Sınav kâğıtlarimız Çoğaldıkça çoğaldı. Eskiden uykuluydu gözler belki Kara bir lekeydi kalbi çepeçevre saran. Kapkara bir taş oturur mu kalplerimize Alışmak hiç bu denli kolay olmasa gerek. Ve sesli sessiz duaların şevkiyle ,ıslanan dudaklar Ne hazin sanal alemde beddualara karıştılar . Hangi seccadenin yüzü ıslak Hangi alında ,seccadenin gözyaşlarının izi. Hangi dua ,titretir arşı. Satılık kalplerimiz Bu sınavdan ,hangimiz geçeriz
Niçin? isteye, bile bile atar kendini sessizliğe. anılar defterinde gül olmak kurumak , unutulmak. ya da hiç unutulmamak. sessizliğinde kaybolup sessizliğimde boğulmak hiç unutmamak unutulmamak uğrunda şiir olup , hep yanmak. ama peki ya Zehra ...
Günümüz de hâlâ geçimini dilencilik ile sağlayan kişiler vardır. Bir rivayete göre bu kişiler yüzlerinin derileri soyulmuş şekilde haşr olacaktır.
Dilenmek hoş karşılanmayan bir davranış olduğu hâlde kişinin vicdanını hedef aldığı için insan yardım isteğinde bulunup o kişiye iyilik yapmak isterken kötülük yaptığının farkında değildir. Amacı kişiye yardım dahi olsa o kişinin emek olmadan kazanç sağlıyor olması devamına teşvik eder.
Zaman zaman sadece dilendirilmek üzere çocukların bazı uzuvlarının kesildiği bile gün yüzüne çıkmış ve dilenciye verilen her sadaka katledilen bir çocuk olarak söz konusu olmuştur.
Sadaka insanî bir olgudur. Kime ne verdiğin önemlidir. Dikkat edilmesi gereken bir husustur.
"İhtiyaç ve fakirlikten dolayı yardım isteyen dilenciye gelince, onu azarlama ve sert söz söyleme. Aksine ona ver veya güzel bir şekilde geri çevir." (bk. Duha, 93/9-11) Bu işi meslek haline getirenleri de yine güzelce uyarıp münakaşaya girmeden geri çevirmek gerekir.
Merhabalar sayfa sakinleri, Mehmet bey sokrates kötülüğün bilinçli yapılamayacağını savunur. İyiliği de tanrıdan gelen erdemlilik olarak açıklar. Ve kötülüğün sadece bilgisizlikten kaynaklandığını da savunur. Ben bunları red ediyorum. İnsan beyninin sanıldığından çok daha fazlası olduğunu yapılan kötülükleri ya da iyilikleri insanlar bilgisizlikten değil var olan egosunun yaşam tarzıyla eşit olmadığında içsel dürtüleriyle üstün olma çabası sonucunda dışarı vuran bencillikten iyilik olarak aktardığını düşünüyorum. Gerçek iyiliği ise hiçbir erdem ile kendisi gibi olan cinsine müdahil olmamak olduğunu çünkü her insanın farklı bir ruh hali olduğunu aşağıda da belirttiğim gibi muamma olan bir sırra eremez insan ve gördüğünden farklı bir sonucu tahmin edemeyeceğinden müdahil olmasından ziyade sonucu bekleyip mantık çerçevesinde tam ihtiyaca yönelik somut olarak, belli olanı yerine getirmek ancak iyilik kavramını karşılayabilir. Şöyle ki; deprem olmuştur o bölgede insanlar için çeşitli ihtiyaçlar vardır bu ihtiyaçlar şahıslar için objektiftir ve alınan her ihtiyaç bir insanın eksiğini giderek yerine koyacaktır işte bu sonuç herkes tarafından kabul edilecek ve ihtiyaç sahibini de memnun edecektir bu net iyiliktir. Kişiden kişiye değişmez. İnsan düşünen bir varlıktır iyilik ya da kötülüğü bilinçsizce yapmaz. Çünkü kendi çevresi genelinde bu eylemleri gerçekleştirir ve hemen hemen herkes kendisi gibidir. Bilgi düzeyleri doğrultusunda bu eylemleri gerçekleştirdikleri için bilgisizlikten değil çeşitli dürtülerini tatmin etmek için yaparlar.
Bazen iyilik gibi gözüken şeyler de yaparız, mesela bir kanser hastasına şifasını bildiğimiz bir otu ve bunun o hastaya çok iyi geleceğini düşünüp önerirsiniz, bunu iyilik adına yaparsınız. Ama hasta bu yüzden belki de hayatını kaybeder. Ya da çok şiddetli kavga esnasında kavgaya maruz kalan kişi tam şuurunu kaybedecekken o kişiye zarar vermek amacıyla atılan bir tokatın hayatını aklı başında sürdürmesini sağlayan görünüşte kötülük ama aslında iyilik olan bir sürü örnek verebilirim. İyilik ve kötülük insanların değişken ruh halleri olduğu için kime göre neye göre iyilik, ( kötülük) sorusunu da akıllara getirir. Hatta bilinçli göstermeliklere de hiç değinmedim bile :) Bu konuyu istersen bitirmeden zaman zaman vakit buldukça burada irdeleyebiliriz. :)
İnsanlardan kimileri iyiliğin anahtarı, kötülüğün kilidirler. Kimileri ise kötülüğün anahtarı, iyiliğin kilidirler. Ne mutlu Allah'ın iyiliğin anahtarlarını ellerine verdiği kimselere! Ne kötü Allah'ın kötülüğün anahtarlarını ellerine verdiği kimselere!
Yorgunken üşendiğin bir işe kat beni Başka bir güne bırak Sonra başka bir güne Ve başka bir güne Haykırışlarımı sustur maziden gelen Geleceğe bak Çirkin bir kokum olsun sende Tütmesin burnunda Ne zaman aklından adım geçse Burnunun direği sızlasın
Unut beni Yüzümü Sesimi Adımı Yanından geçip giden sıradan insanları unuttuğun gibi unut Nasıl unuturum dediğin o anı Ve Kokumu Sonra Beni nasıl unuttuğunu unut Unut beni
Yürüyen heykellerle aynı müzedeyim ben Konuşan mumyalara kimden söz edeyim ben Fikren işkencedeyim, ruhen cezadayım ben Korkaklığın sükûtu kol geziyor her yerde Sanki tek başımayım, tek kişilik mahşerde.
Putların gölgesinde dans eder akbabalar Söz sokakta dolaşır, öz zindanda çabalar Atılan ucuz safra selâmlar, merhabalar En temiz topraklara gül eksem mantar biter Yollar sırat köprüsü, durmak düşmekten beter.
Kaybettim mesafeyi, zamandan uzaklaştım Sevgi diye sarıldım, isyanla kucaklaştım Ne kendimden kurtuldum, ne kendime yaklaştım Toprağın üstü mezar, zevke dalmış ölüler Can sıkmaya yetiyor canlı kalmış ölüler.
Fuhuş yuvası sanki en görkemli binalar Çamur evlât doğurur taş yürekli analar Resmen hak tevzi eder hakkı boğan canavar Koşanlar, yarışanlar.. dehşet ötesi dehşet Akıl karaya vurdu, gırtlağı geçti vahşet.
Meydanlar tıklım tıklım, caddeler salkım-saçak Kölelik histerisi yayılmış köşe-bucak Elli tane hokkabaz, elli milyon oyuncak Müdür ve müdüriçe müzenin bekçileri Aferine çalışır düzenin bekçileri.
Mülkü kazanan ayrı, tasarruf eden ayrı Hisseler neden farklı, hak, hukuk neden ayrı? Hasta yaşar deniyor, baş ile beden ayrı Mantık yürütmek yasak, itiraz eylemek suç Neşe-eğlence cinnet! .. Yatıp uyumak korkunç!
Güvenmek aldanmaktır.. ölçü-tartı izafî Mert-namert, güzel-çirkin, eksi-artı izafî Çoğunun cebindeki kimlik kartı izafî Kim kimdir? Kim kim değil? Anlamak ve bilmek zor Oynanan komediye gül diyorlar, gülmek zor.
Figüran heykeller var kül tablası boyunda Beş yüz göbek atarlar dakikalık oyunda İşlenen her günaha kurtta ortak, koyun da... Kalmışım ara yerde, tozdayım, dumandayım Kirli bir mekândayım, iğrenç bir zamandayım..
Babamı dinliyorum gözlerim kapalı Önce bir yumruk hissediyorum hafiften Ardından tekmeler geliyor kafama Uçuyorum havalarda Uzaklarda, çok uzaklarda Annemin hiç durmayan çığlıkları Babamı dinliyorum gözlerim kapalı
Güzel insanlar güzel yaşamayı hak ediyordu. :)
Ahlak, insanlık, adalet, merhamet, özgürlük, barış, sevgi, emeğe saygı ve kalitenin arttığı;
kula kulluk, yalan, cehalet, zulüm, sömürü, savaş, katliam, kin ve nefretin azaldığı bayramları hak edebilmemiz dileğiyle...
Saygılarımla
Sınav kâğıtlarimız
Çoğaldıkça çoğaldı.
Eskiden uykuluydu gözler belki
Kara bir lekeydi kalbi çepeçevre saran.
Kapkara bir taş oturur mu kalplerimize
Alışmak hiç bu denli kolay olmasa gerek.
Ve sesli sessiz duaların şevkiyle ,ıslanan dudaklar
Ne hazin sanal alemde beddualara karıştılar .
Hangi seccadenin yüzü ıslak
Hangi alında ,seccadenin gözyaşlarının izi.
Hangi dua ,titretir arşı.
Satılık kalplerimiz
Bu sınavdan ,hangimiz geçeriz
Çöl Şulesi
(Mescidi aksa )
Niçin?
isteye, bile bile
atar kendini sessizliğe.
anılar defterinde gül olmak
kurumak , unutulmak.
ya da hiç unutulmamak.
sessizliğinde kaybolup
sessizliğimde boğulmak
hiç unutmamak
unutulmamak uğrunda
şiir olup , hep yanmak.
ama peki ya Zehra ...
Çöl Şulesi
KİME GÖRE NEYE GÖRE İYİLİK?
Günümüz de hâlâ geçimini dilencilik ile sağlayan kişiler vardır.
Bir rivayete göre bu kişiler yüzlerinin derileri soyulmuş şekilde haşr olacaktır.
Dilenmek hoş karşılanmayan bir davranış olduğu hâlde kişinin vicdanını hedef aldığı için insan yardım isteğinde bulunup o kişiye iyilik yapmak isterken kötülük yaptığının farkında değildir. Amacı kişiye yardım dahi olsa o kişinin emek olmadan kazanç sağlıyor olması devamına teşvik eder.
Zaman zaman sadece dilendirilmek üzere çocukların bazı uzuvlarının kesildiği bile gün yüzüne çıkmış ve dilenciye verilen her sadaka katledilen bir çocuk olarak söz konusu olmuştur.
Sadaka insanî bir olgudur. Kime ne verdiğin önemlidir. Dikkat edilmesi gereken bir husustur.
"İhtiyaç ve fakirlikten dolayı yardım isteyen dilenciye gelince, onu azarlama ve sert söz söyleme. Aksine ona ver veya güzel bir şekilde geri çevir." (bk. Duha, 93/9-11)
Bu işi meslek haline getirenleri de yine güzelce uyarıp münakaşaya girmeden geri çevirmek gerekir.
İlimsiz iyi niyet zararlıdır.
Sevgilerimle
Merhabalar sayfa sakinleri, Mehmet bey sokrates kötülüğün bilinçli yapılamayacağını savunur. İyiliği de tanrıdan gelen erdemlilik olarak açıklar. Ve kötülüğün sadece bilgisizlikten kaynaklandığını da savunur. Ben bunları red ediyorum. İnsan beyninin sanıldığından çok daha fazlası olduğunu yapılan kötülükleri ya da iyilikleri insanlar bilgisizlikten değil var olan egosunun yaşam tarzıyla eşit olmadığında içsel dürtüleriyle üstün olma çabası sonucunda dışarı vuran bencillikten iyilik olarak aktardığını düşünüyorum. Gerçek iyiliği ise hiçbir erdem ile kendisi gibi olan cinsine müdahil olmamak olduğunu çünkü her insanın farklı bir ruh hali olduğunu aşağıda da belirttiğim gibi muamma olan bir sırra eremez insan ve gördüğünden farklı bir sonucu tahmin edemeyeceğinden müdahil olmasından ziyade sonucu bekleyip mantık çerçevesinde tam ihtiyaca yönelik somut olarak, belli olanı yerine getirmek ancak iyilik kavramını karşılayabilir. Şöyle ki; deprem olmuştur o bölgede insanlar için çeşitli ihtiyaçlar vardır bu ihtiyaçlar şahıslar için objektiftir ve alınan her ihtiyaç bir insanın eksiğini giderek yerine koyacaktır işte bu sonuç herkes tarafından kabul edilecek ve ihtiyaç sahibini de memnun edecektir bu net iyiliktir. Kişiden kişiye değişmez. İnsan düşünen bir varlıktır iyilik ya da kötülüğü bilinçsizce yapmaz. Çünkü kendi çevresi genelinde bu eylemleri gerçekleştirir ve hemen hemen herkes kendisi gibidir. Bilgi düzeyleri doğrultusunda bu eylemleri gerçekleştirdikleri için bilgisizlikten değil çeşitli dürtülerini tatmin etmek için yaparlar.
Hayırlı akşamlarınız olsun
Teşekkür ederim sevgili Ata kızı yüreğine sağlık.
Evet dilediğin kadar konuşabiliriz..
Sayın Bir gün mutlaka güzel paylaşım teşekkür ederim.
Saygılarımla
Bazen iyilik gibi gözüken şeyler de yaparız, mesela bir kanser hastasına şifasını bildiğimiz bir otu ve bunun o hastaya çok iyi geleceğini düşünüp önerirsiniz, bunu iyilik adına yaparsınız. Ama hasta bu yüzden belki de hayatını kaybeder.
Ya da çok şiddetli kavga esnasında kavgaya maruz kalan kişi tam şuurunu kaybedecekken o kişiye zarar vermek amacıyla atılan bir tokatın hayatını aklı başında sürdürmesini sağlayan görünüşte kötülük ama aslında iyilik olan bir sürü örnek verebilirim. İyilik ve kötülük insanların değişken ruh halleri olduğu için kime göre neye göre iyilik, ( kötülük) sorusunu da akıllara getirir. Hatta bilinçli göstermeliklere de hiç değinmedim bile :)
Bu konuyu istersen bitirmeden zaman zaman vakit buldukça burada irdeleyebiliriz. :)
Ya su göründüğü renkte değilse.
?..
“İyilik”iyilik, “kütülük” kötülük olur mu?
Günaydın :)
İnsanlardan kimileri iyiliğin anahtarı, kötülüğün kilidirler. Kimileri ise kötülüğün anahtarı, iyiliğin kilidirler. Ne mutlu Allah'ın iyiliğin anahtarlarını ellerine verdiği kimselere! Ne kötü Allah'ın kötülüğün anahtarlarını ellerine verdiği kimselere!
Alıntı.
Teşekkür ederim güzel paylaşımlarınız için.
Notaların tüm hastalıklara iyi geldiğini düşünüyorum.
Ne zaman seni düşünsem Can ruhum derinleşiyor
Sevgimle
Nerede uçuşan bir kelebek görsem senin bir yerlerde gülümsediğini bilirim..
Yorgunken üşendiğin bir işe kat beni
Başka bir güne bırak
Sonra başka bir güne
Ve başka bir güne
Haykırışlarımı sustur maziden gelen
Geleceğe bak
Çirkin bir kokum olsun sende
Tütmesin burnunda
Ne zaman aklından adım geçse
Burnunun direği sızlasın
B. G. M
Unut beni
Yüzümü
Sesimi
Adımı
Yanından geçip giden sıradan insanları unuttuğun gibi unut
Nasıl unuturum dediğin o anı
Ve
Kokumu
Sonra
Beni nasıl unuttuğunu unut
Unut beni
Alıntı (Özne'den(
MÜZELİK ŞİİR
AKIL KARAYA VURDU
Yürüyen heykellerle aynı müzedeyim ben
Konuşan mumyalara kimden söz edeyim ben
Fikren işkencedeyim, ruhen cezadayım ben
Korkaklığın sükûtu kol geziyor her yerde
Sanki tek başımayım, tek kişilik mahşerde.
Putların gölgesinde dans eder akbabalar
Söz sokakta dolaşır, öz zindanda çabalar
Atılan ucuz safra selâmlar, merhabalar
En temiz topraklara gül eksem mantar biter
Yollar sırat köprüsü, durmak düşmekten beter.
Kaybettim mesafeyi, zamandan uzaklaştım
Sevgi diye sarıldım, isyanla kucaklaştım
Ne kendimden kurtuldum, ne kendime yaklaştım
Toprağın üstü mezar, zevke dalmış ölüler
Can sıkmaya yetiyor canlı kalmış ölüler.
Fuhuş yuvası sanki en görkemli binalar
Çamur evlât doğurur taş yürekli analar
Resmen hak tevzi eder hakkı boğan canavar
Koşanlar, yarışanlar.. dehşet ötesi dehşet
Akıl karaya vurdu, gırtlağı geçti vahşet.
Meydanlar tıklım tıklım, caddeler salkım-saçak
Kölelik histerisi yayılmış köşe-bucak
Elli tane hokkabaz, elli milyon oyuncak
Müdür ve müdüriçe müzenin bekçileri
Aferine çalışır düzenin bekçileri.
Mülkü kazanan ayrı, tasarruf eden ayrı
Hisseler neden farklı, hak, hukuk neden ayrı?
Hasta yaşar deniyor, baş ile beden ayrı
Mantık yürütmek yasak, itiraz eylemek suç
Neşe-eğlence cinnet! .. Yatıp uyumak korkunç!
Güvenmek aldanmaktır.. ölçü-tartı izafî
Mert-namert, güzel-çirkin, eksi-artı izafî
Çoğunun cebindeki kimlik kartı izafî
Kim kimdir? Kim kim değil? Anlamak ve bilmek zor
Oynanan komediye gül diyorlar, gülmek zor.
Figüran heykeller var kül tablası boyunda
Beş yüz göbek atarlar dakikalık oyunda
İşlenen her günaha kurtta ortak, koyun da...
Kalmışım ara yerde, tozdayım, dumandayım
Kirli bir mekândayım, iğrenç bir zamandayım..
ABDURRAHİM KARAKOÇ
24.7.1991
(Akıl Karaya Vurdu)
Geçmişe dair güzellikleri unutmamalı..
Güzel paylaşım Elif'im teşekkür ederim..
Sevgilerimle
Okudum Aslı hanım.
Yüreğinize sağlık.
Sevgilerimle
Limon ağacı şiirimi okudun mu şimdilere atıf. Ve çok haklısın zaman anlardan ibaret. :)
Gençlik yaşlılığı beklemekte geçiyor, yaşlılık gençliğe hasretle. Kimsenin şimdi için zamanı kalmamış.
Mod:)))))
Babamı dinliyorum gözlerim kapalı
Önce bir yumruk hissediyorum hafiften
Ardından tekmeler geliyor kafama
Uçuyorum havalarda
Uzaklarda, çok uzaklarda
Annemin hiç durmayan çığlıkları
Babamı dinliyorum gözlerim kapalı
https://www.instagram.com/p/CqnKtXoMMo8/?igshid=YmMyMTA2M2Y=
Hesabı unutanlara..
Seni düşünmek nefes almak gibi. Hayatta kalmak için şart.
Unutmak ise aldığım nefesin, nefesimi kesmesi gibi...
İnsan sevmeye başlayınca yaşamaya da başlar.
Shakespeare
Dağı bile taşır insan aşık olup, inanınca.
Şems-i Tebrizi
Tuba Can;
sensin benim şemsim biliyorsun değil mi :)
ruhu kalbi yüzü güzelim özelsin
sevgimle çok
Paylaşım için sağol Yasemin.
Şems seni yüreğin:)
Abdullah bey Rabbim kimseyi aklıyla sınamasın..
Selâm ve saygılarımla