Bir yol buldum içinde hu gizli Kokuyor her yanı gülü muhammed Etrafında lafzı çeker sofileri Gizli bir mürşit buldum Yüzünde hu gizli Tuttum elinden dedim:BEN PİŞMANIM...
Muhabbet dostunun peşine düştük Belki bir kaç kişi Belki sayamayacağımız kadar çok Ne birbirimizi gördük Ne gölgelerimiz vardı
Vakitleri sabah ayarladık, Hoş sedalar eşiliğinde yolculuk Bir şehre vardık, her yerde dostluk Zamana aldandık, malum dedik seher Hayırdır elbet hadiseler
Yüklerimizi yükledik, sırtlarımıza Ne varsa aldık, elimize geçen Öğle vakti yola hazırlandık Kimilerimiz bu şehri son durak sandık
Ufukta hep kırkikindi yağmurları, Islanmak için hep, uzakları yakınladık Kimimiz ise yağmurdan sakındık
İşte! dedi muhabbet dostu İnsanın zavallı hali bu Düşse kırk damla nurdan su Sel alır gider onun nurunu! ! !
hakiki aşkı bulamazsak bize maneviyat için verilen sınırsız aşkı sınırlı varlıklara harcama israfı yapmış oluruz mecazdan hakikate yükselen maddeden manaya çıkmış demektir...
işte gavsımın tanımı... o madde alemini aşmış manevi alemlerin sultanı....
Dilek Ağacımsın Hayalini sevdim ben senin; içimdeki dalga dalga büyüttüğüm nehirlerden okyanuslar kurdum gözlerinde, hayalin, hayallerim, hayallerimiz beyazdı... zirvelerimin en ulaşılmaz, en aşılmaz bir yerinde gizlendin... SEYDAM
Bakarsın... Suskun ela gözlerinden okunur kainat Nazarının değdiği ötelere yol bulur Yürürsün... Nazenin adımların “düş peime” der sanki Aşıklar yüreklerini toprak diye önüne serer
Konuşursun... Bir kelimen kitap dolusu söze bedel Seni anlatmaya ne bilgi ne akıl yeter
Tebessüm edersin... Kıyamet kopsa duyulmaz o an Ne dertlide dert kalır ne de gamlıda gam
Şaşarım... Şirin mi ferhad’a aşık dedirtmiş Yar! ... aşk ancak seni görende imiş
Sen ki... Sultanısın hakikate götüren yolun Hüseyni renklerle bezenmiş ruhun
Geldim... Boyun büküp vurdum kapına Ne olur benide al gülistanına SEYDAM...
Fırtınalı yılların soğuk sonbaharnda o sıcacık köyüne düşüverdi yolumuz bir demet gül gördük pamuk gibi yumuşak,kardan beyaz ellerinde.Bir sana baktık bir de güle sana vurulduk güle tutulduk SEYDAM...
gavs-i sani demek son kurtuluş allah ulaşmada vesile allah dostu kamil mukemmil irşadil mürşidin sılara vakıf olan zamanın sultanı. ya allah a dost ol, ya allah dostuna dost ol,üçüncüsü olma
Gözyaşım umman oldu yol vermiyor geçeyim, Ayrılıp göz nurumdan ben nereye gideyim, Viran oluyor gönlüm senden ayrı kaldıkça, O nurlu bakışını unutmam yaşadıkça...seydam
Can özümden besmeleyi çekende Dil yanmazsa ben yanarım sultanım Hak uğruna bir sefere çıkanda Yol yanmazsa ben yanarım sultanım
Göz utanır gönül dostu görünce Can tutuşur candan selam verince Bülbül olup bir bahçeye girince Gül yanmazsa ben yanarım sultanım... Abdurrahim Karakoç
Gözyaşım umman oldu yol vermiyor geçeyim,ayrılıp göz nurumdan ben nereye gideyim,viran oluyor gönlüm senden ayrı kaldıkca,o nurlu bakışını unutmam yaşadıkca. SEYDAM! ! !
14 eylül sabah namazından sonra istanbul ağlıyor yollar seyda seyda diyor o gidiyor makamına menzildeki dergahına.Deiğişti istanbulun kokusu gitti Allahın dostu gitti mis kokusu.
Ümmet-i Muhammedin iman selameti için hayatını vakfeden bir Hakk Dostudur. Önemli bir noktayı vurgulamak istiyorum: Burada bu muhterem zat hakkında kötü yorumlarda bulunan kişilerin isimlerine tıklayıp diğer konulardaki yorumlarına bakarsanız göreceksiniz ki, bunlar ya inançsız kimseler, veyahut da önüne gelen her konuya yorum yazıp yorum rekoru kırmak isteyen kimseler, yani bilip bilmezden yazıyorlar. Bir de Seyyid Abdülbaki Hz, mürşidi övmenin (şu makamdadır, şu kadar büyük evliyadır, bu evliyadan bilmem ne kadar derece daha üstündür... gibi) caiz olmadığını söylemiştir. Yorumlarımızda daha dikkatli olalım. Bu yazıları herkes okuyor. Bu tür yerlerde ayetle sabitmiş gibi gavsdır, en büyük evliyadır gibi sözlerin yazılmasından Sadatlar hoşlanmazlar. Müride düşen mürşidini övmek değil, onun yolundan gitmektir. Bizim alacağımız bir bardak suysa, ha köydeki dereden almışız ha Nil'den farketmez. Allah'ın selamı, rahmeti, mağfireti cümlemizin üzerine olsun.
Fırtınalı yolların soğuk sonbaharında O sıcacık köyüne düşüverdi yolumuz Bir demet gül gördük Kardan beyaz pamuk gibi ellerinde Bir sana baktık birde güle Sana vurulduk güle tutulduk SEYDAM! ! !
Sana ulaşmak dünya ve ahirette mutluluğu yakalamaktır.Seni uzaktanda olsa tanımak cennet ırmaklarını temasa etmektir.Seni sevmek cennette seninle birlikte yaşamaktır. Seni yüzyılardır öldü sanıyorlar oysa o kadar yakınsın ki Seni sevmek o kadar kolay ki GAVSIMLA ÖĞRENDİM SENİ SEVMEYİİ.....
o canlar cananı, o nur, o hz. Muhammed (s.a.s.) torunu, halifesi, o gavs-ı sani, o kurban, o ALLAH dostu, can kurban o nurlu yüze, nasipsiz onu görmeyenler. arkadaşlar onu görmeyen bizi anlayamaz, idrak edemez. çünkü o kadar tatlı o kadar güzel o insanların kalbine nazar eder, muhabbet olur sevgi olur nur olur. nolur gidin sakın gavsı başkalarıyla karıştırmayın medyadan duyduklarınızla kıyaslamayın görmek isteyen menzile gider gidemeyen niyet etsin bakarsınız nasip olur gidersiniz. ALLAH onların sırlı makamlarının bereketini arttırsın.
Bir yol buldum içinde hu gizli
Kokuyor her yanı gülü muhammed
Etrafında lafzı çeker sofileri
Gizli bir mürşit buldum
Yüzünde hu gizli
Tuttum elinden dedim:BEN PİŞMANIM...
Uzaklarda olsan sen hep benimlesin bilirim kalbinde küçücük bir yerimin olmasıdır dileğim SEYDAM! ! !
Muhabbet dostunun peşine düştük
Belki bir kaç kişi
Belki sayamayacağımız kadar çok
Ne birbirimizi gördük
Ne gölgelerimiz vardı
Vakitleri sabah ayarladık,
Hoş sedalar eşiliğinde yolculuk
Bir şehre vardık, her yerde dostluk
Zamana aldandık, malum dedik seher
Hayırdır elbet hadiseler
Yüklerimizi yükledik, sırtlarımıza
Ne varsa aldık, elimize geçen
Öğle vakti yola hazırlandık
Kimilerimiz bu şehri son durak sandık
Ufukta hep kırkikindi yağmurları,
Islanmak için hep, uzakları yakınladık
Kimimiz ise yağmurdan sakındık
İşte! dedi muhabbet dostu
İnsanın zavallı hali bu
Düşse kırk damla nurdan su
Sel alır gider onun nurunu! ! !
acizim yar, senin uğrunda, boynum eğik
bir kurşun atımlık mesafede, sen bakmadan vuruldum
sen bana gülümsemeden, ben gülümü öldürdüm...
hakiki aşkı bulamazsak
bize maneviyat için verilen sınırsız aşkı
sınırlı varlıklara harcama israfı yapmış oluruz
mecazdan hakikate yükselen
maddeden manaya çıkmış demektir...
işte gavsımın tanımı...
o madde alemini aşmış manevi alemlerin sultanı....
Uyanınca uyandığına pişman eden,geri dönmmek isteyen ama geri dönemeyen hayatta sadece birkez görülebilen bir rüyasın sen...GAVSIM...
Dilek Ağacımsın
Hayalini sevdim ben senin;
içimdeki dalga dalga
büyüttüğüm
nehirlerden
okyanuslar kurdum gözlerinde,
hayalin,
hayallerim,
hayallerimiz
beyazdı...
zirvelerimin
en ulaşılmaz,
en aşılmaz
bir yerinde gizlendin...
SEYDAM
Bakarsın...
Suskun ela gözlerinden okunur kainat
Nazarının değdiği ötelere yol bulur
Yürürsün...
Nazenin adımların “düş peime” der sanki
Aşıklar yüreklerini toprak diye önüne serer
Konuşursun...
Bir kelimen kitap dolusu söze bedel
Seni anlatmaya ne bilgi ne akıl yeter
Tebessüm edersin...
Kıyamet kopsa duyulmaz o an
Ne dertlide dert kalır ne de gamlıda gam
Şaşarım...
Şirin mi ferhad’a aşık dedirtmiş
Yar! ... aşk ancak seni görende imiş
Sen ki...
Sultanısın hakikate götüren yolun
Hüseyni renklerle bezenmiş ruhun
Geldim...
Boyun büküp vurdum kapına
Ne olur benide al gülistanına
SEYDAM...
Düşmüşüm...
Tut elimden gönül şahım
Baştan ayağa simsiyahım
Sensin kurtarıcım,gözümün nuru
Efganı dinmeyen gönlün sururu
Nice sevdalardan geçtim
Savruldum rüzgarında ask denen meyin
Meğer mecnun olunacak leyla senmişsin
SEYDAM...
gavs demek....
Fırtınalı yılların soğuk sonbaharnda o sıcacık köyüne düşüverdi yolumuz bir demet gül gördük pamuk gibi yumuşak,kardan beyaz ellerinde.Bir sana baktık bir de güle sana vurulduk güle tutulduk SEYDAM...
gavs demek..
kurtarıcı demek...
Rabbimize ulaşmada yardımcı demek...
sevgisi gönülde yaşanan bitane GAVS demek...
sevilmeye layık dünyadaki ender Allah dostu...Rabbim bizi ondan ayırmasın...
gavs-i sani demek son kurtuluş allah ulaşmada vesile allah dostu kamil mukemmil irşadil mürşidin sılara vakıf olan zamanın sultanı. ya allah a dost ol, ya allah dostuna dost ol,üçüncüsü olma
Gözyaşım umman oldu yol vermiyor geçeyim,
Ayrılıp göz nurumdan ben nereye gideyim,
Viran oluyor gönlüm senden ayrı kaldıkça,
O nurlu bakışını unutmam yaşadıkça...seydam
Can özümden besmeleyi çekende
Dil yanmazsa ben yanarım sultanım
Hak uğruna bir sefere çıkanda
Yol yanmazsa ben yanarım sultanım
Göz utanır gönül dostu görünce
Can tutuşur candan selam verince
Bülbül olup bir bahçeye girince
Gül yanmazsa ben yanarım sultanım...
Abdurrahim Karakoç
Gözyaşım umman oldu yol vermiyor geçeyim,ayrılıp göz nurumdan ben nereye gideyim,viran oluyor gönlüm senden ayrı kaldıkca,o nurlu bakışını unutmam yaşadıkca. SEYDAM! ! !
14 eylül sabah namazından sonra istanbul ağlıyor yollar seyda seyda diyor o gidiyor makamına menzildeki dergahına.Deiğişti istanbulun kokusu gitti Allahın dostu gitti mis kokusu.
Ümmet-i Muhammedin iman selameti için hayatını vakfeden bir Hakk Dostudur.
Önemli bir noktayı vurgulamak istiyorum: Burada bu muhterem zat hakkında kötü yorumlarda bulunan kişilerin isimlerine tıklayıp diğer konulardaki yorumlarına bakarsanız göreceksiniz ki, bunlar ya inançsız kimseler, veyahut da önüne gelen her konuya yorum yazıp yorum rekoru kırmak isteyen kimseler, yani bilip bilmezden yazıyorlar.
Bir de Seyyid Abdülbaki Hz, mürşidi övmenin (şu makamdadır, şu kadar büyük evliyadır, bu evliyadan bilmem ne kadar derece daha üstündür... gibi) caiz olmadığını söylemiştir. Yorumlarımızda daha dikkatli olalım. Bu yazıları herkes okuyor. Bu tür yerlerde ayetle sabitmiş gibi gavsdır, en büyük evliyadır gibi sözlerin yazılmasından Sadatlar hoşlanmazlar. Müride düşen mürşidini övmek değil, onun yolundan gitmektir. Bizim alacağımız bir bardak suysa, ha köydeki dereden almışız ha Nil'den farketmez.
Allah'ın selamı, rahmeti, mağfireti cümlemizin üzerine olsun.
Fırtınalı yolların soğuk sonbaharında
O sıcacık köyüne düşüverdi yolumuz
Bir demet gül gördük
Kardan beyaz pamuk gibi ellerinde
Bir sana baktık birde güle
Sana vurulduk güle tutulduk
SEYDAM! ! !
şöyle demiştir; 'En büyük hizmet edebli ve güzel ahlaklı bir insan olmaktır'
insan zekasının genişliği nakşi saadatlarının büyüklüğünü anlayabildiği kadardır
Onu seviyor olmak tek şerefim...
Ben hiçim o benim herşeyim! ...
Gül şehrin gül sultanını
yüreğimizin gül tahtında taşıyoruz
ismimiz,kentimiz,dilimiz farklı olsada
aynı sevdayı yaşıyoruz! ...
gözümüzün nuru tek dayanağımız
Sana ulaşmak dünya ve ahirette mutluluğu yakalamaktır.Seni uzaktanda olsa tanımak cennet ırmaklarını temasa etmektir.Seni sevmek cennette seninle birlikte yaşamaktır. Seni yüzyılardır öldü sanıyorlar oysa o kadar yakınsın ki Seni sevmek o kadar kolay ki GAVSIMLA ÖĞRENDİM SENİ SEVMEYİİ.....
biliyormusunuz istanbul uzun süredir bu kadar güzel olmamıştı.o geldi istanbulun kokusu değişti. gül kokulu seydam
o canlar cananı, o nur, o hz. Muhammed (s.a.s.) torunu, halifesi, o gavs-ı sani, o kurban, o ALLAH dostu, can kurban o nurlu yüze, nasipsiz onu görmeyenler.
arkadaşlar onu görmeyen bizi anlayamaz, idrak edemez. çünkü o kadar tatlı o kadar güzel o insanların kalbine nazar eder, muhabbet olur sevgi olur nur olur. nolur gidin sakın gavsı başkalarıyla karıştırmayın medyadan duyduklarınızla kıyaslamayın görmek isteyen menzile gider gidemeyen niyet etsin bakarsınız nasip olur gidersiniz. ALLAH onların sırlı makamlarının bereketini arttırsın.
İstanbul bu günlerde onunla daha bi güzel...GÜL SULTAN
kurban olurum ona