. ... . şu yağmalanmış dünyanın sahipsiz caddelerinde, önce adanmış, sonra ihaleci ve en sonunda da her şeye müsa/it olan haramzade kahpelerce, henüz tomurcuklanmış turuncu ve kızıl güllerin dalları ve hayatın baharındaki gençliğin yarınlara umutları kırılıyordu,
ki şimdi, umutsuz terkide, nasıl düşürmem yüzümü, mazlumları çığ gibi artan bu çağın, yürek dağlayan, kan merkezi kapılarında, ah; . ... .
ÖNEMLİ "Türkiye halkı muhafazakâr dindar kesiminden seküler laik kesimine kadar “toplum” olmaktan çok, “cemaat” vasfı taşıdığından, her iki kesimin mahallesinde de “siyasi ve ideolojik kabullerden sapma”ya karşı hoşgörü ve tolerans minimal düzeydedir." Yani dindar kesimde de, laik ve seküler kesimde de mahalle sınırlarını korumak, karşı mahalleye olan kin ve öfkeyi canlı ve diri tutmak esastır. İktidar gücünü ele geçirince görev karşı mahalleyi ezmek, devletin kaynaklarından kendi sol veya sağ cemaatinin yararlanmasını sağlamaktır. Sağ veya sol cemaatte "adanmışlık" esastır.. Eğer dindar kesimden iseniz kendinizi inandığınız dini değerlerin askeri, zaptiyesi olarak görürsünüz. Bu değerlerin zafere ulaşması için gerekirse kanınız bile akabilir. Oysa dinin kurucusu Allah C.C "Hicr suresinde "Zikri (Kuranı biz indirdik, onu muhafaza edecek biziz." buyurmaktadır. Bu ayete rağmen dindar kesimde çoğu insan dini koruma konusunda kendisine durumdan vazife çıkarır. Bir dinin veya bir düşüncenin askeri zaptiyesi olur. Bu iş bizim için en büyük kahramanlıktır. Biz adanmış insanlarız. Rahat, huzur, barış, esenlik bizi bozar. Dinin zaferi...? için gerekirse kanımız akabilir. Ya da Sol düşüncenin ülkede egemen olması için bir devrimci olarak ölebiliriz, öldürebiliriz.(!) Ölen de öldüren de kendi insanımızmış, komşumuz, akrabamızmış hiç fark etmez; birbirimizin canına kast eder, sokakları birbirimize dar ederiz.?? Yolundan gittiğimiz Peygamberimiz şiddeti, terörü yasaklasa da, kanımızı birbirimize haram kılsa da, onun din zaptiyeliğini yapmak, 1400 sene sonra da olsa bizim için idealist bir tutumdur. ??Öyle ya biz olmadan Allah kendi dinini koruyabilir mi..? Ancak bizim sayemizde onun dini ayakta kalabilir. Durumdan vazife çıkarıp kardeşçe barış içinde yaşamak, kalkınmak varken birbirimizi yemek güzeldir. Hayır, hayır değildir. Elbette ironi yapıyorum. Elbette birbirimize katlanarak barış içinde yaşamalıyız. ülkeyi germek, savaş naraları atmak, ademoğlunun dilini koparmaya çalışmak günahtır. ülkeye yazık etmektir. Zaten hayat pahalılığı, zamlar, açlık, yoksulluk, işsizlik altında kıvranan ülkeye...Yazık, çok yazık Mustafa Öztürk
.
...
.
şu yağmalanmış dünyanın sahipsiz caddelerinde,
önce adanmış, sonra ihaleci ve
en sonunda da her şeye müsa/it olan
haramzade kahpelerce,
henüz tomurcuklanmış
turuncu ve kızıl güllerin dalları
ve hayatın baharındaki gençliğin yarınlara umutları
kırılıyordu,
ki şimdi,
umutsuz terkide,
nasıl düşürmem yüzümü,
mazlumları çığ gibi artan bu çağın,
yürek dağlayan,
kan merkezi kapılarında,
ah;
.
...
.
ÖNEMLİ
"Türkiye halkı muhafazakâr dindar kesiminden seküler laik kesimine kadar “toplum” olmaktan çok, “cemaat” vasfı taşıdığından, her iki kesimin mahallesinde de “siyasi ve ideolojik kabullerden sapma”ya karşı hoşgörü ve tolerans minimal düzeydedir."
Yani dindar kesimde de, laik ve seküler kesimde de mahalle sınırlarını korumak, karşı mahalleye olan kin ve öfkeyi canlı ve diri tutmak esastır. İktidar gücünü ele geçirince görev karşı mahalleyi ezmek, devletin kaynaklarından kendi sol veya sağ cemaatinin yararlanmasını sağlamaktır.
Sağ veya sol cemaatte "adanmışlık" esastır.. Eğer dindar kesimden iseniz kendinizi inandığınız dini değerlerin askeri, zaptiyesi olarak görürsünüz. Bu değerlerin zafere ulaşması için gerekirse kanınız bile akabilir.
Oysa dinin kurucusu Allah C.C "Hicr suresinde "Zikri (Kuranı biz indirdik, onu muhafaza edecek biziz." buyurmaktadır. Bu ayete rağmen dindar kesimde çoğu insan dini koruma konusunda kendisine durumdan vazife çıkarır. Bir dinin veya bir düşüncenin askeri zaptiyesi olur. Bu iş bizim için en büyük kahramanlıktır. Biz adanmış insanlarız. Rahat, huzur, barış, esenlik bizi bozar.
Dinin zaferi...? için gerekirse kanımız akabilir. Ya da Sol düşüncenin ülkede egemen olması için bir devrimci olarak ölebiliriz, öldürebiliriz.(!) Ölen de öldüren de kendi insanımızmış, komşumuz, akrabamızmış hiç fark etmez; birbirimizin canına kast eder, sokakları birbirimize dar ederiz.??
Yolundan gittiğimiz Peygamberimiz şiddeti, terörü yasaklasa da, kanımızı birbirimize haram kılsa da, onun din zaptiyeliğini yapmak, 1400 sene sonra da olsa bizim için idealist bir tutumdur. ??Öyle ya biz olmadan Allah kendi dinini koruyabilir mi..? Ancak bizim sayemizde onun dini ayakta kalabilir. Durumdan vazife çıkarıp kardeşçe barış içinde yaşamak, kalkınmak varken birbirimizi yemek güzeldir.
Hayır, hayır değildir. Elbette ironi yapıyorum. Elbette birbirimize katlanarak barış içinde yaşamalıyız. ülkeyi germek, savaş naraları atmak, ademoğlunun dilini koparmaya çalışmak günahtır. ülkeye yazık etmektir. Zaten hayat pahalılığı, zamlar, açlık, yoksulluk, işsizlik altında kıvranan ülkeye...Yazık, çok yazık
Mustafa Öztürk