en keyiflisi 3-4 yıl önce köyde ki bağırışlarımızdı..bi kaç kuzen harman yerine çıkıp basardık çığlığı..nası güzel olurdu ama :)) sonra köyde 'mehmet eminin torunlar harman yerlerinde cırıldaşıo' die laf olur derdine düştük bi daa yapamadık..zati köy mü kaldı artk:((
- Hay allaaam ya.. yine nereye kaybettin gülümsemeni.... Yok yok olur mu... bitmemiştir... sen bi yerlerde düşürmüşündür falan bu dikkatsizlikle... -Yatağın altına filan bak... Bir iki tane bulursan hepsini bugüne harcama idareli kullan... en az bitanesinden maya çal ruhuna... - İyi ya tamam kalktık işte.. ne bağırıyon bacak kadar çocuğa şeklindeki yüksek sesli monolog....)))))
ekranlarda sakin sakin pıtı pıtı nasihatler veren bir psikolog var...
bu psikolog komşum oluyor...aman ya Rabbi! evdeki haliyle adamın televizyondaki sinirleri alınmış versiyonu arasında evrim geçirmişcesine fark var! ...
kırıp geçiriyor adam çoluk çocuk ve de eşini...amiyane hitaplar,bağırışlar...hele fenerbahçe maçları olmaya görsün :)))
ee arıycaksın televizyondaki programını..şimdi efendim; dışarda kuzu kuzu dolaşıp evde bağıran insnaların psikolojisini bi yorumlayın rica edeyim diyeceksin de iş güçç..fırsat yok bu eğlenceye :)))
şşş kürültü etmeyin bağıracaksanızda içinizden bağırın yada küvete su doldurun kulaklarınıza da pamuk tıkayın öle bağırın su faturasını hesap ediyorsanız yardım dağıtan bir kuruluşun önündeki insanların arasına girin avazınız çıkana kadar bağırın.. ama burada kürültü yapmayın lütfen.. çocuk uyuyo..
bağırarak kim derdini anlatabilmiş,kim anlayabilmiş?
hatta hitabet erbabı bilir efendim; konuşmanız esnasında sesinizi alçalttığınız bölümlerde dinleyici daha bir dikkat kesilir...dikkati toplamak için ses tonunuzu fazla yükseltmeden hatta ara sora düşürerek sanki mühim bir konuda dinleyicinize bir sır veriyormuşcasına fısıldar hissinde yaklaşmak daha verimli...
bu ister sevginizi sevdiğinize ifade etmek olsun ister bir iş toplantısında bir sunum olsun...kural aynıdır... nacizane tesbittir.. ;)
Avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum.
İçimdekileri kusmak istiyorum.
Yeter artık dayanamıyorum.
Her yaygara biraz anırmayı,her anırma biraz eşşekliği ifade edio sanırım...
denizin altında
avazım çıkana kadar; gulugulugulu...!
'ba' bağırma sesi.
'bağırmak' aslında 'ba' sesini çıkarmak anlamına geliyor.
tıpkı
'böğürmek' gibi
'bö' sesini çıkarmak yani...
kelime türkçe..
içini herşeyden temizlemek özgürlüğün ucuz yoldan gözünü çıkarmak...
su dolu kovanın içine
kafayı sokarak..
en keyiflisi 3-4 yıl önce köyde ki bağırışlarımızdı..bi kaç kuzen harman yerine çıkıp basardık çığlığı..nası güzel olurdu ama :)) sonra köyde 'mehmet eminin torunlar harman yerlerinde cırıldaşıo' die laf olur derdine düştük bi daa yapamadık..zati köy mü kaldı artk:((
sinirlerinden kurtulmak...şu an yapmayı istediğim tek şey
bağırana,
bağırmaaaaaaa diye bağırıp bir tokat aşketmek geliyor içimden.
refleks olarak yani.
en sevdiğim nazım şiirlerinden...
kerem gibi...
KEREM GİBİ
Hava kurşun gibi ağır!
Bağır
Bağır
Bağır
bağırıyorum!
Koşun
kurşun
erit-
-meğe
çağırıyorum...
O diyor ki bana:
-Sen kendi sesinle kül olursun ey!
Kerem
gibi
yana
yana...
'Deeeert
çok,
hemdert
yok'
Yürek-
-lerin
kulak-
-ları
sağır...
Hava kurşun gibi ağır...
Ben diyorum ki ona:
- Kül olayım
Kerem
gibi
yana
yana
Ben yanmasam
sen yanmasan
biz yanmasak,
nasıl
çıkar
karan-
-lıklar
aydın-
-lığa.
Hava toprak gibi gebe.
Hava kurşun gibi ağır.
Bağır
Bağır
Bağır
bağırıyorum.
Koşun
kurşun
erit-
-meğe
çağırıyorum......
1930 - Mayıs Nazım Hikmet Ran
Genellikle sabahları kendimi uyandırırken;
- Hadi çabuk çabuk çabuuuuuukkkk... Kalk toparlan.. giyin... saçını tara.. küpeni tak.. gülümsemeni tak..
- Hay allaaam ya.. yine nereye kaybettin gülümsemeni.... Yok yok olur mu... bitmemiştir... sen bi yerlerde düşürmüşündür falan bu dikkatsizlikle...
-Yatağın altına filan bak... Bir iki tane bulursan hepsini bugüne harcama idareli kullan... en az bitanesinden maya çal ruhuna...
- İyi ya tamam kalktık işte.. ne bağırıyon bacak kadar çocuğa
şeklindeki yüksek sesli monolog....)))))
ekranlarda sakin sakin pıtı pıtı nasihatler veren bir psikolog var...
bu psikolog komşum oluyor...aman ya Rabbi! evdeki haliyle adamın televizyondaki sinirleri alınmış versiyonu arasında evrim geçirmişcesine fark var! ...
kırıp geçiriyor adam çoluk çocuk ve de eşini...amiyane hitaplar,bağırışlar...hele fenerbahçe maçları olmaya görsün :)))
ee arıycaksın televizyondaki programını..şimdi efendim; dışarda kuzu kuzu dolaşıp evde bağıran insnaların psikolojisini bi yorumlayın rica edeyim diyeceksin de iş güçç..fırsat yok bu eğlenceye :)))
şşş
kürültü etmeyin
bağıracaksanızda içinizden bağırın
yada küvete su doldurun
kulaklarınıza da pamuk tıkayın
öle bağırın
su faturasını hesap ediyorsanız
yardım dağıtan bir kuruluşun önündeki
insanların arasına girin
avazınız çıkana kadar bağırın..
ama burada kürültü yapmayın lütfen..
çocuk uyuyo..
rahatlamak... düşünmeden hesap etmeden yapılan rahatlama şekli
sinir anlarında hayal edilen eylem... :)
Sesin değil,sözün yükseltilmesi gerektiğine inanıyorum...
bağırarak kim derdini anlatabilmiş,kim anlayabilmiş?
hatta hitabet erbabı bilir efendim; konuşmanız esnasında sesinizi alçalttığınız bölümlerde dinleyici daha bir dikkat kesilir...dikkati toplamak için ses tonunuzu fazla yükseltmeden hatta ara sora düşürerek sanki mühim bir konuda dinleyicinize bir sır veriyormuşcasına fısıldar hissinde yaklaşmak daha verimli...
bu ister sevginizi sevdiğinize ifade etmek olsun ister bir iş toplantısında bir sunum olsun...kural aynıdır...
nacizane tesbittir.. ;)
bağırmayın yani :))
Bağırmak istiyorum dağlara.İhaneti bağırmak.Acziyeti bağırmak.
iki yastığın arasına kafayı
koyup denenmesi tavsiye olunur..
avaz avaz....
sana aşığım
seni seviyorum
diyerek
seni çok özlüyorum
hep seni düşünüyorum
vs...... vs........