ALINTIOnlar yaptıkları hatalar yüzünden o kadar çürümüşlerdir ki, bu gün ancak sizin, benim bir araya gelip de sesimizi çıkarmayışımızdan kuvvet buluyorlar. Onları bizim korkumuz yaşatıyor. Biz biraz kendimizi gösterelim, bakın nasıl sinerler ve düşerler. TEVFİK FİKRET
Yaşamak, tabiatın en küçük kımıldanışlarını sezerek, hayatın sarsılmaz bir mantık ile akıp gidişini seyrederek yaşamak; herkesten daha çok,daha kuvvetli yaşadığını, bir ana bir ömür kadar çok hayat doldurduğunu bilerek yaşamak... Ve bilhassa bütün bunları anlatacak bir insanın mevcut olduğunu düşünerek, onu bekleyerek yaşamak... Sabahattin Ali - Kürk Mantolu Madonna
'Kimden doğduğun, nasıl bir ailenin içinde büyüdüğün önemlidir.Yazgının ilk paragrafıdır onlar. Doğduğun şehrin bile bir kodu vardır bu yazıda. Üzerine parçalar ekleye ekleye ya da sadece bunlar yüzünden eksile eksile yaş alırsın..'
Aşk ilk günkü gibi kalabilir, heyecan da öyle.. aylar da geçse, yıllar da geçse.. hayat, insana bıkkınlık verecek kadar uzun değildir.. Doğunun Limanları-Amin Maalouf syf.109
Bütün acılara karşın hayat içimize bir nota bırakır ya en bitik günümüzde direnme notasını bir zarfa mı koyar bir deniz çırpıntısıyla mı savurur yüzümüze neşe üşüşür hayatımıza birden güç aşılar iyi güçtür baş eğdirmeyen Umut altın kafesinden çıkıverir dolaşır tepemizde...syf.60
Aşkımızsa... Haliç'in ölü sularında,,,kabruk bir sonbahar yaprağı,,,suyun üstünde kalakalmış,,,ufak bir çırpıntıda battı batacak bir kayıkçık kağıttan...syf. 111 Tuhaf Bİr Erkek-Leyla ERBİL
'Aşık olursun ama o tehditkar güç, o eğilmezlik,o teslim olmama hal, kalın ve karanlık bir kale gibi içini hiç göstermeden durması seni bitap düşürür. Aşkın da zayıflığa ihtiyacı var. Sadece güçle beslenirse ölür...Ama Ragıp gibi insanlarla aşk tamamen güç üzerine kuruluyor, belki de o yüzden ne ölüyor, ne yaşıyor, bir hayalet gibi hayatına sızıp seni pişmanlıklardan pişmanlıklara sürüklüyor.syf.206
Sadece mükemmel olanı, iyi olanı mı seversin? Bazen de böyle başkalarına çok çirkin görünen, belki hakikaten de çirkin olanı seversin, o çirkinliğin altında saklı olanı gördüğün, başkasına sır olan sana aleni olduğu için seversin, her şeye rağmen bir şey var bu şehirde, başka yerde olmayan bir şey...syf.257
Sonra güzel olanın her zaman kıymetli, kıymetli olanın her zaman güzel olmadığını öğrendim. Herkes için güzel olanla, sadece senin için güzel olan arasındaki farkı keşfettim.syf.258
Bir erkeğin, çok sağlam sandığı duygularının, kayalıklar üzerine kurulmuş bir kaleye benzeyen acılarının, bir yaz semasına benzeyen sınırsız ve berrak sevinçlerinin, bir kadının bir kelimesiyle, hatta o kelimeyi söyleyiş tarzıyla, sesinin tınısıyla değişebilmesi bir sihire benzer. Erkeklerin o sihiri gerçekleştirebilen kadınlara olan bağlılıkları ise bir kabile üyesinin bir büyücüye duyduğu hayranlık dolu bağımlılığını anımsatır.syf.298
Kendi ördüğü ağa yakalanmış bir erkek örümcek gib, bir yandan alışkanlıkları ve doğası gereği daha fazla ağ örüyor, bir yandan o ağlardan kurtulabilmek için çırpınıyordu. Gururdan yapılmış demir bir kasanın içinde parlayan duyguları o kasayı parçalayamıyor ama o kasada o duyguların sürekli birbirlerini tetikleyerek zincirleme biçimde patlamalarını engelleyemiyordu.syf 324
Hayatta insanları ayıracak güç var ama onları bir araya getirecek güç yok. Sadece ölüm insanları bir araya toplayabiliyor. syf 413 O gece biz ölüm karşısında hayatın çaresizliğini hissettiğimiz kadar, hayatın ölüm karşısındaki dayanıklılığını da hissettik evet hislerimiz manasızlaştı ama varlığını da sürdürdü. Ölüm yün bir minderi ezer gibi hepimizi his alemimizi ezdi küçülttü, manasızlaştırdı. Ama hepimiz ölümün gölgesi çekilir çekilmez onların tekrar eski haline geleceğini anladık.syf 417 Hayat bizi değiştirecek. Çaresizlik budur işte madam. Hayatı değiştirmemektir çaresizlik. Birisini sevdiğinde, hayatı değiştirme gücünü de kaybediyorsun. Hayatı değiştirebilmek için bir başkasına muhtaç oluyorsun, kendi iraden bir işe yaramıyor. Sevmek böyle bir şey olmamalıydı, insanı güçsüzleştiren, çaresizleştiren, zavallılaştıran bir şey olmamalıydı. Aksine güçlendiren bir şey olmalıydı. Ama olmuyor işte...syf 521
Keder neşeden daha fazla emniet veriyor insana tuhaf değil mi? syf 508
Bazen birisi için çektiğin acı, seni bir başkası için hazırlar.syf 509
'Eğer günün birinde, gerçekten de bir başkasına 'her-şey silindi ve artık yalnız sen varsın' diyebildiyseniz ya da bunu gerçekten hissettiyseniz,bunun yalnız ayaklarınızı yerden kesen değil aynı zamanda ne korkunç bir duygu olduğunu da bilirsiniz. İnsanın sihirli bir değneğin dokunuşuyla bir anda tümüyle unutmak için herşeyini vereceği ama ne tuhaf aynı anda bu mümkün olsa bile unutmaya kıyamayacağı bir duygudur bu...'
Bazen hayata baktığımız pencere kör bir pencere oluverir. Kafamızı biraz kaldırsak, belki daha öteleri görebileceğimiz halde, sadece çitlere kadardır bakış sınırımız.Kapalı gözlükle koşan yarış atları gibiyiz. Yanımızı-yöremizi göremiyoruz. Sadece koştuğumuz yol bize hayat.Bu hızlı koşuda kaçırdıklarımız,ulaştıklarımızdan çok daha fazladır. İşte bu yüzden, yarışı birinci olarak tamamlamak,bizi her zaman zafer sahibi yapmaz.
Kahraman Tazeoğlu / Başka-Ayrılık ayrı aşk bitişik yazılır
........Hayata karşı küsme hakkın yoktur. Sana altın tepsiyle en güzel şeyleri sunsa; yine de insan denen yaratık bir şekilde bundan tatmin olmaz ve mızırdanır. Bunu gören hayat da elini eteğini çeker senden.O zaman hayata küsersin, bu sefer hiçbir şeyin yolunda gitmediğini düşünür durursun.Oysa hayat denen o soyut kavram seni her daim ciddiye alıp dinler.Senin kafandan geçenler onda olumlu ya da olumsuz tesirler eder. Sen bir başına olduğunu sansan da hayatta, aslında o hep senin yanı başındadır.Seni bir sınava sokmuştur adeta......
........O akşam karıma, fısıltılarına karşılık verircesine; 'O zincir belki de insanın en eski zinciridir ' demiştim. Kocaman bir kahkaha atmış, ardından bembeyez dişleriyle uzun uzun gülümsemiş ve başını heyacanla omzuma yaslamıştı.Ne dediğimi anlamamıştı kuşkusuz, ama yalnızca bir şeyler mırıldandım diye mutlu olmuştu.Bense, kapının önünde bekleyen ve plakasının üstünde kocaman harflerle MUTLUYUZ yazan, balonlar,renkli kağıtlar ve ışıltılı simlerle süslü otomobile düzensiz bir alkış yağmuru eşliğinde bininceye dek mutsuzluğumu, yalnızlığımı ve kollarımdaki kadınla,çok sevdiğim bir başka insanla birlikte olamayacağım için evlendiğimi düşündüm.Belki de bu kadın hiçbir zaman öğrenemeyecekti bir başkasının yerine geçtiğini. Hiçbir zaman,içimdeki boşluğu dolduramadığını, ruhuma yaklaşamadığını,yalnızlığıma ulaşamadığını da öğrenemeyecekti.Ama, hep yerine geçtiği insanı hatırlatacaktı bana,hep onun hayalini çağıracak, o hayali besleyecek ve ömür boyu farkına bile varmadan yaşayacaktı.
.....Belki de yokluğunu hiç yaşamadıkları için bilemiyor insan, bir kavanoz reçelin bir pırlanta yüzükten daha kıymetli olabileceğini...
Ekmek alabilmek için karşılığında dikiş makinesini vermenin ya da biriktirilmiş tüm altınların bir torba pirinçle değiş tokuş edilmesinin nasıl bir 'HİÇLİK' olabileceğini düşünemiyor...
'Orada, geleceğin hiçbir önemi yoktu.geçmişse yalnızca tek bir dersi içeriyordu: Sevgi, insana zarar veren bir hatadır; işbirlikçisi, yani umutsa tehlikeli bir yanılsama...'
Bir gün dediklerimi değil, demek istediklerimi anlayacak bir erkek çıkmayacak mı karşıma! Hava kötü dediğimde sadece havadan söz etmediğimi anlamak bu kadar zor mu? İlle de, ben bu hayattan bıktım, türünde sözler mi etmeliyim? İşim çok dediğimde, bana sahip çıkacak bir erkeğe ihtiyaç duyduğumu anlayacak biri… Yanımda olmanı istiyorum diyemediğim için bu yağmur içimi ıslatıyor dediğimi nasıl anlamaz? Düpedüz sarıl bana dedikten sonra, sarılmanın ne anlamı kalır?
Hatırla,iyi şeylere 5 saniye bakıyorsun; kötülere saatlerce.İyi şeyleri örnek almıyorsun kötüleri anında..Kavgaya hem de hiçbir ayırma ya da kurtarma düşüncen olmadan,hipnoz olmuş gibi dakikalarca bakarken yaşlı bir kadını karşıdan karşıya geçirene 3 saniye bile tahammül edemiyorsun! ...Erdal Demirkıran-Azrail'in secde ettiği adam
'westeros'a adalet getireceğim. en soylu lorddan en aşağılık lağım faresine kadar herkes kendi ektiğini biçecek. ve sana söz veriyorum ki davos; bazıları parmaklarının ucundan fazlasını kaybedecek. onlar benim krallığımı kanattı ve ben bunu unutmayacağım...' George R. R. Martin - Kılıçların Fırtınası
her hayat bir kitap
her anı bir cümledir hayatımızda
mesele onu süslemekte..
ALINTI güzel şeyler nasıl bulunur? Aranmadan!
ALINTIOnlar yaptıkları hatalar yüzünden o kadar çürümüşlerdir ki, bu gün ancak sizin, benim bir araya gelip de sesimizi çıkarmayışımızdan kuvvet buluyorlar. Onları bizim korkumuz yaşatıyor. Biz biraz kendimizi gösterelim, bakın nasıl sinerler ve düşerler. TEVFİK FİKRET
Yaşamak, tabiatın en küçük kımıldanışlarını sezerek, hayatın sarsılmaz bir mantık ile akıp gidişini seyrederek yaşamak; herkesten daha çok,daha kuvvetli yaşadığını, bir ana bir ömür kadar çok hayat doldurduğunu bilerek yaşamak... Ve bilhassa bütün bunları anlatacak bir insanın mevcut olduğunu düşünerek, onu bekleyerek yaşamak...
Sabahattin Ali - Kürk Mantolu Madonna
Zulmün olduğu yerde tarafsızlık namussuzluktur. Cemil Meriç
Her kitap geçmişin birikimlerinden oluşur ve geleceğe ışık tutar.
OZAN ERTAY- CİN'LER ARASI CIA'LOG (2014) KİTABININ ÖNSÖZÜNDEN
'Kimden doğduğun, nasıl bir ailenin içinde büyüdüğün önemlidir.Yazgının ilk paragrafıdır onlar.
Doğduğun şehrin bile bir kodu vardır bu yazıda.
Üzerine parçalar ekleye ekleye ya da sadece bunlar yüzünden eksile eksile yaş alırsın..'
İclal Aydın - Bir Cihan Kafes.
Şarkıları,şiirleri,ağıtları hep su üzerineymiş.
Merak edip sormuş beyaz adam:
“Niye şiirleriniz hep sudan söz ediyor? ”
“Buralarda en çok suyun yokluğunu çekiyoruz da ondan”deyip gülmüş yerli:
“Ya sizin şiirleriniz niye hep sevgiden söz ediyor? ”…
Aşka Veda-Can DÜNDAR
Aşk ilk günkü gibi kalabilir, heyecan da öyle.. aylar da geçse, yıllar da geçse.. hayat, insana bıkkınlık verecek kadar uzun değildir..
Doğunun Limanları-Amin Maalouf syf.109
Bütün acılara karşın
hayat
içimize bir nota bırakır ya
en bitik günümüzde
direnme notasını
bir zarfa mı koyar
bir deniz çırpıntısıyla mı
savurur
yüzümüze
neşe üşüşür hayatımıza
birden
güç aşılar
iyi güçtür
baş eğdirmeyen
Umut
altın kafesinden
çıkıverir
dolaşır tepemizde...syf.60
Aşkımızsa... Haliç'in ölü sularında,,,kabruk bir sonbahar yaprağı,,,suyun üstünde kalakalmış,,,ufak bir çırpıntıda battı batacak bir kayıkçık kağıttan...syf. 111 Tuhaf Bİr Erkek-Leyla ERBİL
'Aşık olursun ama o tehditkar güç, o eğilmezlik,o teslim olmama hal, kalın ve karanlık bir kale gibi içini hiç göstermeden durması seni bitap düşürür. Aşkın da zayıflığa ihtiyacı var. Sadece güçle beslenirse ölür...Ama Ragıp gibi insanlarla aşk tamamen güç üzerine kuruluyor, belki de o yüzden ne ölüyor, ne yaşıyor, bir hayalet gibi hayatına sızıp seni pişmanlıklardan pişmanlıklara sürüklüyor.syf.206
Sadece mükemmel olanı, iyi olanı mı seversin? Bazen de böyle başkalarına çok çirkin görünen, belki hakikaten de çirkin olanı seversin, o çirkinliğin altında saklı olanı gördüğün, başkasına sır olan sana aleni olduğu için seversin, her şeye rağmen bir şey var bu şehirde, başka yerde olmayan bir şey...syf.257
Sonra güzel olanın her zaman kıymetli, kıymetli olanın her zaman güzel olmadığını öğrendim. Herkes için güzel olanla, sadece senin için güzel olan arasındaki farkı keşfettim.syf.258
Bir erkeğin, çok sağlam sandığı duygularının, kayalıklar üzerine kurulmuş bir kaleye benzeyen acılarının, bir yaz semasına benzeyen sınırsız ve berrak sevinçlerinin, bir kadının bir kelimesiyle, hatta o kelimeyi söyleyiş tarzıyla, sesinin tınısıyla değişebilmesi bir sihire benzer. Erkeklerin o sihiri gerçekleştirebilen kadınlara olan bağlılıkları ise bir kabile üyesinin bir büyücüye duyduğu hayranlık dolu bağımlılığını anımsatır.syf.298
Kendi ördüğü ağa yakalanmış bir erkek örümcek gib, bir yandan alışkanlıkları ve doğası gereği daha fazla ağ örüyor, bir yandan o ağlardan kurtulabilmek için çırpınıyordu.
Gururdan yapılmış demir bir kasanın içinde parlayan duyguları o kasayı parçalayamıyor ama o kasada o duyguların sürekli birbirlerini tetikleyerek zincirleme biçimde patlamalarını engelleyemiyordu.syf 324
Hayatta insanları ayıracak güç var ama onları bir araya getirecek güç yok. Sadece ölüm insanları bir araya toplayabiliyor. syf 413
O gece biz ölüm karşısında hayatın çaresizliğini hissettiğimiz kadar, hayatın ölüm karşısındaki dayanıklılığını da hissettik evet hislerimiz manasızlaştı ama varlığını da sürdürdü. Ölüm yün bir minderi ezer gibi hepimizi his alemimizi ezdi küçülttü, manasızlaştırdı. Ama hepimiz ölümün gölgesi çekilir çekilmez onların tekrar eski haline geleceğini anladık.syf 417
Hayat bizi değiştirecek. Çaresizlik budur işte madam. Hayatı değiştirmemektir çaresizlik. Birisini sevdiğinde, hayatı değiştirme gücünü de kaybediyorsun. Hayatı değiştirebilmek için bir başkasına muhtaç oluyorsun, kendi iraden bir işe yaramıyor. Sevmek böyle bir şey olmamalıydı, insanı güçsüzleştiren, çaresizleştiren, zavallılaştıran bir şey olmamalıydı. Aksine güçlendiren bir şey olmalıydı. Ama olmuyor işte...syf 521
Keder neşeden daha fazla emniet veriyor insana tuhaf değil mi? syf 508
Bazen birisi için çektiğin acı, seni bir başkası için hazırlar.syf 509
AHMET ALTAN-ÖLMEK KOLAYDIR SEVMEKTEN
Akşam üstleri,gün batımları neden hem güzel, hem kederlidir usta? ” dedi Tagan.
“Çünkü her şeyin bir sonu olduğunu hatırlatırlar”, dedi Moottah.
Murathan Mungan - Şairin Romanı
'Eğer günün birinde, gerçekten de bir başkasına 'her-şey silindi ve artık yalnız sen varsın' diyebildiyseniz ya da bunu gerçekten hissettiyseniz,bunun yalnız ayaklarınızı yerden kesen değil aynı zamanda ne korkunç bir duygu olduğunu da bilirsiniz.
İnsanın sihirli bir değneğin dokunuşuyla bir anda tümüyle unutmak için herşeyini vereceği ama ne tuhaf aynı anda bu mümkün olsa bile unutmaya kıyamayacağı bir duygudur bu...'
Kürşat Başar / Başucumda Müzik
Bazen hayata baktığımız pencere kör bir pencere oluverir.
Kafamızı biraz kaldırsak, belki daha öteleri görebileceğimiz halde, sadece çitlere kadardır bakış sınırımız.Kapalı gözlükle koşan yarış atları gibiyiz. Yanımızı-yöremizi göremiyoruz.
Sadece koştuğumuz yol bize hayat.Bu hızlı koşuda kaçırdıklarımız,ulaştıklarımızdan çok daha fazladır.
İşte bu yüzden, yarışı birinci olarak tamamlamak,bizi her zaman zafer sahibi yapmaz.
Kahraman Tazeoğlu / Başka-Ayrılık ayrı aşk bitişik yazılır
........Hayata karşı küsme hakkın yoktur. Sana altın tepsiyle en güzel şeyleri sunsa; yine de insan denen yaratık bir şekilde bundan tatmin olmaz ve mızırdanır.
Bunu gören hayat da elini eteğini çeker senden.O zaman hayata küsersin, bu sefer hiçbir şeyin yolunda gitmediğini düşünür durursun.Oysa hayat denen o soyut kavram seni her daim ciddiye alıp dinler.Senin kafandan geçenler onda olumlu ya da olumsuz tesirler eder.
Sen bir başına olduğunu sansan da hayatta, aslında o hep senin yanı başındadır.Seni bir sınava sokmuştur adeta......
Tolga Aydoğan/Biray Dalkıran / Peri Masalı
........O akşam karıma, fısıltılarına karşılık verircesine; 'O zincir belki de insanın en eski zinciridir ' demiştim.
Kocaman bir kahkaha atmış, ardından bembeyez dişleriyle uzun uzun gülümsemiş ve başını heyacanla omzuma yaslamıştı.Ne dediğimi anlamamıştı kuşkusuz, ama yalnızca bir şeyler mırıldandım diye mutlu olmuştu.Bense, kapının önünde bekleyen ve plakasının üstünde kocaman harflerle MUTLUYUZ yazan, balonlar,renkli kağıtlar ve ışıltılı simlerle süslü otomobile düzensiz bir alkış yağmuru eşliğinde bininceye dek mutsuzluğumu, yalnızlığımı ve kollarımdaki kadınla,çok sevdiğim bir başka insanla birlikte olamayacağım için evlendiğimi düşündüm.Belki de bu kadın hiçbir zaman öğrenemeyecekti bir başkasının yerine geçtiğini. Hiçbir zaman,içimdeki boşluğu dolduramadığını, ruhuma yaklaşamadığını,yalnızlığıma ulaşamadığını da öğrenemeyecekti.Ama, hep yerine geçtiği insanı hatırlatacaktı bana,hep onun hayalini çağıracak, o hayali besleyecek ve ömür boyu farkına bile varmadan yaşayacaktı.
Hasan Ali Toptaş / Sonsuzluğa Nokta
.....Belki de yokluğunu hiç yaşamadıkları için bilemiyor insan, bir kavanoz reçelin bir pırlanta yüzükten daha kıymetli olabileceğini...
Ekmek alabilmek için karşılığında dikiş makinesini vermenin ya da biriktirilmiş tüm altınların bir torba pirinçle değiş tokuş edilmesinin nasıl bir 'HİÇLİK' olabileceğini düşünemiyor...
İclal aydın/ Gördüğüme sevindim
“Günah da ‘ah’la kafiyelidir.
O da siyahla,
Simsiyahla,
Vahla,
Eyvahla…
Lakin hepsi de Allah’la.
‘Ah’tır kafiyelerin en güzeli..”
-Sence ben deli miyim?
+Hayır yalnızsın ama deli değilsin.
-Fark etmez bence.
|Gazap Üzümleri / John Steinbeck|
'Orada, geleceğin hiçbir önemi yoktu.geçmişse yalnızca tek bir dersi içeriyordu:
Sevgi, insana zarar veren bir hatadır; işbirlikçisi, yani umutsa tehlikeli bir yanılsama...'
'Bin muhteşem güneş'
Bütün katiller sanıldığının aksine,inançsızlardan değil fazla inananlardan çıkar
benim adım kırmızı/ Orhan Pamuk
Kötülük! dedi simyacı. İnsanın ağzına giren şeyde değil; kötülük oradan çıkandadır.
Paulo Coelho, Simyacı
Bir gün dediklerimi değil, demek istediklerimi anlayacak bir erkek çıkmayacak mı karşıma! Hava kötü dediğimde sadece havadan söz etmediğimi anlamak bu kadar zor mu? İlle de, ben bu hayattan bıktım, türünde sözler mi etmeliyim? İşim çok dediğimde, bana sahip çıkacak bir erkeğe ihtiyaç duyduğumu anlayacak biri… Yanımda olmanı istiyorum diyemediğim için bu yağmur içimi ıslatıyor dediğimi nasıl anlamaz? Düpedüz sarıl bana dedikten sonra, sarılmanın ne anlamı kalır?
Zülfü Livaneli - Serenad
Adem gülümsedi
Ey ağaç, dedi, nereye çağırıyorsan oradan geliyorum ben.
LA-Sonsuzluk hecesi Nazan Bekiroğlu
'İnsanın evi,karnının doyduğu,kalbinin olduğu yerdedir.' Orhan Pamuk-Masumiyet Müzesi nden
Nereye gittiğimiz neler bildiğimize bağlıdır neler bildiğimizde nereye gittiğimize. (CERRAH)
Aldıklarını geri vereceksin vermiş olduklarını aldığın zaman. (AKLINDAN BİR SAYI TUT)
Hatırla,iyi şeylere 5 saniye bakıyorsun; kötülere saatlerce.İyi şeyleri örnek almıyorsun kötüleri anında..Kavgaya hem de hiçbir ayırma ya da kurtarma düşüncen olmadan,hipnoz olmuş gibi dakikalarca bakarken yaşlı bir kadını karşıdan karşıya geçirene 3 saniye bile tahammül edemiyorsun! ...Erdal Demirkıran-Azrail'in secde ettiği adam
'westeros'a adalet getireceğim. en soylu lorddan en aşağılık lağım faresine kadar herkes kendi ektiğini biçecek. ve sana söz veriyorum ki davos; bazıları parmaklarının ucundan fazlasını kaybedecek. onlar benim krallığımı kanattı ve ben bunu unutmayacağım...'
George R. R. Martin - Kılıçların Fırtınası
'Kimsenin kaşığı geçmişi karıştıracak kadar temiz değildir.' Araf-Sofi Oksanen