parmağıma diken batsa acısı hatırlatıyor içimin acısını canımı nasıl yaktıysa/n geçmiş gelecek ve şimdinin tüm acıları sadece içimin acısını hatırlatıyor hiç susmadan
Vaktin birinde zarif bir lâl hanımefendi ile, naif bir lâl beyefendi lâtif bir izdivaç yapmışlar. Birbirlerine hürmet ile muamelede bulunup, sükût ile de mukabelede bulunurlar imiş. Lâkin hanımefendi sevgisini göstermekte beyefendi kadar cesur davranamaz, çekinir imiş. Yıllar ve yıllar sonra her iki efendi de ihtiyarlamaya yüz tutmuş iken bir gün her ne oldu ve nasıl oldu ise beyefendi, hanımefendinin kalpcağızını incitmiş. Hanımefendi de bu hâle içerlemiş bir miktar. Lâkin o kadar da zarif ki, içerlemişliğini zevcine bir türlü nasıl hissettireceğini bilememiş, bizlere göre en kestirme yol olan 'surat asma' olayını hiç bilmiyormuş zaten. Bir akşam, yemeklerini yiyip de sıra kahvelerini içmeye gelince, hanımefendinin aklına bir fikir gelmiş; İkram eder iken kahvesini zevcine, bir gonca gül koyuvermiş fincanının yamacına. Beyefendi anlamış tabi hemen anlaması gerekeni... Diyormuş ki hanımefendi, goncaya söz yükleyerek; 'Ey bey! Bu goncacağızın gül açmadan nâlâtif ellerce dalından koparılması gibi, sen de beni daha serpilmemiş bir genç hanımefendi iken evimden, ebeveynimden koparıp aldın, şimdi bir de beni incitiyor musun? ' Bakınız efendim, rikkat buyurunuz, bir gonca ile anlatılanlara, dahası anlaşılanlara bakınız. Pek zarif, pek hoş. Tabii efendim, hanımefendi ne kadar hoş ise, beyefendi de aynı hoşlukta olduğundan, gonca ile yapılan sitemin yanıtı da, yine ona yakışır şekilde olmuş. Ertesi sabah bir uyanmış ki hanımefendi, başucunda bir demet fesleğen... Diyormuş ki beyefendi cevaben; 'Ey hanım! Şu fesleğenin enfes kokusu gibi sen de pek hoş, pek lâtifsin, lâkin sana dokunulmadan (incitilmeden) hiç bir sevme ya da sevmeme gösterisinde bulunmuyorsun. Beni sevdiğini anlayamıyor idim, dedim ki, hiç değilse sevmediğini anlayayım, bu da yetsin bana, ne olur affet, işte bundan sebep incittim kalbini.' Not: Fesleğen, dokunulmadıkça kokusunu hissettirmeyen bitki türlerindendir
duygular yaşanmadan anlaşılmaz yaşamak lazım anlamak için başa gelemdiği taktirde kimseye mutluluğunu da hüznünüde anlatamazsın yada hissettiremezsin we birde tabiki ölüm,ölümü kimsde anlatamaz ancak yaşanılır.....
kelime eksikligini(yaşanlır) YAŞANILIR seklinde düzeltiginize göre benim de asagidaki uyarimin diger okurlarca 'hangi kelime eksikligi' sorusuna maruz kalmamak icin bu aciklamayi yapmak mecburiyeti dogdu düsüncesi ile...
insanlarin kalplerini kirmak,onarmaktan cok daha kolaydir ve unutmayalimmki,kirilan kalpler oonarildikllarinda hic bir zaman eski hallerini alip,kalp kiran insana karsi ayni güzel duygulari beslemeleri cok cok zordur.......
Bazı olaylar vardır ki, ne kadar anlatırsanız anlatın, karşınızdaki o olayı tam olarak idrak edemez. İdrak etmesi için o olayı o kişinin de yaşamış olması gerekir.
bu tufanı kim koydu içime
parmağıma diken batsa acısı
hatırlatıyor içimin acısını
canımı nasıl yaktıysa/n
geçmiş gelecek ve şimdinin tüm acıları
sadece içimin acısını hatırlatıyor
hiç susmadan
Edebiyat yeteneği zayıf altı olan kişiler için efsanevi bir icattır.Herkes dilli düdük olmak zorunda değil tabi..
Vaktin birinde zarif bir lâl hanımefendi ile, naif bir lâl beyefendi lâtif bir izdivaç yapmışlar. Birbirlerine hürmet ile muamelede bulunup, sükût ile de mukabelede bulunurlar imiş.
Lâkin hanımefendi sevgisini göstermekte beyefendi kadar cesur davranamaz, çekinir imiş.
Yıllar ve yıllar sonra her iki efendi de ihtiyarlamaya yüz tutmuş iken bir gün her ne oldu ve nasıl oldu ise beyefendi, hanımefendinin kalpcağızını incitmiş. Hanımefendi de bu hâle içerlemiş bir miktar.
Lâkin o kadar da zarif ki, içerlemişliğini zevcine bir türlü nasıl hissettireceğini bilememiş, bizlere göre en kestirme yol olan 'surat asma' olayını hiç bilmiyormuş zaten.
Bir akşam, yemeklerini yiyip de sıra kahvelerini içmeye gelince, hanımefendinin aklına bir fikir gelmiş; İkram eder iken kahvesini zevcine, bir gonca gül koyuvermiş fincanının yamacına. Beyefendi anlamış tabi hemen anlaması gerekeni...
Diyormuş ki hanımefendi, goncaya söz yükleyerek; 'Ey bey! Bu goncacağızın gül açmadan nâlâtif ellerce dalından koparılması gibi, sen de beni daha serpilmemiş bir genç hanımefendi iken evimden, ebeveynimden koparıp aldın, şimdi bir de beni incitiyor musun? '
Bakınız efendim, rikkat buyurunuz, bir gonca ile anlatılanlara, dahası anlaşılanlara bakınız. Pek zarif, pek hoş.
Tabii efendim, hanımefendi ne kadar hoş ise, beyefendi de aynı hoşlukta olduğundan, gonca ile yapılan sitemin yanıtı da, yine ona yakışır şekilde olmuş.
Ertesi sabah bir uyanmış ki hanımefendi, başucunda bir demet fesleğen...
Diyormuş ki beyefendi cevaben; 'Ey hanım! Şu fesleğenin enfes kokusu gibi sen de pek hoş, pek lâtifsin, lâkin sana dokunulmadan (incitilmeden) hiç bir sevme ya da sevmeme gösterisinde bulunmuyorsun. Beni sevdiğini anlayamıyor idim, dedim ki, hiç değilse sevmediğini anlayayım, bu da yetsin bana, ne olur affet, işte bundan sebep incittim kalbini.'
Not: Fesleğen, dokunulmadıkça kokusunu hissettirmeyen bitki türlerindendir
Gonca Ve Fesleğenin Anlattıkları
kelimelerin bittigi yer...
Uyarıyı yapan Yakup İcik'e teşekkürler.
YAŞANLIR kelimesi I harfi unutularak bir harf eksik yazıldığından
antoloji yönetimine müracat edilerek YAŞANILIR olarak değiştirilmiştir.
cok severken mutluyken
bir gecede hersey biten
sevdigini kaybeden
ve o günden sonra
yalnizlik ne demek anlatilmaz
sadece yasayan bilir
yalnizligi...
rasyonel değil duygusal olan..somut değil soyut olan herşey yalnızca yaşanır....anlatılmaz..
duygular yaşanmadan anlaşılmaz yaşamak lazım anlamak için başa gelemdiği taktirde kimseye mutluluğunu da hüznünüde anlatamazsın yada hissettiremezsin
we birde tabiki ölüm,ölümü kimsde anlatamaz ancak yaşanılır.....
kelime eksikligini(yaşanlır) YAŞANILIR seklinde düzeltiginize göre benim de asagidaki uyarimin diger okurlarca 'hangi kelime eksikligi' sorusuna maruz kalmamak icin bu aciklamayi yapmak mecburiyeti dogdu düsüncesi ile...
Derbi maçı kazanmak
Ölüm...
ÖLÜM.....
Bir kişinin,aşkları,yalnızlıkları vs kişiye ait olgulardır,anlatılamaz (anlatılsa da kimse anlamaz) yaşanır.
bu terimi yazan kimse kelime eksikligi var!
anlatamadin yasadin yani ;)
İstanbul ve Yedi Tepe, Yedikule, Eminönü, Eyüp, Aksaray,
Üsküdar, Mecidiyeköy
Bodrum ressamı
Ali Sami Yende maç seyretmek
kazdağları'nın zirvesi, sarıkız tepesi'nden, tarifsiz güzellikteki manzarayı seyretmek. sessizliği dinleyerek, hiç konuşmadan...
insanlarin kalplerini kirmak,onarmaktan cok daha kolaydir ve unutmayalimmki,kirilan kalpler oonarildikllarinda hic bir zaman eski hallerini alip,kalp kiran insana karsi ayni güzel duygulari beslemeleri cok cok zordur.......
Basligi yanlis yazilmis terimdir...
Uzuntu vericidir...
Bazı olaylar vardır ki,
ne kadar anlatırsanız anlatın,
karşınızdaki o olayı tam olarak idrak edemez.
İdrak etmesi için o olayı o kişinin de yaşamış olması gerekir.