Kültür Sanat Edebiyat Şiir

bizim mahalle sizce ne demek, bizim mahalle size neyi çağrıştırıyor?

bizim mahalle terimi Adem Sarı tarafından tarihinde eklendi

  • Adem Sarı
    Adem Sarı

    'herkes gider mi / her şey biter mi? '

  • Shaman Wolf Turk Spirit
    Shaman Wolf Turk Spirit

    Eskiden oturduğun o mahalle var ya, orayı özlersin,
    Çocukluğunu özlersin,
    Senden gidenleri özlersin,
    Ölen yakınlarını özlersin,
    Artık işime yaramaz.! deyip çöpe attığın yada birine verdiğin oyuncaklarını özlersin,
    Geride bıraktığın insanları özlersin...
    En kötüsü ne biliyor musun?
    Özlediklerinin hiç biri geri gelmez.
    Sadece özlersin..

    - Sunay Akın-

  • Shaman Wolf Turk Spirit
    Shaman Wolf Turk Spirit

    Bir tek özlemleri deviremedim şu ince bileklerimle
    geriye kalan herşeyi yıktım...

    (sagopa)

  • Doğu Türkistan
    Doğu Türkistan

    bana seni unutturacak bir yer yok bu dünyada...

  • Adem Sarı
    Adem Sarı

    de pekçok mahalle gibi koskocaman bir aileydi.bedriye teyze kemal abi,ayla abla...kimi kapı önünde top oynatmaz,kimi acıkmışızdır diye ekmek arası peynir hazırlar,karnımızı doyurur, kimi bizimle maçlara gelir,cümbür cemaat pikniklere giderdik.
    duruyor yerinde,üsküdar toygar hamza mahallesi...

  • Nehir Akkuş
    Nehir Akkuş

    Hanidir mahallemizden şöyle sesi yanık, simitleri yanık, bıyıkları henüz terlemiş bir simitçi geçmedi...
    Çünküü, artık bir mahallem yok,mahalle arkadaşım, mahalle komşum yok!
    Mahalle kavgası yaşanmıyor,köşede bakkalımız yok...Koca koca blokların içinde birçok asık suratlı komşum var,çoğunun adını bile bilmiyorum...

  • Beste Negâr
    Beste Negâr

    Mahalle karılarının rüyaları


    “Bir elimde cımbız bir elimde ayna, umurumda mı” dünya demiş, Nebahat… Bu sözleri üçüncü sınıf şiir kitaplarından apardığını dahi unutmuş meğerse... Bunalımı(!) cımbız, kurduğu cümleler aynası... Haydaaa hak getire demiş bilge; zirâ, bilge bilmektedir ki, “bunalım sancıya döllenir ve doğurtur insanı”... bu kadar sayıklama ise bunalımdan değil, yapı bozucu psikanalizcilerin tabiriyle çocukluk yaşta başlayıp ergenlik döneminde tetiklenen ve en nihayet ilerleyen yaşına rağmen ergenlik psikolojisinden kurtulamayan bireyin yaşadığı travmaların, teşhir çağında rüya adı altında sergilenmesidir…


    Nebahati bu kadar derin bir analizin içine sokmak ne derece doğru demiş talebe ve eklemiş: “Zirâ, o mahallesinde evde kalmış kızlarla kapı önünde sohbet etmekten gayri bir şey yapmamış.”


    O senin dediğin eski bir hikâye diye cevap vermiş bilge gülerek... O kadar eski ki, bizim zaman dediğimiz şeyi hükümsüzleştirecek kadar... Çünkü bugün dünün aynası değil artık; bugün dünden kopalı hayli zaman oldu… Hattâ, bir tuşun ucunda ânın bir öncekinden farklılaşacağı zamana girdik… Onun için nebahat’in nevrotik kişiliği mahalle kapısının önündeki söylediği üç-beş kelimeyle analiz edilemez… Kaldı ki, Nebahat metamorfoza uğramış bir kişiliktir…


    Efendim, bu saçma sapan cümleleri ardı ardına niye ekledi bu Bestenegâr diyerek şaşkın şaşkın bakmayın öyle... Kozmostan ziyade kaosu önceleyen, ergenlik psikolojisinden kurtulamamış bazı beşerin, şehvetle kelimeleri tatmin aracı yaptığını görünce bizim yazımızın bağlam bakımından atıfı da kaos olmalıydı…


    Rüyalar, hayaller ve sayıklamalar... Erkek görünümlü nebahat’lerin ruh hâli bu durum… Bu yüzden karen horney’in analiz etmeye çalıştığı modern insanın nevrotik kişiliğinin hak getire olduğu görüyor ve içimde “eyvahlar” birikiyor… Nietzsche’nin “üstün insan” metaforuna giderken uğradığı nihilist durakların, Cezmi Ersözvari taklitçileri de görünce içimdeki eyvah acıya dönüşüyor... Sonra kendimi tutamayıp kahkaha atıyorum; zirâ, bunun taklit olduğunu kendi kendime söylüyorum… Sanatçıların ve hayvanların taklitlerini yapan şaklabanlara da böyle gülerdim ben... Saçmalığı barındıran yaptığı şey olmayan ve fakat kendini o zanneden bu dalkavuğun hâli yaptığından ziyade daha komik geliyordu bana… Hasılı, metamorfoza uğramış erkek olan nebahatın hali de böyle bir şey… Sayıklamalar sayıklamalar, sayıklamalar…

    Hamiş: ergenlik dönemine hapsolmuş nebahat’lerin buradaki sayıklamaları ancak ve ancak kahkahayla okunmalı… bizim tavsiyemiz bu yöndedir efendim; zirâ, okuyup ciddiye alınırsa nebahat’ler yaygınlaşır mahallemizde ve yüzlerce yıllık çabayla oluşturulmuş ahengimiz kaos soytarılarının eliyle bozulur…

  • Fizanlı Necip Fîyakalı
    Fizanlı Necip Fîyakalı

    sultanım sen kafana takma lütfen ilen...
    bendeniz vü mübarek dedelerim bunlara pek delikanlı dememekle beraber 'deli'der 'kanı'nı yutarız zira böyleleri delinin bilem kanını yerde bırakır idir.eywah ilen...
    efenim her yiğidin bir yoğurt yiyişi olduğu gibim ye tiridi at ciridi gibim de bir misyonu var idir elhamdülillahilalem.
    çiçeğim sen üzülürsen ben kan çıkarırım ;) sünger bobun kanını deli deli akıtırım gibim bir deli saçması nara içimizde hasıl oldu nida eyledik...bestem ilen...
    efenim 'yürek olmayan adamda yiğitlik aramak aslana kement atmaya benzer' buyurmuş idir muhterem fizanlı kulak ver ulen...
    heyyytt ulen...
    müfteri herif! tövbe estağfirullah ilen...

  • Beste Negâr
    Beste Negâr

    Mahalle Delikanlılarının Metamorfozu


    Efendim, siyah beyaz dönemin bıçkın delikanlıları bir nevi mahallenin ahlâkından ve namusundan sorumlu hareketleriyle önemli bir geleneğin parçalarıydı… bıçkındılar fakat aynı zamanda naiftiler… mahallenin namusu dediysek, 'kendisi her türlü haltı yer fakat kızkardeşine dokunanı olmadık şeyleri yapar' cinsinden değil, bilâkis kendi ahlâkından ve namusundan da emin olunan kişiydi onlar… bu yönleriyle yeni yetişen nesillerin idolleriydiler… sözlerinden emin olunan kişilerdi... sırrın idrakinde ölümüne sözünün eriydiler…
    Sır, ölüme kadar onlarda gizli kalırdı…

    mahalle delikanlıları bu yönleriyle bu toprakların kültürünün özel taşıyıcılarıydı bir nevi… şimdi delikanlıyım diye omuzunu sarkıtarak dolaşan berduşmeşrepler, hepimizin en azından hikâyesini duyduğumuz bu delikanlıların yakınından bile geçemeyecekleri kesin…

    şimdi salına salına dolanan berduşmeşrebin, ilk gördüğü zorlukta bırakın başkasının sırrını tutmayı, kendi sırrını dahi iki kuruşa pazara çıkardığına hepimiz şahit olmaktayız… bu yönüyle bugünün mahalle delikanlıları (!) , geçmişin delikanlılarından ziyade, bir evin kapısının önünde toplanıp onun bunun dedikodusunu yapan mahalle karılarına daha çok benzedikleri söylenirse abartılmış olmaz… bu mahalle delikanlılarının, mahalle karılarına dönüştüğü anlamına gelir…

    Hamiş: maalesef mahalle karıları mahalle delikanlılarına karşı galip gelmiş ve onların yetiştirdiği çocuklar bir omuzu aşağıda bir omuzu yukarıda nara atarak mahallenin kızlarına sarkıntılık etmekle meşgul… mahallenin kızı namusundan emin dimdik dururken bugünün delikanlısı bir masa etrafında en aşağılığından sözlerle kıza iftira etmekle mahir...

    Hamişin Hamişi: mahallede çakallar iktidar olmuş, yiğit havasında kıvırtanlar çoğalmış…

  • Tuğba
    Tuğba

    aşağı ki mahalle...