Çok yakın arkadaşlarım bilir, ben bir günlük kutlamalardan ve hatırlanmaktan hoşlanmayan biriyim... O yüzden diyorum ki, evlatlarımız tarafından daima sevildiğimizi biliriz, bu bir günde kucaklarında hediyelerle gelmeseler de olur, onun yerine her sabah verecekleri bir öpücük daha kiymetlidir, siz siz olun Annenize onu ne çok sevdiğinizi her fırsatta söyleyin, yoksa söylemediğiniz her söz bir gün gelir anlamı yitirir, hala göğsünüze bastırabileceğiniz bir Anneniz varsa bu günden başlayın sımsıkı sarılmaya...
Unutmadan bir de şu " küçük ev aletleri " hediyeleri var Annelere sunulan, kendimden örnek vereyim, bir gün evladım bu tür bir hediyeyle karşıma çıksa, "kendimi bir robot gibi hisseder, bir uzvumu kaybettiğim için tamamlanmam adına alındığını düşünürüm..." Biraz empati lütfen....
Evladını bir şekilde yitirmiş, Şehit vermiş bütün Annelerin, Hakkın Rahmetine kavuşmuş Annelerinizin, Annemin ve siz değerli Annelerin, bir gün değil daima hatırlaması dileğimle Anneler gününü canı gönülden kutlarım sevgi saygı ve dua ile....
Tüm annelerin ve annemin anneler günü kutlu olsun. Büyük bir çoğumuz isteyerek ve zorluklarına kendimizi hazırlayarak anne oluruz.Bunda çokta övgüyü hak edecek bir şey yoktur.doğal bir süreçtir annelik.. Ama övgüyü hak eden birileri var..Hiç hazır olmadıkları bir anda,hayatın acı sürprizleri sayesinde,omuzlarına ‘’annelik sorumluluğu’’ binmiş ve çocuk yüreklerinize ‘’anne sevgisiyle’’ dokunmuş..ve hatta çoğu nazınızı bir ‘’anne ‘’edasıyla çekmiş..şikayet etmemiş ablalar ve babalar…
'Cennet Anaların ayakları altındadır'hadis'i şerifinden yola çıkarak.Benim nazarımda bir Annenin yeri asla doldurulamaz. Anneme en içten duygularımla.....'Sen sevgimsin, sen olmazsa olmazımsın,sen eksik olan yarımsın ve sen yanımda olmasanda bana gözbebeğim kadar yakınsın...Anneler günün kutlu olsun ANACIM...
anneler günü emperyalist devletlerin ürün pazarlama metotlarından biridir. Eğer anneniz sizin için değerliyse ve bunu ona hissetirebiliyorsanız bu atasay marka bir pırlantadan, arzum marka bir ütüden, tefal marka bir tavadan çok daha değerlidir onun nazarında.Anneler günü, anne-evlat arasındaki sevgiyi sömüren bir safsatadır.
bana kalırsa tamam güzel bir şey ama kardeşim sadece bir günde de hatırlamak olmaz ki? seni besleyip büyütn sana herşeyini veren için bence bir gün olmaz hergün anneler günüdür :))
Bir ayı bir kaplan yada daha vahşi denen hayvanların bile kendi yavrulalrına olan merhamet ve şefkati tek kelime ile özetlenebilir. Anne sevgisi. Yavrularıı böylesine karşılıksız, çıkarsız, ölümüne seven annelerin eli yılın sadece bir günü öpülmemeli.
bence tartısılmaz bir konu sadece bir gün mü anneler günü bence hergün anneler günü bana göre, siz nedersiniz bu konuda bilemem. şimdiden canım annemin ve bütün annelerin anneler gününü kutlar ellerinden öperim.bir gün bende iyi bir anne olacagıma inanıyorum...
aslına bakarsanız kutlanması hem iyi hem kötü olan bir gün..kötü çünkü insanların sevgisini bir güne sığdırmaya çalışıyorlar ayrıca artık bir rant kavgasına dönüştü,iyi çünkü annesinin değerini bilmeyenlere birgün bile olsa annesini hatırlatır..
Bir fincan kahve alıp karşısına geçtim o kahve kokusunda annemin kelimeleri o fincanın sıcaklığında elleri var hele o telvesini oluşturan kelimeleri orada ise yaşanmışlıkları var nasıl kokar,nasıl sıcaktır ve nasıl konuşur tüm anneler kızlarının karşısında bir fincan kahvedir içtikçe telveler bir bir yerleşir her hücrenize kahveci güzelim canım annem seni çoook seviyorummm
'DİN-İ MÜBİN-İ İSLAMI YIKMAK İÇİN HRİSTIYANLARIN VE HRİSTİYAN TARAFTARLARININ BİR TÜR OYUNU....... 'bu günleri kendileri bile kutlamazken,bir İslam ülkesine sokmayı başardılar,ne var ki kardeşlerimiz hala yanılıyorlar' ' Soruyorum size sadece birgünmüdür anneler günü,o yüce insanı birgünmü hatırlamak gerekir,ASLA' ---CENNET ANALARIN AYAKLARI ALTINDADIR--- [HADİS-İ ŞERİF]
Kızıma mektup... Sevgili kızım, güzel arkadaşım... Sana yazmaya başladığım şu dakikalarda pek sevdiğim bir şarkıyı dinliyorum. Senin de çok sevdiğin Yaşar söylüyor; “Bütün bu olanlardan, Bütün bu yaşananlardan öğrendiğim bir şey varsa; sabır... Sıkıldığın zamanlarda beni düşün dağılır” diyor... Geçen sabah seni yatakta öperken “Canım sıkılınca seni düşünüyorum, dağılıyor” dediğimde gözlerini kocaman kocaman açıp önce teşekkür ettin sonra da “Dağılmak ne demek anne” diye sordun. Topuğunu ısırdım kahkaha atarken... Ve anlatmaya çalıştım sana “dağılmak” ne demek... Saçların dağılır, oyuncakların, odan dağılır, bulutlar dağılır... Ama aslında bir gün, çok yıllar sonra, belki de genç kızlığa adım atığın yıllarda okuyacağını düşünerek dağılmanın başka bir anlamından söz etmek istiyorum sana bugün... Güzel kızım, Umarım mutlu bir ömrün olur... Ama biliyorum ki o ömrün bir yerinde bir sebepten dolayı bir daha toplanamayacak kadar dağıldığını düşündüğün anlar olacak... Başarısızlıklar yapacak sana bunu en çok. Aşkta, sokakta, seçimlerinde, işinde yanıldığını fark ettiğinde başarısız hissedeceksin kendini. Değersiz bulacaksın aynadaki suretini. Anlamını arayacaksın yaşadıklarının... “Bir sebebi olmalı diyeceksin...” Hiçbir felaket tek başına gelmediği için, üst üste gelen darbeler dağıtacak seni... Her bir parçanın nerede olduğunu anlayamayacak kadar ağır da geçebilir mutsuzlukların. Ama sakın “bundan daha çok üzülmem” deme... Hayat o kadar çok deneyecek ki seni, her defasında nasıl olup da bunca şaşırabildiğine şaşıracaksın. Bugün sahip olduğum ne varsa ağır bedeller ödedim hepsi için. Buna o vahşi yaşam sevincim de dahil. Hâlâ o kadar sınanmakta ki bazen yorgun düşüp, sana bırakacak kadar mucize kalacak mı içimde diye düşünmekteyim. İşte öyle anlarda, yani “Eyvah dağılıyorum” dediğim anlarda seni düşünüyorum... Sen öyle bir topluyorsun ki beni, bütün sıkıntım dağılıyor... Yaşam gücü oluyorsun bana... Sen benim yaşıma geldiğinde “annemler gençken pek severmiş” diyeceğin bir film olacak, adı “Cesur Yürek” (Benim annem de Spartacus’ü severdi.) Senin için yaptığım arşivde umarım bulabilirsin... O filmdeki kahramanın kıyasıya dövüştüğü savaşçının miğferini çıkardığı bir an vardır. Miğfer çıktığında kahramanın yüzündeki şaşkınlık ve hayal kırıklığı o sahneyi her düşündüğümde bir yumruk yapar kalbimi. Çünkü uğruna savaştığını sandığı kan kardeşidir onu öldürmek isteyen... İşte ihanet budur bebeğim.. Bu öyle bir dağıtır ki insanı bir daha asla tek parça olamayacağını düşünürsün... Uğruna savaştıklarının aslında seni öldürmek isteyen olduğunu anladığında sakın sakın intikam almaya kalkma... Sen pis oyunlara girme... Pislenme... Çekil oradan hemen; zor biliyorum ama kesip at kanayan yerini. Bir kere yüreğini kirletenden dost olmaz insana. Ve yaralı da olsa yerdeki, bir daha arkana bakma; hain ölürken de haindir! Ve o hain kendini adadığın halkının içinden de, yatağından da, yoldaşlarının arasından da çıkabilir, şaşırma! Bebeğim; Biliyorum benden duymaya alışık olmadığın kadar karanlık bu mektubumdaki kelimelerim. Ama karanlığın içindeki ışıktı aradığımız, bu yüzden yürüdük hayatın üzerine... Sana “Büyüyünce ne olmak istiyorsun? ” diye sorduğumuzda hep “anne olmak” istediğini söylüyorsun. Ben de sana “anneliğin bir meslek olmadığını” söylüyorum. “Bir iş yaparsın ve istersen anne de olursun” diyorum ama sen sadece anne olmak isteğinde inat ediyorsun. Bu konudaki tatlı fikrinin olgunlaşması için büyümeni bekliyorum. Bu anneler gününde sen dörtbuçuk yaşındasın, bense otuzbeşbuçuk... Senin doğumuna dek ne kadar deli esiyorsa kafamdaki rüzgar sen doğduktan sonra da hız kesmedi hiç. Senin güçlü, ayaklarının üzerine basan, ne istediğini bilen, gururlu, anlamlı kavgaların ve annen kadar deli rüzgarların kadını olmanı dilerim. Hepsinden önemlisi; kutsal annelik oyununa gelmemeni isterim. Doğurduğun çocuk senin yaşam gücün ve zenginliğin olsun; kimliğinin sebebi, açamadığın kapıların anahtarı, arsızlıkların maskesi değil... Velhasıl benim güzel meleğim, “Bütün bu olanlardan Bütün bu yaşananlardan öğrendiğim bir şey varsa sabır Sıkıldığın zamanlarda beni düşün dağılır.” Seni seviyorum... İ.A.
Senin yanındaydım ben doğduğumdan beri Sen kaldırırdın beni sabahleyin Uyandırdığında yanağımdan öperdin beni Sen annelerin en iyisisin
Ne istersem aldı ama şımartmadın Belki vurdun bana ama haklıydın Canım acıdı, ağladım belki Ama senin de canın acıdı vurunca Çünkü ben senin bir parçanım
Büyüdüm! Belki ben öyle hissettim Sabah, kendim kalkmaya başladım Yatağımı kendim topluyordum artık Yalnız yaşayabileceğimi sandım
Yanılmışım! Sensiz olmuyor hayat çekilmiyor Bunu gurbette anladım, senden uzak kalınca İnsanın aklı hep anasına gidiyor Onun kokusunu alamayınca… Yanına geliyorum tatillerde, bitmesin istiyorum Yanımda kalmanı istiyorum senin Biliyorum! Zaten ayrılamayız Ben de bir parçanım senin…
................................................................. .....................A h....A n n e(m) ................... . Durmuyor içimdeki ağlayan o çocuk,ah Anne! Ne olursun, söyle ona; sen bulursun bahane. Yeni doğdum,ne bileyim; ne olursun bir çare! Hep ağlıyor içimdeki o çocuğum; ah Anne!
Ben şefkatin elde avuç,her bir daim var saydım; Ah Annemsin,no'lur okşa; ancak gördü bebeğin! Gönlüm bir çöl,ruhum kurak; unutmuştum Rahmanı, Yedim aklı,gene açım; doyur beni ah Anne!
Gökyüzünün yanlız gezen kuşlarına dalmıştım... İçim nadas,ufkum pek dar; çok karanlık ah Annem! Batmış gönle,hiçte doğmaz; ben hasretim güneşe; No'lur indir,ben uçmadan ne anlarım ah Anne? . Yollar yokuş,sensin vadim; geldim bitmez cihanım! Ağıt sende,öpte kokla; çok özledim ah Anne! Garip başım,geldi yaşım; gene sana muhtacım! Sensin gizem,içten seven; çok büyüksün ah Annem!
Tenezzül et, sana muhtaç; pek mecalsiz her yanım, Ben kıymetin çaptan düştüm,kızma; yeni anladım. Hep severdin,tekrar geri; döndü sana evladın, Tüm yanlızım,no'lur anla; bir sen kaldın ah Annem! . Gürle bana, ben anlamam kibarlıktan ah Annem! Bakar durur akasıca,iki gözüm; ben buyum! -Vay başıma! -Geçti Güneş! -Kavurmuşum fidanın; Çığlar düştü,tüm nefessiz; kaldım medet ah Annem!
Muhabbetin değer cana,nerem masum; kıy bana! Sıkma kendin,kırma dalın; kehribarım ağlama! Bin nasihat bu musibet,ömrüm vardı hazana; Sensin merhem,yaram derin; bağrım yanar ah Anne!
Yüce dağım; dertli başım! -Ben mi sana evladım? Vadem gelir bugün yarın; nerde sıram savmışım? -Kara haber! ..-Söyle bana; ne olursa razıyım! .. Elbet hakkın,gülmez yüzün; çok mu kızdın ah Annem?
Şu gözümü açtım tek sen, vardın gene karşımda; Hani nerde,şimdi doğan; misler kokan o bebe? Aldı beni,sildi attı; 'Dünya' denen hergele, Bir sen varsın,no'lur yıka; koktum geldim ah Anne! . Geldin demek,sende yürek; gene geçtin karşıma, Dua ettin,bildi içim; geç mi vardım farkına? Çok ağladım,bitti ömrüm; beni de al yanına, -Ah Annemsin,kalkta sarıl; niye girdin mezara? ..
Başta canım annem ve canım sevgilimin annesi olmak üzere,
tüm annelerin anneler gününü kutlarım. :))
Canım annemin ve tüm annelerin Anneler Günü kutlu olsun!
benimde annem ve babam ayrıldılar ben annemı yılda 1defa goruyorum onunda anneler gününe gelmesini istiyorum ama olmuyor
AMA BEN TÜM ANNELERİN ANNELER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM
Anneler günü....
Çok yakın arkadaşlarım bilir, ben bir günlük kutlamalardan ve hatırlanmaktan hoşlanmayan biriyim...
O yüzden diyorum ki, evlatlarımız tarafından daima sevildiğimizi biliriz, bu bir günde kucaklarında hediyelerle gelmeseler de olur, onun yerine her sabah verecekleri bir öpücük daha kiymetlidir, siz siz olun Annenize onu ne çok sevdiğinizi her fırsatta söyleyin, yoksa söylemediğiniz her söz bir gün gelir anlamı yitirir, hala göğsünüze bastırabileceğiniz bir Anneniz varsa bu günden başlayın sımsıkı sarılmaya...
Unutmadan bir de şu " küçük ev aletleri " hediyeleri var Annelere sunulan, kendimden örnek vereyim, bir gün evladım bu tür bir hediyeyle karşıma çıksa, "kendimi bir robot gibi hisseder, bir uzvumu kaybettiğim için tamamlanmam adına alındığını düşünürüm..." Biraz empati lütfen....
Evladını bir şekilde yitirmiş, Şehit vermiş bütün Annelerin, Hakkın Rahmetine kavuşmuş Annelerinizin, Annemin ve siz değerli Annelerin, bir gün değil daima hatırlaması dileğimle Anneler gününü canı gönülden kutlarım sevgi saygı ve dua ile....
Mine Kul
Tüm annelerin ve annemin anneler günü kutlu olsun.
Büyük bir çoğumuz isteyerek ve zorluklarına kendimizi hazırlayarak anne oluruz.Bunda çokta övgüyü hak edecek bir şey yoktur.doğal bir süreçtir annelik..
Ama övgüyü hak eden birileri var..Hiç hazır olmadıkları bir anda,hayatın acı sürprizleri sayesinde,omuzlarına ‘’annelik sorumluluğu’’ binmiş ve çocuk yüreklerinize ‘’anne sevgisiyle’’ dokunmuş..ve hatta çoğu nazınızı bir ‘’anne ‘’edasıyla çekmiş..şikayet etmemiş ablalar ve babalar…
annemi sevdiğimi o gün hatırlama m çok gerksiz çünkü onu çok seviyorumm...her zaman
Tüm anneler kutsaldır
'Cennet Anaların ayakları altındadır'hadis'i şerifinden yola çıkarak.Benim nazarımda bir Annenin yeri asla doldurulamaz.
Anneme en içten duygularımla.....'Sen sevgimsin, sen olmazsa olmazımsın,sen eksik olan yarımsın ve sen yanımda olmasanda bana gözbebeğim kadar yakınsın...Anneler günün kutlu olsun ANACIM...
sitemiz ve forumlarımızdaki annelerin anneler gününü kutluyor.
İnşallah gelecek günleri yaşanmışlardan daha dolu güzelliklerle yaşanır diyorum...
*
Anneciğim
Ak saçlı başını alıp eline,
Kara hülyalara dal anneciğim!
O titrek kalbini bahtın yeline,
Bir ince tüy gibi sal anneciğim!
Sanma bir gün geçer bu karanlıklar,
Gecenin ardında yine gece var;
Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar,
Yaşlı gözlerinle kal anneciğim!
Gözlerinde aksi bir derin hiçin,
Kanadın yayılmış, çırpınmak için;
Bu kış yolculuk var, diyorsa için,
Beni de beraber al anneciğim!
Necip Fazıl Kısakürek
Muş'ta çöp yemek zorunda kalan çoçuklara itafen yazılmıştır. O dönem başbakanımız Tansu Çillerdi. Tüm annelerin anneler günü kutlu olsun.
Uzat elini anne!
Boyunları bükük değil,
Kirli vücutları arınmaz
mikroptan, nasırdan...
Karınları zil çalmaz
açlıktan,umuttan...
Kalpleri sanmayın vazgeçer
sevdadan,aşktan...
İnsanlara kin tutmazlar
hatalarından...
Rüzgarın sesleri
korkutmaz onları...
Yağmur tanecikleri
ıslatmaz yüreklerini...
Karlar üşütmez
ısınmamış bedenlerini...
Bir unutulmuşluk,
Bir vefasızlık,
Bir de ölüme terkedilmişlik,
Düşer muş’un,Diyarbakır’ın üstüne...
Belki de zamanla,
kan kanserine, Aidse,
sevgiye, dostluğa,
sonsuzluktaki yıldızlara,
Gidecek çocukların
yüreğine, kalbine düşer...
haydi uzat elini ” anne”,
Isıt o küçücük yürekleri...!
Mehmet Aydemir 18.03.97 s:00:52
anneler günü emperyalist devletlerin ürün pazarlama metotlarından biridir. Eğer anneniz sizin için değerliyse ve bunu ona hissetirebiliyorsanız bu atasay marka bir pırlantadan, arzum marka bir ütüden, tefal marka bir tavadan çok daha değerlidir onun nazarında.Anneler günü, anne-evlat arasındaki sevgiyi sömüren bir safsatadır.
bana kalırsa tamam güzel bir şey ama kardeşim sadece bir günde de hatırlamak olmaz ki?
seni besleyip büyütn sana herşeyini veren için bence bir gün olmaz hergün anneler günüdür :))
selda bağcan - ağlama anne
http://yucebaca.azbuz.com/viewVideo.jsp? videoId=41000000000572960
Ağlama anne benim için ağlama
Ben de herkes kadar aldım acılardan
Ağlama anne benim için ağlama
Ben de herkes kadar yarandım
Sen ne olur çocukluğumu sakla
Tek kalan bu elimde avucumda
Her birimiz başka bir hikaye anne
Bu ayrılıklar niye
Sen yine bir ninni söyle bana
Yavrum uyusun da büyüsün diye
dünyanın en değerli varlıklarının günüdür. ama ülkemizde ve tüm dünyada ticari amaçlara propaganda malzemesi yapılıyor anlamını yitiriyor
Ülkemde 1955 yılından beri kutlanan en anlamlı günlerden biri..
Yürek yanığı
Bir ayı bir kaplan yada daha vahşi denen hayvanların bile kendi yavrulalrına olan merhamet ve şefkati tek kelime ile özetlenebilir. Anne sevgisi.
Yavrularıı böylesine karşılıksız, çıkarsız, ölümüne seven annelerin eli yılın sadece bir günü öpülmemeli.
bence tartısılmaz bir konu sadece bir gün mü anneler günü bence hergün anneler günü bana göre, siz nedersiniz bu konuda bilemem. şimdiden canım annemin ve bütün annelerin anneler gününü kutlar ellerinden öperim.bir gün bende iyi bir anne olacagıma inanıyorum...
kapitalizm in dorukta olduğu bir gün ama annem kutlamayı kuru bir çiçekle yapınca kızıyor napalım?
Yaşadığım en kötü anneler günüydü bugün...buna da şükür :)
aslına bakarsanız kutlanması hem iyi hem kötü olan bir gün..kötü çünkü insanların sevgisini bir güne sığdırmaya çalışıyorlar ayrıca artık bir rant kavgasına dönüştü,iyi çünkü annesinin değerini bilmeyenlere birgün bile olsa annesini hatırlatır..
Bir fincan kahve alıp karşısına geçtim
o kahve kokusunda annemin kelimeleri
o fincanın sıcaklığında elleri var
hele o telvesini oluşturan kelimeleri
orada ise yaşanmışlıkları var
nasıl kokar,nasıl sıcaktır ve nasıl konuşur
tüm anneler kızlarının karşısında bir fincan kahvedir
içtikçe telveler bir bir yerleşir her hücrenize
kahveci güzelim canım annem seni çoook seviyorummm
annemin günü ve de benim olacak bir gün...
'ana, ana,
gümüş olmak istiyorum,
oğul, oğul,
çok üşürsün sonra,
ana, ana,
su olmak istiyorum.
oğul, oğul,
çok üşürsün sonra.
ana, ana,
yastığına işle beni.
oğul, oğul,
olur hemen şimdi'
şiir: lorca- beste: ruhi su- çeviri: sait maden
not: anneler gününe ithafen, sırf o günün anlamını delik deşik eden zihniyete kızgınlıktan, bugün yazılmak zorunda kalınan dizelerdir.
'DİN-İ MÜBİN-İ İSLAMI YIKMAK İÇİN HRİSTIYANLARIN VE HRİSTİYAN TARAFTARLARININ BİR TÜR OYUNU.......
'bu günleri kendileri bile kutlamazken,bir İslam ülkesine sokmayı başardılar,ne var ki kardeşlerimiz hala yanılıyorlar'
' Soruyorum size sadece birgünmüdür anneler günü,o yüce insanı birgünmü hatırlamak gerekir,ASLA'
---CENNET ANALARIN AYAKLARI ALTINDADIR---
[HADİS-İ ŞERİF]
Kızıma mektup...
Sevgili kızım, güzel arkadaşım...
Sana yazmaya başladığım şu dakikalarda pek sevdiğim bir şarkıyı dinliyorum. Senin de çok sevdiğin Yaşar söylüyor;
“Bütün bu olanlardan,
Bütün bu yaşananlardan
öğrendiğim bir şey varsa; sabır...
Sıkıldığın zamanlarda beni düşün dağılır” diyor...
Geçen sabah seni yatakta öperken “Canım sıkılınca seni düşünüyorum, dağılıyor” dediğimde gözlerini kocaman kocaman açıp önce teşekkür ettin sonra da “Dağılmak ne demek anne” diye sordun. Topuğunu ısırdım kahkaha atarken... Ve anlatmaya çalıştım sana “dağılmak” ne demek... Saçların dağılır, oyuncakların, odan dağılır, bulutlar dağılır...
Ama aslında bir gün, çok yıllar sonra, belki de genç kızlığa adım atığın yıllarda okuyacağını düşünerek dağılmanın başka bir anlamından söz etmek istiyorum sana bugün...
Güzel kızım,
Umarım mutlu bir ömrün olur... Ama biliyorum ki o ömrün bir yerinde bir sebepten dolayı bir daha toplanamayacak kadar dağıldığını düşündüğün anlar olacak...
Başarısızlıklar yapacak sana bunu en çok. Aşkta, sokakta, seçimlerinde, işinde yanıldığını fark ettiğinde başarısız hissedeceksin kendini.
Değersiz bulacaksın aynadaki suretini. Anlamını arayacaksın yaşadıklarının...
“Bir sebebi olmalı diyeceksin...”
Hiçbir felaket tek başına gelmediği için, üst üste gelen darbeler dağıtacak seni...
Her bir parçanın nerede olduğunu anlayamayacak kadar ağır da geçebilir mutsuzlukların. Ama sakın “bundan daha çok üzülmem” deme... Hayat o kadar çok deneyecek ki seni, her defasında nasıl olup da bunca şaşırabildiğine şaşıracaksın.
Bugün sahip olduğum ne varsa ağır bedeller ödedim hepsi için. Buna o vahşi yaşam sevincim de dahil. Hâlâ o kadar sınanmakta ki bazen yorgun düşüp, sana bırakacak kadar mucize kalacak mı içimde diye düşünmekteyim. İşte öyle anlarda, yani “Eyvah dağılıyorum” dediğim anlarda seni düşünüyorum...
Sen öyle bir topluyorsun ki beni, bütün sıkıntım dağılıyor...
Yaşam gücü oluyorsun bana...
Sen benim yaşıma geldiğinde “annemler gençken pek severmiş” diyeceğin bir film olacak, adı “Cesur Yürek” (Benim annem de Spartacus’ü severdi.)
Senin için yaptığım arşivde umarım bulabilirsin...
O filmdeki kahramanın kıyasıya dövüştüğü savaşçının miğferini çıkardığı bir an vardır. Miğfer çıktığında kahramanın yüzündeki şaşkınlık ve hayal kırıklığı o sahneyi her düşündüğümde bir yumruk yapar kalbimi. Çünkü uğruna savaştığını sandığı kan kardeşidir onu öldürmek isteyen...
İşte ihanet budur bebeğim..
Bu öyle bir dağıtır ki insanı bir daha asla tek parça olamayacağını düşünürsün...
Uğruna savaştıklarının aslında seni öldürmek isteyen olduğunu anladığında sakın sakın intikam almaya kalkma... Sen pis oyunlara girme...
Pislenme...
Çekil oradan hemen; zor biliyorum ama kesip at kanayan yerini. Bir kere yüreğini kirletenden dost olmaz insana.
Ve yaralı da olsa yerdeki, bir daha arkana bakma; hain ölürken de haindir! Ve o hain kendini adadığın halkının içinden de, yatağından da, yoldaşlarının arasından da çıkabilir, şaşırma!
Bebeğim;
Biliyorum benden duymaya alışık olmadığın kadar karanlık bu mektubumdaki kelimelerim. Ama karanlığın içindeki ışıktı aradığımız, bu yüzden yürüdük hayatın üzerine...
Sana “Büyüyünce ne olmak istiyorsun? ” diye sorduğumuzda hep “anne olmak” istediğini söylüyorsun. Ben de sana “anneliğin bir meslek olmadığını” söylüyorum. “Bir iş yaparsın ve istersen anne de olursun” diyorum ama sen sadece anne olmak isteğinde inat ediyorsun. Bu konudaki tatlı fikrinin olgunlaşması için büyümeni bekliyorum.
Bu anneler gününde sen dörtbuçuk yaşındasın, bense otuzbeşbuçuk...
Senin doğumuna dek ne kadar deli esiyorsa kafamdaki rüzgar sen doğduktan sonra da hız kesmedi hiç. Senin güçlü, ayaklarının üzerine basan, ne istediğini bilen, gururlu, anlamlı kavgaların ve annen kadar deli rüzgarların kadını olmanı dilerim.
Hepsinden önemlisi; kutsal annelik oyununa gelmemeni isterim.
Doğurduğun çocuk senin yaşam gücün ve zenginliğin olsun; kimliğinin sebebi, açamadığın kapıların anahtarı, arsızlıkların maskesi değil...
Velhasıl benim güzel meleğim,
“Bütün bu olanlardan
Bütün bu yaşananlardan
öğrendiğim bir şey varsa sabır
Sıkıldığın zamanlarda beni düşün dağılır.”
Seni seviyorum...
İ.A.
allah'ım bu gece annemin koynunda uyur gibi hissedeyim..
annem de öyle hissetsin...
amin...
Bir yıl gelir geçer düşünülmez ne olduğum,
Bir nasılsa akla gelir anne olduğum...
Arif Nihat Asya
Senin yanındaydım ben doğduğumdan beri
Sen kaldırırdın beni sabahleyin
Uyandırdığında yanağımdan öperdin beni
Sen annelerin en iyisisin
Ne istersem aldı ama şımartmadın
Belki vurdun bana ama haklıydın
Canım acıdı, ağladım belki
Ama senin de canın acıdı vurunca
Çünkü ben senin bir parçanım
Büyüdüm! Belki ben öyle hissettim
Sabah, kendim kalkmaya başladım
Yatağımı kendim topluyordum artık
Yalnız yaşayabileceğimi sandım
Yanılmışım! Sensiz olmuyor hayat çekilmiyor
Bunu gurbette anladım, senden uzak kalınca
İnsanın aklı hep anasına gidiyor
Onun kokusunu alamayınca…
Yanına geliyorum tatillerde, bitmesin istiyorum
Yanımda kalmanı istiyorum senin
Biliyorum! Zaten ayrılamayız
Ben de bir parçanım senin…
Canım anneme.......... seni çok özledim anne
Nesibe......
-Ah Annem-
.................................................................
.....................A h....A n n e(m) ...................
.
Durmuyor içimdeki ağlayan o çocuk,ah Anne!
Ne olursun, söyle ona; sen bulursun bahane.
Yeni doğdum,ne bileyim; ne olursun bir çare!
Hep ağlıyor içimdeki o çocuğum; ah Anne!
Ben şefkatin elde avuç,her bir daim var saydım;
Ah Annemsin,no'lur okşa; ancak gördü bebeğin!
Gönlüm bir çöl,ruhum kurak; unutmuştum Rahmanı,
Yedim aklı,gene açım; doyur beni ah Anne!
Gökyüzünün yanlız gezen kuşlarına dalmıştım...
İçim nadas,ufkum pek dar; çok karanlık ah Annem!
Batmış gönle,hiçte doğmaz; ben hasretim güneşe;
No'lur indir,ben uçmadan ne anlarım ah Anne?
.
Yollar yokuş,sensin vadim; geldim bitmez cihanım!
Ağıt sende,öpte kokla; çok özledim ah Anne!
Garip başım,geldi yaşım; gene sana muhtacım!
Sensin gizem,içten seven; çok büyüksün ah Annem!
Tenezzül et, sana muhtaç; pek mecalsiz her yanım,
Ben kıymetin çaptan düştüm,kızma; yeni anladım.
Hep severdin,tekrar geri; döndü sana evladın,
Tüm yanlızım,no'lur anla; bir sen kaldın ah Annem!
.
Gürle bana, ben anlamam kibarlıktan ah Annem!
Bakar durur akasıca,iki gözüm; ben buyum!
-Vay başıma! -Geçti Güneş! -Kavurmuşum fidanın;
Çığlar düştü,tüm nefessiz; kaldım medet ah Annem!
Muhabbetin değer cana,nerem masum; kıy bana!
Sıkma kendin,kırma dalın; kehribarım ağlama!
Bin nasihat bu musibet,ömrüm vardı hazana;
Sensin merhem,yaram derin; bağrım yanar ah Anne!
Yüce dağım; dertli başım! -Ben mi sana evladım?
Vadem gelir bugün yarın; nerde sıram savmışım?
-Kara haber! ..-Söyle bana; ne olursa razıyım! ..
Elbet hakkın,gülmez yüzün; çok mu kızdın ah Annem?
Şu gözümü açtım tek sen, vardın gene karşımda;
Hani nerde,şimdi doğan; misler kokan o bebe?
Aldı beni,sildi attı; 'Dünya' denen hergele,
Bir sen varsın,no'lur yıka; koktum geldim ah Anne!
.
Geldin demek,sende yürek; gene geçtin karşıma,
Dua ettin,bildi içim; geç mi vardım farkına?
Çok ağladım,bitti ömrüm; beni de al yanına,
-Ah Annemsin,kalkta sarıl; niye girdin mezara? ..
..................Mahzun-i Vebal bi Ga'rip Er'can
Ercan Kurt