AĞLAMA DUVARI Yahudilerin, Süleyman aleyhisselamın Kudüs’te yaptırdığı Beyt-ül-Makdis (Mescid-i Aksa) ten kaldığına inandıkları ve kutsal kabul ettikleri duvar. Yahudilerin ha-KOtel ha-Ma’aravi (batı duvar) dedikleri bu duvar zamanla Hıristiyanlığın tesiriyle “Ağlama Duvarı” olarak adlandırılmıştır. Yaklaşık 485 m uzunluğunda olan Ağlama Duvarı, Toprak seviyesinin üstünde yirmi dört büyük taş sırası ile yer altında kalan on dokuz taş sırasından meydana gelir. Yüksekliği toprak seviyesinden itibaren 18 m olup 6 metresi mabed alanının seviyesini aşmaktadır. Taşlardan bazılarının uzunluğu 12 m, yüksekliği 1 m, ağırlığı ise 100 tondan fazladır. 1967 Arap-İsrail (Altı Gün) Savaşına kadar sadece 30 metrelik kısmı ibadet için kullanılmaktaydı. Bugünkü haliyle duvarın en üstünde bulunan on bir sıra, İslami dönemden kalmadır. Geri kalan kısım ise hazret-i Süleyman zamanından kalma olmayıp Herod (Hirodes) dönemi mimari özelliklerini taşımaktadır.
On iki kabileye ayrılmış olan İsrailoğulları Süleyman aleyhisselamın vefatından sonra iki devlete ayrıldılar. On kabile İsrail devletini, diğer iki kabile ise Yahuda devletini kurdular. Azgınlaşarak hak yoldan ayrıldılar ve taşkınlık ettiler. Gadab-ı İlahiye uğradılar. İsrail devleti M.Ö. 721’de Asuriler, Yahuda Devleti de M.Ö. 586’da Babilliler tarafından yıkıldı. Asuriler, Babil Devletini işgal etti. M.Ö. 587’de Asuri Hükümdarı Buhtunnasar Kudüs’ü yakıp, yıktı. Yahudilerin çoğunu öldürdü, kalanlarını da Babil’e sürdü. İran hükümdarı Şireveyh, Asurileri yenince Yahudilerin tekrar Kudüs’e dönmelerine izin verdi.Yahudiler M.Ö. 520 senesinden sonra Mescid-i Aksa’yı yeniden imar ettiler. Önce Perslerin, sonra da Makedonyalıların idaresi altında yaşadılar. M.Ö. 63 senesinde Kudüs, Romalı kumandanı Pompey tarafından işgal edildi. Pompey de yahudileri dağıttı, şehri ve Mescid-i Aksa’yı yaktı, yıktı. Böylece Yahudiler, Roma Devleti hakimiyetine girdiler. M.Ö. 20 senesinde Romalıların Filistin’deki Yahudi Valisi Herod, Mescid-i Aksa’yı eski ölçüleri daha da genişleterek yeniden yaptırdı. Yahudiler daha sonra Roma hakimiyetine isyan ettiler. M.Ö. 70 yılında Romalı kumandan Titüs, Kudüs’ü tamamen yaktı, yıktı. Şehri viraneye çevirdi. Beyt-i Mukaddes (Mescid-i Aksa) de yandı. Sadece batı duvarı kaldı. Sonra Titüs’ün yaptırdığı ve 120 yılındaki tamiratta bu duvarın aynen kaldığı kabul edilir. Kudüs’ün doğu kesiminde Kubbetü’s-Sahra Camiinin de bulunduğu Harem-i şerifin batı tarafında Tyropean Vadisinin kayalık tabanı üzerinde yer alan Ağlama Duvarı, M.S. 1. yüzyıldan itibaren Yahudiler tarafından Mukaddes kabul edilmeye başlandı. Yahudilerin önünde ibadet ettikleri bu duvar, Kudüs’ün ve Beyt-i mukaddesin yakılıp yıkılışını; esir olarak Romalılar tarafından başka ülkelere sürülüşlerini anmak; hatıralarını tazeleyip, kinlerini bilemek; mabede yeniden kavuşup Yahudi hakimiyetini kurmak hayali içinde dua ve gözyaşı ile yaslarını sürdürmelerini sağlamıştır. Bu duvar yüzyıllarca Yahudilerdeki milli ve dini şuuru ayakta tutmuştur. Yahudilerin inanışına göre, “Bu duvar yıkılmayacak ve Rab, mabedin batı duvarını asla terk etmeyecektir.”
İlk zamanlarda duvarın yanında herhangi bir ibadet yeri yapılmamış, hatta Yahudilerin Kudüs’e girmeleri bile yasaklanmıştı. Fakat Ağlama Duvarı muhafaza edilmiş ve Mescid-i Aksa tamir edilmişti. Kudüs İslam hakimiyetine girdikten sonra, Yahudiler serbestçe Kudüs’e girebilmişler ve ibadet edebilmişlerdir. Ağlama Duvarı önüne gelerek dua etmişlerdir.
Osmanlıların Kudüs’ü fethetmelerinden ve İspanya'dan kovulan Yahudilerin Kudüs’e göçme veya burayı ziyaret etme imkanının doğmasından sonra Ağlama Duvarı Yahudiler için devamlı bir dua yeri haline gelmiştir. Osmanlılar yahudileri himaye ettikleri gibi Mescid-i Aksa’yı ve Ağlama Duvarını tamir ettirip, yıkılmaktan korumuşlardır. Bölgede Yahudi nüfusunun artmasından sonra Yahudiler Ağlama Duvarı önüne, sıralar, Masalar koymak ve o bölgedeki evleri yıkmak istediyseler de Müslümanlar buna mani oldular. 1929 senesinde Ağlama Duvarı sebebiyle Müslümanlarla Yahudiler arasında olaylar çıktı. Birleşmiş Milletler Cemiyeti tarafından kurulan bir heyet, duvarın Müslümanların mülkiyetinde olduğuna ve Yahudilerin orada dua edebileceklerine karar verdi.
1948 senesinde Kudüs’ün doğu kesiminin Ürdün’ün eline geçmesi üzerine Yahudilerin bu duvarı ziyaret etmeleri yasaklandı. 1967 Arap-İsrail Savaşında Kudüs’ün doğu yakasının İsrail tarafından işgal edilmesi üzerine bu hadiseyi Asker sivil bütün yahudiler duvarın önünde büyük bir coşkuyla kutladılar. 2000 yıllık İsrail Rüyasının gerçekleştiğini ilan ettiler. Daha sonra ise duvarın bulunduğu bölgedeki Mahalle yıkılarak geniş bir alan açıldı. Ağlama Duvarını Süleyman aleyhisselamın yaptırdığı mabedden bir kalıntı olarak kabul ettikleri kutsal bir mekan sayan Yahudiler, mabedin yıkılış yıl dönümü olmak üzere çeşitli vesilelerle dua ederler. Yahudilerin en büyük hedefi, bu mabedin eski ölçülerine göre yeniden yapılmasıdır. Beyt-i Mukaddesin eski ölçülerle yeniden yapılabilmesi için bugünkü Kubbetü’s- Sahranın ve Mescid-i Aksa’nın yıkılması gerekmektedir.
lisedeyken binanın arka tarafında bi duvarımız vardı..adı ağlama duvarıydı.. o zamanlar yazılısı kötü geçen oraya koşuyodu :)) ama ben o duvara hiç ağlamadım ya... o zamandan belliydi ruhsuz olacağım :)
ağlama duvarı garip bi çağrışım ama şunu diebilirimki insan hüzünlü içine kapanık anında yapıcağı tek şey odasında yatağndan duvarları izleyerek ağlaması olur heralde :)
bir musevi kökenli türküm herkesin her dine saygılı olması gerektiğini düşünüyorum..ağlama duvarı denilen yeri acaba içimizde kaç kişi gidip görmüşür bilinmez ama kısacası şu: İbranice: HaKotel HaMa'aravi adı ibranilerin babil sürgününden sonra ALLAH'ın ibranilere gönderdiği hepimizce bilinen ve İSLAM dininde de adı geçen Hz SÜLEYMAN peygamberin ALLAH'ın emriyle yaptığı kutal bir ibaadet yeridir ve babilliler tarafından yıkılır ama geriye sadece şimdiki herkes tarafından bilinen ağlama duvarı kalır veya israilde bilinen adıyla batı duvarı....ALLAH'ın emriyle ve ALLAH'ın gönderdiği bir peygamberin yaptığı bu kutsal yere küfür etmek ne kadar doğru ne kadar yanlış vicdanlarınıza kalmış bir durum
yahudiler eskiden sürekli babaillileri asurlulara yenilirlermiş sonra sıkıntılarından üzüntülerinden acılarından gidip orada ağlarlarmış sonra orası öyle kalmış hatırımda bu kadar kalmış eksik olabilir
genişletilme bahanesi ile 'mescid-i aksa'nın yıkılmasına ön ayak olan, bir nevii bahçe duvarından farksız, taş yığınıdır...(hiç bir kutsiyeti, ilah-i kelâmlarda yoktur)
ağlama duvarı yakında yapılması planlanan süleyman mabedinin parçası bu mabet mescidi aksa yıkılarak yerine yapılacak bu amaçla mescidi aksa temeli altına sözde arkeolojik kazı adı altında tünel kazılmaya başlandı bile.
Zalim, Allah görür
Bir hata uğruna harcanır mı ömür?
Nereye baksam seni görürdüm, şimdi her yer torbacı...
öle bi duvarki önünde resim cekdirenin kizmeti işi makami mevkisi artiyo
AĞLAMA DUVARI
Yahudilerin, Süleyman aleyhisselamın Kudüs’te yaptırdığı Beyt-ül-Makdis (Mescid-i Aksa) ten kaldığına inandıkları ve kutsal kabul ettikleri duvar. Yahudilerin ha-KOtel ha-Ma’aravi (batı duvar) dedikleri bu duvar zamanla Hıristiyanlığın tesiriyle “Ağlama Duvarı” olarak adlandırılmıştır. Yaklaşık 485 m uzunluğunda olan Ağlama Duvarı, Toprak seviyesinin üstünde yirmi dört büyük taş sırası ile yer altında kalan on dokuz taş sırasından meydana gelir. Yüksekliği toprak seviyesinden itibaren 18 m olup 6 metresi mabed alanının seviyesini aşmaktadır. Taşlardan bazılarının uzunluğu 12 m, yüksekliği 1 m, ağırlığı ise 100 tondan fazladır. 1967 Arap-İsrail (Altı Gün) Savaşına kadar sadece 30 metrelik kısmı ibadet için kullanılmaktaydı. Bugünkü haliyle duvarın en üstünde bulunan on bir sıra, İslami dönemden kalmadır. Geri kalan kısım ise hazret-i Süleyman zamanından kalma olmayıp Herod (Hirodes) dönemi mimari özelliklerini taşımaktadır.
On iki kabileye ayrılmış olan İsrailoğulları Süleyman aleyhisselamın vefatından sonra iki devlete ayrıldılar. On kabile İsrail devletini, diğer iki kabile ise Yahuda devletini kurdular. Azgınlaşarak hak yoldan ayrıldılar ve taşkınlık ettiler. Gadab-ı İlahiye uğradılar. İsrail devleti M.Ö. 721’de Asuriler, Yahuda Devleti de M.Ö. 586’da Babilliler tarafından yıkıldı. Asuriler, Babil Devletini işgal etti. M.Ö. 587’de Asuri Hükümdarı Buhtunnasar Kudüs’ü yakıp, yıktı. Yahudilerin çoğunu öldürdü, kalanlarını da Babil’e sürdü. İran hükümdarı Şireveyh, Asurileri yenince Yahudilerin tekrar Kudüs’e dönmelerine izin verdi.Yahudiler M.Ö. 520 senesinden sonra Mescid-i Aksa’yı yeniden imar ettiler. Önce Perslerin, sonra da Makedonyalıların idaresi altında yaşadılar. M.Ö. 63 senesinde Kudüs, Romalı kumandanı Pompey tarafından işgal edildi. Pompey de yahudileri dağıttı, şehri ve Mescid-i Aksa’yı yaktı, yıktı. Böylece Yahudiler, Roma Devleti hakimiyetine girdiler. M.Ö. 20 senesinde Romalıların Filistin’deki Yahudi Valisi Herod, Mescid-i Aksa’yı eski ölçüleri daha da genişleterek yeniden yaptırdı. Yahudiler daha sonra Roma hakimiyetine isyan ettiler. M.Ö. 70 yılında Romalı kumandan Titüs, Kudüs’ü tamamen yaktı, yıktı. Şehri viraneye çevirdi. Beyt-i Mukaddes (Mescid-i Aksa) de yandı. Sadece batı duvarı kaldı. Sonra Titüs’ün yaptırdığı ve 120 yılındaki tamiratta bu duvarın aynen kaldığı kabul edilir. Kudüs’ün doğu kesiminde Kubbetü’s-Sahra Camiinin de bulunduğu Harem-i şerifin batı tarafında Tyropean Vadisinin kayalık tabanı üzerinde yer alan Ağlama Duvarı, M.S. 1. yüzyıldan itibaren Yahudiler tarafından Mukaddes kabul edilmeye başlandı. Yahudilerin önünde ibadet ettikleri bu duvar, Kudüs’ün ve Beyt-i mukaddesin yakılıp yıkılışını; esir olarak Romalılar tarafından başka ülkelere sürülüşlerini anmak; hatıralarını tazeleyip, kinlerini bilemek; mabede yeniden kavuşup Yahudi hakimiyetini kurmak hayali içinde dua ve gözyaşı ile yaslarını sürdürmelerini sağlamıştır. Bu duvar yüzyıllarca Yahudilerdeki milli ve dini şuuru ayakta tutmuştur. Yahudilerin inanışına göre, “Bu duvar yıkılmayacak ve Rab, mabedin batı duvarını asla terk etmeyecektir.”
İlk zamanlarda duvarın yanında herhangi bir ibadet yeri yapılmamış, hatta Yahudilerin Kudüs’e girmeleri bile yasaklanmıştı. Fakat Ağlama Duvarı muhafaza edilmiş ve Mescid-i Aksa tamir edilmişti. Kudüs İslam hakimiyetine girdikten sonra, Yahudiler serbestçe Kudüs’e girebilmişler ve ibadet edebilmişlerdir. Ağlama Duvarı önüne gelerek dua etmişlerdir.
Osmanlıların Kudüs’ü fethetmelerinden ve İspanya'dan kovulan Yahudilerin Kudüs’e göçme veya burayı ziyaret etme imkanının doğmasından sonra Ağlama Duvarı Yahudiler için devamlı bir dua yeri haline gelmiştir. Osmanlılar yahudileri himaye ettikleri gibi Mescid-i Aksa’yı ve Ağlama Duvarını tamir ettirip, yıkılmaktan korumuşlardır. Bölgede Yahudi nüfusunun artmasından sonra Yahudiler Ağlama Duvarı önüne, sıralar, Masalar koymak ve o bölgedeki evleri yıkmak istediyseler de Müslümanlar buna mani oldular. 1929 senesinde Ağlama Duvarı sebebiyle Müslümanlarla Yahudiler arasında olaylar çıktı. Birleşmiş Milletler Cemiyeti tarafından kurulan bir heyet, duvarın Müslümanların mülkiyetinde olduğuna ve Yahudilerin orada dua edebileceklerine karar verdi.
1948 senesinde Kudüs’ün doğu kesiminin Ürdün’ün eline geçmesi üzerine Yahudilerin bu duvarı ziyaret etmeleri yasaklandı. 1967 Arap-İsrail Savaşında Kudüs’ün doğu yakasının İsrail tarafından işgal edilmesi üzerine bu hadiseyi Asker sivil bütün yahudiler duvarın önünde büyük bir coşkuyla kutladılar. 2000 yıllık İsrail Rüyasının gerçekleştiğini ilan ettiler. Daha sonra ise duvarın bulunduğu bölgedeki Mahalle yıkılarak geniş bir alan açıldı. Ağlama Duvarını Süleyman aleyhisselamın yaptırdığı mabedden bir kalıntı olarak kabul ettikleri kutsal bir mekan sayan Yahudiler, mabedin yıkılış yıl dönümü olmak üzere çeşitli vesilelerle dua ederler. Yahudilerin en büyük hedefi, bu mabedin eski ölçülerine göre yeniden yapılmasıdır. Beyt-i Mukaddesin eski ölçülerle yeniden yapılabilmesi için bugünkü Kubbetü’s- Sahranın ve Mescid-i Aksa’nın yıkılması gerekmektedir.
Telif Hakkı © www.diyadinnet.com
Her eve lazım...
(!)
ağla ağla nereye kadar? ağlak adamlar :-)
başlarının iki yanından sarkan saçlı amcaların, günah çıkarma işlemini Kudüs te bu duvar önünde yapmalarıyla isim almış duvar, Yahudilere özgü..
lisedeyken binanın arka tarafında bi duvarımız vardı..adı ağlama duvarıydı.. o zamanlar yazılısı kötü geçen oraya koşuyodu :))
ama ben o duvara hiç ağlamadım ya... o zamandan belliydi ruhsuz olacağım :)
İsraillilerin, yaptıkları adi katliamları vicdanen haklı gibi göstermek için sığındıkları, taş duvar dibi.
ağlama duvarı garip bi çağrışım ama şunu diebilirimki insan hüzünlü içine kapanık anında yapıcağı tek şey odasında yatağndan duvarları izleyerek ağlaması olur heralde :)
önünde mendilcilerin bayram ettiği yer
harbiden ağaltıyo heralde he he he :)
bir musevi kökenli türküm herkesin her dine saygılı olması gerektiğini düşünüyorum..ağlama duvarı denilen yeri acaba içimizde kaç kişi gidip görmüşür bilinmez ama kısacası şu: İbranice: HaKotel HaMa'aravi adı ibranilerin babil sürgününden sonra ALLAH'ın ibranilere gönderdiği hepimizce bilinen ve İSLAM dininde de adı geçen Hz SÜLEYMAN peygamberin ALLAH'ın emriyle yaptığı kutal bir ibaadet yeridir ve babilliler tarafından yıkılır ama geriye sadece şimdiki herkes tarafından bilinen ağlama duvarı kalır veya israilde bilinen adıyla batı duvarı....ALLAH'ın emriyle ve ALLAH'ın gönderdiği bir peygamberin yaptığı bu kutsal yere küfür etmek ne kadar doğru ne kadar yanlış vicdanlarınıza kalmış bir durum
yahudilere yetmiyorki hala duvar inşa etmekle meşkuller
yahudiler eskiden sürekli babaillileri asurlulara yenilirlermiş sonra sıkıntılarından üzüntülerinden acılarından gidip orada ağlarlarmış sonra orası öyle kalmış hatırımda bu kadar kalmış eksik olabilir
odamın duvarları...
insanın bir duvar karşısında ağlaması ne garip aklım bunu bir türlü çözemiyor
genişletilme bahanesi ile 'mescid-i aksa'nın yıkılmasına ön ayak olan, bir nevii bahçe duvarından farksız, taş yığınıdır...(hiç bir kutsiyeti, ilah-i kelâmlarda yoktur)
Anne kucağı,
anne eğer ayaktaysa
bacaklarıda olabiliyor..
hatta bilinçsizcede olsa sümükler itina ile annenin eteğine sürülür..
yahudilerin timsah gözyaşlarını akıttığı duvar. almancası da klagemauer.
akp için
ab
ımf
bazanda
seçım meydanı
nedir bölümü :)
sütçü saraçoglu stadının her yanı
ağlaya ağlaya göl olur eyleminin gerçekleştiği yer
Küçükken babam beni dövdüğünde duvarın dibinde ağlardım.
ağlama duvarı yakında yapılması planlanan süleyman mabedinin parçası bu mabet mescidi aksa yıkılarak yerine yapılacak bu amaçla mescidi aksa temeli altına sözde arkeolojik kazı adı altında tünel kazılmaya başlandı bile.
musevı mılletının yapmış oldukları bı ibadet... bu ibadetı yaparkene vucudunu one arkaya sallamalarını pek anlamam
yahudilerin vicdan azabı çektikleri için yüzlerini dönüp ağladıkları duvar.ya da ağlar gibi yaptıkları.
blues is my wailin wall...
yahudilerin kıyamet günü o duvardan cennete uçurulacaklarına inandıklarına ben hala inanamıyorum çok ilginç bi millet bunlar ya.......