Kültür Sanat Edebiyat Şiir

bize zaman ve gönül gerek sizce ne demek, bize zaman ve gönül gerek size neyi çağrıştırıyor?

bize zaman ve gönül gerek terimi Seu Kuyt tarafından tarihinde eklendi

  • Senin İçin Çok Güzel Rüyalar Gördüm
    Senin İçin Çok Güzel Rüyalar Gördüm

    ibrâhîm
    içimdeki putları devir
    elindeki baltayla
    kırılan putların yerine
    yenilerini koyan kim

    güneş buzdan evimi yıktı
    koca buzlar düştü
    putların boyunları kırıldı
    ibrâhîm
    güneşi evime sokan kim

    asma bahçelerinde dolaşan güzelleri
    buhtunnasır put yaptı
    ben ki zamansız bahçeleri kucakladım
    güzeller bende kaldı
    ibrâhîm
    gönlümü put sanıp da kıran kim

    ___ Asaf Halet ÇELEBİ

  • Seu Kuyt
    Seu Kuyt

    (28.12.2004 21:03) Mai Salon

    Bize zaman ve gonul gerek

    Ben oldugum durumu hic de iyi gormuyorum, ben bu halde olmamaliydim diyorum; ama elden ne gelir.Aslinda, yani gercekte, hani sizin ve Tolstoy un samimi dedigi(yazar samimi olmali ki okuyucuyu gercekten kendine baglasin) dediklerinden biri olayim ben :))) Samimi olmak gercekte bazen hicbir ise yaramiyor; genliikle samimiyeti kacmak icin kullaniyorum ben; ha iste soyledim, tamam bitti gitti; ama degil.
    Gidisat, hayat; dogru farkli bir yere atladim, ama bosverin, ruzgarin dalgalari bir ordan bir buaraya oynattigi gibi ben de oynatayim.
    Bugun vapurda sehri seyrettim.Bazi binalar hic de hos gelmedi bana; ama eskiden oldugu gibi igrenc bir duygu dolmadi icime.Daha onceleri olsaydi, kotu bir yer, ruhumu bogan bir manzara gordugum zaman icime kin dolardi, ordan ve oarda yasayanlardan hem nefret ederdim; hem de onlara acirdim.Ama simdi oyle degil.Baska bir ulkeye gidip de deniz kenarinda gunesin ufukta batisini gordugumde baska ulkelerde de gunesin dogup battigini ogrendim.Baska ulkelerde mezarliklari gorunce orda da insanlarin oldugune kanaat getirdim.Bunlar beni nereye goturdu?
    Eskiden nefret ettigim bir yerde kalamam sanirdim; ama sonra aklima aslinda benim yasadigim yerin de nefret ettigim yerlerden bir farki olmadigini gordum; o zaman neydi beni orayan baglayan?
    Hatiralarim, ailem, arkadaslarim, aliskanligim? ..
    Bu sorulara kesin bir cevap veremem; ama kesin bir cevap verebilecegim baska bir nokta var: Her yerin Allah in oldugu.
    Insan birnbir cesittir, kotusunden, iyisine kadar.Bize dusen insani sevmek; ama bunun icin bir seye inanmak lazim.Peyami Safa nin deyisimiyle inanmak ne kadar boyun egmek olsa da; inanmali ve Allah inancinin ve O nun her eyi kapsayicligi onunde boyun bukmeli.Sadede gelecek olursak, insan ruhu kurudan, verimliye cesit cesit.Eger biz insani sirf Allah yarattigi icin seversek, yani Allah tan oturu seversek iste o zaman her kulu kapsayabiliriz; ama benim gibi sevmediginizden uzak durursaniz, bazi yerleri gormeden tanimadan gecip gidersiniz.Iste o sevmedigim yerler de kurak insan ruhlari gibi, ben nonlari tanimak dahi istemiyordum bir zamana kadar; ta ki Allah in her yerde olduguna ve her yerin O nun olduguna inanisima kadar.Her yer O nun, o halde nicin ben bir yere karsi kotu duygular besleyeyim; cunku yalniz degilim ben; ben yalniz degilim; O hep her yerde.
    Dogrudur zaman treni cok hizli gidiyor ve gonul buna yetismek de zorlaniyor.Oldu diyorsunuz; ama hiv de umdugunuz gibi degil.Hayat altin tepsiden yemek yiyecegim diyenlere altin tepsiden vermiyor; belki yemek bile vermiyor.Neye niyet, neye kismet.
    Uzulmemek lazim, nicin bu haldeyim diyerek; cunku her noktadan sonra baska bir cumle baslar; noktalar sadece verilen molalardir ve bu molalari bize O verir.belki kurumuz dudaklar icin biraz sevgi, biraz sevkat; yabancilik cekmemek...
    Biliyorum her ey birbirine girdi, aslinda ben Ortakoy den gordugum deniz manzarasi uzerinden bir seyler yazacaktim; ama basmbaska bir seyler ortaya cikti.
    Gozlerimi cevirdim,
    ufugu aradim
    alabildigine ruzgar esiyordu, bir benim yuzume bir digerlerinin
    ama ben ondan yuz cevirmedim
    gozyaslarim istemeyrek de olsa akti
    ne aidan ne mutluluktan,
    bu ruzgarin gozlerimle oynadigi bir oyundu
    sonra kuslari seyrettim
    alcaktan ucanlari
    yuksekten ucanlari
    ayni insanlar gibi
    sonra da onlarin yarismalarina tanik oldum
    kiyiya vardigimda kara ayaklarimin altinda sallandi
    o bile biliyordu insanin yukunu
    artik geldiginde zaman
    denizlerde ruzgar kalmayip
    kuslar ucmadiginda
    insan yukunu biraktiginda
    karalar susacak
    ...
    hafif isikli denizde
    her sey bir biri icinde
    bir cocuk dusmus kopruden
    neden ve nasil bilinmez
    ama olmus, sebepler bilinmese de
    daha gencecik vucut
    su da toprak olmus
    ne aci
    vapurlar gecer benim koprumun altindan
    padisah saraylari deniz kenarinda eski gunleri yad eder
    tarih kokar benim denizim
    tarik kokar benim insanim
    eski istanbul denizin icinden seslenir: biz burdayiz diye
    ama sadece akisler belirir denizde
    bizim akislerimiz, yeni istanbullularin
    eskiler bize ayna olur
    gok kararmis
    hava cekilmis dehlizine
    gunez baska diyarlarda cicek acmis
    yagmur seyiriyor gokten,
    bu aksam da huzun var yuzunde denizin
    yuttuklarin agliyor
    bize agliyor
    kendine agliyor
    eskiye agliyor

    ...

    'Zamana anlatamiyor buyuyup serpilmek icin ona ne kadar cok ihtiyaci oldugunu.
    Yagmurlar gibi saatlerce, gunlerce, aylarca yagmazsa uzerine kupkuru, catlak dudaklar gibi kanlar icinde kaldigini...'

    'Oyle ruhlarla tanistim ki, olmamasi gereken yere suruklenip gitmis oyle yalniz ruhlar gordum ki, artik yalnizca ellerinden tutup, yanlarina egilip, fisildamak istiyorum; gel su kayanin uzerinde, bu cicek acmis agacin altinda biraz oturalim... sogudun saclarini sularda yikayisini uzun uzun cok uzun gunler boyu seyredelim... sakinlik gerek gonlune, zaman gerek, dudaklarinda kanayan yaralari onarmak icin sevgi gerek... '

    'Ne zaman birisinin elinden tutmaya kalksam, bakiyorum trenin kalkma saati gelmis... platforma kostururken buluyorum kendimi... yerinden kipirdamak istemeyen gonlumu oradan oraya tasiyorum surekli...'