Kültür Sanat Edebiyat Şiir

bekir berk sizce ne demek, bekir berk size neyi çağrıştırıyor?

bekir berk terimi Sevde Yılmaz tarafından tarihinde eklendi

  • Bekir Berk
    Bekir Berk

    Bekir Berk ne demek

  • Deniz Yılmaz
    Deniz Yılmaz

    Bekir BERK; muhteşem bir insansın sen..Mehmed Akif ERSOY' un 'Asım'ın Nesli diyordum ya; nesilmiş gerçek..' dediği nesilsin sen..Mekanın cennet olsun...

  • Naz Ün
    Naz Ün

    o bir dava adamı
    yzınız cok hoş

  • Elif Sirac
    Elif Sirac

    Lügatinde yılmak ve durmak yoktu

    ..... Avukat Bekir Berk, korkuyu korkutmuştu... Hayatı boyunca başta Bediüzzaman Said Nursi olmak üzere bütün 163. madde maznunlarını savundu. Her türlü imkânsızlığı, yokluğu, engeli aşıp mahkemeden mahkemeye koştu. Mazlumların avukatı Bekir Berk'i işte bu koşuşturmaları sırasında tanıdım...

    ..............

    Tanıdığım an, engin ufkuna ve istikbale yönelik ümidine hayran oldum.

    Onun şahsında yalnız hizmeti değil, insanları sevdim. 'Davada fani olma'nın anlamını çözdüm. Her biri 'Yürek insan' olan hizmet insanlarıyla buluştum. Ve bir gün kader beni köyevinden alıp o insanlara mesai arkadaşı yaptı.

    Yıllarca rahmetli Bekir Berk'le aynı gazetede yazdık. Aynı sevinçleri ve üzüntüleri paylaştık.

    İnsanın başını döndüren, insanı koşturup coşturan bir enerjisi vardı. İmkânsızlıkları bahane ettiğine, imkânsızlıklara teslim olduğuna hiç şahit olmadım.

    ………………..

    Çemberlitaş'taki yazıhanesinde herkese göre iş vardı. Kim uğrarsa ona bir işverir, koştururdu. Kimseyi boş oturtmazdı. Onun yanında gereksiz şeyler konuşamazdınız. İnsanları çekiştiremezdiniz. Geçmişe dönük hasret solukları alamazdınız. Hep geleceğe bakar, gelecek hakkındaki düşüncelerinden, projelerinden söz ederdi. Etkilenir, bitmez tükenmez enerjisine hayran kalırdınız.

    ***
    ....................
    Durup düşünmek lazım, çünkü Bekir Berk bir boşanma, ya da miras avukatı değildi. Yok, belki de miras avukatıydı; ecdadın aziz mirası olan 'İ'layı Kelimetullah'ı ve şimdilerde çürük elmaya dönüştürülen 'kızılelma'yı savunuyordu. Hem de bütün imkânsızlıklara rağmen, canı pahasına...

    Zaman oldu bir duruşmaya yetiştirmek için katırla Zigana Dağları'nı aştı, zaman oldu yolu kesen sel sularına atladı. İspanya fethi sırasında karşısına okyanus çıkınca atını denize sürerek 'Beni durduramazsın' diye bağıran Tarık bin Ziyad'a benziyordu.

    Trabzon'da bir duruşma sırasında neden cübbesinin eski olduğunu düşünmekten kendimi alamamıştım. Sonra yağmurlu bir günde arkasında yürürken ayakkabılarının birinin delik olduğunu farkettim. Oysa tanıdığım herkesten fazla çalışıyordu. Aynı enerjiyi dünyaya hasretse kuşkusuz Türkiye'nin en zengin avukatı olabilirdi. Fakat o dünya malını seçmedi.

    İngiltere'ye kanser tedavisine gittiğinde ben Almanya'da idim. Türkiye'ye dönüşünde, yıllar sonra ilk defa görüştük. Tanıdığım Bekir Berk'ten geriye ateşli bakışları ve secde izi bulunan geniş alnı kalmıştı. Ama bir süre sonra toparlanacak, iki seneyi aşkın bir zaman daha hizmete koşacaktı. Gırtlak kanseriydi. Biraz uzun konuşsa ağzından kan geliyordu. Buna rağmen defalarca Anadolu'yu dolaştı, sayısız konferans verdi, seminerlere katıldı.

    Bir gün hayatını belgesel film yapmaya karar verdik. Kendisine açtığımızda şöyle dedi: 'Eğer hizmete vesile olacaksa ben davamın figüranlığına bile razıyım kardeşim.'

    Film çekildi. Bir gün sonra da hastahaneye kaldırıldı. Son ziyaretlerimin birinde can çekişiyordu. Çok halsizdi Elimi tuttu. 'Allahüekber hücum' diye fısıldadı Önüme bir defter uzattılar. İntibalarımı yazmamı istediler. Şöyle yazdığımı hatırlıyorum:

    'Sevgili Ağabey. Bana yaşarken hizmeti sevdirdin, ölürken de ölümü sevdiriyorsun.' Bundan sonrasını yazmak benim açımdan çok zor: Dimağ yorgun, şuur yorgun, gönül yorgun... Söz yorgun, göz yorgun, beden yorgun...

    Bir 'ebedi abide' daha göçtü gözlerimin önünde. 'Ah sen-i takvim' sırrına mazhar bir 'eşref-i mahlük' daha gitti.

    Bu hicran demi karşısında varla yok arası yaşayan eski köy çocuğu nasıl kendini tutsun? Bir 'aziz davanın' hukuk cephesini tek başına omuzlayan fedakârlığın toprağa düşmesine nasıl ağlamasın?

    ....................

    Ona mı, kendine mi? Köy çocuğu, Bekir Berk'ten alması gereken ihlas dersini, sadakat dersini, sebat dersini, fedakarlık dersini yeterince alamadığı için, belki kendine ağlıyor.

    ***
    Aksiyon/ Yavuz Bahadıroğlu

  • Mahmut Cengiz
    Mahmut Cengiz

    SABIR,CESARET,DAVA ADAMI =BEKİR BERK

  • Bahadır Enes Dişbudak
    Bahadır Enes Dişbudak

    BiR DaVa adamı ve hiç davasını kaybetmeyen BİR DAVA ADAMI hakikatların davasını savunan bir dava adamı