etrafta babalar görüyorum ve onların nankör evlatları.. hiç, bir babanın evladına yaptığı bedduaya şahid oldunuz mu? ya evlatlıktan reddettiğini söyler ya benim öyle bir evladım yok der ya da başını eğer ve hiç bir şey diyemez.. reddettiği kabul etmediği kendi gerçekliğidir aslında.. içindeki birşeyleri reddetmeye çalışıyordur ama kopartamıyordur..
büyüklük taslamak kibirlenmek gururlanmak.. kötü biliriz bunları ama hiç, bir babaya yakıştığı kadar yakışmıyordur başka kimseye..
yaratıcının yaratırken vesile kıldığı adam.. insan kendini ne kadar seviyorsa ebeveyninide o kadar sevmek zorunda.. çünkü yaradan senin için onları seçti.. ve ne olursa olsun saygısızlık yapılmamasını buyurdu.. onlara muhalefet etmeye bile bir ölçü koydu..
baba demek bence eşinin ve çocuklarının geleceği,cocuklarına örnek kişi,eşini ve çocuklarını dış mihraplardan koruyan kollayan,ailenin direği insanın arkasının güvenerek yaslaya bildiği endeğerli varlıklardan biri
Baba kelimesi çok onemli ve sıcak bir kelime baba kelimesi bana hep bir kahraman anlamını çagrıştırıyor ve babalar gerçekten birer kahramandır çoçuklarının gözünde
Baba,anne sevgisinin gölgesinde kaldığı halde, evlatlarına canı gibi bakandır. Ne hata yaparsan yap, sana kucak açandır. Kocaman olsalarda evlatlarını kolkanat gerendir. Benim babam, iyi yada kötü her adımımda kızım diye destek olan babam. kara kızım diye seven, kendinden bile kıskanan babam. Şimdi ben seni,seni kucaklayan topraktan kıskanıyorum. Yokluğuna alışamıyorum. Sanırım kabullenmekte istemiyorum. Bir ay oldu AMA bana bir ömür geldi. Seni sewiyorum babacığım. Emeklerin için teşekkür ederim. Annem ve kardeşim Emanetindir.
seni unuttum baba sıcak yüreğini,tatlı dilini güzel bakışlarını unuttum.... bembeyaz saçlarını unuttum, Hani hep arkaya taralı olurdu..
dün sana geldim baba gün öyle sıcak,mermerler öyle soğuktu ki. üzerinde kuru otlara inat bir gül..dal yaprak,yemyeşil di. suyu severdin baba..suladım ağacını suladım gölgeni. gözlerine baktım bir an..gülüyorlardı. sanki 'gülüm açtı bir göreydin' derce.. kırmızı mı,pembe mi? sordum.söylemedin baba..
seni hissettim baba, iliklerime kadar,etimle kemiğimle hissettim. Oradaydık.senin evinde, sohbetteydik,sessizdin anlattıklarımı duyuyordun.. o koca sessizlikte eskiyi yad ettik seninle bir saniyede, içimde öyle çok şeyler var ki sana söylenecek, ben söylemedim,ama sen anladın,duydun biliyorum.
içim acıyor biliyor musun baba. konuştukça,anlattıkça çok acıyor, ama ağlamıyorum görüyorsun, senle sohbet öyle güzel ki aklıma bile gelmiyor ağlamak.. seni unutmak mı babam unutmak bumu? (12.10.2005 10:49)
Sensiz tam 20 sene geçti, bu geçen yirmi senenin bir günü olmadın hayatımda ve ben bir defa baba diyemedim. İçim acıyor. Yine sana yazıyorum yine içim buruk. Babalar günü geliyor sen yoksun. Yinemi sensiz geçecek. Gittin, beraberinde düşlerimin pembesini de götürdün. Sensizliğin gölgesine terk ettin bizi. Müebbet bir hasrete bırakıp ta gittin. Hayat verdiğin evlatlarına gölgeni de alarak, yüreğimizi parçalayarak gittin baba. Bende hep dönüşüne hasret yaşadım bunca yılı. Bir duvar gibi çarptı kimsesizliğim yüzüme. Okulda öğretmenimin ‘baban ne iş yapıyor’ sorusuna ‘benim babam ölmüş’ demek kadar içimi hiçbir şey acıtmadı. Ben sana değil hep sensizliğe sarıldım. Gittin, gidişinin üzerinden çok babalar günü geçti. Yinede hıçkırıklarımı susturamadım. Bir mezar taşı tanıdım, baban burada dediler. Seni hiç tanımadım ama alışamadım da yokluğuna. Dönüşü olmayan yollarına boyun büktüm ağladım. Düşlerimin bekleyişini hep bir hüsran karşıladı. Küçükken bayram arifelerinde annem bayramlıklarımızı giydirir, bizi görmen için yanına getirirdi. Bizde çok özenirdik babamız bizi görecek diye. Herkes bayram coşkusu yaşarken biz ağlıyorduk. Mezarındaki otları temizlerken, içten içe yalvarıyordum bizimle beraber gel diye. Öyle hasretim ki baba, bu hasretimi hep tek başıma tükettim. Otuz beş günlükken çekip gitmişsin ben şimdi yirmi yaşındayım. Yüreğimdeki yara kapanmıyor. Bayramlar babalar günü gelmesin, istemiyorum. Her bayram sabahı can gidiyor canımdan, her babalar günü kan damlıyor gözümden. Babalar gününde arkadaşlarım babalarına ne hediye alacaklarını düşünürken, ben hep yokluğuna yandım ağladım. Mezarına duygularımı anlatan mektuplar koydum. Kimsenin bilmediği şeyleri hep sana yazdım. Neredesin be baba, nerelerdesin. Sensiz dönmeye devam eden dünyam her gün bir kat daha kirleniyor ve ben senin sıcaklığından yoksun gün be gün kirleniyorum. Sensizliğin ağırlığı bir türlü gitmiyor üzerimden. Toprak ısıtır derler, sen üşümüyorsun o zaman. Ama ben senden mahrum, soğuğu iliklerimde hissediyorum. Bir kere içinde baba sözcüğü geçmeyen cümle kurmanın acısını bilir misin sen. Ve her duyduğum baba hikâyesinin yüreğimi nasıl dağladığını. Tüm yollarım sana çıkıyor. Yüreğimin her atışı, ağlamışlıklarım, aldatılmışlıklarım hep sana çıkıyor. İçten içe söyleniyorum sana, bu kadar erken çekip gitmek var mıydı? İsyan günahtır yaratana ama neden seni bu kadar çabuk aldı yanına, geride bıraktıklarını hiçe sayarak. Allah sevdiği kulları erken alırmış yanına ama sevilenin sevenlerini sevilensiz bıraktı. Beni sensiz bıraktı baba. Sen yüreğimsin çırpınıp atan, sen kaderimsin istemesem de yaşamak zorunda bırakılan, beni bu çirkef dünyaya atıp giden, sen benim Allah’ımdan sonraki tek varlığımsın. Sahte gülüşler, geri dönüşler yordu beni baba. Dönüşü olmayan yolu özledi sensiz çarpan yüreğim. Sensiz yirmi sene bitiyor ve ben sensizliğin hikâyesini yazmaya devam ediyorum. Yaşamak ağırlığı yormuyor da, sensizlik kahrediyor be babam. Aradan 50 yıl da geçse acısının dinmediği, yılların bu acıyı azaltamadığı, sadece özlemi körüklediği, herkesin başına gelecek olan ama gelen en geç acı olmasını diliyorum. Çünkü yeri dolmaz bir kayıp babamın ölmesi.
Baba harçlık alınacağı zaman en çok aranan şahıstır
etrafta babalar görüyorum ve onların nankör evlatları..
hiç, bir babanın evladına yaptığı bedduaya şahid oldunuz mu?
ya evlatlıktan reddettiğini söyler
ya benim öyle bir evladım yok der
ya da başını eğer ve hiç bir şey diyemez..
reddettiği kabul etmediği kendi gerçekliğidir aslında..
içindeki birşeyleri reddetmeye çalışıyordur
ama kopartamıyordur..
büyüklük taslamak kibirlenmek gururlanmak..
kötü biliriz bunları ama
hiç, bir babaya yakıştığı kadar yakışmıyordur başka kimseye..
yaratıcının
yaratırken vesile kıldığı adam..
insan kendini ne kadar seviyorsa
ebeveyninide o kadar sevmek zorunda..
çünkü yaradan
senin için onları seçti..
ve ne olursa olsun saygısızlık yapılmamasını buyurdu..
onlara muhalefet etmeye bile bir ölçü koydu..
benim sırtımı yasladığım yaşlanmayan ağacım
babalar...ahhh babalar ahh..
yanar kül olurda,, güler babalar...
manende, maddende sersefil kalır,
yinede her şeyini verir babalar..
gözünün önünden ayrılmasanda,
musallada gözü açık gider babalar..
baba demek bence eşinin ve çocuklarının geleceği,cocuklarına örnek kişi,eşini ve çocuklarını dış mihraplardan koruyan kollayan,ailenin direği insanın arkasının güvenerek yaslaya bildiği endeğerli varlıklardan biri
ne mutlu yasarken kiymet bilene,
Allah o'nu basimizdan eksik etmesin...
kıymetiskani skanişkala va vottişa daha mboli vognam
Dikili bir çınarı bile olmayan ama koca bi çınar olan babammm...
bazen hiç olmaması daha iyi sanki benim dünyada olmama vesile sadece
Baba kelimesi çok onemli ve sıcak bir kelime baba kelimesi bana hep bir kahraman anlamını çagrıştırıyor ve babalar gerçekten birer kahramandır çoçuklarının gözünde
......fingo
Biolojik...
Üvey...
İskele...
Mafya...
Trabzan...
Alevî...
Şam...
Babaların...
...
değeri.......... kaybedildiğinde daha fazla anlaşılan........
yeri asla dolmayan...:(((
sevipte belli etmeme rolünü çok iyi oynayan aktör
çok şirin bir atm aynı zamanda cesur..
özlediğim...........dünya tatlısı.......
baba demeyi bile özledim...var sen düşün seni nasıl özlediğimi...
SORUNLU olayları SORUMLULUĞU nedeniyle bazen ZORUNLU olarak çözen kişi
bakışı,gülüşü herşeye değer
varlığı insana güç veren gücü temsil eden ve genelde insana parayı çağrıştıran saygıya değer kişi
Baba,anne sevgisinin gölgesinde kaldığı halde, evlatlarına canı gibi bakandır. Ne hata yaparsan yap, sana kucak açandır. Kocaman olsalarda evlatlarını kolkanat gerendir.
Benim babam, iyi yada kötü her adımımda kızım diye destek olan babam. kara kızım diye seven, kendinden bile kıskanan babam. Şimdi ben seni,seni kucaklayan topraktan kıskanıyorum. Yokluğuna alışamıyorum. Sanırım kabullenmekte istemiyorum. Bir ay oldu AMA bana bir ömür geldi. Seni sewiyorum babacığım. Emeklerin için teşekkür ederim. Annem ve kardeşim Emanetindir.
BABA
seni unuttum baba
sıcak yüreğini,tatlı dilini
güzel bakışlarını unuttum....
bembeyaz saçlarını unuttum,
Hani hep arkaya taralı olurdu..
dün sana geldim baba
gün öyle sıcak,mermerler öyle soğuktu ki.
üzerinde kuru otlara inat bir gül..dal yaprak,yemyeşil di.
suyu severdin baba..suladım ağacını
suladım gölgeni.
gözlerine baktım bir an..gülüyorlardı.
sanki 'gülüm açtı bir göreydin' derce..
kırmızı mı,pembe mi?
sordum.söylemedin baba..
seni hissettim baba,
iliklerime kadar,etimle kemiğimle hissettim.
Oradaydık.senin evinde,
sohbetteydik,sessizdin
anlattıklarımı duyuyordun..
o koca sessizlikte
eskiyi yad ettik seninle bir saniyede,
içimde öyle çok şeyler var ki sana söylenecek,
ben söylemedim,ama sen anladın,duydun biliyorum.
içim acıyor biliyor musun baba.
konuştukça,anlattıkça çok acıyor,
ama ağlamıyorum görüyorsun,
senle sohbet öyle güzel ki
aklıma bile gelmiyor ağlamak..
seni unutmak mı babam
unutmak bumu? (12.10.2005 10:49)
6 yaşinda:babam herşeyi biliyor.
10 yaşinda:babam çok şey biliyor.
15 yaşinda:bende babam kadar biliyorum.
20 yaşinda:şu muhakkak ki; babamın pek fazla birşey bildiği yok.
30 yaşinda:bir kerede babamın fikrini sorsam fena olmayacak.
40 yaşinda:nede olsa babam bazı şeyleri biliyor.
50 yaşinda:babam herşeyi biliyor.
60 yaşinda:ahh! keşke babam hayatta olsaydıda kendisine danışabilseydim...
sevgi ve güç demek...
bence baba karşılıksız sevgidir.
onun için kendini feda edebilmek
örnek olmaktır
yol gösteren olmaktır
daima doğru olmaktır baba
Baba = otarite
Sensiz tam 20 sene geçti, bu geçen yirmi senenin bir günü olmadın hayatımda ve ben bir defa baba diyemedim. İçim acıyor. Yine sana yazıyorum yine içim buruk. Babalar günü geliyor sen yoksun. Yinemi sensiz geçecek. Gittin, beraberinde düşlerimin pembesini de götürdün. Sensizliğin gölgesine terk ettin bizi. Müebbet bir hasrete bırakıp ta gittin. Hayat verdiğin evlatlarına gölgeni de alarak, yüreğimizi parçalayarak gittin baba. Bende hep dönüşüne hasret yaşadım bunca yılı. Bir duvar gibi çarptı kimsesizliğim yüzüme. Okulda öğretmenimin ‘baban ne iş yapıyor’ sorusuna ‘benim babam ölmüş’ demek kadar içimi hiçbir şey acıtmadı. Ben sana değil hep sensizliğe sarıldım.
Gittin, gidişinin üzerinden çok babalar günü geçti. Yinede hıçkırıklarımı susturamadım. Bir mezar taşı tanıdım, baban burada dediler. Seni hiç tanımadım ama alışamadım da yokluğuna. Dönüşü olmayan yollarına boyun büktüm ağladım. Düşlerimin bekleyişini hep bir hüsran karşıladı.
Küçükken bayram arifelerinde annem bayramlıklarımızı giydirir, bizi görmen için yanına getirirdi. Bizde çok özenirdik babamız bizi görecek diye. Herkes bayram coşkusu yaşarken biz ağlıyorduk. Mezarındaki otları temizlerken, içten içe yalvarıyordum bizimle beraber gel diye. Öyle hasretim ki baba, bu hasretimi hep tek başıma tükettim. Otuz beş günlükken çekip gitmişsin ben şimdi yirmi yaşındayım. Yüreğimdeki yara kapanmıyor. Bayramlar babalar günü gelmesin, istemiyorum. Her bayram sabahı can gidiyor canımdan, her babalar günü kan damlıyor gözümden.
Babalar gününde arkadaşlarım babalarına ne hediye alacaklarını düşünürken, ben hep yokluğuna yandım ağladım. Mezarına duygularımı anlatan mektuplar koydum. Kimsenin bilmediği şeyleri hep sana yazdım. Neredesin be baba, nerelerdesin. Sensiz dönmeye devam eden dünyam her gün bir kat daha kirleniyor ve ben senin sıcaklığından yoksun gün be gün kirleniyorum. Sensizliğin ağırlığı bir türlü gitmiyor üzerimden.
Toprak ısıtır derler, sen üşümüyorsun o zaman. Ama ben senden mahrum, soğuğu iliklerimde hissediyorum. Bir kere içinde baba sözcüğü geçmeyen cümle kurmanın acısını bilir misin sen. Ve her duyduğum baba hikâyesinin yüreğimi nasıl dağladığını.
Tüm yollarım sana çıkıyor. Yüreğimin her atışı, ağlamışlıklarım, aldatılmışlıklarım hep sana çıkıyor. İçten içe söyleniyorum sana, bu kadar erken çekip gitmek var mıydı? İsyan günahtır yaratana ama neden seni bu kadar çabuk aldı yanına, geride bıraktıklarını hiçe sayarak. Allah sevdiği kulları erken alırmış yanına ama sevilenin sevenlerini sevilensiz bıraktı. Beni sensiz bıraktı baba.
Sen yüreğimsin çırpınıp atan, sen kaderimsin istemesem de yaşamak zorunda bırakılan, beni bu çirkef dünyaya atıp giden, sen benim Allah’ımdan sonraki tek varlığımsın. Sahte gülüşler, geri dönüşler yordu beni baba. Dönüşü olmayan yolu özledi sensiz çarpan yüreğim.
Sensiz yirmi sene bitiyor ve ben sensizliğin hikâyesini yazmaya devam ediyorum. Yaşamak ağırlığı yormuyor da, sensizlik kahrediyor be babam.
Aradan 50 yıl da geçse acısının dinmediği, yılların bu acıyı azaltamadığı, sadece özlemi körüklediği, herkesin başına gelecek olan ama gelen en geç acı olmasını diliyorum. Çünkü yeri dolmaz bir kayıp babamın ölmesi.
dunyanin en guzel varliklarina verilen isim..
Kimi zaman dizine yatmayı, omzuna başımı dayayıp ağlayabilmeyi
öyle çok özlüyorum..
Kanadı kırılmış bir kuş gibi..