk-ı İlahi ve Meydan Bu Meydan şarkılarını seslendirdi.
2003 yılında İbrahim Sadri ile 'Ben Sana Mecburum' adlı Attila İlhan şiirinde düet yapan Cem Karaca, Gurbet şiirleri albümünde de 'Hep Kahır' isimli şarkısını da şiir şeklinde seslendirmiştir.
2004 yılında Murathan Mungan Söz Vermiş Şarkılar albümünde 'Göç Yolları' şarkısını seslendirdi.
Vefatından Sonra, Hayvan Terli albümü yayına sürüldü.
2006 Yılında, Cem Karaca şarkılarından oluşan birçok ünlü sanatçının katıldığı Mutlaka Yavrum albümü yayınlandı.
Kişinin, gittiği yolun yanlışlığını farkettiği her an, o yoldan dönme hakkı vardır. Ancak bir şekilde idol olmuş, yanlış yolunda, sevenlerini peşinden sürüklemiş kişilerin dönme hakkı yoktur. Dönmüştür. Dönektir. Bazı şarkılarını hala seviyor olmaktan utandığım sanatçıdır. 12 Eylül'ün tasvip ettiğim bir uygulamasıdır. Özal'ın yanlışlarından birisidir.
BARIŞ MANCO, CEM KARACA, SEZEN AKSU VE BEN CAN AKIN
. Balıkesir'de beyaz bir kamyonet üzerinde hoparlörden çıkan ses şehre yayılıyordu: 'SAYIN BALIKESİRLİLER CUMARTESİ GÜNÜ ŞAN SİNEMASINDA BÜYÜK KONSER; BARIŞ MANÇO, CEM KARACA VE KÜÇÜK SERÇEMİZ SEZEN AKSU'NUN KONSERİ VARDIR. LÜTFEN SİZİ DE KONSERE BEKLİYORUZ.'
Konser çağrısını duyar duymaz, elimi cebime attım ve büyük bir hayal kırıklığıyla konsere gidecek durumda olmadığımı fark ettim. Üzgün bir şekilde yürürken Orman Müdürü Necati bey 'Oğlum bu ne hal. On dört yaşında çakı gibi delikanlısın. Neden üzgünsün' dedi. 'Konsere gidecek paramın olmadığını ve yaz tatilinde kazandığım bütün paramı da lisedeki okul giderlerime ayırmak zorunda olduğumu belirttim. Karşıdaki kamyonu göstererek, lojmana gelen bir kamyon kömürü yerine taşıyabilirsem konsere gidebilecek parayı da kazanabileceğimi söyledi.
Kamyon dev gibiydi. Bir kürek iki teneke bana bakıyordu. Kalbimde derin ilk aşk yarası belki bu konserde kapanabilirdi. Kamyon birden gözümde küçüldü. Ve bütün gece boyunca dev gibi bir kamyon kömürü, gözlerimde konserin hayali ve kulaklarımda Sezen Aksu'nun şarkılarıyla beraber taşıdım. Bitirdiğimde kömür taşımaktan parça parça olmuş ellerimden kan damlarken, kalbim sevinçten deli gibiydi. Konsere gidebilecektim.
Konser günü geldi çattı. Giyecek doğru düzgün şık bir elbisem de yoktu. Sahnenin en ön sırasındaydım. Cem Karaca çıktı sahneye. Orkestrayla birlikte benim şarkımı, 'Tamirci Çırağı'nı' okudu. O söyledi ben üzüldüm. Kalbimde derin aşk yarası kanamaya başladı. Kederle dolmuştum. Cem Karaca'nın muhteşem şarkılarını bütün salonla birlikte tek ağızdan var gücümüzle söyledik. Sanırım herkes kendinden bir parça bulmuştu şarkılarda.
Arkasından Barış Manço, rengarenk sislerin ve esrarengiz ışıkların arasından, sultanlara yaraşır kaftanı ve parmaklarında 'manalı' yüzükleriyle beraber sahneye güneş gibi doğduğu anda, salonda çılgınca alkış sesi koptu. Görüntünün heyecanıyla alkışlar dakikalarca dinmedi. Hep beraber, kah ağlayarak, kah coşarak şarkıları birlikte söyledik. 'Balıkesirliler arada bir susun da ben de söyleyeyim' diyerek, nazik esprisini de yapmayı unutmadı.
Ve sahneye Dev Sesli, Minik bir Serçe geldi. Ve bütün ihtişamı ve kalbiyle şakımaya başladı. Sanki bizden biri gibi kalbimizdeki nağmeleri söylüyordu. Gönlümüzün en ücra köşelerine girmiş ve bütün acılarımızı bestelerine söz yapmıştı. En ön sırada olduğum halde Minik Serçe'nin ne söylediğini hatırlamıyorum. O gece konserde Sezen Aksu'nun bütün şarkıları yüreğimde çaldı durdu. Kulaklarım heyecandan duymadı ama kalbimin her şarkı ile beraber ağladığını biliyorum. Ve konser bitti.
Hemen kulise, sevdiğim sanatçıların imzasını almak için koştum. Üç devin imzasını almak istiyordum. Ancak kapıda bana kötü kötü bakan ve aşmam gereken dev gibi bir adam vardı. İçeri girmek istediğimde, dev adamın en son bana doğru yumruğunu salladığını gördüm. Arkasından göğsümde büyük bir acıyla kendimi kaybetmişim. Kendime gelmeye çalışırken gözlerimi yarı kapalı bir şekilde açtığımda, gördüğüme inanamadım.
Sol yanımda sol elimi tutan Cem Karaca, diğer eliyle yüzüme kolonya dökerken, bir eliyle de başımı okşuyor ve beni ayıltmaya çalışıyordu. Sağ tarafımda sağ elimi ise Barış Manço tutuyordu ve dökülen kolonyayı eliyle yüzüme sürerken bir yandan da dev adama kızgınlıkla bağırıyordu. Ve karşımda bana yapılan insanlık dışı davranışın üzüntüsünden ağlamaklı gözleriyle Minik Serçe Sezen Aksu bir bardak suyu içirmeye çalışıyordu.
Üç dev sanatçının imzasını taşıyan hatıralık bir şeye sahip olamadım ama onlarla paylaştığım özel bir anım ve kalplerinde sevgiyle karşılık bulduğum bir yerim olmuştu.
sosyalistlarin dönekliğine bir örnektir aslında. ömrünce leninist geçinen bir insanın ölüm pençesine düştüğü anda allaha dönüşünü gösterdi. ama unutulmamalıki firavunda denizde secde etti
Bu Biçim Hiçbir kadın hiçbir erkeği ve hiçbir erkek hiçbir kadını Bu biçim, bu biçim sevmedi Yokluğu ekmeğe katık edip sevgiye açlığı eklemedi Gözyaşlarının hiçbir teki bu biçim düşmedi Böylesine dolu dolu ağlamadı hiçbir kucakta hiçbir baş Ve hiçbir elveda bugüne dek bu biçim söylenmedi Hiçbir akşam o akşam gibi kanarcasına batmadı o güneş Ve hiçbir güneş onları bir daha bu biçim, bu biçim görmedi
Bana yazdığın en son mektubun ucunu bu sefer bilerek yaktım Şehre gitmeye karar vermişsin Sen bilirsin Verdiğin bu kararın sen farkına varmamışsın
Nöbette geceleyin ses geliyor dağlardan Artık bir dönüşün yok düştüğün o yollardan Yar beni o yar beni İlle de o yar beni Dağdan gelen ses değil Mezara yar koyar beni
Şehirler güler ama Kurt gibi kapar seni Hayat güzeldir ama Sermaye yapar seni
Nöbette geceleyin......
Seni yar edemem ki Dile düştün söz oldu Asla affedemem ki Çektin gittin yoz oldun..(Nöbetçinin Türküsü..)
Dur. Bırak. Kaynasın kahvenin suyu Bana İstanbul’u anlat nasıldı Bana boğazı anlat nasıldı Haziran titreyişleri kaçak yağmurlar ardı Yıkanmış kurunur muydu yine o yedi tepe Ana şefkati gibi sıcak güneşte...... İnsanlar gülüyordu de Trende vapurda otobüste Yalanda olsa hoşuma gidiyor söyle Hep kahır hep kahır hep kahır hep kahır Bıktım be. Dur. Bırak kalsın açma televizyonu Bana İstanbul’u anlat nasıldı Şehirlerin şehrini anlat nasıldı Beyoğlu sırtlarından yasak gözlerimle bakıp Köprüler Sarayburnu Minareler ve Halice Deyiverdim mi bir merhaba gizlice Dur. Bırak. Kımıldama kal biraz öylece ne olur Kokun İstanbul gibidir Gözlerin İstanbul gecesi Şimdi gel sarıl sarıl bana kınalım Gök kubbenin altında orda da beraber Çok şükür diyerek yeniden başlamanın hayali Hasretimin çölünde sanki bir pınar gibi İnsanlar gülüyordu de Trende vapurda otobüste Yalan da olsa hoşuma gidiyor söyle Hep kahır hep kahır hep kahır hep kahır Bıktım be.
ışıklar içinde uyusun.
hayatta hiçbir şeyim az olmadı senin kadar.
hiçbir şeyi istemedim seni istediğim kadar.
sen de başını alıp gitme, n'olur!
n'olur tut ellerimi...
:(
Cem Karaca 45likler Cem Karaca Albümler
1967
Emrah / Karacaoğlan
(Hürriyet Gazetesi H-018)
(Apaşlar)
Hudey / Vahşet / Bang Bang / Shakin' All Over
(Sayan EP Seri FS 127)
(Apaşlar)
Emrah / Hücum / Karacaoğlan / Ayşen
(Sayan EP Seri FS 134)
(Apaşlar)
Ümit Tarlaları / Anadolu Oyun Havası / Suya Giden Allı Gelin / Nasılda Geçtin?
(Sayan EP Seri FS 145)
(Apaşlar)
1968
İstanbul'u Dinliyorum / Oy Bana Bana
(Türkofon TU-St 1505) (Türküola 1505)
(Apaşlar - Ferdy Klein Orkestrası)
Oy Babo / Hikaye
(Türkofon TU-St 1506) (Türküola 1506)
İstanbul / Why
(Türkofon TU-St 2010)
(Apaşlar - Ferdy Klein Orkestrası)
Emrah 1970 / Karanlık Yollar
(Türkofon TU-St 1507)
(Apaşlar - Ferdy Klein Orkestrası)
Resimdeki Gözyaşları / Emrah
(Sayan FS 167)
(Apaşlar - Ferdy Klein Orkestrası)
Resimdeki Gözyaşları / Şans Çocuğu
(Türkofon TU-St 1508)
(Apaşlar - Ferdy Klein Orkestrası)
Tears / No, No, No
(Türkofon TU-St 2011)
(Apaşlar - Ferdy Klein Orkestrası)
1969
Ayrılık Günümüz / Gılgamış
(Türkofon TU-St 1520) (Türküola 1520)
(Apaşlar - Ferdy Klein Orkestrası)
Zeyno / Niksar
(Türkofon TU 1002) (Türküola 1521)
(Apaşlar - Ferdy Klein Orkestrası)
Bu Son Olsun / Felek Beni (Karacaoğlan III)
(Türkofon TU 1003) (Türküola 1524)
(Apaşlar - Ferdy Klein Orkestrası)
1970
Emmioğlu / O Leyli
(Türküola 1528)
(Ferdy Klein Orkestrası)
Kendim Ettim Kendim Buldum / Erenler
(Türküola 1529)
(Ferdy Klein Orkestrası)
Adsız / Unut Beni
(Türküola 1530)
(Ferdy Klein Orkestrası)
Muhtar / Baba
(Türküola 1531)
(Ferdy Klein Orkestrası)
Dadaloğlu / Kalender
(Türkofon M-1014)
(Kardaşlar)
1971
Oy Gülüm Oy / Kara Sevda
(Türkofon M-1016)
(Kardaşlar)
Tatlı Dillim / Demedim mi?
(Türkofon M-1017)
(Kardaşlar)
Kara Yılan / Lümüne
(Türkofon M-1018)
(Kardaşlar)
Acı Doktor (Kısım 1) / Acı Doktor (Kısım 2)
(Türkofon M-1019)
(Kardaşlar)
Kara Üzüm / Mehmet'e Ağıt
(Türküola 1536)
(Kardaşlar)
1972
Askaros Deresi / Üryan Geldim
(Yavuz 1545)
(Kardaşlar)
1973
Obur Dünya / El Çek Tabib
(Yavuz 1547)
(Moğollar)
Gel Gel / Üzüm Kaldı
(Yavuz 1553)
(Moğollar)
1974
Namus Belası MP3 / Gurbet
(Yavuz 1560)
(Moğollar)
Beyaz Atlı / Yiğitler
(Yavuz 1567)
(Dervişan)
1975
Tamirci Çırağı MP3 / Nerdesin?
(Yavuz 1571)
(Dervişan)
Mutlaka Yavrum / Kavga
(Yavuz 1574)
(Dervişan)
Beni Siz Delirttiniz / Niyazi
(Yavuz 1578)
(Dervişan)
1976
Parka / İhtarname
(Yavuz 1582)
(Dervişan)
1977
Mor Perşembe / Bir Öğretmene Ağıt
(Yavuz 1585)
(Dervişan)
1 Mayıs / Durduramıyacaklar Halkın Çoşkun Akan Selini
(Gönül GP525)
(Dervişan)
ALMANYA'DA ÇIKAN 45'LİKLERİ:
İstanbul / Why (1968) (Türkofon 2010)
Tears / No, No, No (1968) (Türkofon 2011)
Üryan Geldim / Hasan Kalesi (1973) (Türkofon 1549)
Askaros Deresi / Kazak Abdal (Türkofon 1572)
1973
Kardaşlar - Apaşlar
(Türkofon VELP 6503)
1974
Cem Karaca'nın Apaşlar, Kardaşlar, Moğollar ve Ferdy Klein Orkestrası'na Teşekkürleriyle
(Yavuz LP 1006)
1975
Nem Kaldı
(Yavuz LP 1012)
1977
Parka
(Yavuz LP 1019)
Yoksulluk Kader Olamaz
(Yavuz LP 1021)
(Dervişan)
1978
Safinaz
Gönül GPLP10) CD & Kaset (1994) (Kalan 050)
(Edirdahan)
1980
Hasret
Kaset (Türküola 1289) LP (Türküola)
1982
Bekle Beni
Kaset (Türküola)
1984
Die Kanaken
LP (Plane RC 0972-88375/76)
1987
Merhaba Gençler Ve Her Zaman Genç Kalanlar
Kaset (Emre 569)
1988
Töre
Kaset (Emre HE 579)
1990
Yiyin Efendiler
(Özbir 032)
1992
Nerde Kalmıştık?
(Marşandiz 083)
1997
Ağır Roman (O.S.T)
Cem Karaca bu albümde Resimdeki Gözyaşları isimli parçayı yeniden seslendirdi.
1999
Bindik Bir Alamete...
(MajörMüzik 21550)
2000
Kahpe Bizans (O.S.T)
Cem Karaca bu albümde Dost Hakkı, Aşk-ı İlahi ve Meydan Bu Meydan şarkılarını seslendirdi.
2003 yılında İbrahim Sadri ile 'Ben Sana Mecburum' adlı Attila İlhan şiirinde düet yapan Cem Karaca, Gurbet şiirleri albümünde de 'Hep Kahır' isimli şarkısını da şiir şeklinde seslendirmiştir.
2004 yılında Murathan Mungan Söz Vermiş Şarkılar albümünde 'Göç Yolları' şarkısını seslendirdi.
Vefatından Sonra, Hayvan Terli albümü yayına sürüldü.
2006 Yılında, Cem Karaca şarkılarından oluşan birçok ünlü sanatçının katıldığı Mutlaka Yavrum albümü yayınlandı.
Büyük üstat........allah rahmet eylesin:-(
Kişinin, gittiği yolun yanlışlığını farkettiği her an, o yoldan dönme hakkı vardır.
Ancak bir şekilde idol olmuş, yanlış yolunda, sevenlerini peşinden sürüklemiş kişilerin dönme hakkı yoktur.
Dönmüştür.
Dönektir.
Bazı şarkılarını hala seviyor olmaktan utandığım sanatçıdır.
12 Eylül'ün tasvip ettiğim bir uygulamasıdır.
Özal'ın yanlışlarından birisidir.
'Dünyada sevilecek bir şey varsa, bu ne paardır,ne şandır, ne kadındır, ne de maldır.Dünyada sevilecek şey 'Yâr' dediğimiz yüce ALLAH'tır' CeM KaRaCa
BARIŞ MANCO, CEM KARACA, SEZEN AKSU VE BEN CAN AKIN
.
Balıkesir'de beyaz bir kamyonet üzerinde hoparlörden çıkan ses şehre yayılıyordu: 'SAYIN BALIKESİRLİLER CUMARTESİ GÜNÜ ŞAN SİNEMASINDA BÜYÜK KONSER; BARIŞ MANÇO, CEM KARACA VE KÜÇÜK SERÇEMİZ SEZEN AKSU'NUN KONSERİ VARDIR. LÜTFEN SİZİ DE KONSERE BEKLİYORUZ.'
Konser çağrısını duyar duymaz, elimi cebime attım ve büyük bir hayal kırıklığıyla konsere gidecek durumda olmadığımı fark ettim. Üzgün bir şekilde yürürken Orman Müdürü Necati bey 'Oğlum bu ne hal. On dört yaşında çakı gibi delikanlısın. Neden üzgünsün' dedi. 'Konsere gidecek paramın olmadığını ve yaz tatilinde kazandığım bütün paramı da lisedeki okul giderlerime ayırmak zorunda olduğumu belirttim. Karşıdaki kamyonu göstererek, lojmana gelen bir kamyon kömürü yerine taşıyabilirsem konsere gidebilecek parayı da kazanabileceğimi söyledi.
Kamyon dev gibiydi. Bir kürek iki teneke bana bakıyordu. Kalbimde derin ilk aşk yarası belki bu konserde kapanabilirdi. Kamyon birden gözümde küçüldü. Ve bütün gece boyunca dev gibi bir kamyon kömürü, gözlerimde konserin hayali ve kulaklarımda Sezen Aksu'nun şarkılarıyla beraber taşıdım. Bitirdiğimde kömür taşımaktan parça parça olmuş ellerimden kan damlarken, kalbim sevinçten deli gibiydi. Konsere gidebilecektim.
Konser günü geldi çattı. Giyecek doğru düzgün şık bir elbisem de yoktu. Sahnenin en ön sırasındaydım. Cem Karaca çıktı sahneye. Orkestrayla birlikte benim şarkımı, 'Tamirci Çırağı'nı' okudu. O söyledi ben üzüldüm. Kalbimde derin aşk yarası kanamaya başladı. Kederle dolmuştum. Cem Karaca'nın muhteşem şarkılarını bütün salonla birlikte tek ağızdan var gücümüzle söyledik. Sanırım herkes kendinden bir parça bulmuştu şarkılarda.
Arkasından Barış Manço, rengarenk sislerin ve esrarengiz ışıkların arasından, sultanlara yaraşır kaftanı ve parmaklarında 'manalı' yüzükleriyle beraber sahneye güneş gibi doğduğu anda, salonda çılgınca alkış sesi koptu. Görüntünün heyecanıyla alkışlar dakikalarca dinmedi. Hep beraber, kah ağlayarak, kah coşarak şarkıları birlikte söyledik. 'Balıkesirliler arada bir susun da ben de söyleyeyim' diyerek, nazik esprisini de yapmayı unutmadı.
Ve sahneye Dev Sesli, Minik bir Serçe geldi. Ve bütün ihtişamı ve kalbiyle şakımaya başladı. Sanki bizden biri gibi kalbimizdeki nağmeleri söylüyordu. Gönlümüzün en ücra köşelerine girmiş ve bütün acılarımızı bestelerine söz yapmıştı. En ön sırada olduğum halde Minik Serçe'nin ne söylediğini hatırlamıyorum. O gece konserde Sezen Aksu'nun bütün şarkıları yüreğimde çaldı durdu. Kulaklarım heyecandan duymadı ama kalbimin her şarkı ile beraber ağladığını biliyorum.
Ve konser bitti.
Hemen kulise, sevdiğim sanatçıların imzasını almak için koştum. Üç devin imzasını almak istiyordum. Ancak kapıda bana kötü kötü bakan ve aşmam gereken dev gibi bir adam vardı. İçeri girmek istediğimde, dev adamın en son bana doğru yumruğunu salladığını gördüm. Arkasından göğsümde büyük bir acıyla kendimi kaybetmişim. Kendime gelmeye çalışırken gözlerimi yarı kapalı bir şekilde açtığımda, gördüğüme inanamadım.
Sol yanımda sol elimi tutan Cem Karaca, diğer eliyle yüzüme kolonya dökerken, bir eliyle de başımı okşuyor ve beni ayıltmaya çalışıyordu.
Sağ tarafımda sağ elimi ise Barış Manço tutuyordu ve dökülen kolonyayı eliyle yüzüme sürerken bir yandan da dev adama kızgınlıkla bağırıyordu.
Ve karşımda bana yapılan insanlık dışı davranışın üzüntüsünden ağlamaklı gözleriyle Minik Serçe Sezen Aksu bir bardak suyu içirmeye çalışıyordu.
Üç dev sanatçının imzasını taşıyan hatıralık bir şeye sahip olamadım ama onlarla paylaştığım özel bir anım ve kalplerinde sevgiyle karşılık bulduğum bir yerim olmuştu.
Mr Can Akın
o bir dev bir idol, allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun
Hayatta hiç bir şeyim az olmadı senin kadar
Ve hiç bişeyi istemedım seni istediğim kadar
Sen de başını alıp gitme
(niye gittin Cem baba:( )
anadolu rock müziğin we türkiyenin yenilmeyen ölemeyen sawaşçısı...
çoook yorgunum beni bekleme kaptan /seyir defterini başkasıııııı yazsın.
Türkçe'de kelime çokken neden soyadları bu kadar girişik diye düşündüren rahmetli şarkıcı.
ne olur ıslak ıslak bakma öyle...
sosyalistlarin dönekliğine bir örnektir aslında. ömrünce leninist geçinen bir insanın ölüm pençesine düştüğü anda allaha dönüşünü gösterdi. ama unutulmamalıki firavunda denizde secde etti
CEM KARACA'nın müthiş bir parçası
Bu Biçim
Hiçbir kadın hiçbir erkeği ve hiçbir erkek hiçbir kadını
Bu biçim, bu biçim sevmedi
Yokluğu ekmeğe katık edip sevgiye açlığı eklemedi
Gözyaşlarının hiçbir teki bu biçim düşmedi
Böylesine dolu dolu ağlamadı hiçbir kucakta hiçbir baş
Ve hiçbir elveda bugüne dek bu biçim söylenmedi
Hiçbir akşam o akşam gibi kanarcasına batmadı o güneş
Ve hiçbir güneş onları bir daha bu biçim, bu biçim görmedi
Onu hep tamirci çıragıyla hatırlayacagım.
Bana yazdığın en son mektubun ucunu bu sefer bilerek yaktım
Şehre gitmeye karar vermişsin
Sen bilirsin
Verdiğin bu kararın sen farkına varmamışsın
Nöbette geceleyin ses geliyor dağlardan
Artık bir dönüşün yok düştüğün o yollardan
Yar beni o yar beni
İlle de o yar beni
Dağdan gelen ses değil
Mezara yar koyar beni
Şehirler güler ama
Kurt gibi kapar seni
Hayat güzeldir ama
Sermaye yapar seni
Nöbette geceleyin......
Seni yar edemem ki
Dile düştün söz oldu
Asla affedemem ki
Çektin gittin yoz oldun..(Nöbetçinin Türküsü..)
Bir gün belki hayattan,
Geçmişteki günlerden,
Bir teselli ararsan,
Bak o zaman resmime... ruhun şad olsun 'CEM BABA'... =0(
'İstanbul'u dinliyorum...Gözlerim, kapalı.'
Rock'ın taçsız, mabetsiz krallarından. Tek mabet kalplerimizdekilerdir..
dağdan gelen ses değil illede o yar oyar beni
Hayatta hiçbirşeyim az olmadı senin kadar....
Ve hiçbişeyi özlemedim seni özlediğim kadar...
Dinliyorum şuan.. Cem Karaca'dan
Hep kahır
Dur. Bırak. Kaynasın kahvenin suyu
Bana İstanbul’u anlat nasıldı
Bana boğazı anlat nasıldı
Haziran titreyişleri kaçak yağmurlar ardı
Yıkanmış kurunur muydu yine o yedi tepe
Ana şefkati gibi sıcak güneşte......
İnsanlar gülüyordu de
Trende vapurda otobüste
Yalanda olsa hoşuma gidiyor söyle
Hep kahır hep kahır hep kahır hep kahır
Bıktım be.
Dur. Bırak kalsın açma televizyonu
Bana İstanbul’u anlat nasıldı
Şehirlerin şehrini anlat nasıldı
Beyoğlu sırtlarından yasak gözlerimle bakıp
Köprüler Sarayburnu Minareler ve Halice
Deyiverdim mi bir merhaba gizlice
Dur. Bırak. Kımıldama kal biraz öylece ne olur
Kokun İstanbul gibidir
Gözlerin İstanbul gecesi
Şimdi gel sarıl sarıl bana kınalım
Gök kubbenin altında orda da beraber
Çok şükür diyerek yeniden başlamanın hayali
Hasretimin çölünde sanki bir pınar gibi
İnsanlar gülüyordu de
Trende vapurda otobüste
Yalan da olsa hoşuma gidiyor söyle
Hep kahır hep kahır hep kahır hep kahır
Bıktım be.
şeker ezdim sana,bal süzdüm
yüreğimden mısra çektim şiir düzdüm
bir fısıltıya hapsettim içimin tüm çığlıklarını
gel dedim....
seni çok dinledim ve hala dinliyorum...hiç bıkmayacağım........
en uslu ve santkar tamirci çırağı...........
Hayatta hiç bir şeyim az olmadı senin kadar sen de başını alıp gitme ne olur.:(
ıslak ıslak