Bu videoda Nvidia'nın kurucusu Jensen Huang'ın hayat hikayesi, başarı yolculuğu anlatılıyor. İlginç bir hayat hikayesi. Barış Özcan da güzel anlatmış. Barış Özcan'ın hazırladığı videoları ilham verici ve motive edici buluyorum. Bu video da öyle ve içinde güzel, anlamlı öğütler de barındırıyor. Beğendim.
kronolojik olarak büyüyeceksin biyolojik olarak büyüyeceksin mental olarak büyüyeceksin psikolojik olarak büyüyecesin ama ruhun.. cok da zorlama büyüsün diye o küçük de güzel
Sonra bi sabah uyandığımda babamın kollarında değildim artık.. hayat hiçte pamuk şekerinin renginde gizli değilmiş baba siyahı gösterdiler bize... Gözüme baktığınızda gördüğünüz hayat ışığıda söndü sonra; yolumu bulamıyorum baba, üstelik karanlıktanda korkarım ben.. Her ayağa kalkışımda yüzüstü yere kapaklandığımda küçüktü ozaman bedenim acımazdı ki ellerim. böylesini bilmesem bukadar kesin konuşmazdım baba.. inan bu düşüşler kanatır her yanımı oluk oluk kanarım içime siz görmezsiniz beni baba.. şimdi cocuk olsam yeniden tutsanız minik ellerimden, sizden başka kimseyi tanımak istemezdim baba.. 'kızım' demenizi özlemek istemezdim.. gitmek istemezdim bi adım öteye.. istemezdim baba.. Büyümek istemezdim
Büyümek yaş ilerledikçe olgunlaşmak farkına varmak bişeylerin hatta herşeyin farkına varmak..büyümekle yaşlanmanın aynı şey olmadığının farkına varmak..hep büyümek asla yaşlanmamak dileğiyle=))
büyümek bir tercih değildi ki. zaman aktı ve biz de bu sürece tanıklık ettik.
aslında çoğu zaman hevesliydik büyümeye. biraz daha dürüst olalım mesela; evet aslında her zaman. ne vardı bizi deli gibi kendine çeken sanki büyümekle ilgili. bilinmeyenin gücü bu kadar büyük olabilir miydi? bilmediği bir şey olmak için her gece dua eder mi insan mesela? büyüyüp annenin elini bırakmak, bahçede daha uzun kalmak için izin istemek zorunda olmamak, tek başına dolaşabilmek. bu kadar da basit şeylerdi büyümenin karşılığı zihnimizde. bak n'oldu şimdi? dilediğin saatte dilediğin kadar bilgisayarın başındasın, muhtemelen yalnızsın ya da birileriylesin. kimse yakanı çekiştiriyor mu? hadi yatağa diyen de yok, büyüdün artık çünkü. birden aklına faturalar mı geldi? kim dedi sana kartlara o kadar yüklen diye? zaten sevgiliyle atışıp duruyorsun. biraz iyi gidiyor gibi olmuştu aslında bu aralar ama kafanı kurcalıyor işte, nası olsa bozulmayacak mı? pardon, ayrılmıştınız siz en son değil mi? deli gibi ağladığın geceleri senden başka kim bilir ki zaten? unuttun mu büyümüştün sen. bunlar büyük olmanın gözden kaçan bonusları diyelim, başının çaresine bakacaksın.
unuttun mu büyük olmayı sen istemiştin. geri dönebilecek olsan uça uça giderdin değil mi küçük olduğun zamanlara? annenin elini tutmayı hatta hiç bırakmamayı... tek sorunun vitrinde gördüğün pilli arabayı yada o güzel elbiseli bebeği babana aldırmaya çalışmak olsun isterdin değil mi?
artık olmaz. büyüdün ve zaman aktı. hala da akıyor. bırak aksın zaten. tutmaya çalışmak işe yaramaz ama tanıklık ettiğin anların tadını çıkar mesela en kötüsünden. geriye dönme özlemin azalmaz belki ama vaktinden önce büyümeyi dilemezsin bir daha.
cocuklarımın büyüdükce benim yaşlanmamdır ;) allah sevgisi - islam sevgisi - her sanıye daha da büyümesi ve eşime olan sevgimin herseye ragmen genede BÜYÜMESİ.
hayat böyle tasvir edilmiyordu sanki önceden. sanki hep güzel birşeyler olma ihtimali vardı. ben bilmiyordum onca yaşanmışlığın iki dakika içinde anlatılabileceğini sanan ve uman insanlara hesap vermek durumunda kalacağımı, aptal kişilik envantelerinde evet hayır emin değilimlerle değerlendirileceğimi, insan ilişkilerimin cvye doldurduğum abuk subuk aktivitelerle ölçüleceğini.
küçük olduğumuz zamanlardan bahsediyorum. hani küçüktük biz, güzeldik. konuşuyorduk, birbirmizin gözünün içine 'öyle gerektiği' için ya da 'kendine güvenli gözükmek' için değil 'öyle istediğimiz' 'nefes alma biçimimiz' öyle olduğu için bakıyorduk......
büyümek sıradan olmaktır hep gülerkende ağlarkende.... büyümek yürek acısıdır her dem... büyümek kaçınılmaz karanlık bir sondur hep... kaybetmektir saflığı... büyümek iple çekilendir ama geldiğinde vücudunuza biçilmiş ruhunuza zıt bir kaftandır...
artık saklanıp da bulunmayı beklediğiniz köşelerden birileri sizi aramaya gelmedi diye kocaman surat asarak çıkmamanızdır dışarıya... saklanmamanızdır, bulunmayı beklememenizdir, aramamalarına surat asmamanızdır... alışmanızdır. saklansanız bile saklanmalarınızın saklambaç oyununu getiremeyecek oluşudur aklınıza... dolabın içinde iki kişi, biri saklambaç oynar bulunmayı bekler, diğeri saklanır dünyaya korkusundan bulunmamayı ister... bu ikisi de olmamaktır büyümek... karanlığın sebebinin saklandığınız dolap olmamasıdır. karanlıktan çıkamayacak olmaktır artık.
hergün dondurma yememektir.. şirin şirin bakmanın ya da ağlamanın sizi zor durumlardan kurtarmamasıdır.. her şeye gülememektir.. yanlızlaşmaktır.. değişmektir.
Bu videoda Nvidia'nın kurucusu Jensen Huang'ın
hayat hikayesi, başarı yolculuğu anlatılıyor.
İlginç bir hayat hikayesi. Barış Özcan da güzel anlatmış.
Barış Özcan'ın hazırladığı videoları
ilham verici ve motive edici buluyorum.
Bu video da öyle ve içinde güzel, anlamlı öğütler de
barındırıyor. Beğendim.
Yüzmeyi öğrenmek..
kronolojik olarak büyüyeceksin
biyolojik olarak büyüyeceksin
mental olarak büyüyeceksin
psikolojik olarak büyüyecesin
ama ruhun..
cok da zorlama büyüsün diye
o küçük de güzel
Sonra bi sabah uyandığımda
babamın kollarında değildim artık..
hayat hiçte pamuk şekerinin renginde gizli değilmiş baba siyahı gösterdiler bize...
Gözüme baktığınızda gördüğünüz hayat ışığıda söndü sonra;
yolumu bulamıyorum baba,
üstelik karanlıktanda korkarım ben..
Her ayağa kalkışımda yüzüstü yere kapaklandığımda küçüktü ozaman bedenim acımazdı ki ellerim. böylesini bilmesem bukadar kesin konuşmazdım baba.. inan bu düşüşler kanatır her yanımı oluk oluk kanarım içime siz görmezsiniz beni baba..
şimdi cocuk olsam yeniden tutsanız minik ellerimden,
sizden başka kimseyi tanımak istemezdim baba.. 'kızım' demenizi özlemek istemezdim.. gitmek istemezdim bi adım öteye..
istemezdim baba..
Büyümek istemezdim
ne şehirdeki yağmurdan
ne de zamanın nasıl aktığından
haberli…
biz canan’da haps olduk
o can’ından dertli…
şimdi yine birlikte gülmek vardı be küçüğüm.
hem artık ne soğuktan korkardık, ne de öyle aç kalırdık..
Ne vardı ki, hem hemen büyüyecek?
Biz hep (üçük) kalsaydık[büyü] devam etseydi
gözümün yaşı
gönlümün direği
ah be canım...
'Küçükken Nasıldı? ' diye sordu Anneme;
'-Küçükken yaramazdi...'dedi Annem,
Tebessüm etti;
......Doğru mu dedi gözlerime bakarak; '-Doğru' dedim.
Ve aynen tekrarladım Annemin sözlerini ' Küçükken Yaram Azdi...'
...
Büyümek yaş ilerledikçe olgunlaşmak farkına varmak bişeylerin hatta herşeyin farkına varmak..büyümekle yaşlanmanın aynı şey olmadığının farkına varmak..hep büyümek asla yaşlanmamak dileğiyle=))
şair ne diyor bak:
'eskiler pişermiş kısık ateşte
ayağa düştü şimdi büyümek bile.'
incinmek, alışmayı öğrenmek.
hmm
şimdilerde
bi tek civilization oyununda
önemsiom
halkım büüsün
refah artsın
bilimsel gelişim falan
vazgeçmeyi öğrenmek.
...kalsinn almiyayimmm...:ppp
.. MOD yaaa silme yazimii:S :)) lütfenn olarmi :)
geri dönüşümsüzdür..her zaman büyüyebilirsiniz ama asla yeniden çocuk olamazsınız.
Bir cürmü iki kez işlememek...
bknz: peter pan sendromu
ne yapmak istediğimizden çok ne yapmak gerektiğinin önemli olmaya başlaması..
Acıyı da derdi de severim ben...Yanımdan geçer beni 'Büyütürler'...
Cehennemegitmeyöntemleri ;)
Eksilmektir.
'o gün. artık büyüdünüz dediler…
o gün artık büyüdünüz dediler…
… ve bir gün yalnız kalındı bütün ilişkilerde” -Turgut Uyar-
büyümek bir tercih değildi ki. zaman aktı ve biz de bu sürece tanıklık ettik.
aslında çoğu zaman hevesliydik büyümeye. biraz daha dürüst olalım mesela; evet aslında her zaman. ne vardı bizi deli gibi kendine çeken sanki büyümekle ilgili. bilinmeyenin gücü bu kadar büyük olabilir miydi? bilmediği bir şey olmak için her gece dua eder mi insan mesela? büyüyüp annenin elini bırakmak, bahçede daha uzun kalmak için izin istemek zorunda olmamak, tek başına dolaşabilmek. bu kadar da basit şeylerdi büyümenin karşılığı zihnimizde. bak n'oldu şimdi? dilediğin saatte dilediğin kadar bilgisayarın başındasın, muhtemelen yalnızsın ya da birileriylesin. kimse yakanı çekiştiriyor mu? hadi yatağa diyen de yok, büyüdün artık çünkü. birden aklına faturalar mı geldi? kim dedi sana kartlara o kadar yüklen diye? zaten sevgiliyle atışıp duruyorsun. biraz iyi gidiyor gibi olmuştu aslında bu aralar ama kafanı kurcalıyor işte, nası olsa bozulmayacak mı? pardon, ayrılmıştınız siz en son değil mi? deli gibi ağladığın geceleri senden başka kim bilir ki zaten? unuttun mu büyümüştün sen. bunlar büyük olmanın gözden kaçan bonusları diyelim, başının çaresine bakacaksın.
unuttun mu büyük olmayı sen istemiştin. geri dönebilecek olsan uça uça giderdin değil mi küçük olduğun zamanlara? annenin elini tutmayı hatta hiç bırakmamayı... tek sorunun vitrinde gördüğün pilli arabayı yada o güzel elbiseli bebeği babana aldırmaya çalışmak olsun isterdin değil mi?
artık olmaz. büyüdün ve zaman aktı. hala da akıyor. bırak aksın zaten. tutmaya çalışmak işe yaramaz ama tanıklık ettiğin anların tadını çıkar mesela en kötüsünden. geriye dönme özlemin azalmaz belki ama vaktinden önce büyümeyi dilemezsin bir daha.
Aklınızda hayal meyal, sahipsiz anıların yükü...Yüreğinizde yaşanılanların külü,yaşanmamışlıkların ağırlığı...Aynadakinden medet ummaktan usanıp içinizdeki karanlıkla ısınma çabası...Evrendeki hiçliğinizin günbegün artması...
cocuklarımın büyüdükce benim yaşlanmamdır ;)
allah sevgisi - islam sevgisi - her sanıye daha da büyümesi
ve
eşime olan sevgimin herseye ragmen genede BÜYÜMESİ.
büyümek istemiyorum // annem babam yaşlanır
hayat böyle tasvir edilmiyordu sanki önceden. sanki hep güzel birşeyler olma ihtimali vardı. ben bilmiyordum onca yaşanmışlığın iki dakika içinde anlatılabileceğini sanan ve uman insanlara hesap vermek durumunda kalacağımı, aptal kişilik envantelerinde evet hayır emin değilimlerle değerlendirileceğimi, insan ilişkilerimin cvye doldurduğum abuk subuk aktivitelerle ölçüleceğini.
küçük olduğumuz zamanlardan bahsediyorum. hani küçüktük biz, güzeldik. konuşuyorduk, birbirmizin gözünün içine 'öyle gerektiği' için ya da 'kendine güvenli gözükmek' için değil 'öyle istediğimiz' 'nefes alma biçimimiz' öyle olduğu için bakıyorduk......
bu büyümek de nerden çıktı...
içindeki çocuğu koruyacak kadar güçlü olmaya uğraşırken farketmeden içindeki çocuğu kendi ellerinle öldürmendir
büyümek sıradan olmaktır hep gülerkende ağlarkende....
büyümek yürek acısıdır her dem...
büyümek kaçınılmaz karanlık bir sondur hep...
kaybetmektir saflığı...
büyümek iple çekilendir ama geldiğinde vücudunuza biçilmiş ruhunuza zıt bir kaftandır...
nedir yazılarının tarzında farklılaşma olduğunu farketmek...
artık saklanıp da bulunmayı beklediğiniz köşelerden birileri sizi aramaya gelmedi diye kocaman surat asarak çıkmamanızdır dışarıya...
saklanmamanızdır, bulunmayı beklememenizdir, aramamalarına surat asmamanızdır... alışmanızdır.
saklansanız bile saklanmalarınızın saklambaç oyununu getiremeyecek oluşudur aklınıza...
dolabın içinde iki kişi, biri saklambaç oynar bulunmayı bekler, diğeri saklanır dünyaya korkusundan bulunmamayı ister... bu ikisi de olmamaktır büyümek...
karanlığın sebebinin saklandığınız dolap olmamasıdır. karanlıktan çıkamayacak olmaktır artık.
hergün dondurma yememektir..
şirin şirin bakmanın ya da ağlamanın sizi zor durumlardan kurtarmamasıdır..
her şeye gülememektir..
yanlızlaşmaktır..
değişmektir.
haberleri ciddi bicimde takip etmeye baslamaktir.
dunya isleri umrunuzda olmaya baslar, elalemin derdi sizi germektedir artik.