Abdülkadir Geylani Hazretlerine birisi bir köle hediye eder Bu köleyi alın, zatınıza hizmetçi olsun der ” Abdülkadir Geylani Hazretleri köleyi alır, evine getirir: ”Evladım, bak,” der ” Şu odalarda yatabilirsin, Şu elbiseleride giyebilirsin, Yemek istersen işte yemekler der ” Ondan sonra sorar: “Şimdi gördün bunları, nerede yatmak istersin? ” Kölenin cevabı: “Nereyi münasip görürseniz. ” -”Peki hangi elbiseyi giymek istersin? ” -”Hangisini uygun görürseniz. ” -”Hangi yemeği seversin? ” -”Hangisini verirseniz…!
” Köle böyle cevaplar verince, Abdülkadir Geylani Hazretleri Mahzunlaşır Hüzünlenir ve Ağlamaya Başlar. Köle bu sefer tereddüt eder, acaba hatalı bir cevap mı verdim diye Üzülür Geylani Hazretlerinin gözyaşları sürekli akınca köle yaklaşır: “Efendi Hazretleri, kusur ettiysem, özür dilerim, hata mı ettim acaba der” “Yok evladım yok der. Hata etmedin, tam isabet ettin” der. “Peki o zaman niye ağlıyorsunuz deyince: “Söylediklerini dinledim de ondan.” “Ben yanlış bir şey mi söyledim? ” “Yok Evladım doğru söyledin Keşke senin bana bu yaptığın itaat gibi, Ben de ömrümde bir defacık olsun Rabbime KULLUKTA Böyle İTAAT Etseydim
Ya Rabbi, Senden hiçbir şey istemiyorum.. Nereyi uygun bulursan o evde yatarım, hangi elbiseyi münasip görürsen onu giyerim, hangi rızkı verirsen onu yerim; Başka bir talebim yok Diyebilseydim...! RABBİM ne İstiyorsan Razıyım Diyebilseydim'...! RABBİM Ne İstiyorsa ona Razı olabilseydim ” …!
Acaba Bizlerde RABBİMİZE Karşı Kulluğumuzun neresindeyiz acaba..?
İmam-ı Şibli ve Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri ikisi de rahatsızlanırlar. Köylüler bir tabib bulup getiriyorlar. Derler ki; - Efendim ikiniz de bizim gözümüzün bebeği, gözümüzün nurusunuz. İkiniz de bizim için çok değerlisiniz. İzin verin sizi bir muayine etsin doktor.'
Ama doktor iman etmiş biri değildir. Müslüman değildir. Neyse..
Doktor önce İmam-ı Şibli Hazretlerini muayine eder;
'- Neyiniz var, şikayetiniz nedir? ' der.
İmam-ı Şibli Hazretleri: 'Hiç..' der..
Ondan sonra hemen diğer tarafta yatmakta olan Cüneyd-i Bağdadi Hazretlerinin yanına gider, 'Sizin neyiniz var? ' der.
Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri anlatır; işte şurdan böyle bacaklarım ağrıyor, ciğerimde böyle yanma hissediyorum, gözlerimi açamıyorum, kafam kocaman taşıyamıyorum..'
Bir sürü anlattıktan sonra doktor gider..
Cüneyd-i Bağdadi İmam-ı Şibli' ye sorar:
- 'Neden bu kadar hasta olaman rağmen adam sana hastalığını sordukta 'hic..' dedin.
İmam-ı Şibli Hazretleri der ki, - 'Ben dostumu duşmanıma şikayet etmek istemedim..'
İmam-ı Şibli Hazretleri: - 'Peki, ya sen niye öyle sıraladın, anlattın hepsini arda arda adama? '
Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri der ki:
- 'Anlasın istedim.. Dostuna bunu yapıyor, düşmanına daha neler yapar Cenab-ı Allah..' _________________________
Abdülkadir Geylani Hazretlerine birisi bir köle hediye eder
Bu köleyi alın, zatınıza hizmetçi olsun der
” Abdülkadir Geylani Hazretleri köleyi alır, evine getirir: ”Evladım, bak,” der ” Şu odalarda yatabilirsin, Şu elbiseleride giyebilirsin, Yemek istersen işte yemekler der
” Ondan sonra sorar: “Şimdi gördün bunları, nerede yatmak istersin?
” Kölenin cevabı: “Nereyi münasip görürseniz.
” -”Peki hangi elbiseyi giymek istersin? ” -”Hangisini uygun görürseniz.
” -”Hangi yemeği seversin? ” -”Hangisini verirseniz…!
” Köle böyle cevaplar verince, Abdülkadir Geylani Hazretleri Mahzunlaşır Hüzünlenir ve Ağlamaya Başlar.
Köle bu sefer tereddüt eder, acaba hatalı bir cevap mı verdim diye Üzülür
Geylani Hazretlerinin gözyaşları sürekli akınca köle yaklaşır: “Efendi Hazretleri, kusur ettiysem, özür dilerim, hata mı ettim acaba der” “Yok evladım yok der.
Hata etmedin, tam isabet ettin” der.
“Peki o zaman niye ağlıyorsunuz deyince:
“Söylediklerini dinledim de ondan.” “Ben yanlış bir şey mi söyledim? ”
“Yok Evladım doğru söyledin Keşke senin bana bu yaptığın itaat gibi,
Ben de ömrümde bir defacık olsun Rabbime KULLUKTA Böyle İTAAT Etseydim
Ya Rabbi, Senden hiçbir şey istemiyorum.. Nereyi uygun bulursan o evde yatarım, hangi elbiseyi münasip görürsen onu giyerim, hangi rızkı verirsen onu yerim; Başka bir talebim yok Diyebilseydim...!
RABBİM ne İstiyorsan Razıyım Diyebilseydim'...!
RABBİM Ne İstiyorsa ona Razı olabilseydim ” …!
Acaba Bizlerde RABBİMİZE Karşı Kulluğumuzun neresindeyiz acaba..?
İmam-ı Şibli ve Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri ikisi de rahatsızlanırlar. Köylüler bir tabib bulup getiriyorlar. Derler ki;
- Efendim ikiniz de bizim gözümüzün bebeği, gözümüzün nurusunuz. İkiniz de bizim için çok değerlisiniz. İzin verin sizi bir muayine etsin doktor.'
Ama doktor iman etmiş biri değildir. Müslüman değildir.
Neyse..
Doktor önce İmam-ı Şibli Hazretlerini muayine eder;
'- Neyiniz var, şikayetiniz nedir? ' der.
İmam-ı Şibli Hazretleri: 'Hiç..' der..
Ondan sonra hemen diğer tarafta yatmakta olan Cüneyd-i Bağdadi Hazretlerinin yanına gider, 'Sizin neyiniz var? ' der.
Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri anlatır; işte şurdan böyle bacaklarım ağrıyor, ciğerimde böyle yanma hissediyorum, gözlerimi açamıyorum, kafam kocaman taşıyamıyorum..'
Bir sürü anlattıktan sonra doktor gider..
Cüneyd-i Bağdadi İmam-ı Şibli' ye sorar:
- 'Neden bu kadar hasta olaman rağmen adam sana hastalığını sordukta 'hic..' dedin.
İmam-ı Şibli Hazretleri der ki,
- 'Ben dostumu duşmanıma şikayet etmek istemedim..'
İmam-ı Şibli Hazretleri: - 'Peki, ya sen niye öyle sıraladın, anlattın hepsini arda arda adama? '
Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri der ki:
- 'Anlasın istedim.. Dostuna bunu yapıyor, düşmanına daha neler yapar Cenab-ı Allah..'
_________________________