Size soruyorum! Bir anne nin kucagundaki bebeki alip atese atsalar o ana ne yapar? ! Yikar ortaligi! Dayanamaz o ana yüregi. Iste bu cehennem misali. Iste siz de cocugunuzu atese atmayin, tuttun onun elinden ve ibadette davet edin, tuttun onun elinden atesden cikarin!
İnkâr edenler, Beni bırakıp kullarımı veliler edindiklerini mi sandılar? Gerçekten Biz cehennemi kafirler için bir durak olarak hazırlamışız. (KEHF SURESİ / 102)
'De ki: 'Kim sapıklık içindeyse, Rahman (olan Allah) , ona süre tanıdıkça tanır; kendilerine va'dedileni -ya azabı veya kıyamet saatini- gördükleri zaman artık kimin yeri (makam, mevki) daha kötü, kimin askeri- gücü daha zayıfmış, öğreneceklerdir. (MERYEM SURESİ / 75) Suçlu-günahkarları susamışlar olarak cehenneme süreceğiz. (MERYEM SURESİ / 86) '
Fasık olanlar içinse, artık onların da barınma yeri ateştir. Oradan her çıkmak istediklerinde, geri çevrilirler ve onlara: 'Kendisini yalanladığınız ateş azabını tadın' denir. (SECDE SURESİ / 20) İnkar edenlere gelince, onlar için de cehennem ateşi vardır. Onlar için ne, karar verilir, ki böylece ölüversinler, ne de kendilerine onun azabından (bir şey) hafifletilir. İşte biz, her nankör olanı böyle cezalandırırız. (FATIR SURESİ / 36)
İçinde onlar (şöyle) çığlık atarlar: 'Rabbimiz, bizi çıkar, yaptığımızdan başka salih bir amelde bulunalım.' Size orda (dünyada) , öğüt alabilecek olanın öğüt alabileceği kadar ömür vermedik mi? Size uyaran da gelmişti. Öyleyse (azabı) tadın; artık zalimler için bir yardımcı yoktur. (FATIR SURESİ / 37)
(RABBİM SEN BİZ ACİZ KULLARINI CEHENNEM AZABINDAN KORU)
Onlar, dinlerini bir eğlence ve oyun (konusu) edinmişlerdi ve dünya hayatı onları aldatmıştı. Onlar, bu günleriyle karşılaşmayı unuttukları ve bizim ayetlerimizi 'yok sayarak tanımadıkları' gibi, biz de bugün onları unutacağız. (A'RAF SURESİ / 51)
Hayatımın belki de en dik yokuşunu iniyordum..Yanaklarımdan hazan yağmurları gibi süzülen göz yaşlarım cayır cayır yanan kalbimi soğutmaya yetmiyordu. Mevsim dışarıda yazdı... içimde sonbahar... Ne yağdırdığım yağmurlar yetiyordu ne kopan fırtınalar.. içimdeki cehennemi söndürmeye. Dikti.. dimdik bir yokuş. Yürümüyor adeta yuvarlanıyordum. Taa cehennemin dibine. Oysa ki cennetteydim. Kollarında huri gibi hissediyordum kendimi. Dudaklarından tadıyordum balın en tatlısını. Şimdi ise cehenneme biletim kesilmiş.. hıçkırıklarla yürüyordum. Sensizlik cehennemin ta dibi. Umursamadan terk ettin. İttin beni...
Kâfirlerin devamlı, günahkâr müslümanların ise, günahları kadar âhirette azab görecekleri yer. Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: Kim Allahü teâlâ ve Resûlüne ısrarla isyân eder, inkar etmek sûretiyle Allahü teâlânın koyduğu sınırları çiğneyip geçerse, onu içinde sonsuz kalıcı olarak Cehennem'e koyar. (Allahü teâlânın ve peygamberi Muhammed'in (aleyhisselâm) emirlerine aldırış etmiyenler, beğenmiyenler, asra, fenne uygun değildir, modern ihtiyâçlara kâfi değildir diyenler, kıyâmette Cehennem ateşinden kurtulamıyacaklardır.) Bunlara Cehennem'de, çok acı azâb vardır. (Nisâ sûresi: 14) Ey müslümanlar topluluğu! Allahü teâlânın sizi teşvik ettiği şeye rağbet ediniz ve O'nun yasak ettiklerinden kaçınınız. Allahü teâlânın korkuttuğu şeylerden korkunuz. O'nun cezâsından, azâbından Cehennem'inden korkunuz. Şu bulunduğunuz dünyâda O'nun ateşinden bir damla kıvılcım bulunmuş olsa, bu dünyâyı sizler için yaşanmaz hâle getirir. (Hadîs-i şerîf-İhyâu Ulûmiddîn, Tezkîre-i Kurtubî) Cehennem yedi tabakadır: Birinci tabaka en hafifidir. Fakat dünyâ ateşinden yetmiş kat daha şiddetlidir. Adı Cehennemdir. Burada müslümanlardan bir kısmı yanıp, günahlarından temizleneceklerdir. Kâfirlerin devamlı azab görecekleri Cehennemin diğer ta bakaları ise; Sa'îr, Sakar, Cahîm, Hutame, Lazy ve Hâviye'dir. (Bkz. İlgili maddeler) (Seâdet-i Ebediyye) Bir şeyi arayan onun peşinden koştuğu ve bir şeyden korkan ondan kaçtığı halde, Cennet'i arayıp, Cehennem'den kaçan kimselerin bunlara hiç aldırış etmeden uyuyup kalmaları ne kadar şaşılacak şeydir. (Âmir bin Abdullah) Cehennem'e girmek ve sonsuz olarak orada kalmak, îmânı duyduktan sonra şirk (Allah'a ortak) koşanlar içindir. (Kâdızâde) Cennet ve Cehennem hâlihâzırda vardırlar ve ebediyyen bâkidirler (kalıcıdırlar) . (Ömer Nesefî) Cehennem'den en son çıkacak mü'min, yedi bin âhiret senesi yanacaktır. Âhiretin bir günü, dünyânın bin senesi kadar uzundur. (Kâdızâde Ahmed Emîn Efendi) Günahlar gaflete, Allahü teâlâyı unutmaya, gaflet ise, kalbin katılaşmasına sebeb olur. Kalbin katılaşması, insanı Allahü teâlâdan uzaklaştırır. Allahü teâlâdan uzaklaşmak ise, Cehennem'e götürür. (Hâris el-Muhâsibî)
ateist: ateşiniz var mı? sigaramı yakıcamda zebani: yeteri kadar..buyrun sizi aile salonu bölümüne alalım ateist: ay sağolun çok makbule geçti..ahhh ıhhh....
Ahir zamanda Allah ın uyarılarına aldırmayanlar dan kiminin bir süre kiminin ebediyen kalacağı ve katmanları olan bir yer..Sıcak olarak algılamak yanlış,çok soğuk ve insanların soğuktan eriyeceği katmanlarıda varmış...Ama ceza inanın ahrete kalmıyor.....
Sorgulama sırasını beklerken, cennetin de, cehennemin de kapılarının açık olduğunu görmüş. Fırsat bu fırsattır deyip, iki kapıdan da içeri bakarak bir göz atmış. Bakmış ki cennet de, cehennem de tıpatıp birbirinin aynı. İki odada da upuzun bir ziyafet sofrası. Masanın üzerinde kuş sütü dahil her şey var. Her servis tabağının yanındaki çatal, bıçak ve kaşıkların sapı birer metre boyunda. Garibine gitmiş adamın böylesine kocaman saplı çatal, bıçak ve kaşıklar. Garibine giden bir başka şey de, cennet ve cehennemde sofraların aynı olmasına rağmen, cehennemdeki masanın etrafında oturan insanların soluk, bitkin, zayıf, mutsuz, cennettekilerin ise neşeli, şen, şakrak olmalarıymış. Nedenini bir türlü anlayamamış adam. İki taraftada her şey aynı ama insanlar arasında bu fark niye diye düşünüp durmuş. Fark neredeymiş biliyormusunuz? Davranışta. Cehennemdekiler bu upuzun çatal, kaşıklarla kendilerini beslemeye çalıştıkları için bir türlü güzelim yiyecekleri ağızlarına götüremiyorlar, yerlere döküp saçıyorlarmış. Bu yüzden beslenemiyorlar ve zayıf düşüyorlarmış. Cennettekiler ise uzun saplı çatal, kaşıkları karşısındaki insana uzatıp birbirlerini besliyorlarmış. Böylece herkes hem besleniyor, hem de her şeyi paylaşarak gülüşüyorlar, ziyafetlerini neşeli bir şekilde sürdürüyorlarmış
istemeden bile olsa sevdiklerini üzmüş kalplerini kırmış kişilerin,bir de o çok sevdikleri kişiler ölüp aralarından ayrılmışlarsa,her akıllarına geldiğinde içlerinde,bütün acımasızlığıyla yanan ve o kişi ölesiye kadar sönmeyecek bir şey.
insanların kendi içlerindeki pislikleri gizlemek için başkalarını korkutmakta kullandıkları yüksek fırın. önce kim gidecek?
boorocx a tahammül etmek...
sıcak çok sıcak daha da sıcak olacak :)
reddediyorum cennetini! beni afrikada yaktığın binlerce çocukla beraber yak! !
kapitalizm...
aşağılık insanları gördükçe hep aklımdan geçer: ' cennet mi daha elzemdir; cehennem mi? '
Size soruyorum! Bir anne nin kucagundaki bebeki alip atese atsalar o ana ne yapar? ! Yikar ortaligi! Dayanamaz o ana yüregi. Iste bu cehennem misali. Iste siz de cocugunuzu atese atmayin, tuttun onun elinden ve ibadette davet edin, tuttun onun elinden atesden cikarin!
İnkâr edenler, Beni bırakıp kullarımı veliler edindiklerini mi sandılar? Gerçekten Biz cehennemi kafirler için bir durak olarak hazırlamışız. (KEHF SURESİ / 102)
'De ki: 'Kim sapıklık içindeyse, Rahman (olan Allah) , ona süre tanıdıkça tanır; kendilerine va'dedileni -ya azabı veya kıyamet saatini- gördükleri zaman artık kimin yeri (makam, mevki) daha kötü, kimin askeri- gücü daha zayıfmış, öğreneceklerdir. (MERYEM SURESİ / 75)
Suçlu-günahkarları susamışlar olarak cehenneme süreceğiz. (MERYEM SURESİ / 86) '
Fasık olanlar içinse, artık onların da barınma yeri ateştir. Oradan her çıkmak istediklerinde, geri çevrilirler ve onlara: 'Kendisini yalanladığınız ateş azabını tadın' denir. (SECDE SURESİ / 20)
İnkar edenlere gelince, onlar için de cehennem ateşi vardır. Onlar için ne, karar verilir, ki böylece ölüversinler, ne de kendilerine onun azabından (bir şey) hafifletilir. İşte biz, her nankör olanı böyle cezalandırırız. (FATIR SURESİ / 36)
İçinde onlar (şöyle) çığlık atarlar: 'Rabbimiz, bizi çıkar, yaptığımızdan başka salih bir amelde bulunalım.' Size orda (dünyada) , öğüt alabilecek olanın öğüt alabileceği kadar ömür vermedik mi? Size uyaran da gelmişti. Öyleyse (azabı) tadın; artık zalimler için bir yardımcı yoktur. (FATIR SURESİ / 37)
(RABBİM SEN BİZ ACİZ KULLARINI CEHENNEM AZABINDAN KORU)
Onlar, dinlerini bir eğlence ve oyun (konusu) edinmişlerdi ve dünya hayatı onları aldatmıştı. Onlar, bu günleriyle karşılaşmayı unuttukları ve bizim ayetlerimizi 'yok sayarak tanımadıkları' gibi, biz de bugün onları unutacağız. (A'RAF SURESİ / 51)
yokluğun cehennemin öbür adıdır.
üşüyorum kapama gözlerini...
cehennemden geldim
cennete gidicem
seviştiğim dünyayıda yanımda götürücem.........
cehennem benım ıcın insaların bazılarının gıdecegı yer olarak adlan dırılıyor.ben CEHENNEM
cehennemime hosgeLdinn.. kacinci kurban benim.. sahte guLusun adi öpüsün magLup yine kaLbimm..
Hayatımın belki de en dik yokuşunu iniyordum..Yanaklarımdan hazan yağmurları gibi süzülen göz yaşlarım cayır cayır yanan kalbimi soğutmaya yetmiyordu. Mevsim dışarıda yazdı... içimde sonbahar... Ne yağdırdığım yağmurlar yetiyordu ne kopan fırtınalar.. içimdeki cehennemi söndürmeye.
Dikti.. dimdik bir yokuş. Yürümüyor adeta yuvarlanıyordum. Taa cehennemin dibine. Oysa ki cennetteydim. Kollarında huri gibi hissediyordum kendimi. Dudaklarından tadıyordum balın en tatlısını. Şimdi ise cehenneme biletim kesilmiş.. hıçkırıklarla yürüyordum. Sensizlik cehennemin ta dibi. Umursamadan terk ettin. İttin beni...
Kâfirlerin devamlı, günahkâr müslümanların ise, günahları kadar âhirette azab görecekleri yer.
Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
Kim Allahü teâlâ ve Resûlüne ısrarla isyân eder, inkar etmek sûretiyle Allahü teâlânın koyduğu sınırları çiğneyip geçerse, onu içinde sonsuz kalıcı olarak Cehennem'e koyar. (Allahü teâlânın ve peygamberi Muhammed'in (aleyhisselâm) emirlerine aldırış etmiyenler, beğenmiyenler, asra, fenne uygun değildir, modern ihtiyâçlara kâfi değildir diyenler, kıyâmette Cehennem ateşinden kurtulamıyacaklardır.) Bunlara Cehennem'de, çok acı azâb vardır. (Nisâ sûresi: 14)
Ey müslümanlar topluluğu! Allahü teâlânın sizi teşvik ettiği şeye rağbet ediniz ve O'nun yasak ettiklerinden kaçınınız. Allahü teâlânın korkuttuğu şeylerden korkunuz. O'nun cezâsından, azâbından Cehennem'inden korkunuz. Şu bulunduğunuz dünyâda O'nun ateşinden bir damla kıvılcım bulunmuş olsa, bu dünyâyı sizler için yaşanmaz hâle getirir. (Hadîs-i şerîf-İhyâu Ulûmiddîn, Tezkîre-i Kurtubî)
Cehennem yedi tabakadır: Birinci tabaka en hafifidir. Fakat dünyâ ateşinden yetmiş kat daha şiddetlidir. Adı Cehennemdir. Burada müslümanlardan bir kısmı yanıp, günahlarından temizleneceklerdir. Kâfirlerin devamlı azab görecekleri Cehennemin diğer ta bakaları ise; Sa'îr, Sakar, Cahîm, Hutame, Lazy ve Hâviye'dir. (Bkz. İlgili maddeler) (Seâdet-i Ebediyye)
Bir şeyi arayan onun peşinden koştuğu ve bir şeyden korkan ondan kaçtığı halde, Cennet'i arayıp, Cehennem'den kaçan kimselerin bunlara hiç aldırış etmeden uyuyup kalmaları ne kadar şaşılacak şeydir. (Âmir bin Abdullah)
Cehennem'e girmek ve sonsuz olarak orada kalmak, îmânı duyduktan sonra şirk (Allah'a ortak) koşanlar içindir. (Kâdızâde)
Cennet ve Cehennem hâlihâzırda vardırlar ve ebediyyen bâkidirler (kalıcıdırlar) . (Ömer Nesefî)
Cehennem'den en son çıkacak mü'min, yedi bin âhiret senesi yanacaktır. Âhiretin bir günü, dünyânın bin senesi kadar uzundur. (Kâdızâde Ahmed Emîn Efendi)
Günahlar gaflete, Allahü teâlâyı unutmaya, gaflet ise, kalbin katılaşmasına sebeb olur. Kalbin katılaşması, insanı Allahü teâlâdan uzaklaştırır. Allahü teâlâdan uzaklaşmak ise, Cehennem'e götürür. (Hâris el-Muhâsibî)
geceleri beni uykumdan eden imamların gideceği yer olsa gerek. muhaha
dünyada yapılan kötülüklerin ceza bulacağı yer
gelemem ben, annnem kızıyo
kışları sıcak ve kurak yazları daha sıcak ve daha kurak...
lüzumsuz değil
motosikletli kız
ateist: ateşiniz var mı? sigaramı yakıcamda
zebani: yeteri kadar..buyrun sizi aile salonu bölümüne alalım
ateist: ay sağolun çok makbule geçti..ahhh ıhhh....
Ahir zamanda Allah ın uyarılarına aldırmayanlar dan kiminin bir süre kiminin ebediyen kalacağı ve katmanları olan bir yer..Sıcak olarak algılamak yanlış,çok soğuk ve insanların soğuktan eriyeceği katmanlarıda varmış...Ama ceza inanın ahrete kalmıyor.....
dünyadaki kötüler için düşünülmesi ve inanılması insanda hoşluk duygusu yaratan yer. kötüler için yaşasın cehennem.
sado-mazo sevenler! ! oranın hurileri böleymiş.)))
Çoook sıcak biryer..
Çalıştığım Yer
cennet ve cehennem
Adamın biri öbür dünyaya göçmüş.
Sorgulama sırasını beklerken, cennetin de, cehennemin de kapılarının açık olduğunu görmüş. Fırsat bu fırsattır deyip, iki kapıdan da içeri bakarak bir göz atmış. Bakmış ki cennet de, cehennem de tıpatıp birbirinin aynı. İki odada da upuzun bir ziyafet sofrası. Masanın üzerinde kuş sütü dahil her şey var.
Her servis tabağının yanındaki çatal, bıçak ve kaşıkların sapı birer metre boyunda. Garibine gitmiş adamın böylesine kocaman saplı çatal, bıçak ve kaşıklar.
Garibine giden bir başka şey de, cennet ve cehennemde sofraların aynı olmasına rağmen, cehennemdeki masanın etrafında oturan insanların soluk, bitkin, zayıf, mutsuz, cennettekilerin ise neşeli, şen, şakrak olmalarıymış.
Nedenini bir türlü anlayamamış adam. İki taraftada her şey aynı ama insanlar arasında bu fark niye diye düşünüp durmuş. Fark neredeymiş biliyormusunuz? Davranışta. Cehennemdekiler bu upuzun çatal, kaşıklarla kendilerini beslemeye çalıştıkları için bir türlü güzelim yiyecekleri ağızlarına götüremiyorlar, yerlere döküp saçıyorlarmış. Bu yüzden beslenemiyorlar ve zayıf düşüyorlarmış.
Cennettekiler ise uzun saplı çatal, kaşıkları karşısındaki insana uzatıp birbirlerini besliyorlarmış. Böylece herkes hem besleniyor, hem de her şeyi paylaşarak gülüşüyorlar, ziyafetlerini neşeli bir şekilde sürdürüyorlarmış
Bir arada yaşama zorunluluğu sonucu üretilen kurallara uymayanların vicdansal yargılarını denetleyici olarak üretilmiş ceza yeri..
istemeden bile olsa sevdiklerini üzmüş kalplerini kırmış kişilerin,bir de o çok sevdikleri kişiler ölüp aralarından ayrılmışlarsa,her akıllarına geldiğinde içlerinde,bütün acımasızlığıyla yanan ve o kişi ölesiye kadar sönmeyecek bir şey.