Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Arif Mardin sizce ne demek, Arif Mardin size neyi çağrıştırıyor?

Arif Mardin terimi Nihat Malkoç tarafından tarihinde eklendi

  • Nihat Malkoç
    Nihat Malkoç

    BİR MÜZİK DEHASI ARİF MARDİN ÜZERİNE

    M.NİHAT MALKOÇ

    Günümüz dünyasında müzik, hayatımızın bir parçası hâline geldi. Müzik deyince aklımıza gelen büyük isimlerden biri de Arif Mardin’dir. Dünya çapında müzik otoriteleri arasında yer alan bu Türk prodüktör(yapımcı) adından sıkça söz ettirmiştir. Dünya çapında büyük başarılara imza atmıştır. Peki, kimdir yakın zamanda kaybettiğimiz bu müzik dâhisi? Onu biraz da yakından tanıyalım:
    Arif Mardin, 1932 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Berklee Koleji’nde müzik eğitimi gören Mardin, Quincy Jones Bursu’nu kazandı. Kariyerine 1963 yılında Atlantic Records şirketinde Nasuhi Ertegün ile çalışarak başlayan Arif Mardin, 1969’da başkan yardımcısı oldu. Ahmet Ertegün ve yapımcı Jerry Wexler ile birçok projede birlikte çalışan Arif Mardin, 2001 yılında Atlantic Records’tan ayrıldı ve kendi markası olan Manhattan/EMI Records için çalışmalara başladı.
    Mardin, şarkıcı Norah Jones’u bu dönemde büyük üne kavuşturdu. 40 yılı aşkın sürelik kariyeri boyunca 40 altın ve platin albüm ödülü kazanan Mardin, 15 kez aday gösterildiği Grammy ödülünü 12 kez kazandı. Mardin, Bee Gees, Bette Midler, Diane Ross, Aretha Franklin, Barbra Streisand, Phil Collins, Jewel, Chaka Khan ve son olarak Norah Jones gibi çok sayıda ünlü sanatçıyla çalıştı, prodüksiyon ve müzik aranjmanlarını yaptı. Müzik alanında pek çok kez onurlandırılan Arif Mardin, müzik endüstrisine önemli katkılarından dolayı Şubat 2001’de NARAS (National Recording Academy of Arts and Sciences) Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü de değer görüldü.
    Bilindiği gibi Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından dünya çapında başarı gösteren Türk sanatçılarına verilen Kültür ve Sanat Başarı Ödülü’ne bu yıl müzik prodüktörü Arif Mardin layık bulunmuştu. New York’ta düzenlenen törende rahatsızlığı sebebiyle bulunamayan Arif Mardin adına ödülü oğlu Joe Mardin almıştı. Mardin artık aramızda değil… Müzik dünyasının efsanevi ismi Arif Mardin 25 Haziran 2006 günü New York’a yaşama gözlerini yumdu. Arif Mardin’in pankreas kanserinden hayatını kaybettiği bildirildi.
    Ömrünün çoğunu Amerika’da geçirmesine rağmen Arif Mardin doğma büyüme İstanbulluydu. Türklüğünü her fırsatta ileri süren bir kişiydi. Yani konumu itibariyle kimliğini ve kişiliğini gizlemiyordu. Kendisini Türkiyeli diye tanıtanlara kızıyor ve bu ifadenin düzeltilmesini istiyordu. “Ben Türkiyeli değilim, Türk'üm” diyordu. Türklüğüyle gurur duyuyordu. Bu sıfatın ön planda olmasını istiyordu. Türk olmasına rağmen, kişisel başarısından dolayı önünü kesemiyorlardı. Çünkü Amerika’da müzik işi ondan soruluyordu. Evrensel müzik deyince onun adından bahsetmemek haksızlıktır. O, ünlü bir plak yapımcısı, besteci ve aranjördü. Bu alanlarda rüştünü ispatlamıştı. O, cazın yanında klasik müziğe de çok değer veriyordu. Fakat dünyanın kabul ettiği ve sevdiği müzik alanında daha çabuk yol alabilirdi. O da öyle yaptı ve dünya çapında adından söz edilen bir müzik adamı oldu. Dünyada müzik piyasalarında tanınan ve sevilen Türk müzik adamı olarak tarihe geçti. Dünya müzik tarihi onun adından bahsedecektir.
    Aslında Arif Mardin ekonomi eğitimi almasına rağmen müzikte karar kıldı. Genç yaşında Amerika’ya giderek her geçen gün müzik piyasasında adından söz ettiren bir isim oldu. Sonunda Amerika gibi bir yerde ödül avcısı oldu. “Alem” dergisinin kendisiyle yaptığı bir röportajda hayata ve müziğe dair pek çok konudaki görüşlerini dile getirmiştir. Bunlardan bir kısmını dikkatinize sunuyorum:
    “Türkiye'de en beğendiğim sanatçı olarak Tarkan’ı söyleyebilirim. Dünya çapında birisi. Zaman zaman görüşürüz. Tabii Sezen Aksu’yu da unutmamak lazım. Ben kendisine milli hazine diyorum. Daha çok var ama saymakla bitmez. Caz benim için en önemli müzik türlerinden biri. Çünkü serbest çalınabilecek bir müzik. Solistlere daha çok yaratıcılık tanıyor. 10 yaşındaydım ve anneme Duke Ellington diye biri varmış dedim, çünkü ablalarım dinliyorlar. Beni bir plakçıya götürdü. 1940’lı yıllarda Beyoğlu’nda ‘Sahibinin Sesi’ mağazası vardı. 10 yaşımda oradan ilk plağımı aldım. Müzik dışında hobim var ama artık biraz dizlerim ağrıdığı için ne bisiklete binebiliyorum, ne de yürüyüş yapabiliyorum. Zaman zaman ilginç resimler, karikatürvari şeyler yaparım. Bunun yanı sıra çok kitap okurum.
    Bizim İstanbul’da da evimiz olduğu için sık sık gidip geliyoruz. Türkiye’yi tabii çok seviyorum. En başında da İstanbul geliyor diyebilirim. Bütün Amerikalı arkadaşlarımı oraya götürdüğüm zaman, onlar da hayretler içerisinde kalıyorlar. Ne kadar güzel yermiş, ne kadar sıcakkanlı insanlar var, diyorlar. Onun için biz Atatürk’ü unutmayalım. Benim en önemli mesajım bu. Atatürk’ün ilkeleri benim için en önemli şey.”
    Müzik ile geçen 74 yıl, 40 yıllık meslek hayatına sığdırılan 12 Grammy ödülü, 40’dan fazla altın ve platin plak... Arif Mardin, Türkiye’nin adını yurt dışında başarı ile duyurmakla kalmayıp prodüktörlüğünü üstlendiği sanatçılar ile neredeyse yarım asırlık Amerikan müzik piyasasına da damgasını vurdu. Müzik sektöründe Mardin’in tezgâhından kimler geçmedi ki... Aretha Franklin, Bee Gees, Chaka Khan, Diana Ross, Bette Midler, Whitney Houston, Phil Collins, Norah Jones bu isimlerden sadece bir kaçı.
    Arif Mardin, Türk olduğu için ülkemizin adını yurt dışında duyurdu. Fakat Türk müziğine pek katkısı olmadı. Pek çok dünya müzik yıldızına şirketinin kapılarını açtı, onların elinden tuttu. Nedense herhangi bir Türk müzisyenin elinden tutup onu dünya müziğine takdim etmedi. Dünya hesabına çalıştı hep… Yine de Türk kimliğiyle dünyada ses getiren ve Türkiye’yi dünya gündemine taşıyan bu müzik dehasına Türkiye adına teşekkür ediyorum. Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum. Her nefis ölümü tadacaktır. Bugün O, yarın bizler… Ona göre teyakkuzda olalım. Unutmayalım ki her yaprak daldan düşmeye adaydır.

  • İmran Tekin
    İmran Tekin

    toprağım benim nur içinde yat

  • Meryem Türkeri
    Meryem Türkeri

    Muzik produktorü Arif Mardin mesleginin zirvesinde 40 yildan fazla kalan ender bir sanatcidir.nur içinde yatsın.

  • Meryem Türkeri
    Meryem Türkeri

    1938 istanbul doğumludur. iktisat öğrenimi için londra'da bulunduğu sırada caz müziğine ilgiduyar. 1959 yılında amerika'da bulunduğu sırada atlantik records ile aretha franklin, dusty springfield, petula clark gibi isimlerle çalışır. 1976 yılında düzenleme dalında ilk grammy ödülünü alımıştır.Mardin 40’in uzerinde altin ve platinum plak, 15 Grammy Odüllerine adaylik, 11 Grammy Odulu ve Trustees Grammy Omür Boyu Basari Odülü kazanmistir.

  • Bilhan Erden
    Bilhan Erden

    buda artık takla atanlar kervanına katıldı..hiç tanımadım hiç duymadım, takla atıp ölmden önce kaç kişi tanıyordu onuda bilmem ama 'ben entellektüel şahısım zaten tanırdım ölmesine üzüldüm' ayaklarının yapılmasına neden olmuştur...