Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Bir şiire sığınmak sizce ne demek, Bir şiire sığınmak size neyi çağrıştırıyor?

Bir şiire sığınmak terimi __talebe__ tarafından tarihinde eklendi

  • Sezai Güler
    Sezai Güler 05.03.2018 - 12:00

  • Biraz Sonra Gelir Yine Sonbahar
    Biraz Sonra Gelir Yine Sonbahar

    ben ki gökyüzünün akşam kızıllığında bir şiire sığınmak nedir çok iyi bilirim...

  • Sezai Güler
    Sezai Güler 17.02.2018 - 11:51

  • Sarayın Gözdesi
    Sarayın Gözdesi 29.12.2017 - 09:14

  • Sarayın Gözdesi
    Sarayın Gözdesi 23.12.2017 - 21:28

  • Bahar Bahar
    Bahar Bahar

    .......
    gerçekte bir sevinç, bir mutluluk yok değildir yüreklerimizde
    sevgiler umutlar yok değildir
    öyleyse neden çabuk küseriz birbirimize
    çabuk öfkeleniriz
    durup durup böyle hüzünlenmemiz neden
    anlamıyoruz da ondan mı yoksa
    bir bütün olduğunu mutluluğun
    umudun bir bütün olduğunu
    seziyor muyuz yalnızca
    baktıkca gelincik tarlalarına uzaktan
    öyle bir arada güzel
    yaşamanın lezzetini
    kanımızı tutuşturdukça gün günden
    buğusunu saldıkça
    bir tütün dumanı gibi yaktıkça genzimizi.

    Edip CANSEVER

  • Kelimeler De Yorulur
    Kelimeler De Yorulur

    uzay boşluğuna sığmayan kalbin bir iki satira sığdığını hissetmek

  • Kasabanın Cadısı
    Kasabanın Cadısı

    Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
    Onlardan kalbime sevda geçmiyor
    Ben yordum ruhumu biraz da sen yor
    Çünkü bence şimdi herkes gibisin

    Yolunu beklerken daha dün gece
    Kaçıyorum bugün senden gizlice
    Kalbime baktım da işte iyice
    Anladım ki sen de herkes gibisin

    Büsbütün unuttum seni eminim
    Maziye karıştı şimdi yeminim
    Kalbimde senin için yok bile kinim
    Bence sen de şimdi herkes gibisin..

  • Avuçlarımda Kırılgan Bir Bahar
    Avuçlarımda Kırılgan Bir Bahar

    Sülfür inceldi ve en yorgun yerinden kırıldı ayna
    Tenhaydı düşlerim, geceydi, çıkıp geldim işte
    Su ve ateş bir de gülünç yalnızlığım var sana
    Getirebildiğim, kokularını yitirmişti çünkü güller

    Suyu dinle ateşi yak özledim demek bu

    Parasız yatılı hüzünlerden ne kalır geriye
    Biraz Tamil biraz Türküz ayıptır söylemesi
    İntiharsa günahtır külliyen yasak bilirsin
    Pısırık bir ihtilal gibi getirdim sana bunları

    Bir de belleğim, başıma bela hazin ve komik üstelik
    Hatırla eskiyen meydan saatini, çocukluğundur
    Tayyare pulları getirdim sana evden kaçışlarımı
    İstersen yok say bunları tespih de yapabilirsin

    Beni vur saatin altında seni seviyorumdur bu

    Şiir yazan bir adamın fotoğrafı var yanımda
    Kendini ölümlü sanıyor onu getirdim ganimettir
    Büyüdü büyülenerek, taşlayarak kovdu kabilesi onu
    Suyun öte yakasında yaşadı, Sisyphos dediler adına

    Sülfür inceldi ve en yorgun yerinden kırıldı ayna
    Ayna pusluydu bunca yıl nice sır taşımaktan
    Kırılmanın sesini duydum ve onu getirdim sana
    Unutulmaya geldim işte onarılmaya değil

    Kov beni kabilenden ama bekliyorum demek bu

    Ahmet Telli

  • Zümra Yıldız
    Zümra Yıldız

    Yapraklar düşmede bilinmez nerden,
    Gökkubbede uzak bahçeler bozulmuş sanki
    Yapraklar düşmede gönülsüz
    Ve geceler ağır dünyamız kopmuş gibi yıldızlardan
    Kaymada yalnızlığa
    Hepimiz düşmedeyiz, şu gördüğün el düşüyor
    Nereye baksan hep o düşüş
    Ama biri var ki bu düşenleri tutuyor yumuşak ve sonsuz.

    Rainer Maria Rilke

  • Unutursam Fısılda
    Unutursam Fısılda

    Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim.
    Yokluğunu düşünüp, yitmesine yanmakla
    Durup geceyi, onsuz daha engin geceyi
    Ota düşen çiy gibi, düşmekle şiir cana
    Ne gelir elden, sevgim onu tutmadıysa
    Gece yıldız içinde, o yoldaş değil bana..

    Pablo Neruda

  • Zax Talante
    Zax Talante

    'Beğenilen özelliklere sahip olmaz nasılsa diye,kimse duygularını yazmasın mı? '

  • Blue Velvet
    Blue Velvet

    Yarım bir aşk, yarım bir dudaksın
    sıkıntılı ikindi yağmurlarında
    her yeni erkekten sonra daha erkeksin
    tuzlu inciler dolu
    kuş uçmaz mavisi gözlerinin.

    Işıklara çarpıyorsun sokağa çıksan
    şehrin korkusu büyüyor pencerelerde.
    Avuntusu yok erkekli yatakların
    ne olur gitme
    daha kaybolacaksın.

    Bir yanın şarkılar
    kan tutmaları öbür yanın.
    Gülerken iki kadeh arasında
    nasıl ağladığın anlatılmıyor.
    Ne olur
    bu kadar kendine saklanma.

    Sen kapalı, mahzun odalarda
    kırık oyuncaklara karşı bir çocuk.
    Ürperiyorsun denizin çığlıklarını duydukça
    dudakların kaskatı öpüldükçe neden?
    Kaç ölüm tasarlıyorsun çıkmazında
    belli, yoruldun kendini denemekten.

    kadınlar çıkmazı..ahmet oktay

  • Blue Velvet
    Blue Velvet

    Sensizliğin her günü zor, cumartesi daha
    Döndüğümde bir var bir yokmuşsun, masal
    En uzak noktamda, tam yakınımda, kılıç
    Zaman bazen tahtadır, içi çürür, cumartesi daha

    Beni bana hapsettiler, seni sana, cumartesi daha
    Kimi sevsem tatile çıkmıştı anlam, ölgün lamba
    Söküp çıkartsam kalbimi, kalbine bağışlasam
    Seni seviyorum krallığında, cumartesi daha

    Cumartesi olsa hayat
    içinde biz

    Sensizlik ölüm gibi
    Beni sensizliğe kaldırdılar

    sensizliğin cumartesi../..oğuzhan akay

  • Nokta Nokta
    Nokta Nokta

    Desem Ki...

    Cahit Sıtkı..

  • Ayşe Karagöz
    Ayşe Karagöz

    AYRILIK SEVDAYA DAHİL



    Açılmış sarmaşık gülleri kokularıyla baygın

    En görkemli saatinde yıldız alacasının

    Gizli bir yılan gibi yuvarlanmış içimde kader

    Uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın

    Rüzgar uzak karanlıklara sürmüş yıldızları

    Mor kıvılcımlar geçiyor dağınık yalnızlığımdan

    Onu çok arıyorum onu çok arıyorum

    Heryerimde vücudumun ağır yanık sızıları

    Bir yerlere yıldırım düşüyorum

    Ayrılığımızı hisettiğim an demirler eriyor hırsımdan

    Ay ışığına batmış karabiber ağaçları gümüş tozu

    Gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar yaseminler unutulmuş

    Tedirgin gülümser

    Çünkü ayrılık da sevdaya dahil çünkü ayrılanlar hala sevgili

    Hiç bir anı tek başına yaşayamazlar

    Her an ötekisiyle birlikte herşey onunla ilgili

    Telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar

    Gittikçe genişliyen yakılmış ot kokusu

    Yıldızlar inanılmıyacak bir irilikte

    Yansımalar tutmuş bütün sahili

    Çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var

    Öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil

    Çünkü ayrılıklar da sevdaya dahil

    Çünkü ayrılanlar hala sevgili

    Yanlızlık hızla alçalan bulutlar karanlık bir ağırlık

    Hava ağır toprak ağır yaprak ağır

    Su tozları yağıyor üstümüze

    Özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır

    Eflatuna çalar puslu lacivert bir sis kuşattı ormanı

    Karanlık çöktü denize

    Yanlızlık çakmak taşı gibi sert elmas gibi keskin

    Ne yanına dönsen bir yerin kesilir fena kan kaybedersin

    Kapını bir çalan olmadı mı hele elini bir tutan

    Bilekleri bembeyaz kuğu boynu parmakları uzun ve ince

    Sımsıcak bakışları suç ortağı kaçamak gülüşleri gizlice

    Yalnızların en büyük sorunu tek başına özgürlük ne işe yarayacak

    Bir türlü çözemedikleri bu ölü bir gezegenin soğuk tenhalığına

    Benzemesin diye özgürlük mutlaka paylaşılacak suç ortağı bir sevgiliyle

    Sanmıştık ki ikimiz yeryüzünde ancak birbirimiz için varız

    İkimiz sanmıştık ki tek kişilik bir yalnızlığa bile rahatça sığarız

    Hiç yanılmamışız her an düşüp düşüp kristal bir bardak gibi

    Tuz parça kırılsak da hala içimizde o yanardağ ağzı

    Hala kıpkızıl gülümseyen sanki ateşten bir tebessüm zehir zemberek AŞKIMIZ

    Attila İLHAN

  • Hakan Kılıç
    Hakan Kılıç

    Kuyu
    Bazen batarsın dibe, düşersin
    sessizliğinin çukuruna,
    bilinçli öfkeden uçurumunda,
    ve neredeyse
    geri dönemezsin, hayatının
    derinliklerinde karşılaştığın
    şeylerin kalıntısı var üstünde hâlâ.

    Sevgilim, bulduğun nedir
    kapalı kuyunda?
    Yosunlar, bataklıklar, kayalıklar mı?
    Acılanmış ve yaralanmış olarak
    neler görürsün kör gözlerle?

    Benimsin, kalmak istemezsin
    düştüğün kuyuda, bulmak istersin
    tepelerde senin için sakladığımı:
    şebnem damlalarıyla bir demet yasemin,
    uçurumundan daha da derin bir öpüş.

    Korkma benden, yeniden düşme
    kendi kızgınlığına.
    Silkele seni yaralamaya gelen sözcüklerimi,
    ve bırak uçsun gitsin açık pencereden.
    Sen bir şey yapmaksızın
    geri gelecek beni yaralamak için,
    değil mi ki katı saniyeyle doldurulmuş,
    ve o saniye patlayacak göğsümde.

    Gülümse bana, ey ışıltılı,
    yaralarsa ağzım seni.
    Ben peri masallarındaki
    o kör çoban değilim, fakat seninle
    toprağı, rüzgârı ve dağ dikenlerini
    paylaşan iyi bir oduncuyum.

    Sen sev beni, gülümse bana,
    yardım et iyi olmama.
    Boşuna yaralama kendini bende,
    yaralama beni, yaralarsın çünkü kendini.


    Pablo Neruda

  • İlk Nur
    İlk Nur

    bir şiirin içine sığındım, ayrılıklar dinince haber verin..

  • Hüzünbaz Düşler
    Hüzünbaz Düşler

    Ağzında Girit Yasemini

    senin ülkende cüceler vardı boyları hüzünden kısalan
    donmuş gözyaşları
    kurumuş otlar
    ve adını anımsamadığım bir sürü hüzünlü şey vardı
    hüzün programlanmıştı bilgisayarlara bile
    babanın bir beyin cerrahının tamir çantası olduğu
    söylentisine gelince
    bence kuru iftira
    ama yukarılık kompleksini kimden kaptığı bilinmiyor
    annense bir şişenin içinde batık gemileri
    bekleyip durmuş yıllarca
    kiralık kardanadamlarla çıkmış küf rengi yolculuklara
    ve kadınlar hamamında ayyaş bir ayı gibi bayıldığı gün
    seni doğurmuş hiç yokken sen hesapta
    a benim caretta carettam
    a benim yürek vuruğum
    buna da şükür
    çünkü
    bir yılkı atı gibi
    bırakmışlar seni çocuk çocuk suluboya çıkmaz sokakta
    keyiflerine bakmışlar gelsin eğlence gitsin ça ça ça

    sen küçücükmüşsün
    insanlara bakmışsın bakmışsın her yan sönük yıldızlar ormanı
    bir şeyleri sevmek istemişsin alışırken dünyaya
    dişlerini göstermişler
    kırmışlar termometreni
    insan insanın kurduymuş bre
    kesekağıdına sarmışlar seni
    narbülbülün kafese ayçiçeğin çöplüğe
    bir duvarın sıvası gibi dökülürken bana rastlamışsın
    dur demişsin dur hadi dur yaşamım sil baştan
    ben demişim

    'severim severim sevmesine de seni
    eski bir hüzünle
    durmadan büyür içimde bir Girit yasemini'

    yaklaşmışım
    ve deniz atmışım dudaklarımla dudaklarına

    Akgün Akova

  • Phase Shift
    Phase Shift

    Çünkü,
    Utanır dalında yaprak,
    Rüzgarsız salınmaya,
    Ve kendini kaybeden akıl,
    Günlük tutan elindeki kalemden,
    Ağaçların dilinde aşk,
    Bahar düşmüş yollara,

    Sağır zamanda körlenen düşleri,
    Keşfeder mavrasında dürtüler,
    Maskesi var demirden tozlanan,
    Kar yağmış Temmuz’a,
    Sessizliği öldürüyor ipek böceği,
    Çünkü yaşamaktır ölümden saldıran,

    Serpilir polenlerden aşk’a,
    Kuğunun göl sefası,
    Kıpırdanır suyla birlikte,
    Elma yanaklardan daha çıplak,
    Kırağı düşer kötü zamana,
    Tortusu depreşir yalnızlığın,
    Eskizi çalınır yağmurun,
    Çökeltisi tuzlanır yarım yamalak,

    Çünkü yaşamaktır hayat,
    Külünde geçmişin,
    İçimdeki içe doğurgan...

    Birkan ASKAN

  • Zilan
    Zilan

    Lafımın dostusunuz çilemin yabancısı,
    Yokmudur sizin köyde çeken fikir sancısı,

    Bu söz onun yüklendiği davanın büyüklüğünü ve bir o kadarda bu dava içerisinde olması gerekipte, sözden başka hiç bir getirisi olmayanları eleştirme mahiyetindedir..

    Ruhun şâd olsun, Şiirlerin babası.....

  • Balamir Ercan
    Balamir Ercan

    Hızırla kırk saat.

  • Yıldız Demirel
    Yıldız Demirel

    'biliyorum
    matarada su
    torbada ekmek
    ve kemerde kurşun değil şiir
    ama yine de
    matarasında su
    torbasında ekmek
    ve kemerinde kurşun kalmamışları
    ayakta tutabilir'

    Hasan Hüseyin Korkmazgil

  • Ormia Falan
    Ormia Falan

    Karanlık bir gecenin, aydınlık bir yansıması kimi zaman...

  • Neva
    Neva

    Kendini ifade edebilme özgürlüğü...

  • Berna Duran
    Berna Duran

    çocuksundur işte kaç zamandır çocuk olduğun önemsiz,geceleri yalnızsındır üşüyorsundur,,yorgan üstünden düşüyodur belki onu üstüne örten bi el bile yoktur.kaçmak,tüm masalları unutmak,sığınmak ve ısınmak istersin...işte böyle bişey olmalı kelimelerden hayat kurmak

  • Meral Dağkıran
    Meral Dağkıran

    YAŞA! ...

    Her şeye boşver, dolu dolu yaşa.
    Madem ki bir aşkın var, ne güzel, tadını çıkar...
    Sanki ayıp bir şeymiş de utanıyormuşsun gibi
    yazmışsın bana...
    Her şeye boşver ve aşkı yaşa... İlle de
    büyük aşk olması gerekmez; yaşanan her aşk
    büyüktür, yeter ki tadını çıkarmasını bil...
    Çok büyük umutlar bağlama, yarını hiç düşünmeden,
    günü gününe sev, sevginin tadını çıkar...
    Sevgide geleceği düşünürsen aşkı,
    bombok edersin. Sakın haaa...
    Sonsuz, monsuz diye karşındakinin başını yeme...
    Her şeye boşver; öylesine sev ki,
    sevdiğini bile umursama, salt kendin için sev,
    bencilce yaşa aşkı, bütün maddesiyle...
    Yaşamdan elinde kala kala salt yaşadığın
    sevgiler kalır sonunda, ne şu, ne de bu...
    Bütün onlar, aşkı yaşamak için gerekli olan
    - ne yazık ki gerekli olan- gereklerdir.
    Aslolan aşktır yaşamda...
    Dolu dolu, dolu dizgin, zilzurna, saniye saniye
    aşkı yaşayarak sev...
    İki yıl, üç yıl sürecek diye umutlanıp enayilik etme...
    İster sürer, ister sürmez... Sen o anı yaşa yeter ki...
    Yitirdiğin zaman; yaşadıklarını kazanmış olacaksın...
    Sonunda elbet yitireceksin, ama yitireceğini hiç
    düşünme; çünkü aynı zamanda kazanmışsındır da...
    Anılar kazanıyorsun daha ne...
    İç o zaman, sarhoş ol...
    Yüce şeyler düşünme severken,
    sevgiyi berbat edersin; çünkü sevginin
    kendisinden daha yüce bir şey olamaz..
    Aferin sana seviyorsan, seviliyorsan...
    Sakın kuşkulara kapılma.
    Karşındakini didikleme, yiyip bitirme...
    Türk gelenekleri, görenekleri öyle...
    Sakın bu aptallığı yapma...
    Severken yirmi yıl sonrasını değil,
    yirmi dakika sonrasını bile düşünme,
    sevinin içine edersin...
    An an yaşa, derin derin hem de...
    Afferin sana...
    Çok sevindim. İşe güce boşver.
    Artık sana ne Surname'yi,
    ne de başka şeyi soruyorum.
    Keyfince yaşa, sev... Sevildikçe sev,
    sevilmeyince de tastamam boşver ve
    o zaman o güzelim yalnızlığına sarıl...
    O yalnızlık ki, bütün sevgilerden daha güzeldir
    ve sonunda onun koynuna girmek için
    kendi kollarımızla kendimizi sararız...
    O zaman da hiç üzülmeyeceksin.
    Çünkü nasıl olsa, sığınacak bir yalnızlığımız var;
    günün birinde anamız bile bizi bırakır gider
    ama o yalnızlığımız, biz yaşadıkça bizi hiç bırakmaz...
    Severken bunları düşünme, lütfen yarınsız sev!
    Hadi, sevgiyle öperim.
    Yaşa sen! ...

    Aziz NESİN

  • Bon Jovi
    Bon Jovi

    Yaşamayı ciddiye alacaksın,
    yani o derecede, öylesine ki,
    mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
    yahut kocaman gözlüklerin,
    beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
    insanlar için ölebileceksin,
    hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
    hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
    hem de en güzel en gerçek şeyin
    yaşamak olduğunu bildiğin halde.

  • Nade Schnitt
    Nade Schnitt

    34 Nolu Rubai

    34
    Dün şarap bulmak için biraz yürüdüm.
    Ateş kenarında bir soluk gül gördüm.
    Dedim: Ne yaptın ki sen, yakarlar böyle?
    Dedi: Şu çimenlikte bir kere güldüm!

    Ömer Hayyam

  • Nevi Gazel
    Nevi Gazel

    sizi şiir gibi ısıtacak, efkarınızı arttıracak(efkar:fikirler) , yeni ufuklar açacak, o eşsiz musıkîsiyle ruhunuzu sarıp sizi yeni iklimlere davet edecek, hem yaralarınızı size hatırlatacak hem de merhem olacak..varsa böyle bir dost gidin ona sığının...

    şiire sığınmak güzeldir...