aşkatan nasibini alanları gerçekten alanları saysak daha kolay olur gibime geliyor. Çok sevdiğim dostumunda dediği gibi. 'Aşk yapılır oldu artık' 'Yapılan aşktan gerçek aşka sığınırım'
sütlü kahve içmek ister gönül ama ben sütsüz seviyorum. bir kere sütlü denedim en başta gayet güzeldi sıcaktı o anda. soğumaya başlayınca ne olduğunu anlamadım. halbuki elimde tutuyordum soğumasını engellemek böylece tadını kaçırmamak için içgüdüsel olarak. ama soğudu. yeni bir kahve yapabilirim belki. ama onun tadı damağımda kaldı, ben ilk sütlü kahvemi istiyorum. ne yapayım yeni kahveyi.
Bir de romantizmden nasibi alamayanlar vardır. Kendilerini asla başrole taşıyamazlar. Ya başka dünyalara ya filmlere yada zengin seçkinlere yapıştırırlar.. Böyleleriyle romantizmi yaşamaya kalkmak kanalizasyonda çukulatalı pasta yemeğe benzer.. Öyle ya; ya para vardır ya da seks..
Aşk, herkesin illa ki bildiği birşeydir. Yaşamak ayrı mevzu. Aşkı daha ilkokul sıralarında öğretmene karşı akıl almaz sıcaklı sempati ile tanımlarız. Ortaokul sıralarında ise mutlaka sınıftan biri vardır, adı geçse yüreğimiz yerinden oynar.. Lise de artık suskunluklar başla asla söylenmez o isim. Çok mahrem çok gizlidir.. Ve en sonunda büyürüz büyürüz, kalas kadar odun kadar oluruz. Aşka cinselliği, cinselliği de genelev ve sokak kadınlarında bulduğumuz için aşka bulaştırmayız. Aşk saf ve geri zekalı olarak oturur oturduğu yerde.
Sonra çocukluk çabuk unutulur. Sosyal kaygılar, arkadaş çevresi, iş ortamı yasaktır, yaz aşkları, cinsellik ve cinsellik sonunda birileri olur yarı aşk yarı turşu suyu..
Oysa en güzel aşk ilişki ile yaşanır. Ama
Amma ve lakin din teması gözlere perde çeker, seks kölesi alırsın evlenirsin olur sana aile. Sırtından sopa karnından sıpa eksik edilmez. Çok güzel destekler din bunları..
Bir gün birileri 'aşk olsun' der. Tanrı aşkı değil mi diye sırıtır dudaklar.. Aşk yok be aslanım. 'Yalan dostum aşk diye birşey yok! seks vardır' diye çalarken kasetçide müzik.
Ne çabuk unutulur o platonik dokunmaya kıyılamayan aşklar.. Kalp atışları, yüzlerin kızarması, saklanacak deliklerin aranması...
Nasip meselesi, eğer kafanda örümcek varsa ya da türban,, ola ola karın olur ya da sadece kocan ama aşk pek nasip olmaz.. Benden söylemesi..
(yaşamasam nasıl yazarım, aşk varki yazmışım yaşamışım)
üretim tezgâhlarının işine yarayan
münferid ve donuk varlıklar..
Bana mı dedun....
Ben
Aşkı yaşadığını sanıp aldananlar...
aşkatan nasibini alanları gerçekten alanları saysak daha kolay olur gibime geliyor.
Çok sevdiğim dostumunda dediği gibi. 'Aşk yapılır oldu artık'
'Yapılan aşktan gerçek aşka sığınırım'
sütlü kahve içmek ister gönül ama ben sütsüz seviyorum. bir kere sütlü denedim en başta gayet güzeldi sıcaktı o anda. soğumaya başlayınca ne olduğunu anlamadım. halbuki elimde tutuyordum soğumasını engellemek böylece tadını kaçırmamak için içgüdüsel olarak. ama soğudu. yeni bir kahve yapabilirim belki. ama onun tadı damağımda kaldı, ben ilk sütlü kahvemi istiyorum. ne yapayım yeni kahveyi.
Bir de romantizmden nasibi alamayanlar vardır. Kendilerini asla başrole taşıyamazlar. Ya başka dünyalara ya filmlere yada zengin seçkinlere yapıştırırlar..
Böyleleriyle romantizmi yaşamaya kalkmak kanalizasyonda çukulatalı pasta yemeğe benzer.. Öyle ya; ya para vardır ya da seks..
Aşk, herkesin illa ki bildiği birşeydir. Yaşamak ayrı mevzu. Aşkı daha ilkokul sıralarında öğretmene karşı akıl almaz sıcaklı sempati ile tanımlarız. Ortaokul sıralarında ise mutlaka sınıftan biri vardır, adı geçse yüreğimiz yerinden oynar..
Lise de artık suskunluklar başla asla söylenmez o isim. Çok mahrem çok gizlidir..
Ve en sonunda büyürüz büyürüz, kalas kadar odun kadar oluruz. Aşka cinselliği, cinselliği de genelev ve sokak kadınlarında bulduğumuz için aşka bulaştırmayız. Aşk saf ve geri zekalı olarak oturur oturduğu yerde.
Sonra çocukluk çabuk unutulur. Sosyal kaygılar, arkadaş çevresi, iş ortamı yasaktır, yaz aşkları, cinsellik ve cinsellik sonunda birileri olur yarı aşk yarı turşu suyu..
Oysa en güzel aşk ilişki ile yaşanır. Ama
Amma ve lakin din teması gözlere perde çeker, seks kölesi alırsın evlenirsin olur sana aile. Sırtından sopa karnından sıpa eksik edilmez. Çok güzel destekler din bunları..
Bir gün birileri 'aşk olsun' der. Tanrı aşkı değil mi diye sırıtır dudaklar.. Aşk yok be aslanım. 'Yalan dostum aşk diye birşey yok! seks vardır' diye çalarken kasetçide müzik.
Ne çabuk unutulur o platonik dokunmaya kıyılamayan aşklar.. Kalp atışları, yüzlerin kızarması, saklanacak deliklerin aranması...
Nasip meselesi, eğer kafanda örümcek varsa ya da türban,, ola ola karın olur ya da sadece kocan ama aşk pek nasip olmaz.. Benden söylemesi..
(yaşamasam nasıl yazarım, aşk varki yazmışım yaşamışım)
HiÇ DEGiLSE ACI ÇEKMEMiSLERDiR..
yada nasipsizler yazık :)
yaşamıyorlar :)
burnu sürtülmemişler..