Notunu vermeye çalışıyoruz hemen insanların... Bir yere oturtmaya... Ya da sınıfta bırakmaya... Oysa 100 vermeliyiz herkese en başta... Bütün kredileri sunmalıyız... Ve İlla bir hata yaptıysa Cimri davranmalıyız notunu kırarken...
Kainat boşluk kabul etmez... Yeneceğini biliyordur elma, bu yüzden saklar tohumunu bağrında... Her gece sabaha gebe... Bunu böyle bil, böyle inan... Kalbin mi boş... Çoktaan doldu bile...
Bahtım hayalinle sarmaş dolaş Yüreğimde sen sızısı Ve Hasretin çıkısında közüm Gözlerimi kaçırıp İçten içe demlenen tutkularımla Bir ömür Islatacağın günü Bekleyecek dudaklarım
Çözümsüzlük te bazen en iyi çözüm olabilir...
Meseleleri ustaca çözümsüz bırakmak ta ayrı bir maharet gerektirebilir...
Ciddi meseleler gayri ciddi ortamlarda müzakere edilemez…
Notunu vermeye çalışıyoruz hemen insanların... Bir yere oturtmaya...
Ya da sınıfta bırakmaya...
Oysa
100 vermeliyiz herkese en başta...
Bütün kredileri sunmalıyız...
Ve
İlla bir hata yaptıysa
Cimri davranmalıyız notunu kırarken...
Kainat boşluk kabul etmez...
Yeneceğini biliyordur elma, bu yüzden saklar tohumunu bağrında...
Her gece sabaha gebe...
Bunu böyle bil, böyle inan...
Kalbin mi boş... Çoktaan doldu bile...
Bazı yorumlar vardır ki şiirden üstündür...
Çalkantılarından kurtulman için önce rüzgardan kurtulman lazım.
Bizler ideale ve sonsuza aşığız. İnsan ancak kitap okuyarak ideale, sonsuza ve aşka yaklaşır...
Buzlu cam adeta güzün gözleri
Ellerime bulaşan yokluğunun vebasını
Artık gizleyemiyorum
Hayattan zevk alma...
Tat alma duyusu...
Yaşama sevinci...
O kadar seviyorum ki seni
Yitirdim sevme melekesini...
Ellerim
Ciyak ciyak bağıran bir serçe yavrusu
Bir rüzgar kırmadan dalımı
Ve
Karanlık bir göz belirmeden
Yetiş..,
Bahtım hayalinle sarmaş dolaş
Yüreğimde sen sızısı
Ve
Hasretin çıkısında közüm
Gözlerimi kaçırıp
İçten içe demlenen tutkularımla
Bir ömür
Islatacağın günü
Bekleyecek dudaklarım
Kırklı bebekler gibi tutkunum sana
Yapışmak istiyorum
Koluna, kanadına, dudağına…
Her tarafımdan sen taşıyor
Saçılıyor yıldızlarım
Toparlayamıyorum
Gecelerimi
Kuzey, güney, doğu, batı...
Bari rüyama gel...
Sağ tarafıma yatıyorum, sen yukarıdasın...
Hayallerimle sensizliği yamıyorum...
Uyuyamıyorum...
Sana iyi geceler...
Bana da iyi heceler... Sen, sen, sen, sen....
İki farklı kişi, sessiz ve sensiz... İki aynı kişi...
Aynı harfler yan yanaydı 'şiir' yazamadım..
Başımı kayalara, sahillere vuruyordum, dalga geçiyorum sandın...
Ateşin renginin evreleri vardır...
Yandıkça
Kırmızı, beyaz ve siyah...
Sevgili, kapkarayım...
Büyük cümleler kuruyorum işte...
Gel !
Kal !
Meczubun tekiyim...
Keşke virgül koysaydın sevgili, cümlen hiç bitmeseydi.
Bir noktaydın, sen. Bense üç nokta...
Yâr,
Yar...
İnce bir şapka var aramızda...
aşk ile lâl...
Şapkasız a, şapkalı â' dan hakkını alacak mı?
Bir yok'u seviyorum. Hiç...
Güzlerce sen var içimde...
Şiiri asla küçümsemem...
Söz ola kese savaşı, söz ola getire aşkı...
Gidiyorum deseydin ben götürürdüm seni, gidemeye gidemeye...