...Eski korsanlar çaldılar beni Sattılar tüccar gemilerine Dipsiz kuyulardan almalarından Dakikalar sonra Ama elim güçlü kılınmıştı Tanrının elleri tarafından İlerliyoruz bu kuşakla zafer dolu Varım yoğum bu özgürlük şarkıları
Eşlik etmeyecek misin Bu özgürlük şarkılarına? Çünkü varım yoğum kurtuluş şarkıları Kurutluş şarkıları
Kurtarın kendinizi zihinsel kölelikten Kendimizden başka kimse özgür kılmaz aklımızı Korkmayın atom enerjisinden falan Çünkü durduramaz hiçbiri zamanı Ne denli sürecek peygamberlerimizi öldürmeleri Biz bir yandan durup izlerken? Bazıları diyor ki Bu yalnızca bir parçası Tamamlamamız gerekiyor kitabı
Eşlik etmeyecek misin Bu özgürlük şarkılarına? Çünkü varım yoğum kurtuluş şarkıları Kurutluş şarkıları...'
'Don't worry about a thing, 'Cause every little thing gonna be all right. Singin': 'Don't worry about a thing, 'Cause every little thing gonna be all right! '
Siyah uzun rasta saçları, elinde sigarası, buğday rengi teni ve coşturan raggae şarkılarıyla inanılmaz sempatik olan bir adam. 'Red Wine' ve 'No Woman No Cry' isimli parçalarını beğenerek dinliyorum.
(Bkz: Geçmiş zaman kullanılması gereken Raggae sanatçıları.)
sene ' 98. çok karışık günler..kırmızı ' 67 mustang ve yeniköy..ve tabii ki çalan three little birds.. sanırım hep mutluluk istediğimiz zamanlarda dinlediğim bir adam...veya bana öyle geliyor..
ölümünün üzerinden 25 yıla yakın süre geçti ama o hala listelerde...”No woman no cry” hala kulaklarımızda..sadece Rastafaran’ların değil,müziği seven, barışı seven,özgürlük için mücadeleyi seven herkesin gönlünde…
Everything's gonna be all right! Everything's gonna be all right, now! Everything's gonna be all right! So, woman, no cry; No - no, woman - woman, no cry..
yeni yetmelik dönemlerimde daha korsan cd diye birşeyden haberim yokken müzik marketlere gidip; bob marley dediğim zaman bob dylan albümü verilirdi elime ki adlarının neredeyse birlikte anılması herikisi için talihsizlik sayılırken herhangibirini daha dinleme fırsatı bulmayanlar için şans bile sayılabilir.
Jamaikalı..Reggea ve kanabis in babası..Çok severim..Çok dinlenilmesi halinda insanı hiçbirşeyi takmayan,sadece hayattan zevk almaya yönlendiren bir gücü var....Boşvermişlik...
Keep On Moving, I Shot The Sheriff, Get Up, Stand Up, No Woman No Cry, Night Shift, Three Little Birds, Is This Love, Sun Is Shining, Rasta man chant gibi ünlü şarkılarının sözlerini: http://www.alwaysontherun.net/bob.htm web sayfasından bulabilirsiniz...
Bob Marley ve Peter Tosh reggae müziğini dünyaya tanıtan demiyelimde sevdiren reggaecilerden. Esrarotu cinsi bitkilerin (Cannabis) içimini legal etme mücadalesinin baba isimlerindendir... Kişilik bakımından Martin Luther King ve Malcolm X kadar güçlü olan bu muzisyenler şarkılarıyla milyonların gönüllerini feth etmişlerdir... Peter Tosh tabi Bob Marley'den daha radikal olduğundan, hareketleirnin hesabını canıyla öderken Bob Marley özgürlüğe, dine ve sevgiye verdiği önemle efsaneleşti...
Ne denirlirse desin belli bir döneme imzasını atmış değerli bir şarkıcı ve düşünür olan Bob Marley hala kitleleri etkilemektedir...
Reggae’nin en transantal ve ikonik figürüdür. Bob Marley Jamaika’dan çikan ve uluslararasi alanda ünlenen ilk sanatçidir. Marley’in müzigi Jamaika’nin sadece günlük ritmi ve canliligini degil, ayni zamanda samimi kisiliklerini de yansitiyordu. Onun inanç dolu müzigi sadece içinde bulundugu çevreyi ve dönemi degil, onun zekasinin piriltilarini kesfeden, daha sonraki tüm nesilleri etkiledi. Robert Nesta Marley 1945’te Jamaika’da, St. Ann's Parish köyünde dogdu. Orta halli beyaz bir babayla oldukça genç siyah bir annenin ogluydu. Kingston’da müzik kariyerine baslamak için 14 yasinda evi terk etti, yerel sanatçi Rastafarian Joe Higgs’in ögrencisi oldu. 1962’de ilk kisaçalari ‘Judge Not’i yayinladi. 1963’te arkadaslari Peter Tosh, Bunny Livingstone, Junior Braithwaite, Beverly Kelso ve Cherry Smith ile birlikte Teenagers grubunu kurdu. Bu grup daha sonra Wailing Rudeboys olarak en sonunda da kisaca Wailers olarak tanindi. Ilk albümleri, “I’m Still Waiting”i, prodüktör Coxsone Dodd'un efsanevi stüdyosu One’da doldurdular. Braithwaite ve Smith gruptan ayrildiklarinda, vokale Marley geçti ve 1964’ün basinda ‘Simmer Down’ parçalari Jamaika listelerinde üst siralara yükseldi. Bu parçayi ‘Let Him Go (Rude Boy Get Gail) ’, ‘Dancing Shoes’, ‘Jerk in Time’, ‘Who Feels It Knows It’ ve ‘What Am I to Do’ gibi parçalar izledi. 66’da Dodd’tan ayrilmadan burada 70 parça kaydettiler. Ayni sene 10 Subat’ta Marley, daha sonra I-Threes grubuyla ünlenen Rita Anderson ile evlendi. Marley yilin geri kalan kismini Newark’ta bir fabrikada çalisarak geçirdi. Ekimde Jamaika’ya geri dönen Marley, Wailers’i düzenledi ve Livingstone ve Tosh ile birlikte “Bend Down Low” albümünü çikardi. 68’in basindan itibaren Wailers prodüktör Danny Sims ile birlikte çalisti. Bir sonraki sene prodüktör Lee 'Scratch' Perry’in ev grubu Upsetters ile çalismaya basladilar. Bu dönemde aralarinda ‘My Cup’, ‘Duppy Conqueror’, ‘Soul Almighty’ ve ‘Small Axe’ gibi klasiklerin oldugu birçok çalisma yapti. Upsetters’in basçisi Aston 'Family Man' Barrett ve kardesi Carlton daha sonra Wailers grubuna katildi. 73’te çikardiklari “Catch a Fire” Wailers’in Jamaika disinda çikan ilk albümü oldu, bu albüm dünya çapinda dikkat çekti. Bunu takip eden “Burnin”den çikan ‘I Shot the Sheriff’ parçasi top 10 listelerine girdi. Livingstone ve Tosh kendi solo kariyerlerini kurmak için gruptan ayrildi. Marley de I-Threes’e katildi. Grubun diger elemanlari Rita Marley, Marcia Griffiths ve Judy Mowatt idi. Bu grupla birlikte 75’te “Natty Dread” albümünü çikardi. Bu albümden ‘No Woman No Cry’ Amerika listelerinde top 40’a girdi. 76’da Amerika’da top 10’e çikan “Rastaman Vibration” albümünü çikardi. Marley, ünü Jamaika disina tastikça kendi ülkesinde mistik bir yer edinmeye basladi. Kendi ülkesinde bir sair ve ermis gibi karsilandi. Bazi çevrelerde onun gücü bir tehlike olarak görüldü ve 3 Aralik 1976’da bir suikast girisimi sonunda yaralandi ve bir seneligine Jamaika’dan ayrildi. 77’de “Exodus” albümünü çikardi. Bunun ardindan “Kaya”, “Babylon by Bus”, “Survival” albümlerini çikardi. 80 yilinda Marley’in beynini ve cigerlerini etkileyen bir kanser hastaligina yakalandigi anlasildi. Ölmeden önce çikardigi son albüm “Uprising” oldu ve 1981 yilinda, 36 yasinda öldü. Ölümünden sonra piyasaya çikan “Redemption” ve “Legend” albümleriyle Marley’in müzigi yasamaya devam etti.
"Balonlar, içi boş şeylerin de bazen yükselebileceğini hatırlatırlar..." Bob Marley
No woman no cry... büyük adam..reis ..
Reggae müziğin kralı..
...Eski korsanlar çaldılar beni
Sattılar tüccar gemilerine
Dipsiz kuyulardan almalarından
Dakikalar sonra
Ama elim güçlü kılınmıştı
Tanrının elleri tarafından
İlerliyoruz bu kuşakla zafer dolu
Varım yoğum bu özgürlük şarkıları
Eşlik etmeyecek misin
Bu özgürlük şarkılarına?
Çünkü varım yoğum kurtuluş şarkıları
Kurutluş şarkıları
Kurtarın kendinizi zihinsel kölelikten
Kendimizden başka kimse özgür kılmaz aklımızı
Korkmayın atom enerjisinden falan
Çünkü durduramaz hiçbiri zamanı
Ne denli sürecek peygamberlerimizi öldürmeleri
Biz bir yandan durup izlerken?
Bazıları diyor ki
Bu yalnızca bir parçası
Tamamlamamız gerekiyor kitabı
Eşlik etmeyecek misin
Bu özgürlük şarkılarına?
Çünkü varım yoğum kurtuluş şarkıları
Kurutluş şarkıları...'
no woman no cry
diyerek
bir atasözü yaratmıştır
o zaman atalarımızdan biridir
'Don't worry about a thing,
'Cause every little thing gonna be all right.
Singin': 'Don't worry about a thing,
'Cause every little thing gonna be all right! '
muhteşem kişilik...
..reggae..rastafari...kirmizi...yesil..sari...
rastalarin felsefesi bayagi derinmis..meger siyonizmle baglantisida varmis) tabii marley'in bi sucu yok...o haykirir sadece.. don't take your slogans no more..
ne tip yaptın yaaaaa
Get up, stand up, don't give up the fight.(G.O.R.A da Bob Marley Faruk 'un hayat felsefesi.)
Siyah uzun rasta saçları, elinde sigarası, buğday rengi teni ve coşturan raggae şarkılarıyla inanılmaz sempatik olan bir adam. 'Red Wine' ve 'No Woman No Cry' isimli parçalarını beğenerek dinliyorum.
(Bkz: Geçmiş zaman kullanılması gereken Raggae sanatçıları.)
adam bi harikaa yaşamalıydıı onu görmeliydim eminimm oda cok isterdi:D bob harikaa ötesi gerisi yalan üstüne adam tanımam
bob marley kendisi hakkında pek fazla bilgim yok ama bir kaç parçasını sewiyorum:p
sene ' 98. çok karışık günler..kırmızı ' 67 mustang ve yeniköy..ve tabii ki çalan three little birds.. sanırım hep mutluluk istediğimiz zamanlarda dinlediğim bir adam...veya bana öyle geliyor..
ölümünün üzerinden 25 yıla yakın süre geçti ama o hala listelerde...”No woman no cry” hala kulaklarımızda..sadece Rastafaran’ların değil,müziği seven, barışı seven,özgürlük için mücadeleyi seven herkesin gönlünde…
Everything's gonna be all right!
Everything's gonna be all right, now!
Everything's gonna be all right!
So, woman, no cry;
No - no, woman - woman, no cry..
yeni yetmelik dönemlerimde daha korsan cd diye birşeyden haberim yokken müzik marketlere gidip; bob marley dediğim zaman bob dylan albümü verilirdi elime ki adlarının neredeyse birlikte anılması herikisi için talihsizlik sayılırken herhangibirini daha dinleme fırsatı bulmayanlar için şans bile sayılabilir.
Raggie
tanrının ''reggae yıldızı'' olsun diye yarattığı tek kul...
Jamaikalı..Reggea ve kanabis in babası..Çok severim..Çok dinlenilmesi halinda insanı hiçbirşeyi takmayan,sadece hayattan zevk almaya yönlendiren bir gücü var....Boşvermişlik...
'kurtar kendini zihinsel kölelikten' lafinin sahibidir...yaptigi müzik çok fazla erotizm kokar.tabi sözleri çikarirsaniz,sevisirken iyi gider....
buffalo soldiers...
Keep On Moving, I Shot The Sheriff, Get Up, Stand Up, No Woman No Cry, Night Shift, Three Little Birds, Is This Love, Sun Is Shining, Rasta man chant
gibi ünlü şarkılarının sözlerini:
http://www.alwaysontherun.net/bob.htm
web sayfasından bulabilirsiniz...
Bob Marley ve Peter Tosh reggae müziğini dünyaya tanıtan demiyelimde sevdiren reggaecilerden. Esrarotu cinsi bitkilerin (Cannabis) içimini legal etme mücadalesinin baba isimlerindendir... Kişilik bakımından Martin Luther King ve Malcolm X kadar güçlü olan bu muzisyenler şarkılarıyla milyonların gönüllerini feth etmişlerdir... Peter Tosh tabi Bob Marley'den daha radikal olduğundan, hareketleirnin hesabını canıyla öderken Bob Marley özgürlüğe, dine ve sevgiye verdiği önemle efsaneleşti...
Ne denirlirse desin belli bir döneme imzasını atmış değerli bir şarkıcı ve düşünür olan Bob Marley hala kitleleri etkilemektedir...
no woman no cry:
bob marleye göre
kadınım ağlama demektir..
vurguda hata yaparsak düz anlamını herkes bilir
kadın yok ağlamak yok :)
BOB MARLEY
Reggae’nin en transantal ve ikonik figürüdür. Bob Marley Jamaika’dan çikan ve uluslararasi alanda ünlenen ilk sanatçidir. Marley’in müzigi Jamaika’nin sadece günlük ritmi ve canliligini degil, ayni zamanda samimi kisiliklerini de yansitiyordu. Onun inanç dolu müzigi sadece içinde bulundugu çevreyi ve dönemi degil, onun zekasinin piriltilarini kesfeden, daha sonraki tüm nesilleri etkiledi.
Robert Nesta Marley 1945’te Jamaika’da, St. Ann's Parish köyünde dogdu. Orta halli beyaz bir babayla oldukça genç siyah bir annenin ogluydu. Kingston’da müzik kariyerine baslamak için 14 yasinda evi terk etti, yerel sanatçi Rastafarian Joe Higgs’in ögrencisi oldu. 1962’de ilk kisaçalari ‘Judge Not’i yayinladi.
1963’te arkadaslari Peter Tosh, Bunny Livingstone, Junior Braithwaite, Beverly Kelso ve Cherry Smith ile birlikte Teenagers grubunu kurdu. Bu grup daha sonra Wailing Rudeboys olarak en sonunda da kisaca Wailers olarak tanindi. Ilk albümleri, “I’m Still Waiting”i, prodüktör Coxsone Dodd'un efsanevi stüdyosu One’da doldurdular. Braithwaite ve Smith gruptan ayrildiklarinda, vokale Marley geçti ve 1964’ün basinda ‘Simmer Down’ parçalari Jamaika listelerinde üst siralara yükseldi. Bu parçayi ‘Let Him Go (Rude Boy Get Gail) ’, ‘Dancing Shoes’, ‘Jerk in Time’, ‘Who Feels It Knows It’ ve ‘What Am I to Do’ gibi parçalar izledi. 66’da Dodd’tan ayrilmadan burada 70 parça kaydettiler.
Ayni sene 10 Subat’ta Marley, daha sonra I-Threes grubuyla ünlenen Rita Anderson ile evlendi. Marley yilin geri kalan kismini Newark’ta bir fabrikada çalisarak geçirdi.
Ekimde Jamaika’ya geri dönen Marley, Wailers’i düzenledi ve Livingstone ve Tosh ile birlikte “Bend Down Low” albümünü çikardi. 68’in basindan itibaren Wailers prodüktör Danny Sims ile birlikte çalisti. Bir sonraki sene prodüktör Lee 'Scratch' Perry’in ev grubu Upsetters ile çalismaya basladilar. Bu dönemde aralarinda ‘My Cup’, ‘Duppy Conqueror’, ‘Soul Almighty’ ve ‘Small Axe’ gibi klasiklerin oldugu birçok çalisma yapti. Upsetters’in basçisi Aston 'Family Man' Barrett ve kardesi Carlton daha sonra Wailers grubuna katildi.
73’te çikardiklari “Catch a Fire” Wailers’in Jamaika disinda çikan ilk albümü oldu, bu albüm dünya çapinda dikkat çekti. Bunu takip eden “Burnin”den çikan ‘I Shot the Sheriff’ parçasi top 10 listelerine girdi. Livingstone ve Tosh kendi solo kariyerlerini kurmak için gruptan ayrildi. Marley de I-Threes’e katildi. Grubun diger elemanlari Rita Marley, Marcia Griffiths ve Judy Mowatt idi. Bu grupla birlikte 75’te “Natty Dread” albümünü çikardi. Bu albümden ‘No Woman No Cry’ Amerika listelerinde top 40’a girdi. 76’da Amerika’da top 10’e çikan “Rastaman Vibration” albümünü çikardi.
Marley, ünü Jamaika disina tastikça kendi ülkesinde mistik bir yer edinmeye basladi. Kendi ülkesinde bir sair ve ermis gibi karsilandi. Bazi çevrelerde onun gücü bir tehlike olarak görüldü ve 3 Aralik 1976’da bir suikast girisimi sonunda yaralandi ve bir seneligine Jamaika’dan ayrildi. 77’de “Exodus” albümünü çikardi. Bunun ardindan “Kaya”, “Babylon by Bus”, “Survival” albümlerini çikardi. 80 yilinda Marley’in beynini ve cigerlerini etkileyen bir kanser hastaligina yakalandigi anlasildi. Ölmeden önce çikardigi son albüm “Uprising” oldu ve 1981 yilinda, 36 yasinda öldü.
Ölümünden sonra piyasaya çikan “Redemption” ve “Legend” albümleriyle Marley’in müzigi yasamaya devam etti.
Rasta deyince ilk akla gelen kabus adam :)
No Woman No cry....Rasta, Cigara......Jamaika nın kara güneşi...