Beklemiyorsundur. Korkarsın. Kim o, demezsin, diyemezsin Desen bile, karşılık duyamazsın. Açarsın. Bakarsın, bakarsın... Fakat kimse yok! Bir yaramazdır zile basan. Sen açıncaya kadar; çoktan başka kapılarda,kandırmalarda... Niye açtın ki? Suçla/ma kendini. Açmasaydın kandırılmayacaktın Açsaydın, açtın... Kandırıldın Her halükarda, kapının sesini duyacaktın
Ask bir kelebek gibidir. pesinden kostukça hep senden kaçar... en iyisi birak uçsun, inan ki hiç beklemedigin bir anda gelip omzuna dokunuverir...Ask mutlu eder, bazen de üzer... ama ask özeldir, askini hak eden birine sunarsan eger...
AŞKA HAYIR DENMEZ................. Aşkı planlayabilir misiniz? .. Âşık olacağınız zamanı önceden kestirebilir misiniz? .. Peki, aşkınızın kime yöneleceğini? .. Biz yüreğimizi aşklara kapatırken zaman geçip gidiyor... Elimizde de koca bir hiç kalıyor… Aşka set çekip, ' Şu aralar aşka ayıracak vaktim yok' diyenler...İnsanın 'Nasıl yani? 'diye sorası geliyor...Aşka vakit ayıramamakta ne demek? .. Günlük iş planı yapar gibi mi olacak yani? .. 'Dur önce evi temizleyeyim, ardından işe gideyim, elektrik, su telefon faturalarını yatırayım sonra da âşık olurum' mu diyeceksiniz? .. Yok, böyle bir şey... Her şeyi göze almak gerekir… Çünkü sarp ve zorludur aşkın yolları... Çok şeyi göze alacaksınızdır kuşkusuz... Aşk sizi darmadağın edebilir... Bütün düzeniniz bütün hayatınız bir anda değişebilir... Uykusuz geceler, iç sıkıntıları, kıskançlıklar, yürek çarpıntıları, gözyaşları ve hiç dinmeyecek bir özlem yapışır yakanıza...Durup dururken ağlamaya başlarsınız... Hayatın hep komik yanlarıyla ilgilenirken bir alınganlık peyda olur... Her şeye bir anlam yüklemeye, ortaya söylenmiş sözleri üzerinize almaya başlarsınız... Ya korkular... Uzak kalmaya dayanamazsınız... Bir tek günü bile onsuz geçirmek işkence gibi gelir size... İmkânsızlıklar, umutsuzluklar birbiri ardına sıralanıp durur...Aşktan sadece huzur ve zevk bekliyorsanız, yanlış yoldasınız... O zaman mevsimleri bile olmayan bir dünyaya sığınmanız daha iyi olacaktır... Orada istediğiniz huzuru bulabilirsiniz belki ama ne gülüşünüz tamdır, ne de mutluluğunuz… Gerçek aşkı arayanlar var...Aslında bu aşkı kategorilere ayırmaktan başka bir şey değil. 'Gerçek Aşk' diye bir kavram varsa, ' gerçek olmayan aşk' ' sahte aşk' gibi kavramlarda olmalı...Bir de 'temiz aşk' kategorisi var... Peki, 'kirli aşk' nasıl olacak o zaman? .. Bunlara hiç aklım ermiyor benim...Aşka yüklenen bu sıfatlar aslında insanların taşımaktan hoşlanmadığı sıfatlar... Aşkın gidişatını davranışlar belirlediğinden ' gerçek' ya da ' sahte' olanlar işte bu davranışlardır… Kandırmanın, yalanın, sahtekârlığın, ikiyüzlülüğün ve bunların benzeri onlarcasının tek sorumlusu insandır... Ve biz, insanlara konduramadığımız bu sıfatları büyük rahatlıkla aşka yapıştırabiliyoruz... Birini sevebilmenin en önemli koşulu kendini sevebilmektir… Kendini sevmeyen insanların başkasını verecek sevgisi yoktur… Kendini seven insanların da sahtekâr ikiyüzlü ya da yalancı olabileceğini düşünemiyorum… ' Kötü' diye nitelendirebileceğimiz davranışları rahatlıkla yapabilen insanın kendisini sevmesi mümkün değil…Aşkın içinde, tutku, özlem, şehvet, hüzün, sevinç ve hatta acıda vardır ama aşkın içinde sahtekârlık, yalancılık, iki yüzlülük girdiği anda o aşk olmaktan çıkar, çirkin bir oyun haline gelir..İşte bu noktada önemli olan seçimlerimizdir...Yaşadığımız her şeyden biz sorumluyuz çünkü... Elbette âşık olduğumuz kişilik her yönüyle ilk anda tanımamız mümkün değil… Zamanla her davranışı değerlendirme olanağını bulacaksınızdır kuşkusuz… ' aşkın gözü kördür' derler ya bu doğru bir söz değil… Kör olan insandır sadece görmek istediğini görür…Sonuçta aşkın hayatımıza katacağı şeyleri belirlemek bizim elimizde. Yaşanılan aşk insanın aynası olmalı...
Şimdi aşk zamanıdır
Böyle durulmaz
Bir sıcak el uzanır
Tutmasam olmaz
Aldanır içimdeki bahar dalları
Bir deli rüzgâr eser
Sevmesem olmaz...
Beklemiyorsundur.
Korkarsın.
Kim o, demezsin, diyemezsin
Desen bile, karşılık duyamazsın.
Açarsın. Bakarsın, bakarsın...
Fakat kimse yok!
Bir yaramazdır zile basan. Sen açıncaya kadar; çoktan başka kapılarda,kandırmalarda...
Niye açtın ki?
Suçla/ma kendini.
Açmasaydın kandırılmayacaktın
Açsaydın, açtın... Kandırıldın
Her halükarda, kapının sesini duyacaktın
Ask bir kelebek gibidir. pesinden kostukça hep senden kaçar... en iyisi
birak uçsun, inan ki hiç beklemedigin bir anda gelip omzuna
dokunuverir...Ask mutlu eder, bazen de üzer... ama ask özeldir, askini
hak eden birine sunarsan eger...
AŞKA HAYIR DENMEZ.................
Aşkı planlayabilir misiniz? .. Âşık olacağınız zamanı önceden kestirebilir misiniz? .. Peki, aşkınızın kime yöneleceğini? .. Biz yüreğimizi aşklara kapatırken zaman geçip gidiyor... Elimizde de koca bir hiç kalıyor… Aşka set çekip, ' Şu aralar aşka ayıracak vaktim yok' diyenler...İnsanın 'Nasıl yani? 'diye sorası geliyor...Aşka vakit ayıramamakta ne demek? .. Günlük iş planı yapar gibi mi olacak yani? .. 'Dur önce evi temizleyeyim, ardından işe gideyim, elektrik, su telefon faturalarını yatırayım sonra da âşık olurum' mu diyeceksiniz? .. Yok, böyle bir şey... Her şeyi göze almak gerekir… Çünkü sarp ve zorludur aşkın yolları... Çok şeyi göze alacaksınızdır kuşkusuz... Aşk sizi darmadağın edebilir... Bütün düzeniniz bütün hayatınız bir anda değişebilir... Uykusuz geceler, iç sıkıntıları, kıskançlıklar, yürek çarpıntıları, gözyaşları ve hiç dinmeyecek bir özlem yapışır yakanıza...Durup dururken ağlamaya başlarsınız... Hayatın hep komik yanlarıyla ilgilenirken bir alınganlık peyda olur... Her şeye bir anlam yüklemeye, ortaya söylenmiş sözleri üzerinize almaya başlarsınız... Ya korkular... Uzak kalmaya dayanamazsınız... Bir tek günü bile onsuz geçirmek işkence gibi gelir size... İmkânsızlıklar, umutsuzluklar birbiri ardına sıralanıp durur...Aşktan sadece huzur ve zevk bekliyorsanız, yanlış yoldasınız... O zaman mevsimleri bile olmayan bir dünyaya sığınmanız daha iyi olacaktır... Orada istediğiniz huzuru bulabilirsiniz belki ama ne gülüşünüz tamdır, ne de mutluluğunuz… Gerçek aşkı arayanlar var...Aslında bu aşkı kategorilere ayırmaktan başka bir şey değil. 'Gerçek Aşk' diye bir kavram varsa, ' gerçek olmayan aşk' ' sahte aşk' gibi kavramlarda olmalı...Bir de 'temiz aşk' kategorisi var... Peki, 'kirli aşk' nasıl olacak o zaman? .. Bunlara hiç aklım ermiyor benim...Aşka yüklenen bu sıfatlar aslında insanların taşımaktan hoşlanmadığı sıfatlar... Aşkın gidişatını davranışlar belirlediğinden ' gerçek' ya da ' sahte' olanlar işte bu davranışlardır… Kandırmanın, yalanın, sahtekârlığın, ikiyüzlülüğün ve bunların benzeri onlarcasının tek sorumlusu insandır... Ve biz, insanlara konduramadığımız bu sıfatları büyük rahatlıkla aşka yapıştırabiliyoruz... Birini sevebilmenin en önemli koşulu kendini sevebilmektir… Kendini sevmeyen insanların başkasını verecek sevgisi yoktur… Kendini seven insanların da sahtekâr ikiyüzlü ya da yalancı olabileceğini düşünemiyorum… ' Kötü' diye nitelendirebileceğimiz davranışları rahatlıkla yapabilen insanın kendisini sevmesi mümkün değil…Aşkın içinde, tutku, özlem, şehvet, hüzün, sevinç ve hatta acıda vardır ama aşkın içinde sahtekârlık, yalancılık, iki yüzlülük girdiği anda o aşk olmaktan çıkar, çirkin bir oyun haline gelir..İşte bu noktada önemli olan seçimlerimizdir...Yaşadığımız her şeyden biz sorumluyuz çünkü... Elbette âşık olduğumuz kişilik her yönüyle ilk anda tanımamız mümkün değil… Zamanla her davranışı değerlendirme olanağını bulacaksınızdır kuşkusuz… ' aşkın gözü kördür' derler ya bu doğru bir söz değil… Kör olan insandır sadece görmek istediğini görür…Sonuçta aşkın hayatımıza katacağı şeyleri belirlemek bizim elimizde. Yaşanılan aşk insanın aynası olmalı...
Aşk kapıyı çalmaz ki......
Açarsan Hayatın 3 Harfli ANlamını Karşıda Bulursun
Açmassan Konu Değişir: AŞK KAPIYI KIRINCA! :P
Hemen bacadan, pencereden kaçmaya bak..
Evde yokum ya da sessiz kalma şansımı kullanayım lütfen...
'kim o? ' diye sorulmaz.. :)