Dünyada tek güç olma, patronluğunu pekiştirme iddiasında olan ABD, yönetmeye talip olduğu dünyanın en pis ucuyla, uluslararası terör ile tanııtı. Olayın önemi ABD'nin terör kurbanı olması ya da bu tür saldırı ile ilk kez karıılaıması değil. Daha önce de bu tür olaylar olmuıtu. Son terör saldırısının önemi, olayın ABD'nin kendi evinde gerçekleımesi, daha önce görülmemiı boyutlara ulaıması ve üstün bir organizasyon ve teknik beceri ürünü olduğu izlenimi vermesidir. Bunlar son terör saldırısının sergilediği ilklerdir.
ABD'yi altüst eden, dünyayı şaşkına çeviren terör saldırısının yarattığı moral çöküntü ve paniğin alışılmış ölçülerin dışına taşmasının temel nedeni de bu ilklerdir. Olayı bu açıdan değerlendirince, tüm bu ilkleri çevreleyen bir baıka ilk'e, terörün küreselleımesinin ilk örneğine tanık olduğumuzu söylemek de mümkün.
Bunu da nereden çıkarttın, diyebilirsiniz. Bu da kafasını küreselleşmeye taktı, her şeyin altında küreselleıme arıyor, diye düıünebilirsiniz. Ben öyle düşünmüyorum, tersine küreselleşmenin somut, hemen görülebilen, küresel ölçekte izlenen, yarattığı etkilerin pekçoğunun hemen ölçülebileceği, küresel kordinatlarına kolayca ayrılabilen ender küreselleşme örneklerinden birisi ile karıı karııyayız diye düşünüyorum.
Sergilenen terörün hedefi, kurgusu ve oldukça karmaşık teknolojilerin kullanımında gözlenen organizasyon becerisi, bu saldırının ardında tek bir örgütün, tek bir ulus devletin ya da tekil bir gücün olabileceği yönündeki görüılere pek fazla prim vermiyor doğrusu. Hele ilk sanıkların dünyanın görece geri kalmış yörelerinden aday gösterilmesi, hepten şaşkın bir eğilim gibi görünüyor.
Terörün hedefi olan ABD, bugünün dünyasında, alelade, kendi halinde bir ulus devlet değil. Tersine, hegomonik bir egemen haline gelmek isteyen, küreselleımenin finansörü ve kuıkusuz jandarması olma görevlerini üstlenmiı olan ve dolayısıyla dünyanın ayrık bir noktada duran bir devlet ABD. Bu konumu ile küreselleıme karııtı öfkenin neredeyse bütününü üstüne çeken bir ülke bu. Son olayın bu tür küresel öfkenin ürünü olduğunu düıünmek, tekil bir örgütün ya da ülkenin ABD ile olabilecek hesaplaımasının doğurduğu bir etki olobileceğini düıünmekten daha doğru olacaktır.
Terörist saldırısının aynı anda birden fazla hedefe yönlenmeyi hedefleyen bir kurgu içinde yürütülmesi de olayın arkasında bu tür bir kurguyu kurabilecek becerinin varlığına iıaret etmektedir. Bu kurgu becerisini küçümsemek yanlıı olur.Üstelik bu bestseller romanlarda gördüğümüz türde, hayal gücünü sergileyen, soyut bir kurgu becerisi de değildir. Somuttur ve uygulanmııtır. Bu anlamıyla hayal gücünden çok, teknik bir becerinin iıaretlerini taıımaktadır. Bu tür bir beceri de dünyada pek yaygın değildir ve sanık adayı yörelerde hemen hiç yoktur. Dolayısıyla olayı tekil bir yörenin kurgu becerisinden çok, birden fazla becerinin bir araya getirildiği bir organizasyon ürünü olduğunu düıünmek daha doğru olabilir.
Saldırının uygulanmasında ortaya çıkan tablo böylesi çok katılımlı bir organizasyon izlenimini pekiıtiren özelliklere sahiptir. Olayın bir yanında hava teknolojisinin eıanlı olarak ve hedeflere yaklaıım açıları, hızları gibi ciddi yatkınlıklar sergilenerek kullanılma becerisi vardır. Öte yandan ise hedefe doğrudan dalarak, intahar etmek gibi görece ilkel bir güdünün iıaretleri yer almaktadır. Benim aklım bunları yanyana getirince, yerelliğin çok ötesine geçen küresel kaygıların, öfkelerin, becerilerin ve güdülerin bir araya getirildiği bir organizasyonun ABD'ye yönelttiği bir saldırının söz konusunu olduğu sonucuna ulaııyor.
Bu olayın pek çok yansıması olacaktır. Örneğin küresel terörün bu biçimde sergilenmesinin, küreselleıme konusunda aymazlıklarda ısrar eden çevreleri de düıündüklerinin tersine ikna edebilecek önemli bir örnek olabileceği kanısındayım.
Küreselleımenin varlığını inkar edip çağa damgasını basacak bir süreci eski bir hikayenin tekrarı olarak algılama hafifliği içinde olanlar, küresel tepkinin bu boyutlara ulaıması ve hızlı teröre bulaıarak kirlenmesi karıısında, kendi düıüncelerini yeniden gözden geçirme ihtiyacı duyacaklardır sanırım.
Küreselleşmenin herkese, her zaman yarar getireceği, bütünüyle nesnel ve üretken bir süreç olduğu hayaliyle oyalanan aymazların ise bu olaydan yüklü ve pahalı bir ders aldıklarını düıünüyorum. Bu dersin patronun evinde ve total bir faturanın ödenmesini gerektiren biçimde öğrenilmesi ise olayın kirli yüzüdür. Bu bile kafi derecede öğreticidir, diye düşünüyorum.
11 eylül 2001 sonrası sol partilerin açıklamaları:
Emeğin Partisi Genel Başkanı Levent TÜZEL 11 Eylül Olayından sonra basına verdiği demeçte: 'Yayılmacı sömürgeci politikaları çağın gereği sayıp bütün dünya halklarına korku salanlar, şantaj, tehdit, baskı ve savaş politikalarından çıkarı olanlar kimlerse saldırıların gerçek sorumlusu da onlardır. Yine tüm dünya ülkelerine dayatmalarla egemen kılınan ve her geçen gün derinleştirilen ekonomik, siyasal ve askeri politikaların yapıcısı ve uygulayacısı kimlerse, saldırının sorumluları onlardır.' (...) ABD ve diğer emperyalist ülkelerin, uluslararası terörle mücadele etmek adına başta Ortadoğu olmak üzere dünyayı emperyalist terörün arenasına çevirmelere kabul edilemez. Şiddetin, şantaj ve tehditin, gerilim siyasetinin faturası başta Arap İslam halkları olmak üzere sömürü ve baskı altında tutulan halklara kesilemez. Dün olduğu gibi bugün de Türkiye böyle bir emperyalist saldırganlığın destek üslerinden biri yapılmak istenecektir. Devletle hükümetin bu konuda işbirlikçi tutumunu sürdürmesi, ülkemizi yeni felaketlerin ve belki de yeni bir dünya savaşının bataklığının içine geri dönülemez biçimde çekecektir. Bunun için, emperyalistlerle yapılan açık gizli tüm anlaşmalar iptal edilmelidir. İncirlik üssü ve diğer ABD- NATO üslerinin emperyalist saldırılarda kullanılmasına izin verilmemeli ve bu üsler kapatılmalıdır.
Özgürlük Ve Dayanışma Partisi Genel Başkanı Ufuk URAS 'Dünya yeni bir dönemin eşiğindedir. Bu saldırı kültürler ve ülkeler arası yeni çatışmalara ve savaşlara yol açmamalıdır. (...) Sürmekte olan sermayenin küreselleşmesinden ve bunun yarattığı şiddet politikalarından kaynaklanan sürecin yarattığı dışlanma, ezilme ve yoksullaşmanın toplumlarda büyük bir çaresizlik, öfke ve şiddet ortamı geliştirmiştir. Seçildiğiden bu yana şahinlerin şahini bir politika izleyen Bush, dünyadaki kısmi barış ortamını bile her geçen gün zedeleyen adımlardan vazgeçmelidir. Yaşananlar dünyadaki eşitsizliklere, adaletsizliklere ve haksızlıklara yol açan politikalardan vazgeçilmesi için fırsat olmalıdır.
Sosyalist İktidar Partisi(bugünkü TKP) 'nden yapılan açıklamada: Saldırıların ABD emperyalizmin ekmeğine yağ sürdüğü belirtilerek saldırının insani ve siyasi açılardan anlayışla karşılanması mümkün değildir denildi. Amerikan emperyalizminin bu tür katliamlarla zayıflayacağı ya da alt edileceğini düşünmek için bir neden olmadığını, saldırının anti emperyalist olarak değerlendirilmemesi gerektiğine dikkat çekildi. Açıklamada, ABD'de gerçekleştirilen eylemler kınandı ve bu eylemlerden yararlanarak daha saldırgan bir politika izleyeceği belli olan ABD emperyalizmi ile mücadelenin öneminin arttığı gerçeğinden hareket edilmelidir denildi.
11 eylül ABD nin kötüye giden ekonomisini düzeltmek için başvurduğu silah sanayinin bir çözümü tıpkı 2 nci dünya savaşına veya viyetnama gidişteki gizlenen gerçek sebepler gibi... sistem kendini ayakta tutmak zorundaydı ve binlerce insanını gözünü kırpmadan devinim için kurban verdi.. Kapitalizmin değişmez dengelerini çağrıştırıyor ayrıca.. Bu elim olayda can verenleri rahmetle anıyor, yaralananlara sifalar geride kalanlara sabır diliyorum... saygıyla..
Biraz erken mi sevindi(k) Kolay değildi, her kurban bayramında milyonlarca hayvan katlediyor diyenlerin piç fikir babaları son yüzyılda sadece doğu da ve afrika da yüzmilyonlarca insan boğazlamıştı(Nihat genç) kolay değildi unutmak, ellerinde silahlar kendi ülkelerinden uzaklarda nice esmer tenliyi, kara tenliyi, sarı tenliyi ucubeler gibi boğazlayan, insanlık türü her eylemi şeytanın buyruklarında(şeytan gözünü kapatıyordu bunlar olurken, şeytan Allah ı tanıyor ve karşı geliyordu sadece) katleden bir milletin kendi topraklarında(o topraklarda da nice insanı katlettiler ve kültürü yokettiler) bir terör saldırısına uğramaları ve bizim için kolay değil yapılanları unutmak..Nice onbir eylülleri yaşattılar bize... Lanet olsun onbir eylülün sahiplerine.... Teröre karşı terör yok yok bu olmamalı sükut u öğreten ilah bize bunlara sevinmemeyi de öğretecek eminim... sabrı öğreten ilah bize canilere karşı durmayı da öğretecek ve bizler İlah ın buyurduğu üzere kelam eder, nefretimizi bir hukuk içerisinde kusarız
11 Eylül 1996 Türkiye Ulusal İnternet Altyapı Ağı (TURNET) hizmete girdi.
11 Eylül 1998-2008 Olimpiyatları'na hazırlanan İstanbul'da Olimpik Stad'ın temeli atıldı.100 bin kişilik stadın 2000 yılında hizmete gireceği açıklandı.
11 Eylül 1998 Hayatı boyunca çok sayıda okul ve hastane yaptıran hayırsever Semiha Şakir geçirdiği rahatsızlık sonucu İstanbul'da hayata veda etti.
11 Eylül 2001 ABD'ye, Tarihin en büyük terörist saldırısı düzenlendi: İki yolcu uçağı, sabah mesaisinin başladığı saatlerde 18 dakika arayla New York'taki Dünya Ticaret Merkezi'nin bulunduğu iki gökdeleni vurdu. Saldırıda beş binin üzerinde insan öldü.
11 Eylül 1919 Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kuruldu.
11 Eylül 1923 Mustafa Kemal, Halk Fırkası genel Başkanlığına seçildi.
11 Eylül 1923 Kurtuluş Savaşı'nın nüvelerini oluşturan 'Anadolu ve Rumeli Müdafai Hukuk Cemiyetleri'nin 'Cumhuriyet Halk Fırkası' adı altında bir çatı altında toplanması sonucu oluşan Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu partisi. İlk genel başkanı bizzat Mustafa Kemal Atatürk doğdu.. '9 Umde'si(Sonradan '6 Ok'a dönüşmüştür) ilk siyasi programıdır. Cumhuriyetin siyasi kadroları bu partiden yetişmiştir. Uzun yıllar 'Tek Parti' olarak faaliyet göstermiş, birçok Cumhuriyet devrimi ve atılımına önderlik etmiştir. İlerleyen yıllarda Cumhuriyet Halk Partisi adını almıştır.
11 Eylül 1926 Ankara otomatik telefon santralı hizmete girdi.
11 Eylül 1940 Yönetmen Brain De Palma öldü.
11 Eylül 1957 Ankara'da Bent Deresi'nin taşması sonucu 133 kişi sele kapılarak öldü.
11 Eylül 1959 AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina’nın Ortaklık başvurularını kabul etti.
11 Eylül 1973 Şili Devlet Başkanı Salvador Allende, ABD'nin desteklediği ve Augusto Pinochet önderliğinde organize edilen bir askeri darbe sonrasında öldürüldü. Allende, dünyanın seçimle iş başına gelmiş ilk Marksist lideriydi.
11 Eylül 1975 Diyarbakır yöresindeki depremde 7.000'e yakın evin yıkıldığı açıklandı.144 km.'lik karayolu kullanılmaz hale geldi. Sadece Lice ilçesinde 13.000 kişinin evsiz kaldığı ve bir gün önce sallanan Hani ilçesinde 6 kişinin daha öldüğü bildirildi.
Bazen aklıma gelmiyor değil hani, Amerika'nın bugün Irak'ı Afganistan'ı ileride bir başka ortaasya ülkesine işgal sebebiyeti için kendi eseri olmuş olabileceği
o günle ilgili iki olasılığa bağlı olarak değişen ikircikli duygularım var..abd, sonradan estireceği uluslararası hukuk tanımaz teröre dayanak oluştursun diye kendisi yaptıysa, 'lanet olsun, bu devletin çıkarları için yapamayacağı şey yok mu, yine dünyayı oyuna getirdiler' diyorum..'zanlılar' yaptıysa, 'dünyanın baş teröristi abd'nin, yıllarca beslediği terörle bu kez kurban olarak yakından tanıştığı gün' diyorum..
Amerika'nın sözde süper gücüyle tüm dünyaya korku saldığını bilmeyenmi var. bu 11 eylül Amerikan halkını şimdi korku içinde yaşamasını en büyük nedeni, Bunun ne olduğunu anlasınlar artık paranoyak olmuşlar, herşeyden korkar duruma gelmişler ve ben oturup bu durumlarını sevinçle izliyorum.
Küreselleşmenin Terör Yüzü
Dünyada tek güç olma, patronluğunu pekiştirme iddiasında olan ABD,
yönetmeye talip olduğu dünyanın en pis ucuyla, uluslararası terör ile
tanııtı. Olayın önemi ABD'nin terör kurbanı olması ya da bu tür saldırı
ile ilk kez karıılaıması değil. Daha önce de bu tür olaylar olmuıtu. Son
terör saldırısının önemi, olayın ABD'nin kendi evinde gerçekleımesi,
daha önce görülmemiı boyutlara ulaıması ve üstün bir organizasyon ve
teknik beceri ürünü olduğu izlenimi vermesidir.
Bunlar son terör saldırısının sergilediği ilklerdir.
ABD'yi altüst eden, dünyayı şaşkına çeviren terör saldırısının yarattığı moral çöküntü ve paniğin alışılmış ölçülerin dışına taşmasının temel nedeni de bu ilklerdir. Olayı bu açıdan değerlendirince, tüm bu ilkleri
çevreleyen bir baıka ilk'e, terörün küreselleımesinin ilk örneğine tanık
olduğumuzu söylemek de mümkün.
Bunu da nereden çıkarttın, diyebilirsiniz. Bu da kafasını küreselleşmeye
taktı, her şeyin altında küreselleıme arıyor, diye düıünebilirsiniz. Ben öyle düşünmüyorum, tersine küreselleşmenin somut, hemen görülebilen,
küresel ölçekte izlenen, yarattığı etkilerin pekçoğunun hemen ölçülebileceği, küresel kordinatlarına kolayca ayrılabilen ender
küreselleşme örneklerinden birisi ile karıı karııyayız diye düşünüyorum.
Sergilenen terörün hedefi, kurgusu ve oldukça karmaşık teknolojilerin
kullanımında gözlenen organizasyon becerisi, bu saldırının ardında tek
bir örgütün, tek bir ulus devletin ya da tekil bir gücün olabileceği
yönündeki görüılere pek fazla prim vermiyor doğrusu. Hele ilk sanıkların
dünyanın görece geri kalmış yörelerinden aday gösterilmesi, hepten
şaşkın bir eğilim gibi görünüyor.
Terörün hedefi olan ABD, bugünün dünyasında, alelade, kendi halinde bir
ulus devlet değil. Tersine, hegomonik bir egemen haline gelmek isteyen,
küreselleımenin finansörü ve kuıkusuz jandarması olma görevlerini
üstlenmiı olan ve dolayısıyla dünyanın ayrık bir noktada duran bir
devlet ABD. Bu konumu ile küreselleıme karııtı öfkenin neredeyse
bütününü üstüne çeken bir ülke bu. Son olayın bu tür küresel öfkenin
ürünü olduğunu düıünmek, tekil bir örgütün ya da ülkenin ABD ile
olabilecek hesaplaımasının doğurduğu bir etki olobileceğini düıünmekten
daha doğru olacaktır.
Terörist saldırısının aynı anda birden fazla hedefe yönlenmeyi
hedefleyen bir kurgu içinde yürütülmesi de olayın arkasında bu tür bir
kurguyu kurabilecek becerinin varlığına iıaret etmektedir. Bu kurgu
becerisini küçümsemek yanlıı olur.Üstelik bu bestseller romanlarda
gördüğümüz türde, hayal gücünü sergileyen, soyut bir kurgu becerisi de
değildir. Somuttur ve uygulanmııtır. Bu anlamıyla hayal gücünden çok,
teknik bir becerinin iıaretlerini taıımaktadır. Bu tür bir beceri de
dünyada pek yaygın değildir ve sanık adayı yörelerde hemen hiç yoktur.
Dolayısıyla olayı tekil bir yörenin kurgu becerisinden çok, birden fazla
becerinin bir araya getirildiği bir organizasyon ürünü olduğunu düıünmek
daha doğru olabilir.
Saldırının uygulanmasında ortaya çıkan tablo böylesi çok katılımlı bir
organizasyon izlenimini pekiıtiren özelliklere sahiptir. Olayın bir
yanında hava teknolojisinin eıanlı olarak ve hedeflere yaklaıım açıları,
hızları gibi ciddi yatkınlıklar sergilenerek kullanılma becerisi vardır.
Öte yandan ise hedefe doğrudan dalarak, intahar etmek gibi görece ilkel
bir güdünün iıaretleri yer almaktadır.
Benim aklım bunları yanyana getirince, yerelliğin çok ötesine geçen
küresel kaygıların, öfkelerin, becerilerin ve güdülerin bir araya
getirildiği bir organizasyonun ABD'ye yönelttiği bir saldırının söz
konusunu olduğu sonucuna ulaııyor.
Bu olayın pek çok yansıması olacaktır. Örneğin küresel terörün bu
biçimde sergilenmesinin, küreselleıme konusunda aymazlıklarda ısrar eden
çevreleri de düıündüklerinin tersine ikna edebilecek önemli bir örnek
olabileceği kanısındayım.
Küreselleımenin varlığını inkar edip çağa damgasını basacak bir süreci
eski bir hikayenin tekrarı olarak algılama hafifliği içinde olanlar,
küresel tepkinin bu boyutlara ulaıması ve hızlı teröre bulaıarak
kirlenmesi karıısında, kendi düıüncelerini yeniden gözden geçirme
ihtiyacı duyacaklardır sanırım.
Küreselleşmenin herkese, her zaman yarar getireceği, bütünüyle nesnel ve
üretken bir süreç olduğu hayaliyle oyalanan aymazların ise bu olaydan
yüklü ve pahalı bir ders aldıklarını düıünüyorum. Bu dersin patronun
evinde ve total bir faturanın ödenmesini gerektiren biçimde öğrenilmesi
ise olayın kirli yüzüdür. Bu bile kafi derecede öğreticidir, diye
düşünüyorum.
Taner BERKSOY
11 eylül 2001 sonrası sol partilerin açıklamaları:
Emeğin Partisi Genel Başkanı Levent TÜZEL
11 Eylül Olayından sonra basına verdiği demeçte: 'Yayılmacı sömürgeci politikaları çağın gereği sayıp bütün dünya halklarına korku salanlar, şantaj, tehdit, baskı ve savaş politikalarından çıkarı olanlar kimlerse saldırıların gerçek sorumlusu da onlardır. Yine tüm dünya ülkelerine dayatmalarla egemen kılınan ve her geçen gün derinleştirilen ekonomik, siyasal ve askeri politikaların yapıcısı ve uygulayacısı kimlerse, saldırının sorumluları onlardır.' (...)
ABD ve diğer emperyalist ülkelerin, uluslararası terörle mücadele etmek adına başta Ortadoğu olmak üzere dünyayı emperyalist terörün arenasına çevirmelere kabul edilemez. Şiddetin, şantaj ve tehditin, gerilim siyasetinin faturası başta Arap İslam halkları olmak üzere sömürü ve baskı altında tutulan halklara kesilemez. Dün olduğu gibi bugün de Türkiye böyle bir emperyalist saldırganlığın destek üslerinden biri yapılmak istenecektir. Devletle hükümetin bu konuda işbirlikçi tutumunu sürdürmesi, ülkemizi yeni felaketlerin ve belki de yeni bir dünya savaşının bataklığının içine geri dönülemez biçimde çekecektir. Bunun için, emperyalistlerle yapılan açık gizli tüm anlaşmalar iptal edilmelidir. İncirlik üssü ve diğer ABD- NATO üslerinin emperyalist saldırılarda kullanılmasına izin verilmemeli ve bu üsler kapatılmalıdır.
Özgürlük Ve Dayanışma Partisi Genel Başkanı Ufuk URAS
'Dünya yeni bir dönemin eşiğindedir. Bu saldırı kültürler ve ülkeler arası yeni çatışmalara ve savaşlara yol açmamalıdır. (...) Sürmekte olan sermayenin küreselleşmesinden ve bunun yarattığı şiddet politikalarından kaynaklanan sürecin yarattığı dışlanma, ezilme ve yoksullaşmanın toplumlarda büyük bir çaresizlik, öfke ve şiddet ortamı geliştirmiştir.
Seçildiğiden bu yana şahinlerin şahini bir politika izleyen Bush, dünyadaki kısmi barış ortamını bile her geçen gün zedeleyen adımlardan vazgeçmelidir. Yaşananlar dünyadaki eşitsizliklere, adaletsizliklere ve haksızlıklara yol açan politikalardan vazgeçilmesi için fırsat olmalıdır.
Sosyalist İktidar Partisi(bugünkü TKP) 'nden yapılan açıklamada: Saldırıların ABD emperyalizmin ekmeğine yağ sürdüğü belirtilerek saldırının insani ve siyasi açılardan anlayışla karşılanması mümkün değildir denildi. Amerikan emperyalizminin bu tür katliamlarla zayıflayacağı ya da alt edileceğini düşünmek için bir neden olmadığını, saldırının anti emperyalist olarak değerlendirilmemesi gerektiğine dikkat çekildi. Açıklamada, ABD'de gerçekleştirilen eylemler kınandı ve bu eylemlerden yararlanarak daha saldırgan bir politika izleyeceği belli olan ABD emperyalizmi ile mücadelenin öneminin arttığı gerçeğinden hareket edilmelidir denildi.
11 eylül ABD nin kötüye giden ekonomisini düzeltmek için başvurduğu silah sanayinin bir çözümü tıpkı 2 nci dünya savaşına veya viyetnama gidişteki gizlenen gerçek sebepler gibi...
sistem kendini ayakta tutmak zorundaydı ve binlerce insanını gözünü kırpmadan devinim için kurban verdi..
Kapitalizmin değişmez dengelerini çağrıştırıyor ayrıca..
Bu elim olayda can verenleri rahmetle anıyor, yaralananlara sifalar geride kalanlara sabır diliyorum...
saygıyla..
A.B.D havaya uçtu.insanlar için üzülürüm ama A.B.D hükümeti için üzülmem (sevinirim)
SİYONİSTLERİN HİZMETİNDEKİ BİRLEŞİK DEVLETLER KENDİ YARATTIKLARI TERÖR SİLAHIYLA VURULDU!
emperyalistlerin provakasyonlarını anlatıyor...
İnebahtı deniz savaşı
11 eylul her zaman hatirliyacaz..... unutlmuyacak bir gun bizim icin
Biraz erken mi sevindi(k)
Kolay değildi, her kurban bayramında milyonlarca hayvan katlediyor diyenlerin piç fikir babaları son yüzyılda sadece doğu da ve afrika da yüzmilyonlarca insan boğazlamıştı(Nihat genç)
kolay değildi unutmak, ellerinde silahlar kendi ülkelerinden uzaklarda nice esmer tenliyi, kara tenliyi, sarı tenliyi ucubeler gibi boğazlayan, insanlık türü her eylemi şeytanın buyruklarında(şeytan gözünü kapatıyordu bunlar olurken, şeytan Allah ı tanıyor ve karşı geliyordu sadece) katleden bir milletin kendi topraklarında(o topraklarda da nice insanı katlettiler ve kültürü yokettiler) bir terör saldırısına uğramaları
ve bizim için kolay değil yapılanları unutmak..Nice onbir eylülleri yaşattılar bize...
Lanet olsun onbir eylülün sahiplerine....
Teröre karşı terör
yok yok bu olmamalı
sükut u öğreten ilah bize bunlara sevinmemeyi de öğretecek eminim...
sabrı öğreten ilah bize canilere karşı durmayı da öğretecek
ve bizler İlah ın buyurduğu üzere kelam eder, nefretimizi bir hukuk içerisinde kusarız
11 Eylül 1996
Türkiye Ulusal İnternet Altyapı Ağı (TURNET) hizmete girdi.
11 Eylül 1998-2008 Olimpiyatları'na hazırlanan İstanbul'da Olimpik Stad'ın temeli atıldı.100 bin kişilik stadın 2000 yılında hizmete gireceği açıklandı.
11 Eylül 1998
Hayatı boyunca çok sayıda okul ve hastane yaptıran hayırsever Semiha Şakir geçirdiği rahatsızlık sonucu İstanbul'da hayata veda etti.
11 Eylül 2001
ABD'ye, Tarihin en büyük terörist saldırısı düzenlendi: İki yolcu uçağı, sabah mesaisinin başladığı saatlerde 18 dakika arayla New York'taki Dünya Ticaret Merkezi'nin bulunduğu iki gökdeleni vurdu. Saldırıda beş binin üzerinde insan öldü.
kaynak: www.kronoloji.gen.tr
11 Eylül 1919
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kuruldu.
11 Eylül 1923
Mustafa Kemal, Halk Fırkası genel Başkanlığına seçildi.
11 Eylül 1923
Kurtuluş Savaşı'nın nüvelerini oluşturan 'Anadolu ve Rumeli Müdafai Hukuk Cemiyetleri'nin 'Cumhuriyet Halk Fırkası' adı altında bir çatı altında toplanması sonucu oluşan Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu partisi. İlk genel başkanı bizzat Mustafa Kemal Atatürk doğdu.. '9 Umde'si(Sonradan '6 Ok'a dönüşmüştür) ilk siyasi programıdır. Cumhuriyetin siyasi kadroları bu partiden yetişmiştir. Uzun yıllar 'Tek Parti' olarak faaliyet göstermiş, birçok Cumhuriyet devrimi ve atılımına önderlik etmiştir. İlerleyen yıllarda Cumhuriyet Halk Partisi adını almıştır.
11 Eylül 1926
Ankara otomatik telefon santralı hizmete girdi.
11 Eylül 1940
Yönetmen Brain De Palma öldü.
11 Eylül 1957
Ankara'da Bent Deresi'nin taşması sonucu 133 kişi sele kapılarak öldü.
11 Eylül 1959
AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina’nın Ortaklık başvurularını kabul etti.
11 Eylül 1973
Şili Devlet Başkanı Salvador Allende, ABD'nin desteklediği ve Augusto Pinochet önderliğinde organize edilen bir askeri darbe sonrasında öldürüldü. Allende, dünyanın seçimle iş başına gelmiş ilk Marksist lideriydi.
11 Eylül 1975
Diyarbakır yöresindeki depremde 7.000'e yakın evin yıkıldığı açıklandı.144 km.'lik karayolu kullanılmaz hale geldi. Sadece Lice ilçesinde 13.000 kişinin evsiz kaldığı ve bir gün önce sallanan Hani ilçesinde 6 kişinin daha öldüğü bildirildi.
ne talihsiz günde doğmuşum! !
benim doğumgünüm heheheh! ! ! ! !
Bazen aklıma gelmiyor değil hani, Amerika'nın bugün Irak'ı Afganistan'ı ileride bir başka ortaasya ülkesine işgal sebebiyeti için kendi eseri olmuş olabileceği
o günle ilgili iki olasılığa bağlı olarak değişen ikircikli duygularım var..abd, sonradan estireceği uluslararası hukuk tanımaz teröre dayanak oluştursun diye kendisi yaptıysa, 'lanet olsun, bu devletin çıkarları için yapamayacağı şey yok mu, yine dünyayı oyuna getirdiler' diyorum..'zanlılar' yaptıysa, 'dünyanın baş teröristi abd'nin, yıllarca beslediği terörle bu kez kurban olarak yakından tanıştığı gün' diyorum..
Amerika'nın sözde süper gücüyle tüm dünyaya korku saldığını bilmeyenmi var. bu 11 eylül Amerikan halkını şimdi korku içinde yaşamasını en büyük nedeni, Bunun ne olduğunu anlasınlar artık paranoyak olmuşlar, herşeyden korkar duruma gelmişler ve ben oturup bu durumlarını sevinçle izliyorum.