'...bu konuda 19 Aralık bir dönüm noktası haline geldi...19 Aralık'ta odalar,demokratik partiler,sendikalar şunu gördü: Siyasi iktidarın şiddetinin ve terörünün ne kadar kayıtsız ve sınırsız olduğunu gördüler...
-Ve cinayetlerin nereye kadar uzanabileceğini...
-Dolayısıyla o korkuttu onları...Kendi kabuklarına çekildiler...Ya da tekrar kendi sınırlarına çekildiler...Belki de doğal olarak üstlenmeleri gereken bedeli üslenmediler...96'da belli bir bedel ödeme tercihiyle karşı karşıya kalmamışlardı...Hep şu söylenilir: 19 Aralık operasyonu ve F tipi hapishanelerindeki olanlar,hapishanenin içindeki tutuklu ve hükümlüler için yapılan bir operasyon değil,dışarısı için yapılan bir operasyondur...Dışarıya verilen bir gözdağıdır...
-Genelde cezaevlerine yapılan operasyonların amacı dışarıya gözdağı vermektir...İnsan zaten dört duvar arasında onu bekliyor...'Her an tehlikedeyim' diyor...İşin kötü tarafı dışarıdaki insanlar onu beklemiyor...
-Ama 19 Aralık boyutu,vahşeti, -aynı anda yirmi hapishanede birden yapıldı...Bayrampaşa'da altı kadın yakılıyor- birçok yönüyle gerçekten demokratik muhalefete çok ciddi bir biçimde gözdağıydı...Bir de o dönemde zaten -en azından ben İstanbul'u biliyorum- adeta ilan edilmemiş bir sıkıyönetim vardı...Bütün yasalar iptal edilmiş...Yasalar rafa kaldırılmıştı...Hiçbir hakkımız yok...Hatta bir avukat arkadışımız gözaltına alındı...Nerede olduğunu bulamadık...Savcı dedi ki,'Size bilgi veremem...Bende de bilgi yok...' O zaman kimde var? 'Başbakanlık kriz merkezinde...' Başbakanlık kriz merkezi nerede? 'Bilmiyorum nerede olduğunu...'
-Bir savcının açıklaması...
-Evet...O günlerde böyle bir düzen hayata geçirdiler...Tabi bunun bir sonucu oldu...Şöyle bir şey yapıldı herhalde...'Biz olaylardan kaçalım ki kendimizi koruyalım' diye düşündüler...Öyle olmadı...Kaçtıkları doğru ama kendilerini koruyamadılar...Sonuçta siyasi iktidar,muhalefet yapan herkese saldırır...Belki temel sorun bu...Temel sorun,haklar ve özgürlükler mücadelesi,bedel ödemeyi göze almadan sürdürülemez...Bunun her alanda örneğini görebiliriz...Evinizi,işinizi,inancınızı v.s. neyinizi korumak istiyorsanız,onun bedelini gözönüne almak zorundasınız...Bedelini gözönüne almazsanız,silinir gidersiniz...
...
...yani doğru...Şöyle bir gerçeklik var...F Tipleri 'modern' hapishaneler...Tabi modernlikten anladığımız yeni hapishaneler,duvarları yeni boyanmış,yatağı yeni v.s...Eğer bunlarsa modernliği belirleyen,evet,modern hapishaneler...Ama bizce modernliği bunlar belirlemiyor...Modernliği belirleyen insan faktörüdür...F Tipleri'nde insan yoktur...İnsanın olmadığı hapishaneye modern hapishane demek mümkün değildir...Ama Avrupa'dan başlayarak bir modern hapishane yaygarası sürdürüldü...Ve beyinler dumura uğratıldı...Giderek garip bir noktaya geçildi...F Tipleri desteklendi...İşte,F Tipleri'ne karşı olması gereken çevreler dahi destekleme durumuna geldiler...Doğru...F Tipleri Avrupa'dan alınan hapishanelerdir...Ama Avrupa Birliği hapishanelerinin matah,iyi olduğunu kim söyledi ki? Böyle bir şey yok...Avrupa Birliği hapishaneleri tecridin en ağır yaşandığı,intihar oranlarının en yüksek olduğu,içeriden çıkan insanların psikopat olarak çıkma oranının en yüksek olduğu hapishanelerdir...Bunun tek nedeni,bu hapishanelerin mimari yapısıdır...
...
-O temizliği ben kendim de yaparım...
-Tabii ki insanın olmadığı yerde o temizliğin hiçbir önemi yoktur...Ve bu konuda aslında bakanlık ciddi bir gelişme sağladı...Özellikle adli tutuklular üzerinde yarattığı tahribat var ortada...Adli tutuklular tecride psikolojik açıdan gerçekten direnemiyorlar...Çok ağır travmalar geçiriyorlar...İntihar edenler,kendilerini yakanlar,kendilerine zarar verenler v.s...Bakanlık biliyor ki,Tabip Odası tarama yaptığında bunlar hemen ortaya çıkacak...Ben takipçisi olduğum için biliyorum...Tabip Odaları'nın altı yıldır talepleri var...Yazılı olarak başvurmalarına rağmen izin alamadılar...Sormak lazım...Niye gizleniyor? Hepimiz biliyoruz...19 Aralık'tan önce Adalet Bakanlığı F Tipleri'ne turistik gezi düzenliyordu...Örneğin Sincan hapishanesini gezmek isteyenler için Ankara-Kızılay'dan saatli otobüsler kaldırılıyordu...Turistik gezi düzenlenmesin demiyoruz,ama bu işin uzmanına kapıyı açsın...Kapılar açılmıyor...O zaman gizlenen bir şey var...Gizlenense oradaki insanların sağlık durumudur...'
f tipi cezaevlerindeki koşulları protesto için ölüm orucuna yatan avukat ve güzel insan..şimdi yüreği yaşama tutunmaya çalışıyor..umarım..
'...bu konuda 19 Aralık bir dönüm noktası haline geldi...19 Aralık'ta odalar,demokratik partiler,sendikalar şunu gördü: Siyasi iktidarın şiddetinin ve terörünün ne kadar kayıtsız ve sınırsız olduğunu gördüler...
-Ve cinayetlerin nereye kadar uzanabileceğini...
-Dolayısıyla o korkuttu onları...Kendi kabuklarına çekildiler...Ya da tekrar kendi sınırlarına çekildiler...Belki de doğal olarak üstlenmeleri gereken bedeli üslenmediler...96'da belli bir bedel ödeme tercihiyle karşı karşıya kalmamışlardı...Hep şu söylenilir: 19 Aralık operasyonu ve F tipi hapishanelerindeki olanlar,hapishanenin içindeki tutuklu ve hükümlüler için yapılan bir operasyon değil,dışarısı için yapılan bir operasyondur...Dışarıya verilen bir gözdağıdır...
-Genelde cezaevlerine yapılan operasyonların amacı dışarıya gözdağı vermektir...İnsan zaten dört duvar arasında onu bekliyor...'Her an tehlikedeyim' diyor...İşin kötü tarafı dışarıdaki insanlar onu beklemiyor...
-Ama 19 Aralık boyutu,vahşeti, -aynı anda yirmi hapishanede birden yapıldı...Bayrampaşa'da altı kadın yakılıyor- birçok yönüyle gerçekten demokratik muhalefete çok ciddi bir biçimde gözdağıydı...Bir de o dönemde zaten -en azından ben İstanbul'u biliyorum- adeta ilan edilmemiş bir sıkıyönetim vardı...Bütün yasalar iptal edilmiş...Yasalar rafa kaldırılmıştı...Hiçbir hakkımız yok...Hatta bir avukat arkadışımız gözaltına alındı...Nerede olduğunu bulamadık...Savcı dedi ki,'Size bilgi veremem...Bende de bilgi yok...' O zaman kimde var? 'Başbakanlık kriz merkezinde...' Başbakanlık kriz merkezi nerede? 'Bilmiyorum nerede olduğunu...'
-Bir savcının açıklaması...
-Evet...O günlerde böyle bir düzen hayata geçirdiler...Tabi bunun bir sonucu oldu...Şöyle bir şey yapıldı herhalde...'Biz olaylardan kaçalım ki kendimizi koruyalım' diye düşündüler...Öyle olmadı...Kaçtıkları doğru ama kendilerini koruyamadılar...Sonuçta siyasi iktidar,muhalefet yapan herkese saldırır...Belki temel sorun bu...Temel sorun,haklar ve özgürlükler mücadelesi,bedel ödemeyi göze almadan sürdürülemez...Bunun her alanda örneğini görebiliriz...Evinizi,işinizi,inancınızı v.s. neyinizi korumak istiyorsanız,onun bedelini gözönüne almak zorundasınız...Bedelini gözönüne almazsanız,silinir gidersiniz...
...
...yani doğru...Şöyle bir gerçeklik var...F Tipleri 'modern' hapishaneler...Tabi modernlikten anladığımız yeni hapishaneler,duvarları yeni boyanmış,yatağı yeni v.s...Eğer bunlarsa modernliği belirleyen,evet,modern hapishaneler...Ama bizce modernliği bunlar belirlemiyor...Modernliği belirleyen insan faktörüdür...F Tipleri'nde insan yoktur...İnsanın olmadığı hapishaneye modern hapishane demek mümkün değildir...Ama Avrupa'dan başlayarak bir modern hapishane yaygarası sürdürüldü...Ve beyinler dumura uğratıldı...Giderek garip bir noktaya geçildi...F Tipleri desteklendi...İşte,F Tipleri'ne karşı olması gereken çevreler dahi destekleme durumuna geldiler...Doğru...F Tipleri Avrupa'dan alınan hapishanelerdir...Ama Avrupa Birliği hapishanelerinin matah,iyi olduğunu kim söyledi ki? Böyle bir şey yok...Avrupa Birliği hapishaneleri tecridin en ağır yaşandığı,intihar oranlarının en yüksek olduğu,içeriden çıkan insanların psikopat olarak çıkma oranının en yüksek olduğu hapishanelerdir...Bunun tek nedeni,bu hapishanelerin mimari yapısıdır...
...
-O temizliği ben kendim de yaparım...
-Tabii ki insanın olmadığı yerde o temizliğin hiçbir önemi yoktur...Ve bu konuda aslında bakanlık ciddi bir gelişme sağladı...Özellikle adli tutuklular üzerinde yarattığı tahribat var ortada...Adli tutuklular tecride psikolojik açıdan gerçekten direnemiyorlar...Çok ağır travmalar geçiriyorlar...İntihar edenler,kendilerini yakanlar,kendilerine zarar verenler v.s...Bakanlık biliyor ki,Tabip Odası tarama yaptığında bunlar hemen ortaya çıkacak...Ben takipçisi olduğum için biliyorum...Tabip Odaları'nın altı yıldır talepleri var...Yazılı olarak başvurmalarına rağmen izin alamadılar...Sormak lazım...Niye gizleniyor? Hepimiz biliyoruz...19 Aralık'tan önce Adalet Bakanlığı F Tipleri'ne turistik gezi düzenliyordu...Örneğin Sincan hapishanesini gezmek isteyenler için Ankara-Kızılay'dan saatli otobüsler kaldırılıyordu...Turistik gezi düzenlenmesin demiyoruz,ama bu işin uzmanına kapıyı açsın...Kapılar açılmıyor...O zaman gizlenen bir şey var...Gizlenense oradaki insanların sağlık durumudur...'