Saatim yok tam olarak bilemem Biraz bira,biraz şarap önceydi Nasıl oluyor; vakit bir türlü geçmezken Yıllar, hayatlar geçiyor? Kayıp bir bavul gibiyim havaalanında Ya da boş bir yüzme havuzu sonbaharda Çok mu ayıp hala mutluluk istemek? Neyse zaten hiç halim yok
Bugün benim doğum günüm Hem sarhoşum hem yastayım Bir bar taburesi üstünde Babamın öldüğü yaştayım Bugün benim doğum günüm Kelimeler büyüyor ağzımda Bildiğim tüm hayatlar
gözlerim ağrıyor...aptal bir iso denetlemesinin aylar süren hazırlığının hemen ardından yapılmakta olan kontrolden yüzümüzün akı ile çıkmak amacı ile oluşan stresin bi an önce bitmesi tek temennim...ataköyde yapılan halı saha maçından dolayıda zaten tüm eklem yerlerim ağrımakta ve 2 günlük muhteşem bir haftasonu tatilini iple çekmekteyim...temennilerimden biriside şu mesai saatinin bi an önce geçmesi...ve çok acıktım önce bi öğlen yemeği yemem lazım...hiç keyfim yok bugün, tıpkı bi çok günde olduğu gibi...gelen her maile lanet okumamak için engelledim ve sanırım biraz lanet okumak için yasağı kaldırsam iyi olur...
Uyumama izin vermeyen; telefon sapıklarına,zili yanlış çalan insanlara,bıkmadan usanmadan hopörlörden o ilanları veren belediye yetkilisine, ve televizyonun sesini fazlasıyla açan babama buradan selamlarımı yolluyorum... Diğerlerini bilmem ama babam için gün gelir elbet....
saatimin alarmını yanlış kurduğum için sabahın kör yedisinde iş yerindeydim.. üstelik saati dokuz sanarak.. kapı-duvar görünce sekretere telefon edip bağırdım bi sürü bu kapı neden saatinde açılmıyor diye.. sen salaksan ben n'apıyım dedi haklı olarak :)
yemekten sonra hocalara meyve salatası hazırladım.aslında 3-4 kişi olacaktık ama herkesi kaynanası sefiyomuş... yalnızken sırnaşıp, başkalarının yanında gıcıklık yapan keli bozdum, çok güldüler haline... elimde şeftali duruyo... kendi işime bakmam gerektiğine kendim karar verdim...
ayağım şişmiş yine bugün, kaç saat yürüdüğümü bilmiyorum...yürümeye başlarken gecenin kasveti vardı üzerimde...sanırım çok olmuş...içindekileri satmaktan içi boşalmış,tek eşya olan yatağın köşesine oturmuş bakıyordum çarşafların kırışıklığına...üzerinde gördüm o an 'toplamış çarşafları bi uca yine' diyorum kendi kendime...uzanmış yatağa bana bakıp gülümsüyor...eliyle yüzümü okşuyor sanki... nerdedir şimdi ki? ne yapıyordur? hiç gülüyormudur acaba? umarım gülüyordur, umarım...hiç ağlamamıştır umarım...hıhhh...bari çok ağlamamış olsun... unutacak olsun,hiç olmadı 'en azından herşey bitmedi' desin bari...demişmidir ki? çok ağrıyor ayaklarım, bi merhem olacaktı buralarda bir yerlerde...
bugün bana herşey, bugün seyrettiğim ve inanamadığım inanmak istemediğim sertap erener ve onun kırmızı dudakları arasında dönen semazenleri hatırlatıyor! !
ha şimdi ölcem yorgunluktan lafını on bin kez geçirdim içimden..ama kafam rahattı ya en azından :) du bakimmm salak polyanna mı oldum ben yoksam? ? cıksss diilmişimm
artık aramızda duygusal bir bağ olan karıncalar mutfağı işgal ettikten sora odama da geldi.) klavyenin üzerinde falan geziniyolar.temizlenme günü bu gün.
Hani lisede boş derse giren mantık hocası çizimlerime bakıp bakıp böyle bir yerde mi yaşayacaksın? demişti ya
Hani lisedeki o yaz bir kız çizmiştim de abime göstermiştim üzerindeki elbise için fazla mı zayıf oldu? demiştim ya
Hani üniversitede hiç tanımadığım birinin uzun uzun karakter analizleri olan hikayeyi yazmıştım ya,
Hani çocukken gördüğüm çok hoşuma giden ertesi gece yine aynısını gördüğüm rüya vardı ya,
Hani üniversitede galiba bu sefer rüyamda geleceğimi gördüm; sürekli bilgisayar başındaydım, bazen bunalıyor bazen kahkaha ile gülüyordum, birşeyler yapıyor ama aslında hiçbirşey yapmıyordum diye isminin anlamı büyü olan kıza anlattıklarım var ya,
13 haziran 1983 yılında kaybettiğimiz türkiyenin en büyük aydınlarında cemil meriç'in ölüm yıldönümü... rahmetle anıyoruz.... yaşamı boyunca 11000 kitap okuyan,okuduğu kitaplar yüzünde kör olan ve yinede kitapları bırakmayan,eşine ve sevgilisine okutmaya başlayan,fransızca kitapların çevirmenliğini yapmış ve yaşadığı hatayda siyasi suçlu damgasını yemiş, görevden alınmış, görevlere atanmış, yaptığı konferansların konuşmalarını ki çoğu kıbbe altı konferansıonda geçen ablamtımlarını öldükten sonra birleştirilip journal 1-2-3 serili kitapları çıkarılmış türkiyenin yetiştirmiş olduğu en büyük yazar ve aydınlardan birisiydi cemil meriç... tekrar rahmetle anıyoruz...
işe geç kalmam için seferber olmuştu tüm nedenler :) çalmayan alarm,kaybolan anahtar,evde unutulmaması gereken önemli bi eşya,bulunamayan taksi..toplam bi saat :))
Saatim yok tam olarak bilemem
Biraz bira,biraz şarap önceydi
Nasıl oluyor; vakit bir türlü geçmezken
Yıllar, hayatlar geçiyor?
Kayıp bir bavul gibiyim havaalanında
Ya da boş bir yüzme havuzu sonbaharda
Çok mu ayıp hala mutluluk istemek?
Neyse zaten hiç halim yok
Bugün benim doğum günüm
Hem sarhoşum hem yastayım
Bir bar taburesi üstünde
Babamın öldüğü yaştayım
Bugün benim doğum günüm
Kelimeler büyüyor ağzımda
Bildiğim tüm hayatlar
Paramparça
gözlerim ağrıyor...aptal bir iso denetlemesinin aylar süren hazırlığının hemen ardından yapılmakta olan kontrolden yüzümüzün akı ile çıkmak amacı ile oluşan stresin bi an önce bitmesi tek temennim...ataköyde yapılan halı saha maçından dolayıda zaten tüm eklem yerlerim ağrımakta ve 2 günlük muhteşem bir haftasonu tatilini iple çekmekteyim...temennilerimden biriside şu mesai saatinin bi an önce geçmesi...ve çok acıktım önce bi öğlen yemeği yemem lazım...hiç keyfim yok bugün, tıpkı bi çok günde olduğu gibi...gelen her maile lanet okumamak için engelledim ve sanırım biraz lanet okumak için yasağı kaldırsam iyi olur...
Uyumama izin vermeyen; telefon sapıklarına,zili yanlış çalan insanlara,bıkmadan usanmadan hopörlörden o ilanları veren belediye yetkilisine, ve televizyonun sesini fazlasıyla açan babama buradan selamlarımı yolluyorum... Diğerlerini bilmem ama babam için gün gelir elbet....
saatimin alarmını yanlış kurduğum için sabahın kör yedisinde iş yerindeydim.. üstelik saati dokuz sanarak.. kapı-duvar görünce sekretere telefon edip bağırdım bi sürü bu kapı neden saatinde açılmıyor diye.. sen salaksan ben n'apıyım dedi haklı olarak :)
bu uyuz cumartesi gününde beni mesaiye çağıran arkadaşlara buradan sülale boyu sevgilerimi gönderiyorum...
yemekten sonra hocalara meyve salatası hazırladım.aslında 3-4 kişi olacaktık ama herkesi kaynanası sefiyomuş...
yalnızken sırnaşıp, başkalarının yanında gıcıklık yapan keli bozdum, çok güldüler haline...
elimde şeftali duruyo...
kendi işime bakmam gerektiğine kendim karar verdim...
bugün de durmazsa şu kalp bi daha sittin sene durmaz....
Dün dündür; bugün bugündür.
:)
gözlerim kapalı otobanda koşmak istiyorum yine...
ayağım şişmiş yine bugün, kaç saat yürüdüğümü bilmiyorum...yürümeye başlarken gecenin kasveti vardı üzerimde...sanırım çok olmuş...içindekileri satmaktan içi boşalmış,tek eşya olan yatağın köşesine oturmuş bakıyordum çarşafların kırışıklığına...üzerinde gördüm o an 'toplamış çarşafları bi uca yine' diyorum kendi kendime...uzanmış yatağa bana bakıp gülümsüyor...eliyle yüzümü okşuyor sanki...
nerdedir şimdi ki? ne yapıyordur? hiç gülüyormudur acaba? umarım gülüyordur, umarım...hiç ağlamamıştır umarım...hıhhh...bari çok ağlamamış olsun... unutacak olsun,hiç olmadı 'en azından herşey bitmedi' desin bari...demişmidir ki? çok ağrıyor ayaklarım, bi merhem olacaktı buralarda bir yerlerde...
bugün bana herşey, bugün seyrettiğim ve inanamadığım inanmak istemediğim sertap erener ve onun kırmızı dudakları arasında dönen semazenleri hatırlatıyor! !
Bugünü düşünürüm... Dün öldü, yarın var mı?
Bişr-i Hafi
cokss sıkıldım ayhh off eve gitmek istiorumm
sağlam bi gün oldu...
ha şimdi ölcem yorgunluktan lafını on bin kez geçirdim içimden..ama kafam rahattı ya en azından :) du bakimmm salak polyanna mı oldum ben yoksam? ? cıksss diilmişimm
boğazım ağrıyo ciğerlerim hopluyo her öksürüşümde...noluyo bana bugünlerde anlamadım yaf.(
çok uykum varrrr....
artık aramızda duygusal bir bağ olan karıncalar mutfağı işgal ettikten sora odama da geldi.) klavyenin üzerinde falan geziniyolar.temizlenme günü bu gün.
kulağımda 'a place for my head' çalıyo son ses...
bu gün sabaha kadar film izleme günü...
Bu gün yaşadığım gündür.
Hani lisede boş derse giren mantık hocası çizimlerime bakıp bakıp böyle bir yerde mi yaşayacaksın? demişti ya
Hani lisedeki o yaz bir kız çizmiştim de abime göstermiştim üzerindeki elbise için fazla mı zayıf oldu? demiştim ya
Hani üniversitede hiç tanımadığım birinin uzun uzun karakter analizleri olan hikayeyi yazmıştım ya,
Hani çocukken gördüğüm çok hoşuma giden ertesi gece yine aynısını gördüğüm rüya vardı ya,
Hani üniversitede galiba bu sefer rüyamda geleceğimi gördüm; sürekli bilgisayar başındaydım, bazen bunalıyor bazen kahkaha ile gülüyordum, birşeyler yapıyor ama aslında hiçbirşey yapmıyordum diye isminin anlamı büyü olan kıza anlattıklarım var ya,
Bu gün işte onları yaşadığım gündür.
içimde bir sıkıntı var...nedensiz..
13 haziran 1983 yılında kaybettiğimiz türkiyenin en büyük aydınlarında cemil meriç'in ölüm yıldönümü...
rahmetle anıyoruz....
yaşamı boyunca 11000 kitap okuyan,okuduğu kitaplar yüzünde kör olan ve yinede kitapları bırakmayan,eşine ve sevgilisine okutmaya başlayan,fransızca kitapların çevirmenliğini yapmış ve yaşadığı hatayda siyasi suçlu damgasını yemiş, görevden alınmış, görevlere atanmış, yaptığı konferansların konuşmalarını ki çoğu kıbbe altı konferansıonda geçen ablamtımlarını öldükten sonra birleştirilip journal 1-2-3 serili kitapları çıkarılmış türkiyenin yetiştirmiş olduğu en büyük yazar ve aydınlardan birisiydi cemil meriç...
tekrar rahmetle anıyoruz...
Aneyle tartıştık
vay bee 1haziran...yazın ilk günü...bu günleridemi görecektik...
neşeyle sıçrarken denizde, fırlamış karaya düşmüş bi balıkgörüntüsü gözlerimin önünde..
hayatımızın en önemli anı
değerlendirmemiz gereken zaman
Bir daha geri gelmeyecek zaman
işe geç kalmam için seferber olmuştu tüm nedenler :) çalmayan alarm,kaybolan anahtar,evde unutulmaması gereken önemli bi eşya,bulunamayan taksi..toplam bi saat :))
Martılarla aramızda sırdır...
bugün...resmine dokundum ben!
gune yeniden baslamak hep ayni hep ayni