Kültür Sanat Edebiyat Şiir

ateist sizce ne demek, ateist size neyi çağrıştırıyor?

ateist terimi Yıldız Yılmaz tarafından tarihinde eklendi

  • Ferruh Safak
    Ferruh Safak

    Ateizm, Tanri inancinin reddidir. Tanri fikrine dayali 'Teist' dunya gorusunu kabul etmemek demektir. Yani 'Tanri'ya inanmamak', ya da 'Tanri inancinin yoklugu' anlamina geldigi soylenebilir.

    Ateizm Tanri'nin 'varolmadigina inanmak' demek degildir. Tanri'nin 'varolduguna inanmamak' demektir. Bu noktaya dikkat ediniz, cunku bu onemli bir fark. Ateizm bir 'inanc' degildir. Fazladan bir aciklama, ya da bir oneri sunmaz ateizm. Ateizm yalnizca, belli bir inancin yoklugu demektir.

  • Oktay Avşin
    Oktay Avşin

    ben ateistlere sesleniyorum eğer olmayan bişiye inanıyorsanız niye olmayan bişiye durmadan hakaret ediyorsunuz ve olmadığını kanıtlamak için yırtınıyorsunuz başka bişiy nasıl inanlar sizin düşüncelerinize saygı gösteriyorsa sizdende aynı saygıyı bekliyoruz orda burda durmadan kutsallara saldırmak düşüncelerinizin doğru olduğunu kanıtlamaz.

  • Engin Alca
    Engin Alca

    Herşeye bilimsel bir cevap arayan ateizmin çocukları...
    Tanrıyı,ilahi dinleri,kutsal kitapları insanlığı uyuşturan bir afyon olduğunu düşünenler.
    Allah hepimize hidayet versin.

  • Uğur Şamil Tuğrul
    Uğur Şamil Tuğrul

    BİR İHTİYÂR MÜSLİMÂNIN, KIZINA NASÎHATI VE MÜNÂCÂTI

    1 — SE'ÂDET NEDİR? :

    Dünyâdaki bütün insânlar mes'ûd olmak ister. Fekat, mes'ûd olan, pek azdır. Neden bu böyledir? Çünki, se'âdetin neden ibâret olduğu bilinmiyor. Asl iş, se'âdetin ne olduğunu bilmekdedir. Se'âdet, yalnız dünyâ se'âdetinden ibâret değildir. Aksine, asl se'âdet âhıret se'âdetini elde etmekdir. Âhıret se'âdeti nasıl elde edilir? Âhıret se'âdeti için Allahü teâlânın kanûnlarına ve emrlerine [ya'nî Kur'ân-ı kerîme ve Peygamberimizin 'aleyhisselâm' sözlerine] itâ'at etmek lâzımdır. Allahü teâlânın emrleri arasında: Öldükden sonra tekrâr dirilmek, (ya'nî âhırete) inanmak da vardır. Cenâb-ı Hak âhıretin nihâyetsiz olduğunu (ebedî olduğunu) bize bildiriyor. Dünyâ hayâtı ise, sayılı günlerden ibâretdir. O hâlde, se'âdet iki başlı demekdir. Biri âhıret se'âdeti, öteki dünyâ se'âdeti. Bu iki se'âdetden hangisi önemlidir? Bunu akl ve iz'ân sâhibi insanlar kolaylıkla anlıyabilir. Aklımız ve iz'ânımız âhıret hayâtının, dünyâ hayâtı ile mukâyese edilemiyecek kadar önemli olduğunu bize gösterir. Buna rağmen, insânların dünyâ için gösterdikleri gayret ve çalışmaların onda birini bile âhıret için göstermedikleri meydândadır. Bunun âkıbetinin ne kadar acı ve ne kadar korkunç olduğuna acabâ inanmıyor muyuz? İnanmıyorsak, kurtuluş ümmîdi yokdur. Allahü teâlâya inanmıyanların yeri ebedî olarak Cehennemde yanmakdır. Eğer inanıyorsak, Allahü teâlânın emrlerini yapmamak bir gaflet (bir nev'i uyku) ve bir dalâletdir. Bu uykudan uyanamıyanlara yazıklar olsun.
    Dünyâ se'âdeti için söz söyleyenler, kitâb yazanlar ve bunu dikkatle okuyanlar, dinleyenler çokdur. Âhıret se'âdetine gelince: Buna dâir Hakkın kitâbı (Kur'ân-ı kerîm) ve Peygamberimizin sözleri (hadîs-i şerîf) ve din âlimlerinin binlerce kitâbları vardır. Fekat, bugün artık bunları okuyan, bunları söyleyen, söyleyenleri ve yazanları dinleyen az insan kalmışdır. Çok ehemmiyyetli olan âhıret se'âdeti âdetâ unutulmuş, sanki böyle birşey yokmuş gibi bir gaflet içinde bulunmakdayız. Bu ise, felâketin en tehlükelisi ve âkıbetlerin en korkuncudur. İşte kızım, benim yazılarımın asl maksadı, seni bu korkunc felâketden kurtarmakdır. Ya'nî seni Cehennem denen büyük ateşden korumakdır. Sen idrâkin ve anlayışın nisbetinde, bu yazılarımdan hisse alacaksın. Cenâb-ı Hak seni hakîkati iyice anlayacaklardan ve bu anlayışa göre hareket edenlerden eylesin! Âmîn.

    Din âlimlerinin yazdıkları kitâblar var iken, ayrıca bu mevzûlarda çocuklara nasîhat vermenin lüzûmsuz olduğunu düşünmek doğru değildir. Çünki, çocuğunun se'âdetini isteyen bir baba, yalnız dünyânın kısa se'âdetini değil, âhıretin sonsuz se'âdetini de, çocuğuna bildirmekle vazîfelidir. Babaya bu vazîfeyi veren cenâb-ı Hakdır.

    Bir çocuk ne kadar kaydsız olursa olsun, babasının kendisi için yazdıklarını merâk ederek hiç değilse, bir kerre okur. Bu yazılardan ders alacak anlayış ve uyanıklığı da gösterirse, kendisini kurtarmış olur.

    Zemânımızda din bilgilerini veren kitâblarımız, öğretmenlerimiz kifâyetsizdir. Büyük şehrlerdeki ba'zı mekteb ve cem'ıyyet muhîtinin din ile ilgisi za'îf görünüyor. Bu şartlar içinde çocuğun doğru ve yeter derecede din bilgisi alması çok zorlaşmışdır. Bunun için, hiç değilse, müslimân dîninin temel kâ'idelerini ve özünü burada söylemek, çok ehemmiyyetli bir vazîfe hâline gelmiş bulunuyor.

    Temel kâ'ideler şunlardır:

    I- Îmânın (inanmanın) şartları:
    1- Allahü teâlâya inanmak,
    2- Meleklere inanmak,
    3- Kitâblara inanmak,
    4- Peygamberlere inanmak,
    5- Âhırete (öldükden sonra tekrâr dirilmeğe) inanmak,
    6- Kaderin ya'nî, hayr ve şerrin Allahü teâlâdan geldiğine inanmak.

    II- Müslimânlığın şartları:
    1- Kelime-i şehâdet,
    2- Nemâz,
    3- Oruc,
    4- Zekât,
    5- Hac.
    *********************************************************************************************************
    2 — DÜNYÂ ve ÂHIRET:

    Günün birinde iki ellerimiz yanımıza gelecek ve dünyâdaki hayâtımız sona erecekdir. Bu dehşetli bir hakîkatdir. Bu hakîkat karşısında, hayât nedir? Ölüm nedir? diye düşünmeyen bir insan olmaması lâzımdır. O hâlde, hayâtın ne olduğunu, dünyâya niçin geldiğimizi, ölümün ötesi ne olduğunu bilmek ve öğrenmek, insan olmanın ilk şartıdır. Hayâta niçin geldiğimizi, hayâtın sâhibinden dahâ iyi bilen olur mu? Her şeyin olduğu gibi, hayâtımızın sâhibi de, Allahü teâlâdır. Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîminde, Vezzâriyât sûresi 56.cı âyetinde meâlen, (Ben insânları, büyüklüğümü onlara tanıtmak ve bana ibâdet etmeleri için yaratdım!) buyuruyor. Bu büyük hakîkati, yaşadığımız bu zemândaki insanların kaçda kaçı biliyor ve ona göre hareket ediyor? İnsanların büyük çoğunluğunun, bu hakîkati bilmediklerini, bilenlerin de, bu hakîkate göz yumduklarını veyâ ehemmiyyet vermediklerini görüyoruz. İşte felâket de, bu noktadan başlıyor. Bu hakîkati bilmemek veyâ bildiği halde, ona göre davranmamak, hele bu hakîkate inanmamak, bir insan için, (bilhassa bir müslimân için) tasavvur edebileceğimiz en büyük bahtsızlık, en büyük fâcia, en büyük felâketdir. Çünki, Allahü teâlâ, kendi emrlerine inanmıyanları ebediyyen, inanıp da emrlerini yapmıyanları, irâde etdiği kadar Cehennem ateşinde yakacağını kitâb-ı kadîminde, bizlere bildiriyor. Allahü teâlâ, insanlar gibi yalan söylemez. Emrlerini mühimsemeyenleri mutlak cezâlandırır. Allahü teâlânın cezâsı çok ağırdır. Kendini bu cezâdan koruyamıyanlara yazıkdır. Dünyâdaki kısa hayâtımız için sonsuz âhıret hayâtımızı Cehennem içinde geçirmek, aklı başında bir insanın işi midir?
    *********************************************************************************************************
    3 — MÜSLİMÂNLIK NEDİR? :

    Müslimânlık, maddî ve ma'nevî temizlikdir, vücûd temizliğini ve kalb temizliğini emr eder.Müslimânlık, dünyâ ve âhıret se'âdetini sağlayan tek yoldur. Hakîkî müslimân (Allahü teâlânın kaderine inanan müslimân) dünyâda, dâimâ huzûr içindedir. Çünki bu müslimân, şuna inanmışdır: Kendisine gelen hayr ve şer Allahü teâlâdandır. Allahü teâlânın takdîridir. Allahü teâlâdan gelen herşeyin, kendisi için iyi olduğunu, fenâ zan etdiği şeyin sonunun, iyi olacağını düşünür ve böylelikle iç râhatlığını bozmaz. Felâketlere de, kolaylıkla göğüs gerer. İşte böyle bir insan, Allahü teâlânın sevgili kuludur. Bu sûretle, o insan, âhıret se'âdetine de ulaşmış olur.
    Müslimânlığın emrlerini yapan bir insan, dünyâda her dürlü kötülükden ve her dürlü zarardan kendisini korumuş olur.

    Müslimânlık ve islâmlık aynı terimlerdir. Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîminde, Zümer sûresi 3.cü âyetinde meâlen, (Allahü teâlânın indinde din, islâm dînidir) buyurmuşdur. Bugün islâmlığın dışındaki dinler, Allahü teâlânın indinde, din değildir. Hıristiyanların ellerindeki İncîl, mûsevîlerin ellerindeki Tevrât, Peygamberimizden evvelki zemânların kitâblarıdır. Kur'ân-ı kerîm, bütün bunların hükmlerini kaldırmışdır.
    Müslimânlık, iyi ahlâk demekdir. Allahü teâlâ, Peygamberimize 'sallallahü aleyhi ve sellem', (Ben seni iyi ahlâkı temâmlamak için yaratdım!) buyurmuşdur. Peygamberimizin 'aleyhisselâm' her sözünde (hadîs-i şerîflerinde) büyük dersler, güzel ahlâk özellikleri vardır.

    *********************************************************************************************************

    4 — ÎMÂN ve İ'TİKÂD:

    Bir insanın müslimân olabilmesi için, îmân (i'tikâd) sâhibi olması, ya'nî müslimânlığın kanûnlarına ve emrlerine inanması şartdır. Hattâ, yalnız inanması kâfî değildir; bu emrleri beğenmesi ve sevmesi de lâzımdır. Bu da bir bilgi işidir. İnanma (îmân) çok mühimdir. Îmân, ufak bir şübheyi götürmez. Şübhesi olan, din âlimlerinden şübhesini sorarak ve öğrenerek, gidermelidir. Aksi takdirde, îmân ni'meti, elden gider.

    Îmânsız insan, dünyânın en bahtsız insanıdır. Çünki, ebediyyen Cehennem azâbında yanmaya mahkûmdur.

    Allahü teâlânın emrlerinin ve yasaklarının bir kısmına inanıp, bir kısmına inanmamak, doğru değildir. Îmân, tam olmalıdır.

    Îmân sâhibi olmak için, altı şart vardır:

    1- Allahü teâlâya inanmak,

    2- Meleklere inanmak,

    3- Kitâblara inanmak,

    4- Peygamberlere 'aleyhimüsselâm' inanmak,

    5- Âhırete (öldükden sonra, tekrâr dirilmeğe) inanmak,

    6- Kazâ ve kaderin Allahü teâlâdan geldiğine inanmak. Bunların birisine inanmıyan, îmânsızdır. Bu hâl ile ölürse (Allahü teâlâ cümlemizi muhâfaza buyursun!) ebediyyen Cehennemdedir.

    *********************************************************************************************************

    5 — ALLAHÜ TEÂLÂNIN VARLIĞINI İSBÂT:

    Allahü teâlânın zâtını görmüyoruz. Fekat, Allahü teâlânın eserlerini, yaratdıklarını, her zemân, her yerde görüyoruz. Güneş, ay, yıldızlar, denizler, dağlar, taşlar, insanlar, hayvanlar, ağaçlar, gece ve gündüz, yaz, kış,..... ne görebiliyorsak, bütün bunların yaratıcısı hiç şübhesiz, Allahü teâlâdır. Çünki, Allahü teâlâdan başka, bir varlık, meselâ insanların en akllıları bir araya gelseler, bu muazzam eserlerden en küçüğünü, meselâ, bir karıncayı yaratabilirler mi? Bir Pastör, hiç yokdan bir mikrop yaratabilir mi? Bir Edison, güneş ışığına mu'âdil bir ışık îcâd edebilir mi? Bir Galile, dünyânın dönüşündeki intizâmı değişdirebilir mi? İnsanları göklerde ve deniz altında dolaşdıran, radyoları bulan bir insanın beynini yaratan kimdir? Bütün bu azametli varlığı yaratanı inkâr etmek için, insanın yâ ahmak olması, yâ koyu câhil olması veyâ kör bir inâdın kurbânı olması lâzımdır. Bu eserlere tabîat (natür) diyenler var. Göklerdeki muazzam âlemleri, dünyâda gördüğümüz her eseri, dünyânın dönüşünü, gece ve gündüz hâdiselerini, mevsimleri ve herşeyi tabîat kuvveti, tabîat kanûnudur diyerek Allahü teâlâyı inkâr edenler var. Bunlara sormak lâzım: Bu muazzam eserlerin sâhibi yok mudur? İnsanların meydâna getirdikleri en ufak bir eser, insan şuûr ve zekâsının bir mahsûlü olduğunu kabûl ediyoruz. Bu, aklları durduran muazzam eserler, kendi kendine meydâna gelmiş olabilir mi? Bu eserlerdeki intizâmı ve muvâzeneyi, şuûrsuz ve donuk tabîat mı meydâna getirmişdir? İnkârcıların bu sözlerini normal bir aklın, hattâ basît bir anlayışın dahî, kabûl etmesi mümkin değildir.

  • Elif Cevahir
    Elif Cevahir

    hiçbir kural yok demektir.
    ve
    yardım istiyeceği bir merci yoktur
    ne hazin..

  • Ali Erdal Acar
    Ali Erdal Acar

    o da bu yolu seçmiş bir insan evladı....dinde zorlama yoktur...inanan inanır inanmayan inanmaz...

  • Cengiz Atay
    Cengiz Atay

    İman lezzetinden yoksun biçare, aciz, zavallı, nefsin esaretinden kurtulamayıp bunun farkına dahi varamayan iradesiz beşer.

  • Tamer Çakı
    Tamer Çakı

    buhran buhran buhran...
    1-umursamaz, vurdumduymaz, boşvermiş, 'varsa vardır, bana ne ' diyen ateist
    2-inatçı, 'beni doğa var etti' diyen, kendini yaratıcının yokluğunu ıspata adamış
    ateist
    3-kısmen ilgili, tanrısını dünyasına, özeline karıştırmayan umutlu vak'a ateist
    4-yaratıcıyı yadsımayan, ancak aklınca yetkisiz,etkisiz bir yaratıcıya inanan
    5-bazen red bazen kabul arasında gidip gelen, asla emin olamayanlar
    6-tanrı algısı yeryüzünde hiçbir dine, inanca uymayan, kafasında kendi zevkine
    göre kendi tanrısını tasarlayanlar
    7-gerçekte serveti, şöhreti, şehveti, v.s. tanrı edinip te, inanmış gibi yapıp
    aldatanlar, münafıklar, iman sahipleri için en tehlikeli tür ateistler
    8-...................................

    listeyi uzatabilirsiniz; sizin gördüğünüz tanıdığınız ateistler hangi gruba dahil?
    Allah ıslah etsin.Allah'ın azabı gazabı kat'idir,haklarındaki hüküm bellidir.Orası
    bizi ilgilendirmiyor.Hiç akletmezler mi? ..Sonuçta insanoğlu...üzülmemek elde
    değil.Allah kalplerine yumuşaklık versin, gözlerinden perdeyi kaldırsın, hidayet
    nasip etsin.

  • **gel Ya Muhammed Dünya Yanıyor sav
    **gel Ya Muhammed Dünya Yanıyor sav

    köşeye sıkışan insanlar RABLERİNİ inkar edenler yazık! ! ! aslında biraz olsun araştırsalar doğruyu bulabilirler ama onların gayesi özgürce hesapsız kuralsız yaşamak..tıpki otlanmaya bırakılan bir hayvan gibi...

  • Zeynep Sayar
    Zeynep Sayar

    bence hiçkimse inançsız değil
    hiçbişeye inanmıyosa dahi inançsızlığını inanç haline getirmiş
    ya da dinsizliği kendine din olarak benimsemiş
    ateistim diyenlerin dahi en zor zamanlarında aman tanrım dediklerini duymuş biri olarak konuşuyorum

  • Ebru Çavaş
    Ebru Çavaş

    köşeye sıkışmş,kolaya kaçan insan türüü

  • Uğur Şamil Tuğrul
    Uğur Şamil Tuğrul

    Akadaşlar, islam dininde bunlara hitab tarzı; Hayvandan aşağı mahluklardır.. Bunlar için en doğru sözü alemlerin yek sahibi söylüyor; zira YARADAN YARATTIĞINI EN İYİ BİLENDİR...
    Kim demiş bu sefil mahlukara akıllı diye; zavallılar ALLAH (c.c.) 'nu bulamamışlar, bunların neresi akıllı... Kimileride ibadetleri tiye alıyor, bilmiyor ki o ibadetlerin her biri insan sağlığına faydalı.. Bilimsel olarakta kanıtlandığınıda bilmez veya idrak edemez.. Misalen;
    Bir insanın gözünü dinlendirmesi için 1,5 mt uzaklığa bakması gerekir.. namazdaki yere bakma uzaklığı.. Bunu bilmez ateist BİLEMEZ, çünkü İDRAKİ yetmez.. Bu yazıyı okuyacak ateist, unutma ki ALLAHÜ TEALA'nın varlığı bilmen ve sizin anlayamadığınız ilmen olarak varlığı KA-NIT-LAN-MIŞ-TIR..

  • Buse As
    Buse As

    ATESIT FALAN AYIRMAM FAKATT..
    BENCE ATEIST SADECE KORKAK DEMEK!

  • Kepçe Balığı
    Kepçe Balığı

    düşmekte olan uçakta müslüman olmaya çalışan kişilik

  • ´m e R n n`
    ´m e R n n`

    Bay P E N T A G.. Offline
    P E N T A G R A M
    Bay, 23
    Batman
    insanlar psikolojik bunalımlarına göre cvp yazıyprlar.yazık doğrusu. (21.01.2008 15:40)
    (bakınız: insan, bunalım, doğru, insanlar, yazı, psikoloji, yazık, anlar)

  • ´m e R n n`
    ´m e R n n`

    beni ne mutlu ne huzurlu
    ne de güçlü hissettiriyor
    ara sıra müslümanlara gülüyorum
    ramazanda aç kalmalarına,
    günde 5 vakit yatıp kalkmalarına,
    arapça kelimeleri sıralamalarına,
    en çok da özgürlüklerine ket vurmalarına.
    ama arkanda büyük bir güç olması,
    zorda kaldığında allaha sığınman,
    aynıdüşünceleri milyonlarca insanla paylaşıyor olman
    falan
    güzel şeyler tabi.
    dinin oldıuğu kadar dinsizliğinde zorlukları var.
    ama kendimi tanrıya ve herhangi bi dine yakın hissetmiorum
    zayıf anlarımda, o basitlie gönül indirmek istesemde
    bi de eğlenceden ve biraz düş gücünden mahrum kaliosun
    cin,peri, hayalet, cennet, mucizeler, golem, zombi, diablo,
    şiva, vişnu, burak, büyü, voodoo, mesih, mephisto, fiend, mehdi, karşılıksız aşk
    ....
    gibi metafizk şeylere de inanmadığın için

  • Alanwilder
    Alanwilder

    allah düşmanı
    kitap düşmanı
    din düşmanı
    vee
    köpek düşmanı bunlar
    nerde bir köpek..! ! görseler.... tekmelerler... tekmelerler... tekmelerler......

  • Abdülkadir Karaca
    Abdülkadir Karaca

    Allaha dil çıkarma yarışı.korku anında unutulan bir hastalık belki de.belki de inanmamanın onları azaptan kurtacağını sanıyorlar.yazık sadece sanıyorlar.

  • Uğur Şamil Tuğrul
    Uğur Şamil Tuğrul

    İnanmak arzusu, herkeste vardır.. Ateistte bile..

  • Ömer Dursun Yanak
    Ömer Dursun Yanak

    münafıklık yapmayan kafirdir

  • Alanwilder
    Alanwilder

    bunlar varya
    besmele düşmanı..
    kitap düşmanı..
    allah düşmanı..
    köpek düşmanı..
    nerde köpek görseler hötünü tekmelerler acımasızca......))

  • Mustafa Maden
    Mustafa Maden

    balik olup, denizi tanimayan kisi...

  • Alanwilder
    Alanwilder

    allah sizi inandırsın ateistler daima metal takılırlar, rock ve tekno severler, depeche mode ye bayılırlar... rammstein ve tatu severler... ateistlerden hıncımı alamıyorum,..ateistlerden tiskiniyorum...

  • Hamza
    Hamza

    bir ateist iki adet cam ve bir çerçeveden oluşan gözlüğün kendiliğinden oluştuğunu red ederken diğer yandan mükemmel yapiya sahıp organizmaların tesadüfen oluştuğunu savunur...

    oysa bir ateist klavyenin tuşlarına rast gele saniyede bir kere bassa 'evrim hipotezi' yazabilmesi için 317 milyar yıl uğraşmasi gerekmektedir...


    acaba hepsi için bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde yer varmıdır?

  • Ecem Gülbaz
    Ecem Gülbaz

    TAMAMEN MANTIKSIZLIK. KARANLIKLAR İÇİNE GÖMÜLME DİBE BATMA DİYE DÜŞÜNÜORUM

  • Nrgl Boudock
    Nrgl Boudock

    YAA ATEİSTLERİN HANGİ BİRİYLE BAŞEDESİNİZ GERÇEĞE KÖR HEPSİ HEPSİNEDE ACIYORUM NE NİDOWESTLER NE CUBRİLER GÖRDÜM

  • Adım Oblomov
    Adım Oblomov

    Bir gün Mevlana’ya felsefe ile meşgul olan bir grup insan geldi. İmani konularda soruları vardı. Mevlana, bu felsefecileri Şems-i Tebrizi’ye gönderdi.
    Felsefeciler Şems’e geldiklerinde, O, talebelerine, bir kerpiç üzerine nasıl teyemmüm edileceğini gösteriyordu.
    Gelenlerden biri, en çok takıldıkları üç soruyu, peş peşe sıralayıverdi:

    1- Allah var dersiniz, ama görünmez, gösteremezsiniz; gösterin de inanalım!

    2- Şeytanın ateşten yaratıldığını söylersiniz, sonrada Cehennem’de ateşle ceza verilecek, dersiniz. Ateşten yaratılmış şeytana, ateş acı verebilir mi?

    3- Ahirette herkes hakkını alacak, yaptıklarının karşılığını görecek, diyorsunuz. Rahat bırakın şu insanları istediklerini yapsınlar…

    Sorular biter bitmez Şems, elindeki kerpici, soruları soran felsefecinin kafasına vurdu.
    Felsefeci hemen kadıya gitti ve Şems’ten şikayetçi oldu.
    “Ben soru sordum, O bana kerpiçle vurdu! ” dedi.
    Şems-i Tebrizi de kendini savundu:
    “O bana sordu, ben de cevabını verdim.”
    Kadı bu işi açıklamasını isteyince de şu açıklamayı yaptı:
    “Efendim, bu adam, ‘Bana Allah-u Teala’yı göster.’ dedi. Ben de elimdeki kerpici başına vurarak sorusunu açıkladım. Şimdi başının ağrıdığını söylüyor. Bana başının ağrısını gösterebilir mi? ”
    Adam şaşırdı ve,
    “Ağrı gösterilir mi? Ancak hissedilir! ” dedi.
    Şems de taşı gediğine koydu:
    “İşte, nasıl varolan ağrı gösterilmezse, Allah’da vardır, ama göze gösterilemez demek istedim! ”
    Şems savunmasına şöyle devam etti:
    “Bu adamın ikinci sorusu, ateşten yaratılmış olan şeytanın ateşle nasıl cezalandırılacağı idi.Ben bunu açıklamak içinde başına topraktan yapılmış bir kerpiçle vurdum. Başı acıdı, ağrıdı. Oysa ki kerpicinde kendisi gibi asıl maddesi topraktır. Nasıl toprak toprağa acı veriyorsa, ateş de ateşten yaratılmış şeytana azap verecektir. Üçüncü sorusu da ‘Bırakın insanları, isteyen istediğini yapsın; niçin ahirette yapılanların karşılığı verilecek, diye korkutuyorsunuz? ’ şeklindeydi. Ben de ona canımın istediğini yaptım. Ama bundan hoşlanmadı ve beni size şikayet etti.”
    Felsefeciler bu açıklamalar karşısında ne söyleyeceklerini bilemediler ve çok mahcup oldular.

  • Yunus Çetinkaya
    Yunus Çetinkaya

    malesef ülkemizde bu tür insanlardan çok var. Bu ülkeye hiç faydası dokunmaz gereğinden çok fazla düşünce ve yaşam kirliliği oluşturur.

  • Uğur Şamil Tuğrul
    Uğur Şamil Tuğrul

    * Üstadın Müdafalarım’ında geçiyor.Yıl1939… Çankaya’nın kalemşoru Falih Rıfkı Atay, Caddebostan’daki villasına Üstadı yemeğe davet eder. Bir ara sofrada şöyle der: “yahu, Necip, senin tarzında, senin çapında bir adam, nasıl Müslüman olur? “üstadın cevabı, anlayana zehir zemberek:”benim çapımı geç, insanın çapı yükseldikçe Müslümanlığa bağlanmak ve ondan başka hiçbir şeyi tanımama şansı artar.

  • Uğur Şamil Tuğrul
    Uğur Şamil Tuğrul

    ALLAH (c.c.) bir,
    Rasülü haktır,
    anlamayan ne ahmaktır..