BİR BAHAR AKŞAMI RASTLADIM SİZE... Yıl 1973. İzmir Yüksek İslam Enstitüsü 3. sınıf öğrencisiyim. İzmir'in Güzelyalı İlçesinde sonradan Ege Üniversitesi İlahiyat Fakültesine dönüşen binada öğrenim görmekteyiz. Dönem başında Türk Dili Dersimize Fuat Edip Baksı adında 60 yaşlarında orta boylu, tıknaz bir hoca girmeye başlamıştı. Davudi sesiyle güzel ders anlatıyordu. Edebiyata meraklı olduğumdan dersini ilgiyle izliyordum. Ders aralarında hocayla konuşuyor, onunla bağımı saygı çerçevesinde güçlendirmeye çalışıyordum. O yıllar Üniversitelerde ideolojik mücadelenin kızıştığı dönemlerdi. Bizde bu rüzgardan nasibimizi almış, Ülkücü Harekete katılmıştık. Bir gün Fuat hocama" Hocam, Alparslan Türkeş'e çok benziyorsunuz deyince, duraklamış:" O mu bana benziyor, ben mi ona benziyorum?" cevabını vermişti. Fuat Hocamla ilgili arkadaşlar arasında ilginç şeyler anlatılmaya başlanmıştı. Fuat Hocanın bir zamanlar öğrencisine aşık olduğunu ve onunla ilgili olarak "Bir bahar akşamı " isimli şarkının şairi olduğundan bahsediliyordu. Aynı sınıftan İzmir'li bir arkadaşıma anlatılan şeylerle ilgili işin aslını sordum. Bana şunları anlatmıştı: "Fuat Edip Baksı Hoca 19–20 yaşlarında iken rüyasında çok güzel bir kız görür. O gördüğü kıza gönlünü kaptırır. Yıllarca o kızı bulma hayaliyle yanıp tutuşur, fakat bulamaz. Belki bulurum umuduyla yıllarca evlenmez. Öğretmenlik mesleğini seçmiş ve edebiyat öğretmeni olmuştur. Yaşı ilerleyince ailesi ona baskı kurar ve Fuat Hoca istemeye istemeye evlenir. Bir bahar akşamı okulundan çıkıp evine dönmekte olan Fuat Edip Hocanın yolu Çamlıca Kız Lisesi’nin önünden geçer. Okulun zili çalmış ve öğrenciler evlerine gitmek üzere dağılmaktadır. Tam bu sırada Fuat Edip'in gözüne bir kız ilişir. Bu kız, yıllar önce rüyasında gördüğü kızdır. Şair, adeta şok olur, kendinden geçer. Ne yapacağını bilemez vaziyette büyülenmiş gibi genç kıza bakmaktadır. Onun bu halini fark eden öğrenci de mahcubiyetten boynunu büküp, başını yere eğer. Aradığını bulmuştur hoca, fakat artık her şey çok geçtir. Karşısındaki bahar, kendisi sonbahardır. Adeta beyninden vurulmuş hoca nihayet kendine gelir ve yoluna devam eder. İmkansız aşkının verdiği hüzünle Fuat Hocanın dilinden şu mısralar dökülür... Bir bahar akşamı rastladım size Sevinçli bir telaş içindeydiniz Derinden bakınca gözlerinize Neden başınızı öne eğdiniz.. İçimde uyanan eski bir arzu Dedi ki yıllardır aradığım bu Şimdi soruyorum büküp boynumu Daha önceleri neredeydiniz...? Fuat Hoca hayatının hikâyesi olan bu güfteyi doğru bestekar Salaahattin Pınar’a götürür. Güfte, usta bestekâr Selahattin Pınar'ın uduna nağme olur. Benim de çok sevdiğim bu şarkı dilden dile dolaşır. Aradığını geç bulanlar, bir zamanlar öğrencisine aşık olanlar Hicaz makamındaki bu güzel şarkıyı kuşaktan kuşağa söyler dururlar. Fuat Hocam 1974 yılında kansere yakalandı ve Rahmana kavuştu. Nur içinde yatsın. Ahmet Yavas
bir bahar akşamı rastladım size, sevinçli bir telaş içerisindeydiniz. derinden bakınca gözlerinize, başınızı neden öne eğdiniz... dizeleriyle hayatım boyunca unutamayacağım şarkı... sözler Özdemir Erdoğan'a aittir.
Fuat Edip Baksı'nın şiiri...Selâhattin Pınar'ın bestesi...Makam: Hicaz...'Bir Bahar akşamı rastladım size...' Ben ise tam tersini yazdım...'Karşılaşmayalım' diye...Yüreğime iner ya...
BİR BAHAR AKŞAMI RASTLADIM SİZE...
Yıl 1973. İzmir Yüksek İslam Enstitüsü 3. sınıf öğrencisiyim. İzmir'in Güzelyalı İlçesinde sonradan Ege Üniversitesi İlahiyat Fakültesine dönüşen binada öğrenim görmekteyiz.
Dönem başında Türk Dili Dersimize Fuat Edip Baksı adında 60 yaşlarında orta boylu, tıknaz bir hoca girmeye başlamıştı. Davudi sesiyle güzel ders anlatıyordu. Edebiyata meraklı olduğumdan dersini ilgiyle izliyordum. Ders aralarında hocayla konuşuyor, onunla bağımı saygı çerçevesinde güçlendirmeye çalışıyordum.
O yıllar Üniversitelerde ideolojik mücadelenin kızıştığı dönemlerdi. Bizde bu rüzgardan nasibimizi almış, Ülkücü Harekete katılmıştık. Bir gün Fuat hocama" Hocam, Alparslan Türkeş'e çok benziyorsunuz deyince, duraklamış:" O mu bana benziyor, ben mi ona benziyorum?" cevabını vermişti.
Fuat Hocamla ilgili arkadaşlar arasında ilginç şeyler anlatılmaya başlanmıştı. Fuat Hocanın bir zamanlar öğrencisine aşık olduğunu ve onunla ilgili olarak "Bir bahar akşamı " isimli şarkının şairi olduğundan bahsediliyordu.
Aynı sınıftan İzmir'li bir arkadaşıma anlatılan şeylerle ilgili işin aslını sordum. Bana şunları anlatmıştı:
"Fuat Edip Baksı Hoca 19–20 yaşlarında iken rüyasında çok güzel bir kız görür. O gördüğü kıza gönlünü kaptırır. Yıllarca o kızı bulma hayaliyle yanıp tutuşur, fakat bulamaz. Belki bulurum umuduyla yıllarca evlenmez. Öğretmenlik mesleğini seçmiş ve edebiyat öğretmeni olmuştur. Yaşı ilerleyince ailesi ona baskı kurar ve Fuat Hoca istemeye istemeye evlenir.
Bir bahar akşamı okulundan çıkıp evine dönmekte olan Fuat Edip Hocanın yolu Çamlıca Kız Lisesi’nin önünden geçer. Okulun zili çalmış ve öğrenciler evlerine gitmek üzere dağılmaktadır. Tam bu sırada Fuat Edip'in gözüne bir kız ilişir. Bu kız, yıllar önce rüyasında gördüğü kızdır. Şair, adeta şok olur, kendinden geçer. Ne yapacağını bilemez vaziyette büyülenmiş gibi genç kıza bakmaktadır.
Onun bu halini fark eden öğrenci de mahcubiyetten boynunu büküp, başını yere eğer. Aradığını bulmuştur hoca, fakat artık her şey çok geçtir. Karşısındaki bahar, kendisi sonbahardır.
Adeta beyninden vurulmuş hoca nihayet kendine gelir ve yoluna devam eder. İmkansız aşkının verdiği hüzünle Fuat Hocanın dilinden şu mısralar dökülür...
Bir bahar akşamı rastladım size
Sevinçli bir telaş içindeydiniz
Derinden bakınca gözlerinize
Neden başınızı öne eğdiniz..
İçimde uyanan eski bir arzu
Dedi ki yıllardır aradığım bu
Şimdi soruyorum büküp boynumu
Daha önceleri neredeydiniz...?
Fuat Hoca hayatının hikâyesi olan bu güfteyi doğru bestekar Salaahattin Pınar’a götürür. Güfte, usta bestekâr Selahattin Pınar'ın uduna nağme olur.
Benim de çok sevdiğim bu şarkı dilden dile dolaşır. Aradığını geç bulanlar, bir zamanlar öğrencisine aşık olanlar Hicaz makamındaki bu güzel şarkıyı kuşaktan kuşağa söyler dururlar.
Fuat Hocam 1974 yılında kansere yakalandı ve Rahmana kavuştu. Nur içinde yatsın.
Ahmet Yavas
bir bahar akşamı rastladım size,
sevinçli bir telaş içerisindeydiniz.
derinden bakınca gözlerinize,
başınızı neden öne eğdiniz... dizeleriyle hayatım boyunca unutamayacağım şarkı...
sözler Özdemir Erdoğan'a aittir.
kurtulan treni'nde unutulan bir kız çocuğu
yıllardan kimbilir dokuz yüz kırk üç müdür
sürdürür ömrü boyunca başladığı yolculuğu
kurtulan treni'ni sanki rüyasında görmüştür
kederli bir yağmur içinde bütün camları buğulu
yolcuları bakışarak bir vehameti bölüşür
gece rampalarında yalnız bir devin soluğu
uyku bastırmıştır cıgaralar söndürülmüştür
sessiz sir öfkeyle büyür dışarda simsiyah doğu
içkiye dalmış bir subay yok bir kadınla öpüşür
karısı süheylâ mı hâlâ okşayıp durduğu
çünkü beykoz'da bırakmış siirt'te hayat müşküldür
vagon penceresinden ayın gözlerinde doğduğu
o kız çocuğu sabaha karşı gizlice üşümüştür
dudakları masmavi dağ istasyonlarının soğuğu
ıslak bir gazetede tobruk nihayet düşmüştür
haydarpaşa'dan beri her yolcunun okuduğu
niğde'de elma sarılmıştır üstüne çay dökülmüştür
nedir tren düdüklerinin çığlık çığlığa sorduğu
bir şehri terk ederken susmak bu kadar güç müdür
kadere dönüştüren nedir sıradan bir yolculuğu
yıllardan attilâ ilhan dokuz yüz kırk üç müdür
hani kurtulan treni'nde o kızın unutulduğu
yoksa bütün unutulanlar zaten ölmüş müdür...
_Attila İlhan
kızım ne yapalım o eski aşıklar yok mu...herşeyde mesafe kadının kocasına hitabı filan...
rastladım sizeeeeeeeeeeeeee
de neden size diyor ki anlamadım insan sevdiğine böle mesafelı davranmaz kı
Fuat Edip Baksı'nın şiiri...Selâhattin Pınar'ın bestesi...Makam: Hicaz...'Bir Bahar akşamı rastladım size...' Ben ise tam tersini yazdım...'Karşılaşmayalım' diye...Yüreğime iner ya...
hüzünlü bir esintisi vardır...
saygı barındıran bir sevgi anlatılmaktadır...günümüzde az rastlanır türden...