Kültür Sanat Edebiyat Şiir

adalet sizce ne demek, adalet size neyi çağrıştırıyor?

adalet terimi Erdal Canbulat tarafından tarihinde eklendi

  • Abdulkadir Azaklı
    Abdulkadir Azaklı

    Adalet kelimesi çok kutsal bir kelimedir.Adalet olmayan toplumlarda huzur olmaz, güven olmaz, merhamet olmaz,sözün kısası Allah olmaz,olsa bile sahtesi olur inançlar yozlaşır,insanlar vahşileşir...

    Allahı seversen adaletli ol.
    Adalet olmazsa rahmet de olmaz.
    İnsanlara karşı merhametli ol.
    Merhamet olmazsa imanda olmaz.

  • Melsa Koç
    Melsa Koç

    Yaşlı kadın yatağından kalktı. Sabah ezanının insan ruhuna huzur veren sesi oda içinde yankılanıyordu. 88 yaşından beklenmeyecek bir çeviklikle pencereye doğru yöneldi. Pencereyi açması ile birlikte odaya ezan sesi ile birlikte baharın güzel kokusu ve kuş cıvıltıları doluştu. Penceresinden gözüken Kurtuluş Parkına bakarak yaşlı ciğerlerine sabahın ılık esintisi ile doldurdu. Abdestini aldı, sabah namazını kıldı. Mutfağa yöneldi. Çayla birlikte bir iki lokma bir şeyler atıştırdı. Oturma odasına yöneldi. Eski bir fiskos masasının yanındaki koltuğuna ilişti. Masanın üstü çerçeveler ile doluydu. Bir tanesine uzandı, camının üzerinde titreyen parmaklarını dolaştırdı. Çerçevenin içindeki fotoğrafta İstiklal madalyalı kara yağız bir adamla, makyajsız olmasına rağmen güzelliği göz alan bir kadın birbirlerine bakarak gülümsüyorlardı. Yaşlı kadın 'Günaydın Anne, Günaydın Baba' dedi. Usulca yerine koyduğu çerçeveye bir bakış daha attıktan sonra başka bir çerçeveyi eline aldı. Bu siyah beyaz fotoğrafta da subay üniformalı bir adamla bir gelin yan yana duruyorlardı. Yaşlı kadın çerçeveyi titreyen dudaklarla öptü. 'Günaydın Kocacığım' dedi. Kadın bu çerçeveyi de bıraktıktan sonra üçüncü ve son çerçeveye uzandı. Artık gözlerinden yaş damlıyordu. Fotoğraftaki biri erkek diğeri kız çocuklara bakıp 'Günaydın Evlatlarım' dedi. Tüm çerçevelere kısaca göz atıp 'Sizleri, hepinizi çok özledim' dedi.

    Gözlerinde biriken yaşları sildi. Artık ağlamak için bile yaşlı hissediyordu kendini. Ağır ağır doğrulduğu koltuğundan eski telefonuna doğru yöneldi. Ağır ağır numaraları çevirdi. Karşısına çıkan adama 'Bir taksi istiyorum' dedi ve adresi verdi. Kapısını kilitleyip, apartman merdivenlerine yöneldi. Yıllarca çekmediği zorluk kalmamıştı ama şimdi bu merdivenler hayatının en büyük engeli olmuştu. Ağır ve dikkatli bir biçimde iniyordu. Sabırsızlanan taksi şoförünün çaldığı korna sokağı inletiyordu. 'Patlama be adam' dedi. Nihayet taksiye binebildi. 'Teyze hoş geldin' dedi 25-30 yaşlarındaki şoför. 'Nereye gidiyoruz? ' Kadın kısa bir sessizliğin sonunda 'Tüm bir gün beni taşırmısın? ' diye sordu. 'Sana 500 lira veririm.' Adam küçümser bir gülümseme ile, 'Mal sahibi benden her gün 500 lira istiyor teyze' dedi.

    Kadın gülümsedi

    'O zaman sana 650 lira vereceğim ne dersin? '

    'Kurtarmaz ama senin güzel hatırını kırmayayım. İlk önce nereye gideceğiz? '

    'Anıtkabir'e'

    'Anıtkabir'e mi?

    'Evet'

    'Tamam teyzeciğim'

    'Yaş kaç teyzeciğim? '

    'Seksen sekiz'

    'Maşallah Allah uzun ömür versin teyzeciğim'

    'Allah sağlıklı mutlu ömür versin oğlum'

    'Haklısın teyzecim'

    Taksi Anıtkabir'in kapısına gelmişti. Şoför 'Teyzeciğim geldik' dedi. Dalgın görünen kadın 'Evladım burada yardımına ihtiyacım var' dedi. 'Benimle gel' Adam şaşırmıştı. 'Tabii teyze' dedi. Kuşkulu gözlerle 'Bizi buraya alırlar mı? ' diye sordu.

    O ana kadar dalgın ve yorgun görünen kadın, bir anda irkildi. Gözlerinden ateş fışkırarak 'Ne demek almamak? Sen daha önce hiç gelmedin mi buraya? ' dedi

    'Hayır'

    'Kaç yıldır Ankara'da yaşıyorsun? '

    'Ben Ankaralıyım teyze. Doğma büyüme'

    'Ee o zaman'

    'Ne bileyim bir kez okulla gelmiştik bayramda. Bayram olmayınca burası kapalı sanıyordum ben'

    Kadın sinirli bir şekilde kafa salladı.

    Şoför utanmıştı. Mozoleye çıkan mermer merdivenlere kadar konuşmadılar. Merdivenlere geldiklerinde Şoför kuşkulu bir şekilde

    'Nasıl çıkacaksın Teyze? ' diye sordu.

    'Her ay nasıl çıkıyorsam öyle'

    'Her ay geliyormusun? '

    'Evet'

    Uzun bir uğraşla merdivenleri çıktılar. Mozoleye doğru ağır ağır ilerlediler. İçerisi çok serindi. Şoför büyük bir azimle yürümeye çalışan kadının koluna girmişti. Kadının nefes alışları sıklaşmıştı. Nihayet mozolenin önüne geldiler. Kadın şoförün kolundan ani bir hareketle kurtuldu. Çantasını açtı. Tek bir karanfil çıkardı. Mozoleye doğru ilerledi. Çiçeği mozoleye koydu. Şoför şaşkınlıkla olayı seyrederken kadının ağzından şu sözlerin döküldüğünü fark etti. 'Hayatım boyunca sana verdiğim sözü tutmak için çalıştım' Ağır ağır geriye çekilen kadın ellerini açıp Fatiha okumaya başladı. Şoför kısa bir şaşkınlığın ardından ona katıldı. Kadın bir anlık suskunluktan sonra 'Hadi gidelim' dedi.

    Geldiklerinden çok daha ağır bir şekilde arabaya döndüler. Şoför kadının durumundan endişelenmeye başlamıştı. 'Yoruldun mu Teyze' dedi.

    Kadın sustu. Bir süre suskunluktan sonra 'Evet hem de çok yoruldum' diye cevapladı.

    'Nereye gidiyoruz? '

    'Bankaya'

    Şoför arabasındaki kadının herhangi biri olmadığını anlamıştı. Bu yaşlı kadının Atatürk'e verdiği söz ne olabilirdi? En sonunda dayanamadı.

    'Teyzeciğim bir şey sorabilirmiyim? '

    'Sor bakalım evladım'

    'Anıtkabir'de Atatürk'e bir söz verdiğinizi söylemiştiniz. O söz nedir? '

    'Uzun hikaye evladım'

    'Olsun be teyze anlat ne olur'

    'Ben lisedeyken bizim okulumuza gelmişti Atatürk. Beni de ona çiçek vermek için seçmişlerdi. Çiçeği verdiğimde bana ismimi sordu. Bende 'Adalet' dedim. Bunun üzerine 'Ne güzel ismin varmış' dedi. 'Okulu bitirince ne olacaksın' dedi bana. Hemşire dedim. Oda 'Güzel meslek ama bence sen Hakim ol ismine çok yakışır' dedi. Ben kadından hakim olmaz ki dedim. Kaşlarını çattı, 'Sen istedikten sonra olur. Senden söz istiyorum hakim olacaksın' dedi.'

    'Sen ne dedin peki? '

    'Mustafa Kemal emretmiş ne denir? Söz verdim.'

    'Peki olabildin mi Adalet Teyze? '

    'Evet ben Cumhuriyetin ilk kadın hakimlerindenim.'

    'Vay be. Sende ne hikaye varmış Adalet Teyze'

    'Herkesin bir hikayesi vardır evladım. Herkesin hikayesi de kendine göre değerlidir. Eğer insanların hikayelerini bilip anlayabilirsen insanlara daha anlayışlı davranabilirsin'

    'Haklısın Adalet Teyze. Bu bankamı gelmek istediğin'

    'Evet'

    'Yardım edeyim mi? Bende geleyim mi? '

    'Hayır. Sen burada bekle lütfen.Bu arada adın neydi evladım'

    'Osman teyzeciğim'

    'Tamam Osman. Beni 45 dakika kadar sonra buradan al olur mu? '

    'Tamam teyzeciğim'

    Adalet hanım bankadan içeri girdi. Osman öğlen saatinin geldiğini fark edip yemeğe gitti. Yemek boyunca Adalet hanımı düşündü. 'Kim bilir neler yaşamış, neler görmüştür' diye düşündü. Tam vaktinde bankanın önündeydi. Adalet hanım 15 dakikalık gecikme ile geldi.

    'Hoş geldin Hakim Teyze'

    'Çok uzun zamandır bana Hakim denmemişti.'

    'Hoşuna gitmediyse söylemeyeyim? '

    'Yok aksine hoşuma gitti. Sağol'

    'Nereye gidiyoruz? '

    'Seyranbağlarına'

    'Tabii'

    'Hakim Teyze çok yer gezmişsindir sen'

    'Tüm Anadolu'yu karış karış gezdik rahmetli kocamla'

    'Ne iş yapardı amca? '

    'Subaydı.'

    'Ne zaman vefat etti? '

    '1952′ de'

    'Çok olmuş.Gençmiş'

    'Kore savaşında şehit oldu.'

    'Allah rahmet eylesin Hakim teyze'

    ' Sağol'

    'Seyranbağları'na geldik nereye gideceğiz? '

    'Sağa sap. İkinci binanın önünde dur.'

    'Tamam.Buyur Hakim Teyze.Geleyim mi ben'

    'Yok bekle burada'

    Osman beklemeye başladı. Bir ara merak etti. Binanın uzaktan görünen levhasına baktı. 'Seyranbağları Kız Yetiştirme Yurdu' yazısını okudu. Anlam veremedi. 'Bu kadın burada ne yapar ki? ' diye düşündü.

    Yarım saat sonra Adalet hanım göründü. Yanında orta yaşlı kibar bir hanım vardı. Adalet hanımı arabaya ağır ağır bindirdi. Kadın 'Adalet Hanım size ne kadar teşekkür etsek azdır. Her zaman yanımızdasınız. Kızlarda sizi çok seviyor. Ne olur arayı çok uzatmayın. Yine gelin' dedi.

    Adalet hanım, buğulu gözlerle 'İnşallah. Kızlara selamımı söyleyin. Bende onları çok seviyorum. Onlara iyi bakın' dedi.

    Araba hareket etti.

    'Nereye Hakim Teyze? '

    'Hemen iki sokak öteye'

    Osman iki sokak ötede bu sefer başka bir binanın önüne park etti. Bu binada da 'Ankara Seyranbağları Huzurevi' yazıyordu.

    'Bekle beni'

    'Tabii Hakim Teyze'

    Yine 1 saate yakın bir bekleyişin sonunda bu sefer etrafında bir çok yaşlı kadın ve adamla çıkageldi Adalet Hanım. Sarılıp öpüştükten sonra oradan ayrıldılar. Osman dikiz aynasından Adalet Hanım'ın gözlerinden akan yaşları fark etti.

    'İyi misin Hakim Teyze'

    'İyiyim Osman. Eski dostları görünce insan bir hoş oluyor'

    'Nereye gidiyoruz? '

    'Cebeci Asri Mezarlığına'

    'Tamam'

    'Teyze nerelisin sen? '

    'Aydın Sökeliyim. Babam orada pamuk ekerdi. Annem ev hanımıydı. Sonra Kurtuluş Savaşı oldu. Babam savaşa gitti. Söke işgal oldu. Biz dağlara kaçtık annemle. Saklandık dağ köylerinde. Savaş bitince Söke'ye döndük. Allah'a Şükür Babam'da sağ salim döndü savaştan.'

    'Sonra ne oldu? '

    'Liseye Aydın'a gönderdi babam. Orada Atatürk'le karşılaştım. Sözümü tutmak için İstanbul'a gittim. Hukuk fakültesine girdim. Orada rahmetli eşimle karşılaştım. O Harbiye'de okuyordu o zaman. Mezun olunca evlendik..'

    'Çocuğunuz var mı? '

    'Bir kızım bir oğlum vardı.'

    'Neredeler şimdi? '

    'Oğlum dışişlerinde çalışıyordu.'

    'Ne güzel'

    '1978′ de Fransa'da Ermeniler öldürdüler.'

    'Üzüldüm Hakim Teyze. Başın sağ olsun. O da babası gibi şehit oldu yani'

    'Evet. Şehit babanın şehit oğlu. Allah kimseye evlat acısı vermesin.'

    'Amin. Ya kızın? '

    'O eşi ve çocukları ile İzmit'te yaşıyordu. Öğretmendi. 1999′ da depremde hepsi vefat ettiler.'

    'Allah rahmet eylesin.Boş boğazlığımla üzdüm seni Hakim Teyze kusura bakma'

    'Sanki sormasan aklımdan çıkıyorlar mı evladım.Sen üzülme sağol'

    'Geldik Teyze'

    'Tamam evladım. Al işte paran artık gidebilirsin.'

    'Hakim teyze buradan nasıl döneceksin? Ben seni bekleyeyim eve bırakayım.'

    'Yok beni alacaklar buradan'

    'Hakim Teyze bu para fazla. Kusura bakma ben sana yalan söyledim. Taksinin sahibi benden 350 lira bekliyor. Affet beni. 350 'yi ona veririm. Gerisi kalsın. Bende para istemem. Bugün senden aldığım hayat dersinin parasal karşılığı yok zaten.'

    'Çocukların var mı? '

    'İki tane ellerinden öperler.' Taksinin güneşliğinden çocuklarının resimlerini çıkarıp gösterdi.

    'Adları nedir? '

    'Kemal ve Ayşe'

    'Oğlumun adı da Kemaldi.'

    Sessizliğin ardından Osman'ın elindeki parayı ittirdi Adalet Hanım..

    'Onlara bir şeyler al benim için. Onları okut. Ama yalansız, dolansız, çok çalışarak helal lokma ile büyüt ve okut. Atatürk'ün bana yaptığı gibi içlerindeki gücü fark etmelerini sağla. Bir de vatanını, milletini sevmelerini öğütle onlara.'

    Osman Adalet Hanımın ellerine sarılıp öptü. Ona iyi evlatlar yetiştireceğine söz verdi. Adalet hanım mezarlığın kapısından ağır ağır içeri girerken; Osman yaşlı gözlerle onu izliyordu. Hayatının en büyük dersini kendisi küçücük, yüreği yaşadığı acılara rağmen kocaman ve güçlü bu yaşlı kadından almıştı. Osman arabasını mal sahibine götürmeye karar verdi. Bu gün daha fazla çalışamazdı.

    Ertesi gün Ankara'da garip bir yağmur yağıyordu. Sanki gök delinmişti. Osman taksiyi mal sahibinden almış, durağa gelmişti. Çay ocağının yanında duran gazeteyi aldı. İlk sayfadaki haberlere göz gezdirdi. Siyaset doluydu gazete. Hiç anlamazdı. Sıkılıp adli olayların yer aldığı üçüncü sayfayı açtı. Taksiciler arkadaşları ile ilgili kötü haberleri genellikle oradan alırlardı. Göz gezdirirken bir haber dikkatini çekti.

    'Dün gece geç saatlerde Cebeci Asri mezarlığında bulunan cesedin Cumhuriyet tarihinin ilk Kadın Hakimlerinden Adalet YILMAZ'a ait olduğu belirlendi. Adalet YILMAZ'ın bulunduğu yerdeki mezarların eşine ve oğluna ait olduğu belirlendi. YILMAZ vefat ettiği gün bankadaki tüm parasını çektiği, bu parayı ikiye bölerek Seyranbağları'ndaki bir kız yetiştirme yurdu ile bir huzurevine bağışladığı belirlendi. Polis, Adalet YILMAZ'ın mezarlığa ölmek için gittiğini düşünüyor.'

    Osman bir anda sarsıldı. Gözyaşlarına engel olamıyordu. Taksici arkadaşları hiçbir şey anlamadılar. Bir daha da hiç anlatmadı Osman bu yaşadıklarını. Herkesin tek bildiği Osman'ın bardaktan boşanırcasına yağan yağmur altında 'Gökler bile sana ağlıyor' diyerek ağladığı…

  • Düşünmüyorum Yine De Varım
    Düşünmüyorum Yine De Varım

    çivisini geri çaktım

  • İcabi Çalıskan
    İcabi Çalıskan

    Hava, su, ekmek gibi gerekli bir ihtiyaç.

  • Seda Nur Sezgince
    Seda Nur Sezgince

    adalet dunyalıların işi değil

  • Mustafa Doğan
    Mustafa Doğan

    HZ ÖMER HZ ÖMER HZ ÖMER
    ŞİMDİ DAHA İYİ ANLIYORUM SENİ KAYGILARINI VE BİZE BIRAKTIKLARINDAN SONRA YAŞANANLARI

  • Esra Kaya
    Esra Kaya

    Adaletin olmadığı yerde ahlaktan bahsedilemez. MONTAIGNE

  • Esra Kaya
    Esra Kaya

    Adalet nerede hesap sorarsa, merhamet orada haklarını kaybeder. REFİK HALİD KARAY

  • Nevzat Dağlı
    Nevzat Dağlı

    Güçsüzler adalet arar, güçlüler adaletle oynar. Oysa adalet herkese lazım. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat bu konudaki düşüncesini şöyle anlatıyor:

    Adalet herkese lazım

    Adalet herkese lazım unutma,
    Savcıya, yargıca sövmeyi bırak.
    Ya tükürme ya da yalayıp yutma,
    Ağzında lafları gevmeyi bırak.

    Yasama, yürütme, yargı üçgeni,
    Demokrat düzenin yaşama geni.
    Buna inanmazsan kapa çeneni,
    İktidar adına dövmeyi bırak.

    Huzurlu devletin hukuk temeli,
    Mahkeme zapteder her kirli eli,
    Kaç kişi yanıldı senden evveli,
    Hukuku başından savmayı bırak.

    Bağımsız yargıyı nefretle anıp,
    Yalama haksızı güçlüdür sanıp,
    Tamah edip üç kuruşa aldanıp,
    Zorbaya kul olup övmeyi bırak.

    Haramla tütüyor sizin ocaklar,
    Namuslu insanı açlıkla haklar.
    Doğru söyleyeni hukuk kucaklar,
    Dokuzuncu köyden kovmayı bırak.

    Nevzat adam olmaz bu yalakalar,
    Yalanları fikir diye kakalar.
    Biri çıkar takiyyeyi yakalar,
    Elini avcunu ovmayı bırak.

    Halk Ozanı Karamanlı Nevzat

  • Yıldız Pala
    Yıldız Pala

    adalet nedir

  • Birgül Meral
    Birgül Meral

    vicdan yapıp tarifini kimselere ve kendinize bağlayın.
    adil olan tek şey adalete yüklenen her şey! .
    umduğum umabildiğimse; adalet yerinde oturur, kişi yerinde..

  • Leyla Şenkal
    Leyla Şenkal

    ah adalet aramamalıydı bu dünyada..yine de adalet için çaba göstermekten kaçınılamazdı..

  • Eda Baykul
    Eda Baykul

    türkiyede adalet örümcek ağı gibidir küçük böcekler yakalanır ama büyükleri deler geçer...

  • Sevda Deniz
    Sevda Deniz

    saraylara layık diyesim gelen (kişiseli daha bir kan kokan) devlet eliyle can sıkmak..sarayın adaleti budur.bu kadardır..

  • Kara Kartal
    Kara Kartal

    adaletin olmadığı bir ülkede adalet hakkında bilgi düşüncelerimi yazmakda zorlanıyorum açıkçası ben adaleti hiç yaşamadım ve 23 yaşındayım sizce bu adaletmi......?

  • Aslı Aslı
    Aslı Aslı

    Geçiniz lütfen.Varmı ki...

  • Bora Aslan
    Bora Aslan

    çoğu zamanda 'atalet'e kurban gidendir.
    yazık olandır.

  • Bora Aslan
    Bora Aslan

    adalet 'yok'tur. adalet bir türlü yerini bulamamıştır.metafizik ya da transandantal bir yokluk değildir bu. belli bir yokluk, bir yoksunluktur. bununla birlikte, adaletin aşkınlığı, adaletten yoksunluğumuzdan ileri gelmez.çünkü adalet, hiçbir zaman ona gönderme yapan belli bir yer ve zamanda, belli bir konumsallıkta karşımıza çıkmış bir haksızlığın tazmin edilmesi değildir. işlenen kötülüğün hep belli bir dünyasal bağlama gereksinimi olduğundan şüphe yok.ama adaletin her zaman için bu bağlama yakışır şekilde bir yoksunluk belirttiğini söylememiş miydik? adaletin doğumu için yaşanması farz olduğundan, yoksunluğu temele koyduk.bu noktada adaletin aşkınlığını kavramamızı esas zorlaştıran şey onun bir fiil olmamasıdır.nasıl ki heidegger olmayı olana aşkınlığından itibaren düşünmüşse, adaleti de adil olanın yerini bulmamışlığından itibaren düşünmeliyiz.yine de, bunu yaparken, yoksunluk idesini de yavaş yavaş ihlal edecek duruma geliriz.adalet asla tamamen gelmez. kötülüğün ihmal edilemez varlığı, onun bu sürekli aşkınlığına güvence oluşturur.

  • Bora Aslan
    Bora Aslan

    adalet, insanlara özgü bir beklenti, bir özlem, bir yanılsamadır sadece; evren'de basit ya da karmaşık hiç bir sürecin bir adalet algısı ya da anlayışı yoktur veya adil olmak adına hareket etmez. doğanın adaleti, evrensel adalet gibi kavramlar birer umut, birer güzel masal olmaktan öteye gidemezler, ne yazık ki.

    insanların adalet anlayışları da belirgin ve tekdüze değildir. adalet algısı toplumsal dinamiklerle birlikte çoklukla değişir.

    entropinin hüküm sürdüğü bir evrenden adalet beklemek de naiflik olarak addedilebilir

  • İnsan Olmak
    İnsan Olmak

    Adalet, suçluyu vicdan azabından ölecek kadar cezalandırırken suçsuza hak ettiğini vermektir. Haksızlığa uğrayan kişi adaleti arıyorsa adalet ortaya çıkar.

  • Osman
    Osman

    1960 yılından 2003'e kadar türkiyeye adalet uğramamıştır

  • Yürümek Gerek
    Yürümek Gerek

    bir zamanlar yükseklerde,
    çok yükseklerde,
    çok çok yükseklerde söylenen bir söz vardı.,

    ”Adalet mülkün temelidir “

    ...düşüyoruz, düşüyoruz!
    aşağılara, daha aşağılara,
    daha da aşağılara doğru düşüyoruz
    yere çarpınca etrafımıza bakınıyoruz..
    düştüğümüz yerde, fabrikalar harıl harıl çalışıyor ve
    fabrika bacalarından çıkan dumanlar,
    havada kavisler çizerek
    şu ifadeyiri yazıyor.,

    ”Mülk, adaletin temelidir! ..”

  • Şener Ak
    Şener Ak

    Aklıma insanların Adalet anlayışları geliyor ve gülüyorum.Adaletsizliğin Adaleti.

  • Bay Grey
    Bay Grey

    Irzına geçilirken sol elindeki kılıcı kendisini savunmak için kullanmazken hiç haketmeyen masumların ibreti alem için kellelerini kesip sağ elindeki terazide tartan kör fahişe, terazisi hep haksızdan zalimden yanadır........
    Kör kadının ırzına bir kez daha geçildi bugün.........
    Yastayım, İsyanlardayım........................Mademki budur, o zaman sonuna kadar yaşasın ANARŞİ..........................................................

  • Selcen Koçel
    Selcen Koçel

    'Hikmeti ehli olana veriniz.Eğer vermezseniz, ehline zulmetmiş olursunuz.
    Eğer hikmeti ehli olmayana verirseniz, bu defa da hikmete zulmetmiş olurusunuz.'

    ~Hz. Ali~

  • İbrahim Ayyıldız
    İbrahim Ayyıldız

    aristo: hakkı, hakedene vermektir.

  • Selvi Yıldırım
    Selvi Yıldırım

    .....mülkün temeli' bu demek oluyor ki mülk yoksa adalete de gereksinim yoktur.

  • Fatih Yılmaz
    Fatih Yılmaz

    '...suç ve suçluyu övmek suç ise,suçluyu korumak ve onun can güvenliğini sağlamak da 'yardım ve yataklık etmek' kapsamına giren ayrı bir suçtur; ki bu bakımdan rejim,tesis ettiği adalet (!) sistemiyle baş suçludur...Bir önceki habere de paralel olan bu değerlendirmemize sebep olan aşağıdaki haber:

    Samsun'da kendisine tecavüz eden çoban Cevdek Karaaslan'ı öldüren 42 yaşındaki M.A.,rejim gözünde suçludur ve hala cezaevinde yatmaktadır...Rejim gözünde tecavüzcü haklıdır...Ve hak ettiği veçhile mağdur M.A.'nın fiilini övmek de suçtur...

    TC adaletine-mevcut rejimin adaletine niçin kodamanların,tecavüzcülerin güvendiğinin apaçık bir göstergesi...Banka hortumlayan biri,hakkında tahkikat yapıldı mı dudakları kulaklarına varana dek sırıtır ve 'Hakkımdaki yanlış düzeltilecektir.Türk adaletine güveniyorum.' der...Tecavüzcü tutuklanıp cezaevine girdiğinde can güvenliğinin sağlanması için rejime sığınır ve beklentisi doğrultusunda mukabele görür...Adaleten çekinmesi gereken suçlular olması gerekirken niçin masumlar adaletten çekinir de hortumcular,tecavüzcüler,hainler TC adaletine güvenir! '

  • Abdulkerim Uzun
    Abdulkerim Uzun

    inşallah okulu bitirebilirsem savunucusuyum :)))

  • Safira El-azizi
    Safira El-azizi

    adalet degeri olculemeyecek bir hazinedir ancak onu merhametin capulculugundan korumak gerekir..m.ikbal