Kültür Sanat Edebiyat Şiir

aşka dair sizce ne demek, aşka dair size neyi çağrıştırıyor?

aşka dair terimi Bilhan Erden tarafından tarihinde eklendi

  • Handan Ocak
    Handan Ocak

    benligimize hakim olan en güçlü duygu menfaat. bu güçlü hissin altında ezilmeyecek his, duygu, düşünce yoktur zannimca.

    akif konuyu özetlemiş:

    ‘’aldanma insanların samimiyetine, menfaatleri için gelirler vecde, vaad etmeseydi allah cenneti o’na bile etmezlerdi secde.’’
    aşkına, ilgisine, sevgisine diye kelime değişikliği yaparak tekrar okuyabiliriz de.

    ‘’aldanma insanların aşkına, menfaatleri için gelirler meşke, vaad etmeseydi allah cenneti o’na bile etmezlerdi secde.’’
    tüm insani ilişkiler menfaat üzerine imiş diye düşünürken, fuzuli'nin:
    aşk imiş her ne var âlemde
    ilm bir kıyl u kâl imiş ancak
    sözlerini

    menfaat imiş her ne var âlemde
    aşk bir kıyl u kâl imiş ancak diye okudum :)

  • Reh Nûma
    Reh Nûma

    Cibran , aşka dair ;

    "Hem besler, büyütür
    hem de budar sizi.."

    der..

  • Chiron–
    Chiron–

    aşk nasib işidir evet.. amaa çokça da bilinçli bir seçimdir diye düşünüyorum..
    ya da aşkın gözü kördür türü yaklaşımlar pek anlamlı gelmiyor bana.
    balığın, kuşun gagasında gökyüzüne çıkması ve çöle düşmesi aşkla mı ilgilidir, yoksa kuşun fıtratı gereği balığı yakalaması mıdır, işte orası bir muamma.. :)
    lakin mecnunun, leyla için çöllere düşmesi kesinlikle o’nun tercihidir. :)

  • Osman Aslan
    Osman Aslan

    “Aşk, sevgilinin bizim zayıflıklarımızı ve dengesizliklerimizi düzeltmeyi vaat eden özelliklerine duyulan hayranlık demektir. Bir tamamlanma arayışıdır.” Alain de Botton

  • Çalıntı Zamanlar
    Çalıntı Zamanlar

    boşversene biz aşık olmayalım birbirimize.
    konsere gidelim biz, maça gidip küfür edelim..
    uçurtma uçuralım ya da, kumsalda uzanıp deli gibi içelim.
    gecede yıldızlara bakalım mesela..

    bisikletle gezerken yağmur yağsın, sırılsıklam olalım..
    benimle kek yap, balık tutalım sonra tekrar denize atalım.
    boşver aşık olmayalım biz..
    aşk korkutucu!
    beraber eğlenelim en iyisi,
    ama hep benimle uyu...

  • Sultan Şeker
    Sultan Şeker

    kokusu burnunuzdan
    sureti gözünüzden sesi kulağınızdan
    teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü...
    özlemi
    sol memenizin altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu...
    hem kimseler duymasın hem cümlealem bilsin istiyorsanız...
    can dündar

  • Mähi Nûr
    Mähi Nûr

    İnsanı Allah'a ulaştıracak yollar sayılmayacak kadar çoktur.. tasavvuf ve hakikat ilimleri, o yollarda yolcuların zâdı, zahîresi, ışığı, rehberi; tasavvuf kışlaları da, bekleme salonları, sonsuza açılma limanları ve bu uzun yolculukla alâkalı tâlim ve terbiyeyi derpiş eden mekteplerdir.

    Mahlûkâtın solukları sayısınca Hakk'a uzanan bu vuslat yollarını iki ana tarîka ircâ edebiliriz:

    1) Hak yolcusuna riyâzet; az yeme, az içme, az uyuma, çok tefekkürde bulunma ve gereksiz ihtilâttan sakınma gibi disiplinlerin telkin edildiği yol ki; bazılarının 'berzahiyye', bazılarının da 'sofî tarîkatları' dedikleri tasavvuf sistemlerinin çoğu, bu esaslar üzerinde arşiyelerini ikmâl edegelmişlerdir. Bu yolun sâliklerinin en önemli virdleri, 'esmâ-i seb'a' denilen 'Lâ ilâhe illallah, Allah, Hû, Hak, Hayy, Kayyûm, Kahhâr' gibi mübarek isimlerdir. Bu isimlerle, nefsin yedi mertebesi addedilen, 'emmâre, levvâme, mülheme, mutmainne, râdıye, mardıyye, sâfiye veya zekiyye' derecelerinin kat'edilmesi hedeflenir. Bazıları bu isimlere, 'Kâdir, Kaviyy, Cebbâr, Mâlik, Vedûd' gibi celâlî isimleri, bazıları da 'Ferd, Vâhid, Ehad, Samed' gibi cemâlî isimleri ilâve ederler.

    2) Kitap ve Sünnet'e ittibâ üzerinde hassasiyetle durulup evrâd ü ezkârın teşvik edildiği yol ki; bu yolda sülûk edenler, her meselede sünneti tâkib eder ve her işlerini sünnetle irtibatlandırmaya çalışırlar. Hususî birkaç ism-i şerifi vird edinme yerine, Allah Rasûlü'nün ibadet, duâ, zikir, fikir usûlünü araştırır ve Allah'ı bütün esmâsıyla anarlar. Bu yolda yürüyenler kılı kırk yararcasına, şeriat ahkâmına riâyet etmenin yanında, mürşid ve rehberlerine de sımsıkı bağlanır, sonra da kendilerini aşk u cezbenin gel-gitlerine salıverirler. Zaten aşk u cezbe zuhûr ettikten sonra, onların gözlerinde varlık kendine bakan yönleriyle bütün bütün silinir-gider; derken nefis ve enaniyet cihetiyle yokluğa ulaşır; zevken ve şuhûden vahdeti duymaya başlarlar ki, işte bu noktada, bir kere daha temkinle yüz yüze gelir ve sülûklerini tamamlamış olurlar.

  • Mähi Nûr
    Mähi Nûr

    Aşk, varlığın en esaslı ve aynı zamanda da en sırlı sebebidir; Allah, Zâtının bilinmesini sevip istediğinden ve gelecekte gerçeğe uyanık ruhların O'nun esmâ, sıfât ve Zâtına karşı duyup izhâr edecekleri derin alâkadan ötürü mükevvenâtı yaratmıştır. İnsanlarda söz ve ferman dinlememe şeklinde zuhûr eden aşk, Hâlık'ın, acz ve mahlûkata has temâyüllerden münezzehiyetine ve O'nun istiğnâ-i zâtîsine muvafık düşecek şekilde öyle bir muhabbettir ki; hilkat onun bağrında gerçekleşmiş, insanlık onunla gün yüzüne çıkmış, gönüller onunla donanarak Hak'la münasebetin en önemli merkezi hâline gelmiştir.

    Aşk, vuslat kademelerinin final noktasıdır; o noktaya ulaşan muhibbin, atacağı bir adım ya kalmıştır veya kalmamıştır... Hakk'ın ilk tecellisi, Zât'ının iktizâsından ibaret olan işte bu muhabbet üstü muhabbettir. Bilâ kayd ü şart, O'na aşk isnadından kaçındığım için bu tâbiri bilhassa kullanıyorum. Bu ilâhî muhabbete ilim diyenler de olmuştur; çünkü o, mutlak ve münezzeh olan Zât âleminin tecelli itibarıyla ilk tenezzülüdür. Bu tenezzüle; Allah ilminden ibaret olması itibarıyla 'ilim', görmek ve görünmek muhabbetinden ötürü 'aşk-ı münezzeh', bütün varlığı ihtivâ etmesi zâviyesinden 'levh', her şeyin tafsilatıyla ele alınması noktasından da 'kalem' denir ki, 'ceberût' ve 'Hakikat-i Ahmediyye' de bu âlemin bir başka unvanıdır. Aşk-ı münezzeh, Hakk'ın Zât'ıyla alâkalı bir sırdır; O'nun diğer sıfatları ise, aşka muzaf'tır. Bundan dolayıdır ki, aşk kanatlarıyla uçanlar, doğrudan doğruya Zât'a ulaşır ve hayrete ererler. Diğerlerinde, eşyâ ve esmâ berzahlarından geçme zarureti vardır.

  • Mähi Nûr
    Mähi Nûr

    Aşk; şiddetli sevgi, iptilâ, düşkünlük, kemâl, cemâl ve müşâkeleden dolayı duyulan aşırı muhabbettir ki, böylesine, daha ziyade mecâzî aşk denegelmiştir. Bir de, cemâli kemâl noktasında, kemâli cemâl kutbunda o Ezel ve Ebed Sultanı'na karşı duyulan kalbî alâka ve muhabbet vardır ki, işte ona da hakikî aşk demişlerdir.

    Allah'a karşı duyulan bu derin muhabbet veya 'aşk-ı hakîkî' bizi O'na ulaştırmak için, yine O'nun tarafından bize armağan edilmiş ışıktan bir kanattır. O'na, varlığın esası olan Nûr'a ulaşmak için muvakkaten rûhun kelebekleşmesi de denebilir.

  • Candle In The Wind
    Candle In The Wind

    Üç nokta aşktır… Her nokta gizli bir Ahtır! ... Seviyorum deyip haykıramamaktır... Boğazda düğümlenen iki çift sözdür... Dilin lal, gönlün melal olduğu andır… Gözlerden süzülmeyen iki damla gözyaşıdır... Hissedilen fakat bir türlü yazılamayandır… Kelimelerin kifayetsiz kaldığı andır… Üç nokta; bitmeyendir bitemeyendir...

  • Candle In The Wind
    Candle In The Wind

    Her şeyin içinde olabilmek değil; kendini ELİF kadar gizleyebilmektir, marifet...
    Aşk da tıpkı elif gibidir; isminde gizlidir ama okunmaz. o olmadan da besmele sese gelmez.o her şeyin içindedir. ama hiç bir şeyde görünmez...
    Mevlana

  • Nurcan Uğurlu
    Nurcan Uğurlu

    bir bilmecem var çocuklar

    uzaktan gördüm bi tane
    açtım baktım bin tane
    :))))

    nar'ı
    tek tek tek saymışlar
    içine yalanı dolanı koymuşlar
    bir de dernek kurmuşlar
    aşk aşk aşk
    yüzde doksan dokuz
    demiyorum
    yüzde yüz
    inandım
    ve
    yanıldımm :)

  • Emre Badry
    Emre Badry

    aslında buyuk bısey degil uzerıne siirler sarkılar yapılcak kadar baslarken ıyı bıterken kotu yenısını bulunca eskısı unutulan yatıp kalkıp uyanmak gıbı

  • Kahraman Canlı
    Kahraman Canlı

    Beynimizdeki 'big beng'..
    Uzun süre uzak kalırsak kalbimizdeki 'big beng'
    Uzun süre yakınımızda olursa sinirlerimizdeki 'big beng'.

  • Mimradal Mimradal
    Mimradal Mimradal

    Leyla meyla derken Mevlayı bulmak.

  • Limonî Erz
    Limonî Erz

    kimi yaşadığını sanır, kimi var ki yaşadığının farkında olup onu özünde taşır.

  • Senin İçin Çok Güzel Rüyalar Gördüm
    Senin İçin Çok Güzel Rüyalar Gördüm

    Seni sevenlerin ola mı aklı
    Bir dem uslıyısa her dem delidir

    _ Yunus Emre

  • İlk Nur
    İlk Nur

    erken kapattı pencereyi ask, zamanın bir ucuna bile sıgamadık.. gerci vedalastık ama ayrılamadık..

  • Fikret Türkbay
    Fikret Türkbay

    Aşk Tarifi
    Sen
    Dostumsun
    Dertlerimi en iyi sen anlarsın
    Dermansın ilaçsın
    Her zaman sabırla dinlersin
    Açık sözlüsün
    Çok özelmişim gibi içten davranıyorsun
    İçimden geçenleri okuyorsun
    Öl desem öleceksin
    Çok safsın
    İki yüzlü değilsin
    Gerçeklerden korkmazsın
    Çok cesursun
    Bir tanesin
    Beni mutlu görmek seni
    Seni mutlu görmek beni mutlu ediyor
    Sırdaşımsın
    Arkadaşımsın
    Yaşam kaynağımsın
    Uğruna yaşanacak, ölünecek insansın
    Çok tatlısın
    Dünya tatlısı
    Dünya kötülükleri, sen iyilikleri temsil ediyorsun
    En zor günlerde yanımdasın
    Sıkıntılarımı sayende atıyorum
    Hayata yeniden dönüyorum
    Yokluğun acı
    Varlığın huzur veriyor
    Her şeyimi biliyorsun
    Her şeyi paylaşıyorsun
    Fedakârsın
    Ben sana…
    Bedenine veya dış görünümüne değil
    O temiz kalbine
    Ruhuna ve yüreğine aşığım
    Sıralamaya kalksam çok…
    Dünyanın tüm iyiliklerini
    Güzelliklerin sen de buldum
    En büyük desteğimsin
    Teselli kaynağımsın
    Sevinçli günümde sevincimi paylaşırsın
    Kendimi sen de görüyorum
    Hiçbir insanı sen kadar sevmedim
    Sevmek te istemem
    Hayat boş ve anlamsız
    yalnız seninle anlam kazanıyor
    hiç yalan söylemedin
    aldatmadın
    benim seni sevdiğim gibi
    beni sevdiğini biliyorum
    şefkatini kimseden görmedim
    beni sahiplenmenle çok özel biri oldum
    öylesine saygı duyuyorum ki sana
    kırılmaman için her şeyi yaparım
    içten ve duygusalsın
    senin sevgini bedenimde değil
    ruhumun derinliklerinde hissediyorum
    sen gelip geçici bir şey değilsin
    her zaman kalıcısın
    kalacaksın….

  • Seda Nur Sezgince
    Seda Nur Sezgince

    ne varsa attım içimden.. aşka dair hiç bişi bırakmadım.. ne varsa attım içimden...

  • Metin
    Metin

    Yeşerip yeşermeyeceğini bilmeden tohum ekmektir.Sonrası kaderin gösterdiği yoldur.

  • Yağmur Bulut
    Yağmur Bulut

    Ateş bir gün suyu görmüş yüce dağların ardında
    sevdalanmış onun deli dalgalarına.
    Hırçın hırçın kayalara vuruşuna,
    yüreğindeki duruluğa
    Demiş ki suya:

    ^^ Gel sevdalım ol,
    Hayatıma anlam veren mucizem ol... ^^

    Su dayanamamış ateşin gözlerindeki sıcaklığa,

    ^^ al demiş;
    Yüreğim sana armağan... ^^

    Sarılmış ateşle su birbirlerine
    sıkıca, kopmamacasına...

    Zamanla su, buhar olmaya,
    ateş, kül olmaya başlamış.
    Ya kendisi yok olacakmış, ya aşkı...
    Baştan alınlarına yazılmış olan kaderi de
    yüreğindeki kederi de
    alıp gitmiş uzak diyarlara su...

    Ateş kızmış, ateş yakmış ormanları...
    Aramış suyu diyarlar boyu,
    günler boyu, geceler boyu
    Bir gün gelmiş, suya varmış yolu
    Bakmış o duru gözlerine suyun,
    biraz kırgın, biraz hırçın.

    Ve o an anlamış;

    ^^ Aşkın bazen gitmek olduğunu.
    Ama gitmenin yitirmek olmadığını.... ^^^

    Ateş durmuş, susmuş, sönmüş aşkıyla.
    İşte o zamandan beridir ki:

    Ateş sudan,
    su ateşden kaçar olmuş..

    Ateşin yüreğini sadece su,
    Suyun yüreğini
    Sadece ateş alır olmuş..

  • Nihan Koçyiğit
    Nihan Koçyiğit

    heaven is a place on earth ;)

  • Meral Dağkıran
    Meral Dağkıran

    ...
    Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir.Yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yaşadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...

    NAZIM HİKMET

  • Hifa Can
    Hifa Can

    Ne Kerem Kerem'dir ne Aslı Aslı
    Aşık da maşuk da kirli ve paslı
    Muhabbet faslını unutun artık
    Kapladı her yanı muhannet faslı...

  • Aydın Aydın
    Aydın Aydın

    Bakara suresi:

    165. İnsanlar içinde öyleleri vardır ki, Allah dışında bazılarını Allah'a eş tutarlar da onları Allah'ı sevmiş gibi severler. İman sahipleri ise Allah'a sevgide çok kararlı ve taşkındır. Zulme saplananlar, azabı gördüklerinde tüm kuvvetin Allah'ta bulunduğunu, Allah'ın azabının çok şiddetli olduğunu fark edeceklerini anlayabilseler!

  • Gülçin Yilmaz
    Gülçin Yilmaz

    hangi iki aşk örttü birbirini? hep bir kalp daha fazla sevmedi mi? neden o aşk efsane değildi? ne eksikti? kötümserdi aşık...kıyaslar, kuşkulanır, delirir, dinler, etkilenir, olmayan birşeye kızardı...tutmaz mıydı insan kendini, biteceği günü düşünerek...en büyük hata buydu belki de. tepeden aşağı bakmaya başladığında aşk, onu itmeli yada uçurumun sonuna kadar arkasından gitmeliydi...gurur set kurdu yola, izin vermedi. bitti, ne yapabilirim ki? ! dedi bir ses, sustu diğeri...kaç hücrem öldü şu an biliyor musun diyemedi, demedi...acıdı, sustu, kıpırdamadı o arzulanan dudağı...
    olacaklarla üzülen kalp hastaydı...iyileşmek istedi, birilerini suçladı, titizlik bekledi, açıklama istedi, kendinden utandı...sakinlik? kalmadı elimizde, üzgünüz, yarın tekrar uğrayın, olmaz mı?

  • Kerem Ak
    Kerem Ak

    aşk tatlı bir acıdır...

    aşk iki eli dolu bir ilahe gibi
    bir elinde mutluluk var
    diğer elinde acı
    acıyı almadan diğerini almak mümkün değil... :)))

  • Gülçin Yilmaz
    Gülçin Yilmaz

    evimizin en kıymetli porselen takımı gibidir. görülebilecekleri şekilde vitrinin en alt rafına dizilirler, saklar saklar saklar saklarız ya hani...tozunu alır, yetmez yaldızları dökülmesin diye bulaşık makinesinin en hassas ayarında yıkar, tekrar yerine dizeriz...renkler soldukça gözden düşerler...yeni modeller, desenler, renkler daha cazip gelmeye başlar...onlar dolapta unutulur...şanslılarsa emektarlıklarına karşılık yerlerini korurlar...
    en kötüsüyse atılmamalarına karşın, yenilerin, diğerlerinin iştah kabartıyor olmasıdır...
    eskiyi kim sever ki...
    ben, ne yazık ki :)

  • Melike Alkaya
    Melike Alkaya

    bir tutkudur insandaki
    sebebini bilmeden tutulmaktır ki
    'aşk' deyince bile kişinin aklındaki düşüncelerin rengi değişir
    bir o kadar da gerçeğin ta kendisidir
    hayatın içindeki utangaç gerçeklerden
    ama aşkı tarif etmek bu kadar kolay değildir
    kolay olan aşkın ellerine kendini bırakıvermektir
    her yiğidin harcı değildir gerçek aşkı yaşamak
    ağza dolanan aşklara yer yoktur yaşayana
    oyuncak değildir günümüzdeki gibi....
    bilen asıl aşık olunacak varlığı(!) bulandır
    bulmak ve aşkın tadını damağımızda her daim bir parça bulundurmak dileğiyle