ayraç kullanmak yerine kitabın köşesini kıvırmak sizce ne demek, ayraç kullanmak yerine kitabın köşesini kıvırmak size neyi çağrıştırıyor?
ayraç kullanmak yerine kitabın köşesini kıvırmak terimi Suf Aya tarafından tarihinde eklendi
ayraç kullanmak yerine kitabın köşesini kıvırmak terimi Suf Aya tarafından tarihinde eklendi
kitap sayfalarını üst köşesinden kıvırmak, sayfaları ortadan ikiye katlamak, beğenilen, dikkat çeken cümlelerin altını renkli kalemler ile çizmek, sayfa kenarlarına not düşmek, hoyratça kullanıp hırpalamak, yırtmak, lekelemek ve hâttâ öfkeli bir ânda elimizdeki kitabı fırlatıp atmak gibi faşizan davranışlar hiç de tasvip edilmez…
kitap sayfası kıvırmak ise tamamen bir takıntı hâlidir… alternatif çözümler geliştirip ve önemlisi bu yöntemler denenmeye başlandığında bu takıntılardan sıyrılmak mümkün… değer verdiğimiz ve hâttâ sahip olduğumuz tüm eşyalara karşı itinâ göstermek lazım gelir… zirâ, bizimdir ve değerlidir… aracımızın ya da mobilyalarımızın bir yeri çizildiğinde nasıl iç geçiriyorsak, kitaplarımızı da kıymetini vererek okumak gerektiği önerilir…
efendim, sanıyor musunuz ki beste bunları yapıyor…. İtiraf ediyorum ki, bunların hiçbirini yapmıyorum :) sayfa köşelerini kıvırıyorum, dikkatimi çeken cümlelerin altını kurşun kalem ile yorum, kitabı bir fincan çay eşliğinde okuyorsam kimi zaman sayfanın orta yerine damlatıyorum, bazı paragraf başlarını renkli kalemle çizdiğim yıldızla taçlandırıyorum, o esnâda gelen bir telefon görüşmesi ile ilk sayfa kapağına (kimi zaman son) notlar alıyorum; anlayacağınız gayet keyifle ve özgürce okuyorum… kimine göre bu davranışlar kitaba saygısızlık olarak değerlendirilse de; ben, aksine kitaba verdiğim önem ve saygının böylesi özgür davranışlar sergileyerek de verilebileceği kanaatindeyim, kime ne…
eski kitap satın almayı çok severim meselâ… eski kitapları bulabilmek ya da okumadığım bir kitabı almak için sahaflara gitmeyi tercih ediyorum… sahaftan aldığım kitapları okurken aldığım haz çok daha başkadır… altı çizilmiş, kenarları işaretlenmiş cümleleri okurken benden evvel okuyan kişi hakkında psikolojik gözlemler yapabilmeyi tecrübe ettiriyor diyebilirim… ya da adını yazanlara rastlıyorsunuz; kimi zaman ise şekilsiz, alelâde yazılmış rakamlardan acele ile yazılmış olduğunu anladığınız telefon numaraları… sonra, merak ediyorsunuz okuduğunuz kitabın sizden evvelki sahibini… altı çizilmiş cümlelerden, sayfa kenarına alınmış notlardan, kitapla ilgisi olmayan ve genelde kitap kapağına gelişigüzel yazılmış yazılardan anlayabildiğiniz kadarı ile kitabın eski sahibinin az çok düşünce dünyasını anlayabiliyor, hayâli canlandırmalar yapabiliyorsunuz; bir ân, yaşanmışlıkların izleri ile dolu olan o sayfalar kitabın ilk sahibinin ruhunun derinliklerinin sahnelendiği beyaz bir perde oluveriyor gözlerinizin önünde… eski bir kitap ve sanki, yeni bir keşif; eski bir kitap, varlığından habersiz ve fakat düşsel ve psikolojik varlığı ile tanıştığınız yeni bir arkadaş…
İtiraf etmeliyim ki, yenilerine kıyasla sahaftan aldığım eski kitapların değeri ve okurken aldığım zevk kat be kat daha fazladır gözümde…
Kitabın bundan şikayetçi olacağını sanmıyorum :) Okuyucuyla kitap arasında tatlı-sert bir iletişim.Önce okuyucu kitabın kulağını büker,sonra kitap okuyucununkini...Bu silsile böyle gider... :)
kitap benim
istediğimi yaparım
demek...
mesela 13. satırda kaldım, ayraç kayar,ama 13.satıra kadar şöyyyyle kırpsam kağıdı,kağıt bana küsmez ya...
bi de kalemsiz okuyamam,okurken sevdiğim yerleri çizerim....
ayraçlerı sürekli kaybediyorum....kıvırmayı da sevmiyorum...eziyet edemem kitaplarıma.....açtığımda kaldığım yeri bulmam da hiç zor olmuyor....kitapları kıvırmam ama çokca çizerim takıldığım işte budur dediğim cümlellerin altını....hoşuma gidiyor kitapta bi okunmuşluk havası veriyor.... :)
Hiç sevmediğim bir yöntem.
Bunun yerine okuduğum kitabın okuduğum kısmının sayfasını yırtıyorum. Böylece her kitabın kapağını açışımda okumaya kaldığım sayfadan devam ediyorum.
kitap size ait ise yani bir başkasından ödünç alınmamışsa sorun yok
bir süre sonra o kitabı elinize aldığınızda yaşanmışlıkları hatırlatıyor,hoş oluyor vesselam...
ben yapiyom kitap benim istedigim yerinden kiviririm
o kadar para odedim kitabin cani sikilirmis bundan bana ne
Ayraçları hep kaybolduğundan okudunuz yeri kaybetmemek için yapmanız gerekir, bunun zulüm ile ilgisi yoktur..Kitaplara hor davranılması katlanması, yazılması, altlarının çizilmesi gerekir ki okunduğu belli olsun...
Greyin notu: Bunlar sadece kendi kitaplarınıza yapın arkadaşlarınızdan veya kütüphanelerden ödünç aldığınız kitaplara bu dediklerimi uygularsanız başınız kesinlikle belaya girecektir...
kitabin canini incitmek.
takıntılı olduğum nâdir durumlardandır bu.yapmam, yapılmasını tasvip etmem, yapanı sevmem....vs...
ve kalemin iyi bir ayraç olduğu kanısındayım.
kitap kullanan çokta ayraç ı konuşuyoruz..
bazı istisnalar harıç onlar hem kıvırtıyor hem ayırıyor :)
insanın kolunu kırmakla eş...
eşyaya eziyettir efendim...
çiçek koyarız ayraç bulamadığımızda...ama asla kıvırmayız o sarı sayfaları...
Ucu, tee kağıdın bulunmasına kadar giden bir davranış diyebilmekteyim..! öyle yapılınca, okumakta olduğumuz ve yarım bıraktığımız sayfaya, geri dönmek için daha kolay bir yöntem arz etmektedir...Mamafih; hayatta yarım bıraktığımız ve tekrar dönmek için, çaba gösteremediğimiz durumlar için ise, hayatın köşesini kıvırdığımızın da ayrı bir ispatıdır...! Ayraç'ta uygundur ve daha medenidir ayrıca...