Kültür Sanat Edebiyat Şiir

bhopal felaketi sizce ne demek, bhopal felaketi size neyi çağrıştırıyor?

bhopal felaketi terimi Devrim Gemisi tarafından tarihinde eklendi

  • Devrim Gemisi
    Devrim Gemisi

    BHOPAR FELAKETİ


    Hindistan’ın orta kesimindeki Madhya Pradesh eyaletinin merkezi Bhopar kenti, 1984’te tarihin en korkunç sanayi kazasına sahne oldu. 3 Aralık sabahı, erken saatlerde, ABD şirketi Union Carbide Corporation’ın Hindistan’daki kuruluşuna ait bir böcek ilacı fabrikasından yaklaşık 45 ton metil izosiyanat gazı çevreye yayıldı. Fabrikanın çevresindeki yoğun nüfuslu mahallelerde yaşayanların çoğu hemen öldü, panik sonucunda on binlerce kişi kentten kaçtı.

    Ölü sayısının 2.500’e ulaştığı Bhopal’de zehirli gaz nedeniyle solunum sorunlarıyla karşılaşan ve gözleri zarar gören 50 bin kişinin tedavisinde yerel sağlık merkezleri yetersiz kaldı. Sonraki incelemelerde, kazanın eksik kadroyla çalışan fabrikada güvenlik ve işletme standartlarına uyulmamasından kaynaklandığı ortaya çıktı.

    Bhopal, 3 Aralık 1984 sabahı “vebadan kırılmış bir şehir gibidir.” Le Monde muhabiri Patrice Claude, hayvan leşleriyle dolu sokaklarda kıpkırmızı gözlerle öksürerek şaşkın şaşkın dolaşan erkek ve kadınlara rastlar. Hastane ve morglar da ölülerle dopdoludur.

    2 Aralık Pazar’ı 3 Aralık Pazartesi’ye bağlayan gecede “Hindistan’ın Bağdat’ı”, çoğunluğu Müslüman 900.000 nüfuslu Bhopal, 20. yüzyılın en büyük sanayi felaketine maruz kalacaktır. Asıl Bağdat’sa yirmi yıl sonra yine bir “Amerikan saldırısıyla” yakılıp yıkılacaktır.

    Yukarıda Britannica’dan ölü sayısını 2.500 olarak verdik. En az 3.000 olduğu kesin de, 15.000 diyenler de var, 30.000’e çıkanlar da. Felâket sonrasının büyük kargaşası, fabrikaya bitişik gecekondularda yaşayanların yoksulluğu, yirmi yıl sonra bugün bile binlerce kişinin acı çekip hâlâ patır patır dökülmesi kurbanların tam olarak tespitine engel. Tazminat konusu gündeme geldiğinde Hindistan devleti resmî bilançoyu küçük gösterdi.

    Zehirli gazdan etkilenen 500.000 kişinin 150.000’i bugün de o günkü zehirlenmenin izlerini taşıyor, acı çekiyor. 1980’de Bhopal’da metil izosiyanat üretimi başladığında tam bir olay olmuş, ülkenin ilerlediğinin göstergesi sayılmıştı. O sırada bütün dünyada 117.000 kişi çalıştıran yeryüzünün üçüncü kimyevî madde şirketi Union Carbide, Hindistan’ı en tehlikeli maddelerden birini imale ehil bulmuştu.

    Alpha-naftolle karıştırılarak “Sevin” adlı bir böcek öldürücüye dönüştürülen fosjer ve monometilamin tepkimesi (reaksiyon) ürünü metil izosiyanat (MIC) çok tehlikelidir. Düşük sıcaklıkta tutulmazsa su ya da metal tozuna tepkir. Ayrıca, son derece zehirli “siyanür” gibi moleküllere ayrışır. İmali tek düzey ve eksiksiz dikkat gerektirir. Union Carbide adlı çok uluslu Amerikan şirketi, artan böcek ilacı talebi olan Hindistan pazarına yılda 5.000 ton sevin sürmeyi umut ediyordu. Ancak, evdeki pazar çarşıya uymamış, firma öngörülenin ancak yarısını satabilmişti.

    Bhopal’deki fabrikada 1981’de bir işçi öldü. 25 işçi 1982’de zehirlendi. Aynı yıl Amerikalı denetçiler güvenlik kurallarına yüz kadar aykırılık saptadılar. 17 Eylül 1982’de Hintli gazeteci Rajkumar Keswani alarm zillerini çalmaya başlamıştı. Keswani’nin 1984 Kasım’ındaki “Felâketin eşiğindeki Bhopal” başlıklı dördüncü yazısı da yankı bulmadı.

    2 Aralık akşamı, astrologlar, “en uygun gün” dediği için Bhopal düğünler kenti olmuştu. Fabrikanın üç dev fıçısında 63 ton MIC bulunuyordu. Soğutma sistemleri işlemiyordu. Sesli sıcaklık düzeyi uyarısı yapan alarm tertibatı prizden çekilmişti. Bulaşıklıktan arındırma kuleleriyle çöp yakma tablaları kısmen sökülmüştü. Servis görevlileri basınçlı suyla kanalizasyonları yıkıyorlardı. Vanalar iyi durumda olmadığından, metal tozlarıyla yüklü su 610 numaralı fıçıya sızdı ve patlama oldu. Sıvı, gaza dönüşerek atmosfere yayıldı.

    MIC, siyanür ve Birinci Harb-i umumîde savaş gazı olarak kullanılan fosjen, kuzey rüzgârıyla kente dağılarak ölüm yağdırmaya başladı. Union Carbide tazminat vermemek için “işten çıkarılan Hintli bir görevlinin sabotajı” dedi, bu iddiasını kanıtlayamadı. Sözü edilen kişi kovuşturmaya uğramadı. Aynı firmanın Virginia’daki fabrikasında güvenlik sistemi çok daha sağlamdı” diyen raporları şirketin başkan yardımcısı 1994’te yanıtladı: “Asla! ”

    3 milyar dolara kadar çıkan tazminat talebinden, Washington yatırımları keser diye vazgeçen Yeni Delhi 1989’da 470 milyon dolara razı oldu. 1986’da GAF firması şirketlerini ele geçirmesin diye Union Carbide kendi hisse senetlerini geri almak için 3.3 milyar doları kolayca buluvermişti. Oysa “Yolsuzluk, aracılar, bürokrasi” tazminatın arslan payını aralarında bölüştüler. 548.000 hayatta kalan kurban kırıntılarla yetindi.

    Fabrika civarındaki yeraltı suyu yıllar boyu, kirli kaldı, sudan yararlananları ağır ağır zehirledi. 2001’de Union Carbide’ı satın alan Dow Chemical şimdi bu nedenle kovuşturuluyor. Adalet, Bhopal felaketi sonrası hiç işlemedi. Hint asıllı Amerikalı avukat Rajan Sharama, “olup biten üzerine tek bir mahkeme bile karar vermedi” diyor. İşin içinde Amerikalılar varsa zor.

    EVET İŞİN İÇİNDE AMERİKALILAR VARSA ZOR
    AMERİKA'DAN İNSANLIK DERSİ ALANLARA