boşluğa tanım aramadan evvel boşluk olmasaydı doluluğu nasıl anlayacaktık diye soralım boşluk doluluğun mekanı olarak gözüküyor boşluğun mahiyeti nedir diye düşünsek onu bilme imkanımız yok şunu anlıyoruzki boşluk olmassa olmazlarımızdandır
boşluğa tanım aramadan evvel boşluk olmasaydı doluluğu nasıl anlayacaktık diye soralım boşluk doluluğun mekanı olarak gözüküyor boşluğun mahiyeti nedir diye düşünsek onu bilme imkanımız yok şunu anlıyoruzki boşluk olmassa olmazlarımızdandır
Bir garip 'BOŞLUK' içimde... Suskunluklarımı biriktirdim sessizce... Ve artık 'MUTLULUK' kokan 'GÜLÜŞLERİM' yok yüzümde... Bir 'YORGUNLUK' taa içimde... Vazgeçmişliklerim var Vazgeçemesemde... Kaderden bir 'BEKLEYİŞ' olmayacağını bile bile... Ama yinede 'ÜMİTLENİYOR' insan işte... Anlamıyorki 'YÜREK'..... Söz geçmiyor ne 'KALBE' nede 'KADERE....!
İçine düşersin onun Yoksa tam tersi mi olur Evet evet o gelip senin icine düşer Damarlarındaki kan cekilmis gibi hissedersin Soluk alıp vermeye devam eder ama neden yasadıgının tam olarak idrakında olamazsın yavas yavas hissettirmeden büyür durur içinde bombos kalmak yok olmak demektir artık hicbirseyi umursamamana sebep olur en basta kendini,sonra baskalarını ve diğer şeyleri bosluk ağlamanı ister sürekli ama aglatmaz seni üstelik ondan kurtulmayı isteyip istemedigini bilemezsin
aslında o senı ele geçirdiğinde artık hiçbirşeyi bilmezsin
içinde durulan olgu, zaman dışında durmak gibi. reklamlardaki görüntüler gibi, metroda tüm hayat canavar hızıyla ilerler, insanlar koştururken, sürünen/duran salyangoz olmak gibi. ve hep renkli çizgiler halinde etrafınızda dönen hayata katılmak için bir karar, bir haber, bir olay, bir tesadüf beklemek gibi. başkasını beklemeden kendi atılımınızı yapmaya karar vermek, ama sonrasında yine bişeyleri beklemek gibi. adressiz olmak gibi, geriye dönüp bakınca çok şey görmek, ileriye bakınca gözleri ne kadar kısarsan kıs bi halt görememek gibi...
'...aralarında bir günden bir güne bütün kalbiyle aynaya, bir su birikintisine, vitrine düşen aksine bakan yoktur... Şuursuzluk; bu illet hepsinin yakasına yapışmış...'
boşluk deyincesi aklıma geldi: öldük, olumden bir seyler umarak. bir buyuk boslukta bozuldu buyu nasil hatirlamasin o turkuyu, gok parcasi, dal demeti, kus tuyu, alistigimiz bir seydi yasamak.
simdi o dunyadan hicbir haber yok; yok bizi arayan, soran kimsemiz. öylesine karanlik ki gecemiz, ha olmus ha olmamis penceremiz; akarsuda aksimizden eser yok.............demiş cahit sıtkı amcamız...zavallı nasıl da korkarmış....
boşluk kendini konumlandıramayışının garip saplantısı... boşluk nerdeyim ben deyip deyip dimağın zorlanması... çok sesli bir evrende kimseye ulaşamayan bir çığlık.... ben boşluktayım!
aniden hayatınıza davetsiz ve habersiz girdigi halde kısacık zamanda alıstıgınız, gordugunuz anda kopamayacagınızı hissettiginiz ve fakat kısacık bir uyku sonrasında yasamınızdan tumuyle kaybettiginiz varlıgın giderken icinize bıraktıgı tarifsiz aci...
“ zihinsel körlüğün
yahut kütlüğün temelinde yatan şey ruh boşluğudur.. "
.
diyor ‘ schopenhauer _
Boşluk hissi yanlış anlaşılıyor..
Boşluk
hiçbir şeyle dolmaz..
çünkü zaten ağzına kadar doludur..
Gereksiz doluluğun verdiği histir
boşluk..
"Nasıl ki çömleği çömlek yapan dışındaki biçim değil, içindeki boşluk ise, insanı ayakta tutan da benlik zannı değil, hiçlik bilincidir.."
boşluğa tanım aramadan evvel boşluk olmasaydı doluluğu nasıl anlayacaktık diye soralım boşluk doluluğun mekanı olarak gözüküyor boşluğun mahiyeti nedir diye düşünsek onu bilme imkanımız yok şunu anlıyoruzki boşluk olmassa olmazlarımızdandır
boşluğa tanım aramadan evvel boşluk olmasaydı doluluğu nasıl anlayacaktık diye soralım boşluk doluluğun mekanı olarak gözüküyor boşluğun mahiyeti nedir diye düşünsek onu bilme imkanımız yok şunu anlıyoruzki boşluk olmassa olmazlarımızdandır
Boşluğun neferi gibiyim
Çamura doğru geriye giden
İçimde kocaman bir boşluk ne zaman dolacak acaba...
Bir garip 'BOŞLUK' içimde... Suskunluklarımı biriktirdim sessizce...
Ve artık 'MUTLULUK' kokan 'GÜLÜŞLERİM' yok yüzümde...
Bir 'YORGUNLUK' taa içimde...
Vazgeçmişliklerim var Vazgeçemesemde...
Kaderden bir 'BEKLEYİŞ' olmayacağını bile bile...
Ama yinede 'ÜMİTLENİYOR' insan işte...
Anlamıyorki 'YÜREK'.....
Söz geçmiyor ne 'KALBE' nede 'KADERE....!
Siz siz olun çocuklar, boşlukları doldurun. s.birsel
böyle durumlarda (bazen) herşey üzerime geliyor,sayfalarda kelimelerle yüzleşmek isemiyorum,kavramlaştırmadan orda öyle kalsalar daha iyi.
Ya gözlerim gözlerine hiç değmeyecekse
Işık kör kalır sonra bakışım boşluğa düşer..
içindeki boşluğa gömdün beni
mezarımı ararsan orda ara..
'hep boşluğa yazdım böylece boşluk her şeyim oldu'
İ.Berk
İçine düşersin onun
Yoksa tam tersi mi olur
Evet evet o gelip senin icine düşer
Damarlarındaki kan cekilmis gibi hissedersin
Soluk alıp vermeye devam eder
ama neden yasadıgının tam olarak idrakında olamazsın
yavas yavas
hissettirmeden büyür durur içinde
bombos kalmak yok olmak demektir
artık hicbirseyi umursamamana sebep olur
en basta kendini,sonra baskalarını ve diğer şeyleri
bosluk ağlamanı ister sürekli
ama aglatmaz seni
üstelik ondan kurtulmayı isteyip istemedigini bilemezsin
aslında
o senı ele geçirdiğinde
artık hiçbirşeyi bilmezsin
boşluğa tutturulan iplik,
eksik zarafet.
tekmili birden, tedbir
son kertede, zayi.
tek bir örnek artık, avuca düşen:
bağlanmış hurufat…
tefhimi gizli-saklı
ötesi, zahir.
aklın evvelliği
ziyan bahçelerinin nadas hali.
ekmek kırıntısı, zaman
seyrek ve eğreti.
göğüs, mermer boşluk
muhayyile, sırça köşk.
tarif, bitmez bir yol, dirgen
uzadıkça çoğalan
üç başlı bilinmeyen.
eğer içindeysen eninde sonunda çıkarsın...ama içindeyse işin zor...
içinde durulan olgu, zaman dışında durmak gibi.
reklamlardaki görüntüler gibi, metroda tüm hayat canavar hızıyla ilerler, insanlar koştururken, sürünen/duran salyangoz olmak gibi. ve hep renkli çizgiler halinde etrafınızda dönen hayata katılmak için bir karar, bir haber, bir olay, bir tesadüf beklemek gibi. başkasını beklemeden kendi atılımınızı yapmaya karar vermek, ama sonrasında yine bişeyleri beklemek gibi.
adressiz olmak gibi, geriye dönüp bakınca çok şey görmek, ileriye bakınca gözleri ne kadar kısarsan kıs bi halt görememek gibi...
'...aralarında bir günden bir güne bütün kalbiyle aynaya, bir su birikintisine, vitrine düşen aksine bakan yoktur... Şuursuzluk; bu illet hepsinin yakasına yapışmış...'
kendimi kendime açıklamaktan korkmuşumdur..
boşluk deyincesi aklıma geldi:
öldük, olumden bir seyler umarak.
bir buyuk boslukta bozuldu buyu
nasil hatirlamasin o turkuyu,
gok parcasi, dal demeti, kus tuyu,
alistigimiz bir seydi yasamak.
simdi o dunyadan hicbir haber yok;
yok bizi arayan, soran kimsemiz.
öylesine karanlik ki gecemiz,
ha olmus ha olmamis penceremiz;
akarsuda aksimizden eser yok.............demiş cahit sıtkı amcamız...zavallı nasıl da korkarmış....
boşluk kendini konumlandıramayışının garip saplantısı...
boşluk nerdeyim ben deyip deyip dimağın zorlanması...
çok sesli bir evrende kimseye ulaşamayan bir çığlık....
ben boşluktayım!
aniden hayatınıza davetsiz ve habersiz girdigi halde kısacık zamanda alıstıgınız, gordugunuz anda kopamayacagınızı hissettiginiz ve fakat kısacık bir uyku sonrasında yasamınızdan tumuyle kaybettiginiz varlıgın giderken icinize bıraktıgı tarifsiz aci...
o sizin boşluk dediğiniz biliniz derinliğiniz...
Soru işareti ile aralarını her defasında biz yapıyoruz..
Bırakın ellemeyin, birazda kendileri gayret etsinler...
'Youtube' linklerinde soru işaretinden sonra oluşan kozmik, anlaşılamayan olay.
Boşluk diye bir şey yoktur......Heryer doludur, ama bizdeki boşluğu ancak bu boşluklara bakarak görür ve farkında olmadan boşluk diye algılarız..! !
bknz: sincap felsefesi
boşluk dolu yanlarımızın açıkta kalmış halidir.yani dolu yerlerimiz azaldıkça boşluklar artıyo :)))
bugünün adını boşluk diye değiştireyim bari..:P
boşluk hayatın kendisidir. boşluğu kaplamak bize kalmış.