“Ölüm bir insanın yaşayacağı en muhteşem maceradır.Ara Güler’in de en muhteşem macerası başlıyor şimdi.Sonsuzluğa uğurluyoruz onu.Severdi macerayı, mesleğiydi macera.Balta girmemiş ormanlara girip çıktı,uçurumlarını seyretti bu harika dünyanın.Çöllerde de gezdi sonsuz okyanuslarda da.Şimdi ölüm denen o siyah gizemin ardında ne olduğunu keşfedecek.Ne kadar isterdi fotoğraf makinesini yanında götürmeyi öte tarafa.Ne güzel olurdu cennet çiçeklerini çekip bize gönderebilseydi.Oralarda da fotoğraflanacak İstanbul gibi güzel şehirler vardır mutlaka.Ne zannediyorsunuz?Sadece bu gezegende mi hayat var?Tanrı’nın yaratabileceği en güzel gezegenin bu olduğunu mu zannediyorsunuz?Gözün görmediği,kulağın işitmediği güzellikler, Tanrı’nın kendisini sevenler için hazırladığı güzellikler iyi insanları bekliyor.Ustayı bekliyor.Güle güle git sevgi adamı Ara Güler.Biz buradayız.Dostların,seni yakından tanıyan tanımayan herkes. Yüzümüz sana dönük eğiliyoruz büyük ebediyetin önünde.Tüm bir ülke selamlıyoruz seni.Minnettarlığımızı sunuyoruz sana bize bıraktığın insanlığın mirası için.Yaşamın boşa geçmedi, güzelleştik aydınlandık seninle.Allah rahmet eylesin.Nur içinde uyu.Amen.“ Ara Güler uğurlanırken, papazın konuşmasının bir bölümü.
"Bana İstanbul fotoğrafçısı diyorlar. Ama ben dünya vatandaşıyım. Dünyanın foto muhabiriyim." ~AraGüler Maalesef kendisini kaybettik. Ruhun şad olsun büyük usta..
Kıymet bilir. Tevazu ehlidir. Huysuz falan da değildir. :)
'O kadar pezevengi çektim, Charlie Chaplin'i, Einstein'ı, Jean Paul Sartre'ı çekemedim. Onlar mühim adamlardı, onların fotoğraflarını çekebilmeyi isterdim. Ama şimdi kimse kalmadı, Türkiye'nin en meşhur adamını çeksen ne olur? Sınırın bir metre dışına çıksa kimse tanımaz. Ben onlardan daha meşhurum...'
Gerçekten arada bir gülen huysuz ihtiyar. :) Vaktiyle röportaj yapmışım üniversite yıllarında. ilk başta çekinmiştim tavırlarından. Sonra yıldızımız barıştı. Öyleki birkaç kitap bile hediye etti bana. Sanatının önünde saygıyla eğiliyorum.
bir söyleşisinde ona sorulan _hangi makinayla fotoğraf çekiyorsunuz? sorusuna sinirlenerek
_ ne yani dünyanın en iyi daktilosuna sahip kişileri dünyanın en iyi yazarlarımıdır? cevabıyla karşılık vermiştir ve bi müddet sonrada şu ölümsüz ve kopartan sözü sarfetmiştir:
ben singer dikiş makinasıyla bile fotoğraf çekerim.
“Ölüm bir insanın yaşayacağı en muhteşem maceradır.Ara Güler’in de en muhteşem macerası başlıyor şimdi.Sonsuzluğa uğurluyoruz onu.Severdi macerayı, mesleğiydi macera.Balta girmemiş ormanlara girip çıktı,uçurumlarını seyretti bu harika dünyanın.Çöllerde de gezdi sonsuz okyanuslarda da.Şimdi ölüm denen o siyah gizemin ardında ne olduğunu keşfedecek.Ne kadar isterdi fotoğraf makinesini yanında götürmeyi öte tarafa.Ne güzel olurdu cennet çiçeklerini çekip bize gönderebilseydi.Oralarda da fotoğraflanacak İstanbul gibi güzel şehirler vardır mutlaka.Ne zannediyorsunuz?Sadece bu gezegende mi hayat var?Tanrı’nın yaratabileceği en güzel gezegenin bu olduğunu mu zannediyorsunuz?Gözün görmediği,kulağın işitmediği güzellikler, Tanrı’nın kendisini sevenler için hazırladığı güzellikler iyi insanları bekliyor.Ustayı bekliyor.Güle güle git sevgi adamı Ara Güler.Biz buradayız.Dostların,seni yakından tanıyan tanımayan herkes. Yüzümüz sana dönük eğiliyoruz büyük ebediyetin önünde.Tüm bir ülke selamlıyoruz seni.Minnettarlığımızı sunuyoruz sana bize bıraktığın insanlığın mirası için.Yaşamın boşa geçmedi, güzelleştik aydınlandık seninle.Allah rahmet eylesin.Nur içinde uyu.Amen.“
Ara Güler uğurlanırken, papazın konuşmasının bir bölümü.
"Bana İstanbul fotoğrafçısı diyorlar. Ama ben dünya vatandaşıyım. Dünyanın foto muhabiriyim." ~AraGüler
Maalesef kendisini kaybettik. Ruhun şad olsun büyük usta..
Kıymet bilir. Tevazu ehlidir. Huysuz falan da değildir. :)
'O kadar pezevengi çektim, Charlie Chaplin'i, Einstein'ı, Jean Paul Sartre'ı çekemedim. Onlar mühim adamlardı, onların fotoğraflarını çekebilmeyi isterdim. Ama şimdi kimse kalmadı, Türkiye'nin en meşhur adamını çeksen ne olur? Sınırın bir metre dışına çıksa kimse tanımaz. Ben onlardan daha meşhurum...'
Gerçekten arada bir gülen huysuz ihtiyar. :) Vaktiyle röportaj yapmışım üniversite yıllarında. ilk başta çekinmiştim tavırlarından. Sonra yıldızımız barıştı. Öyleki birkaç kitap bile hediye etti bana. Sanatının önünde saygıyla eğiliyorum.
Aynı zamanda başarılı bir öykücü. 'Babil'den Sonra Yaşayacağız' adlı olağanüstü bir öykü kitabı var. Değme öykücülere taş çıkartır.
can yüceli anımsatan..
bir söyleşisinde ona sorulan
_hangi makinayla fotoğraf çekiyorsunuz? sorusuna sinirlenerek
_ ne yani dünyanın en iyi daktilosuna sahip kişileri dünyanın en iyi yazarlarımıdır? cevabıyla karşılık vermiştir ve bi müddet sonrada şu ölümsüz ve kopartan sözü sarfetmiştir:
ben singer dikiş makinasıyla bile fotoğraf çekerim.
Dün nihayet tanışabildik :)))
Hocam öğretmedin şu işi bize yahu! ! !
kare kare istanbul, kare kare siyah beyaz, kare kare insanlar.
karelere sığdırılmış anılar öyküler hayatlar.
dedem olmasını istediğim yegane şahsiyet...Bayılıyorum ona, siyah beyaz fotığrafın en anlamlı yüzü, yeteneğine hayranım en az hafızası kadar...
Fotoğrafın Üstadı
Siyah Beyaza beni bir kez daha teşvik eden ve alıştıran zat.
FOTOĞRAF AŞIĞI
Ermeni asilli ünlü Türk fotografcisi...
Galatasaray Lisesi'nin yanındaki sokakta bulunan Ara Cafe'nin sahibi.