bir söz bırak! terimi Bekir Şahin tarafından 13.09.2021 tarihinde eklendi
Yârsız kalır cihânda ayıpsız yâr isteyen. Muhibbî
Mahabbetden sû’al etme halîleMine’l-kalbi ile’l-kalbi sebîleDosta muhabbetten sual etmeKalpten kalbe bir yol vardır
Gönül Çalab’ın tahtıÇalab gönüle baktıKim gönül yıkar iseİki cihan bedbahtıYunus Emre
Hile ile iş gören, mihnet ile can verir Mihnet: acı, sıkıntı
Aşkınla cânâ cîhan oldı bana zindan cânâ; ey sevgili
Hak söz acıdırHak söz acıtır
Âlim büyüktür, yaşı küçük olsa daCâhil küçüktür, yaşı büyük olsa da
Gâfile kelâm, nâfile kelâm
Ne hüzün daimî ne de sürûr…
Kande varsa aşık-î bî-çare cânânın arar. NahîfîÇaresiz aşık nereye varsa sevdiğini arar.
Firâk-ı dost, bedel-i âteş...
Mala mülke mağrur olma deme var mı ben gibiBir muhalif rüzgar eser savurur harman gibi
Kamış boşum dedi şekerlendiAğaç yükseldi baltayı yedi İmam Rabbani
Nâdâna cihân gülşen olur, ârife külhan. NailîNâdân: cahilKülhan: hamam ocağı
Âdem oldur ki cihanda bıraka bir eserEseri olmayanın yerinde yeller eser
Aşıkların hayatı ölümdedir. Mevlana
Gönül, gönül vermekle alınır.
Ayıplayan, ayıpladığı şey ile sınanır.
Kendimi kendim yitirdim kendim arar kendiniKendine kendin gerekse kendinde bul kendini
İlim, yukarıdadır, talep edilir. Başında zorluk ve çile olsa da sabırlı ol,Sonunda yücelik ve vakar vardır.
Asîler, günahlarına tevbe eder, ârifler ibadetlerine… Sadi-i Şirazi
Hiçbir aşık sevdiğine sert söz söylemedi. Hâfız
Acı çekmeden öğrenilmez Ders, öğrenene kadar devam eder. Celâlini görmeden Cemâlini göremezsin.
Işksız biten çiçek soldı. Yunus Emre
SÖZ.! Bırakmam...
dünyayı dolaştım giymedim başıma taç, ne zengini tok gördüm ne de fakiri aç,yarabbi öyle bir fevzi kanaat ver ki;namerde değil merte de eyleme muhtaç..şu çeşmenin haline bak, su içecek tası yok, kırma kimsenin kalbini yapacak ustası yok...Yunus Emre
Altın kalem ile yazsın bu sözü yazanKendi düşer eller için kuyu kazan…
Cehaletten büyük musibet yoktur…
Bu da geçer ya Hû !
Gamına gamlanıp olma mahzunDemine demlenip olma mağrurNe dem bâkîNe gam bâkî
Yârsız kalır cihânda ayıpsız yâr isteyen. Muhibbî
Mahabbetden sû’al etme halîle
Mine’l-kalbi ile’l-kalbi sebîle
Dosta muhabbetten sual etme
Kalpten kalbe bir yol vardır
Gönül Çalab’ın tahtı
Çalab gönüle baktı
Kim gönül yıkar ise
İki cihan bedbahtı
Yunus Emre
Hile ile iş gören, mihnet ile can verir
Mihnet: acı, sıkıntı
Aşkınla cânâ cîhan oldı bana zindan
cânâ; ey sevgili
Hak söz acıdır
Hak söz acıtır
Âlim büyüktür, yaşı küçük olsa da
Câhil küçüktür, yaşı büyük olsa da
Gâfile kelâm, nâfile kelâm
Ne hüzün daimî ne de sürûr…
Kande varsa aşık-î bî-çare cânânın arar. Nahîfî
Çaresiz aşık nereye varsa sevdiğini arar.
Firâk-ı dost, bedel-i âteş...
Mala mülke mağrur olma deme var mı ben gibi
Bir muhalif rüzgar eser savurur harman gibi
Kamış boşum dedi şekerlendi
Ağaç yükseldi baltayı yedi
İmam Rabbani
Nâdâna cihân gülşen olur, ârife külhan. Nailî
Nâdân: cahil
Külhan: hamam ocağı
Âdem oldur ki cihanda bıraka bir eser
Eseri olmayanın yerinde yeller eser
Aşıkların hayatı ölümdedir. Mevlana
Gönül, gönül vermekle alınır.
Ayıplayan, ayıpladığı şey ile sınanır.
Kendimi kendim yitirdim kendim arar kendini
Kendine kendin gerekse kendinde bul kendini
İlim, yukarıdadır, talep edilir.
Başında zorluk ve çile olsa da sabırlı ol,
Sonunda yücelik ve vakar vardır.
Asîler, günahlarına tevbe eder, ârifler ibadetlerine… Sadi-i Şirazi
Hiçbir aşık sevdiğine sert söz söylemedi. Hâfız
Acı çekmeden öğrenilmez
Ders, öğrenene kadar devam eder.
Celâlini görmeden Cemâlini göremezsin.
Işksız biten çiçek soldı. Yunus Emre
SÖZ.! Bırakmam...
dünyayı dolaştım giymedim başıma taç,
ne zengini tok gördüm ne de fakiri aç,
yarabbi öyle bir fevzi kanaat ver ki;
namerde değil merte de eyleme muhtaç..
şu çeşmenin haline bak, su içecek tası yok,
kırma kimsenin kalbini yapacak ustası yok...
Yunus Emre
Altın kalem ile yazsın bu sözü yazan
Kendi düşer eller için kuyu kazan…
Cehaletten büyük musibet yoktur…
Bu da geçer ya Hû !
Gamına gamlanıp olma mahzun
Demine demlenip olma mağrur
Ne dem bâkî
Ne gam bâkî