ayrılık nedir biliyormusun? ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne bi yıldız kayması gecede, ne deli bi martının göçü, nede iki bedenin ayrı düşmesi, insanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık.........
Bu dünyada ayrılığa denk olabilecek başka hiçbir felaket yoktur.Sonunda gözyaşları aka aka ruhları yerinden oynatmasaydı,ayrılık önemsiz,küçük birşey sayılırdı belki.Bilge kişilerden biri ' Ayrılık ölümün kardeşidir ' diyen bir adama, ' Hayır ',dedi, ' doğrusu ölüm ayrılığın kardeşidir '...
bide ayrılık sonrası kararlar vardır genelde şu sırada olur.
1. artık kolay kolay 'seni seviyorum' denilmiycek 2. hisler ne derse desin bilinçle hareket edilecek 3. hiç bir klasik taktik küçünmeyecek hepsi uygulanacak(kaçan kovalanır vs) 4. her içinden geldiğinde aranmayacak sevgili yada adayı 5. düzelir diye beklenmeyecek, düzgün değilse en karizmatik şekilde baybay denecek 6. yeni stajyerle yüz göz olunmayacak, herkesle hanım bey diye konuşması sağlanacak 7. kimseye, yeni stajyere de acınmayacak, en ağır işler sınavı olsa bile ona yüklenecek 8. gülümseyerek uyanılacak, sevgili olsa da olmasa da 9. her zaman hoş ve bakımlı görünülecek 10. eski dostlar aranacak, onlara zaman ayrılacak, sonra niye kimse beni aramıyo diye hayıflanılmayacak 11. az içilecek, ortamlardan ve mekanlardan mümkün olduğunca uzak durulacak 12. öküz olma sanatı öğrenilecek 13. bencil olma sanatı öğrenilecek 15. dört aydan önce bağlanılmayacak
Aşk istasyonlarını pas geçen Sevda treninin son durağı Ayrılık mı olmalıydı? Ey gözlerinde gökyüzünü Yüreğinde yerleri Taşıyan sevgili! :::: Sen ki gecelerin koynundan Yıldızların kanadından Gündüzlerin uykusundan Düştün yüreğime Öyle kolayca Umarsızca. Ha deyince gideceğini Aşkımı içine gömeceğini Sanmıyorum sevgili Tüm gidişlerimi sana çevirdiğim Tüm yollarıma seni işaretlediğim Yolun sonu Ayrılık mı olmalıydı Mehtapsız gecenin koynunda Yakamozlara sarmaladığımız aşkımız Yıldızlara göz kırparken Aşkla dudaklarımızdan düşen şarkımız Gecenin kulağını çınlatırken Kışların ayazından ve karından Bahara eriştiğimiz bir anda Ayrılık mı olmalıydı Ey sevgili çık çölün kumundan Ferhat dağları delmiş Ağaçlar meyvesini vermiş Kuşların ağzında sevda şarkıları Deniz rengi gözlerine gökler girmiş Yüreğin kıpır kıpır olduğu bir günde Yosun tutmuş taşları bağrına basıp Ayrılık mı olmalıydı
hayatımda duyduğum en gerizekalı laf 'seni seviyorum ama ayrılmalıyız' birini seveceğim ve başka biri yada nedenle ayrılmak zoruda kalacağız heyy yavrum heyyy
Bastirdi yine rüzgar, tamda kacacktik sokaklar tenha icimde bir telas aynada sancin gelmezsen gelme! demeyi ne cok isterdim ama sen yeterki gel Gel topla beni...
İnsanların birbirini tanıması için en iyi zaman, ayrılmalarına en yakın zamandır' der Dostoyevski... Veda acısı, kabuğunu soyar insanın; yaldızını kazıyıp çırılçıplak ortaya serer.Birlikteliğin örttüğü tüm kusurları, ayrılık sergiler.Bir ayrılık arifesinde helallalleşenler ve o an hakiki tabiatlarıyla yüzleşirler. O mağrur 'Birimiz hepimiz için' kan kardeşliğinin çatlaklarından, mahrem yaralar, saklı kuşkular, gemlenmez hırslar köpürdür Ölene kadar diye söz verilmiştir, ama ölüm yolunda başka tercihler belirmiştir.Kararsız prensesin vicdanı azap çekerken 7 cücelerin somurtkanı Aklını başına al diye fısıldar kulağına; haytası ise 'Kalbinin sesini dinle' diye çekiştirir eteğinden... Hep hayran bakan gözlere, hatalar takılmaya başlar.Amayla biter alelade iltifat cümleleri:Sen iyi bir insansın, ama arkadaşların kötü, 'Seni seviyorum, ama bu ilişkide mutlu değilim, Ben başka türlü bir beraberlik düşlemiştim' vs.. vs...Sonra gelsin uykusuz geceler...bir türlü karar verememeler... ruhen gidip gelmeler...Hele biraz daha zaman geçsin diye nikah ertelemeler...Birlikteymiş gibi yaparken, sevecek başka yüzler, yüzecek başka denizler kollamalar...Aslında bütün bunlar bizim iyiliğimiz içine kendini inandırmalar...Sonrası hep aynı: Bekleyenin Hani sonbaharda buluşacaktık. Hazan geldi geçti, sen gelmez oldun sızlanmaları... Bekletenin Geliyorum az kaldı oyalamaları...Bittiğini bile bile işi uzatmalar; söyleyemedikçe hepten batağa saplanmalar...Terke makul bir gerekçe ararken hepten çarşafa dolanmalar... Veda konuşmasında süslü iltifat cümlelerinin arasına, o cümleleri hiçleştiren mayınlar serpiştirmeler...Üzgün görünmeler... bağış dilenmeler......ama kaçınılmazdı demeler...Sözünden caydın yakınmalarını Sen de eski sen değilsin. Değişmişsin diye göğüslemeler... asıl kendinin değiştiğini bilmezden gelmeler... Ve son sahne:Terk edenin o mahcup Gönlüm başkasında itirafına karşılık terk edilenin kırık çalımı:Uğurlar olsun! Ben yoluma devam ediyorum İhanetler böyledir: ilki, bir yenisine gebedir; ikincisi daha az acı verir. Ondan sonra dur durak yoktur:Güvenilmez aşık, sevdikçe kıran, gezdikçe ardında bir kırık kalpler mezarlığı bırakan biçare dervişe döner.Artık acılara hapsolmuştur:Buluşmak istedikçe ayrılacak, birleşmeye çalıştıkça parçalanacak, sonunda terk ettiklerinin ahı tutup terk edildiğinde mukadder yalnızlığına kapanacaktır.
Duracağım burada Gidişini seyredeceğim Kıpırtısız, sakin gibi görüneceğim Kavgasız olacak, fırtınasız olacak Saçma sapan olacak Organlarım birbirine vuracak Arkandan sessiz bakacağım Ben yine salağı oynayacağım...
Gönlüme bir kor düşer Gitme öyle zamansız Önce hayaller biter Yanar külsüz dumansız
Baharlar hiç gelmez Mevsim hep kış olur Günlerime güneş doğmaz Hislerim uyur
Dilimden hiç düşmez Adın hasret olur Yüreğimde sızı dinmez Gülmek güç olur
Ayrılıklar yara açar yara üstüne Yağmur ağlar sensizliğe iç çekişime Sensiz olmaz bu yerlerde dünya dar olur Eğer gidersen bu aşka çok yazık olur
ıramak
ayrılık nedir biliyormusun?
ne araya yolların girmesi,
ne kapanan kapılar,
ne bi yıldız kayması gecede,
ne deli bi martının göçü,
nede iki bedenin ayrı düşmesi,
insanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık.........
Bu dünyada ayrılığa denk olabilecek başka hiçbir felaket yoktur.Sonunda gözyaşları aka aka ruhları yerinden oynatmasaydı,ayrılık önemsiz,küçük birşey sayılırdı belki.Bilge kişilerden biri ' Ayrılık ölümün kardeşidir ' diyen bir adama,
' Hayır ',dedi, ' doğrusu ölüm ayrılığın kardeşidir '...
Güvercin Gerdanlığı'ndan
kalbin bir parçasını kaybetmek
Yabani otlar bile kendi toprağında yaşar. Sevdiklerimiz neden uzaklardadır?
Hoşçakal demek yada diyememek.
bide ayrılık sonrası kararlar vardır genelde şu sırada olur.
1. artık kolay kolay 'seni seviyorum' denilmiycek
2. hisler ne derse desin bilinçle hareket edilecek
3. hiç bir klasik taktik küçünmeyecek hepsi uygulanacak(kaçan kovalanır vs)
4. her içinden geldiğinde aranmayacak sevgili yada adayı
5. düzelir diye beklenmeyecek, düzgün değilse en karizmatik şekilde baybay denecek
6. yeni stajyerle yüz göz olunmayacak, herkesle hanım bey diye konuşması sağlanacak
7. kimseye, yeni stajyere de acınmayacak, en ağır işler sınavı olsa bile ona yüklenecek
8. gülümseyerek uyanılacak, sevgili olsa da olmasa da
9. her zaman hoş ve bakımlı görünülecek
10. eski dostlar aranacak, onlara zaman ayrılacak, sonra niye kimse beni aramıyo diye hayıflanılmayacak
11. az içilecek, ortamlardan ve mekanlardan mümkün olduğunca uzak durulacak
12. öküz olma sanatı öğrenilecek
13. bencil olma sanatı öğrenilecek
15. dört aydan önce bağlanılmayacak
ışıksız kalmak...
Ayrılık şakası yok bunun
Dönüşü yok biliyorsun
Şakası yok bunun biliyorsun
Aldığım nefesim yokluğun
Veriş yok bunun biliyorsun
Bunca hüzün hiç olmadı
Bu ayrılık bu aşka hiç yakışmadı...
canını sıktımı hatunu salmalı.
....ayrılık da sevdaya dahil
çünkü ayrılanlar hala sevgili...
Insanin istemeye istemeye arkasinda bir sürü insani birakip gitmesi ne zor sey hep birakan taraf olmakda hani...
Ayrılık Mı Olmalıydı?
Aşk istasyonlarını pas geçen
Sevda treninin son durağı
Ayrılık mı olmalıydı?
Ey gözlerinde gökyüzünü
Yüreğinde yerleri
Taşıyan sevgili! ::::
Sen ki gecelerin koynundan
Yıldızların kanadından
Gündüzlerin uykusundan
Düştün yüreğime
Öyle kolayca
Umarsızca.
Ha deyince gideceğini
Aşkımı içine gömeceğini
Sanmıyorum sevgili
Tüm gidişlerimi sana çevirdiğim
Tüm yollarıma seni işaretlediğim
Yolun sonu
Ayrılık mı olmalıydı
Mehtapsız gecenin koynunda
Yakamozlara sarmaladığımız aşkımız
Yıldızlara göz kırparken
Aşkla dudaklarımızdan düşen şarkımız
Gecenin kulağını çınlatırken
Kışların ayazından ve karından
Bahara eriştiğimiz bir anda
Ayrılık mı olmalıydı
Ey sevgili çık çölün kumundan
Ferhat dağları delmiş
Ağaçlar meyvesini vermiş
Kuşların ağzında sevda şarkıları
Deniz rengi gözlerine gökler girmiş
Yüreğin kıpır kıpır olduğu bir günde
Yosun tutmuş taşları bağrına basıp
Ayrılık mı olmalıydı
DİLAN SEVDA
önceleri sessizdir ayrılanlar....
Ayrilik, her şiiri-i muhabbetin son misrasidir.
hayatımda duyduğum en gerizekalı laf 'seni seviyorum ama ayrılmalıyız'
birini seveceğim ve başka biri yada nedenle ayrılmak zoruda kalacağız heyy yavrum heyyy
Bastirdi yine rüzgar, tamda kacacktik
sokaklar tenha
icimde bir telas aynada sancin
gelmezsen gelme! demeyi ne cok isterdim
ama sen yeterki gel
Gel topla beni...
ayrılık,
vedadan farklı,uzakta durmak yada görememek değil...
yürekten kopmak,acıyla yanmak,sabahlamak,uyku hapları..
terkediliş,terketme,biten sevgi,biten aşk..
sorumsuzluk,,,
ayrılık yaşantından birçok şeyi kopartıp götürmek...
ayrılık....
belli, bi zamanlar bütünmüşsünüz,
beraber, tek olmuşsunuz...
şimdi ayrılık zamanı,
sen sende, ben de bende....
gülüm gülüm gülümsün uğrunda öldüğümsün seni benden ayıran eller sürüm sürüm sürünsün
İnsanların birbirini tanıması için en iyi zaman, ayrılmalarına en yakın zamandır' der Dostoyevski... Veda acısı, kabuğunu soyar insanın; yaldızını kazıyıp çırılçıplak ortaya serer.Birlikteliğin örttüğü tüm kusurları, ayrılık sergiler.Bir ayrılık arifesinde helallalleşenler ve o an hakiki tabiatlarıyla yüzleşirler. O mağrur 'Birimiz hepimiz için' kan kardeşliğinin çatlaklarından, mahrem yaralar, saklı kuşkular, gemlenmez hırslar köpürdür Ölene kadar diye söz verilmiştir, ama ölüm yolunda başka tercihler belirmiştir.Kararsız prensesin vicdanı azap çekerken 7 cücelerin somurtkanı Aklını başına al diye fısıldar kulağına; haytası ise 'Kalbinin sesini dinle' diye çekiştirir eteğinden... Hep hayran bakan gözlere, hatalar takılmaya başlar.Amayla biter alelade iltifat cümleleri:Sen iyi bir insansın, ama arkadaşların kötü, 'Seni seviyorum, ama bu ilişkide mutlu değilim, Ben başka türlü bir beraberlik düşlemiştim' vs.. vs...Sonra gelsin uykusuz geceler...bir türlü karar verememeler... ruhen gidip gelmeler...Hele biraz daha zaman geçsin diye nikah ertelemeler...Birlikteymiş gibi yaparken, sevecek başka yüzler, yüzecek başka denizler kollamalar...Aslında bütün bunlar bizim iyiliğimiz içine kendini inandırmalar...Sonrası hep aynı: Bekleyenin Hani sonbaharda buluşacaktık. Hazan geldi geçti, sen gelmez oldun sızlanmaları... Bekletenin Geliyorum az kaldı oyalamaları...Bittiğini bile bile işi uzatmalar; söyleyemedikçe hepten batağa saplanmalar...Terke makul bir gerekçe ararken hepten çarşafa dolanmalar... Veda konuşmasında süslü iltifat cümlelerinin arasına, o cümleleri hiçleştiren mayınlar serpiştirmeler...Üzgün görünmeler... bağış dilenmeler......ama kaçınılmazdı demeler...Sözünden caydın yakınmalarını Sen de eski sen değilsin. Değişmişsin diye göğüslemeler... asıl kendinin değiştiğini bilmezden gelmeler... Ve son sahne:Terk edenin o mahcup Gönlüm başkasında itirafına karşılık terk edilenin kırık çalımı:Uğurlar olsun! Ben yoluma devam ediyorum İhanetler böyledir: ilki, bir yenisine gebedir; ikincisi daha az acı verir. Ondan sonra dur durak yoktur:Güvenilmez aşık, sevdikçe kıran, gezdikçe ardında bir kırık kalpler mezarlığı bırakan biçare dervişe döner.Artık acılara hapsolmuştur:Buluşmak istedikçe ayrılacak, birleşmeye çalıştıkça parçalanacak, sonunda terk ettiklerinin ahı tutup terk edildiğinde mukadder yalnızlığına kapanacaktır.
acilardan yastik yaparak onun üzerinde 24 saat uyumak sanki....
Duracağım burada
Gidişini seyredeceğim
Kıpırtısız, sakin gibi görüneceğim
Kavgasız olacak, fırtınasız olacak
Saçma sapan olacak
Organlarım birbirine vuracak
Arkandan sessiz bakacağım
Ben yine salağı oynayacağım...
Gönlüme bir kor düşer
Gitme öyle zamansız
Önce hayaller biter
Yanar külsüz dumansız
Baharlar hiç gelmez
Mevsim hep kış olur
Günlerime güneş doğmaz
Hislerim uyur
Dilimden hiç düşmez
Adın hasret olur
Yüreğimde sızı dinmez
Gülmek güç olur
Ayrılıklar yara açar yara üstüne
Yağmur ağlar sensizliğe iç çekişime
Sensiz olmaz bu yerlerde dünya dar olur
Eğer gidersen bu aşka çok yazık olur
biz ayrıldık.. aşkı bıraktık.. ne yaşanmışsa önceden sonuna vardık...
bilmediğim şehirlerde kayboldum aklım sende..
belki alışmam lazım...
terimi ekleyeni çağrıştırıyor :)
saatim yok, 'tam olarak bilemem',biraz biraz biraz şarap önceydi, nasıl oluyor vakit bir türlü geçmezken yıllar hayatlar geçiyor...
hasretlerin başlangıç noktası..
'hasretler ayrılıkla başlar...'
Ayrılık kalbi sızlatan,zaman zaman ağlatan,dermanı olmayan bir şey.Tarif edilemez.