acı çekmek ruhun fiyakasıdır sizce ne demek, acı çekmek ruhun fiyakasıdır size neyi çağrıştırıyor?
acı çekmek ruhun fiyakasıdır terimi Zeynep Atmaca tarafından tarihinde eklendi
acı çekmek ruhun fiyakasıdır terimi Zeynep Atmaca tarafından tarihinde eklendi
Bazen aşk acısı çekmek istiyorum.Böyle derbeder olup kendimi dağlara vurasım geliyor..Sonra alıyo beni bi gülme..
Bir şeyi 5.000 kere deneyimleyip ders almayanlar derneği kurulsa yönetim kurulu başkasını açık ara ben olurdum
Üst üste mutlulukta bezginlik be dostum..Arada acı arar insan mutluluğa cila olsun diye..Dermansız olmasın..
Ruh mu kaldı be abii? ! .. :)
Acı çekmek bazen iyidir, ruhu temizler...
O zaman ben çok fiyakalı bir ruha sahibim :))
Acı yemek de..
bu önerme de fakir avuntusudur
'ruh kırılgandır onu incitmemeli'nun
bknz:fiyakalı sözler
... İçimi susturmak istediğimde kaç yaşında olduğumu dahi hatırlamıyorum. Buna neden gerek duyduğumu da keza... Sahiden neden susturmak istedim içimi acaba? Başıma iş açmasından korktuğum için mi? Sorular soruyordum zaten. Belki de bu soruları susturup muhtemelen verilmeyecek cevapların da önüne bir barikat koymuş olmak için... Kim bilir, sorularımı yüksek sesle dile getirebilecek cesareti bulup buluşturabilseydim bir yerlerimden, belki de hiçbir zaman cevapsız kalmayacaktım. Umut dünyası, demişler... Bir zamanlar benim de “umut dünya”m vardı. Bir erkeğin sayesinde yoktan var etmiştim o dünyayı. O kadar güzel insanlar yerleştiriyordu ki – hem de yerli yerine – dünyamıza, ister istemez kaptırmıştım işte kendimi. Sonra o dünyanın kıyameti gerçek dünyanınkinden daha erken gerçekleşti. Yerle bir oldu içime özenle yerleştirdiğim tüm duygular, insancıklar, bir de evimiz... Belki de o gün susturmuşumdur içimi. Yaşamım bir “harikalar diyarında Alice” oluvermişken aniden “gerçeğe uyanan dünyalı”ya dönüşüvermişti ve evet, ben o günden beri suskunum. Tepkisizim. “Umurumda değil”cilik oynuyorum ama, aslında etrafıma zaman zaman yerleşen saf âşıklara gözüm çalındığı, ister istemez iç geçirdiğim hâlde...
ifşa oldular efenim
öyleki başlarını saklayacak
taş aramaya koyuldular...
yüzsüzdüler ya da
yüzlerini sakallarına gizlediler...
yalanlara sığınıp
cümlealemi aptal yerine koyup
kuyruklarını dürüp gittiler
gittiklerine inanmazı bekliyorlar
ısrar ilen...
nefret ilen...
Gurbette olan acı çeker..ruh da gurbettedir..arşa mensubtur o...
acı çekmek insanı olgunlaştırır bir yerde.
Bir İsmet Özel sözü..
İlk Duyduğumda çok anlamlı gelmiş,hatta şaşırmıştım..Ama sevmedim bu sözü..fiyaka falan istemem yeter bu kadarı..
Yine bir Özel mısraıyla anlam kazanıyor ruhum: ' Kapanmaz yağmurum açtığı yaralar çocuklarda'....
Ey, yüzleri
bir babakuş gölgesine
çakılmış olanlar,
Üzgün adım, ileri marş!
Bari ruhum fiyakalı olsun..bea...
Bak aynı başına gelmiş adamın benim başıma gelen
O da üzülmüş aynı benim gibi....benimki daha acıklı değil
onunkinden, fiyakalı değil onun acısı benimkinden
Sade güzel olan kelimeler..sade kelimeler...kelimeler....
lokumları vitrine koyup ben tokum diyen özel şairimizin üstün irfan dizesi..
acı ne demekti ismet abiii! ! !
İsmet Özel..
nerden ve kimden alıştığımı hatırlamıyorum ama çekmeden duramıyorum artık..
hastalık oldu bende.
kendimde yoksa, arayıp buluyorum birilerinden... kendi acımmış gibi çekmeye çabalıyorum.
oluyor da.. :))
huzur ruhun şerefsizliğidir
bknz: tolstoy
bir şehrin urgan satılan çarşıları kenevir
kandil geceleri bir şehrin buhur kokmuyorsa
yağmurdan sonra sokaklar ortadan kalkmıyorsa
o şehirden öc alma vakti gelmiş demektir
vandal yürek! görün ki alıkışlanasın
ez bütün çiçekleri kendine canavar dedirt
haksızlık et, haksız olduğun anlaşılsın
yaşamak bir sanrı değilse, öc alınmak gerektir
kin kusturur adamı, adına çıdam denir