'Ernest Hemingway KGB ajanıymış' haberi geçen hafta gazetelerdeydi. Bugüne kadar sanatçısından sporcusuna birçok ünlünün adı ajan olarak anıldı. Ama bu aslında şaşırtıcı değil zira Prof. Ercan Çitlioğlu'na göre şöhretli kişiler istihbarat servislerinin ilk tercihleri arasında. Terör Uzmanı ve Stratejist Çitlioğlu'yla ajanlığın tüm detaylarını konuştuk.
Geçen haftalarda ABD'de piyasaya çıkan Sovyet Gizli Servisi KGB hakkındaki araştırma kitabı 'Casuslar: KGB'nin Amerika'daki Yükselişi ve Düşüşü / Spies: The Rise and Fall of the KGB in America', zamanında KGB için ajanlık yapmış bazı tanınmış isimleri ilk kez afişe ederek olay yarattı. Bunlar arasında en dikkat çekici olansa Nobel ödüllü Amerikalı romancı Ernest Hemingway'di! Hemingway, sonradan ajan olduğu ortaya çıkan tek ünlü kişi değil. Ünlü Alman buz patenci Katarina Witt, Doğu Alman gizli polisi Stasi için; Galatasaraylı futbolcu Popescu, Çavuşesku döneminde Romanya için; 'Rüzgar Gibi Geçti' filminin baş aktörlerinden Leslie Howard 2. Dünya Savaşı'nda İngiltere için; ünlü Hollywood yıldızı Erol Flynn, Naziler için; bir dönem milletvekilliği de yapan İtalyan porno yıldızı Cicciolina ise Macaristan için ajanlık yapmış ünlüler olarak adı geçenlerden. Peki bu kişiler ne sebeplerle ajanlığa soyunuyor, gizli servisler kimleri, hangi sebeple ajan olarak seçiyor? Bu soruları konunun yetkin isimlerinden birine, ASAM Terör Danışmanı, Startejist Ercan Çitlioğlu'na yönelttik. İki yıl önce çıkardığı araştırma kitabı 'Gölgedeki Sessiz Tanıklar'da MİT'in gizli tarihine, KGB'nin 1960 - 1970'lerde Türkiye'de nasıl çalıştığına ve Türkiye'de faaliyet gösteren üç casusun gerçek hikayesine ışık tutan Çitlioğlu, ajanlık dünyasının detaylarını AKŞAM Pazar'a anlattı.
İnsan neden ajan olmak ister? Hemingway'e bakarsanız, nedeni şöhret ve para olamaz. Çok çeşitli motivasyonlar var. Kimileri bu işi sadece para için yapar. Bunlar bu dünyada genellikle küçük görülür. Kimileri önemli hissetmek, başkalarından farklı olduklarını kendilerine ve çevrelerine kanıtlamak için yapar. Yaptığı şeyi çevresine açıklayamasa da kendi farkında olduğu için farklılığının algılanacağını düşünür. Kimileri bunu bir oyun gibi görür, tehlikeyle oynamayı sever ve sadece macera için yapar. Bazıları ideolojik nedenle, bazıları ülkelerine kızgınlıkları, küskünlüklerinden kaynaklanan bir intikam duygusuyla yapar. Bazıları ise lehine ajanlık yaptığı ülkeye karşı aşırı sevgi ve sempatisinden dolayı yapar.
Peki, ajan veya casus olması için hangi tür insanlara yaklaşılır? Hem kendi ülkesi içinde hem de yurtdışında çok seyahat edenler uygundur ki, sık seyahatleri dikkat çekmesin. Bunlar da genelde sanatçılar, sporcular, diplomatlar, bilim adamları, basın mensupları, akademisyenler olabilir. Çevresi çok geniş olan ve bilgi toplamaya uygun kişilerle bir arada olanlar tercih edilir. Mesela asker, siyasi veya ülkenin ekonomisini ve finansını yönlendiren kişilerle, bilimsel araştırmalar yapan kişilerle bir arada olan ve bu çevrelere rahatlıkla girip çıkabilen kişiler (bu dünyadaki söylenişiyle) angaje edilmek için ideal kişilerdir.
Ünlü ve çok göz önünde olanları angaje etmek riskli değil mi? Daha az riskli. Çünkü hem kendi ülkesinde hem de uluslararası alanda büyük bir üne sahip birinin öyle bir dünya içinde yer alabileceğine çok az kişi ihtimal verir. Bugün afişe edilenler, bu tür faaliyet içindekilerin ancak binde biridir. Bundan 50 sene sonra bugünün pek çok tanınmış kişisinin ajan olarak afişe edilmeyeceğinin garantisi yok. Ama paranoyak olmaya da gerek yok.
Gizi servisler bu kişilere nasıl yaklaşır? Genelde angaje edilecek kişinin zaafları, özel yaşamı çok iyi bir şekilde izlenir. Karşı cinse mi, paraya mı, güç sahibi olmaya mı, önemli hissetmeye mi zaafı var bu tesbit edilir. Sonra kişi 'yemlenir'; bu da, bu jargon içinde kullanılan kelimedir. Mesela paraya karşı zaafı yoktur da diyelim ki yazardır, 'Gel bize, kitaplarını uluslararası saygınlığı olan şu yayınevinde bastıralım' derler, bu yemdir. Yemi alırsa bir bekleme süresi çıkar ortaya. Hemen üstüne gitmezler, ürkütmek istemezler. Angaje edilmek istenilen kişiye yemi verdikten sonra geri çekilirler, kişinin yemin tadını aldıktan sonra daha büyük yem için kendilerine gelmesini beklerler. Böyle bir düzen kurmak, insan psikolojisini ve hatta felsefe ve sosyolojiyi çok iyi bilip çözmeyi gerektirir. Bunu trençkot giyip siyah gözlük takıp sokakta birilerinin peşinden gitmek tarzında gösteren filmlere bakıp basit bir çerçevede yorumlamak çok yanlış olur. Bu, profesyonel bir dünyadır.
MİT İLAN VERİYOR Bu kişilere özel eğitim verilir mi? Profesyonellerin aldığı gibi olmasa da mutlaka bir eğitim safhası var, çünkü risk taşıyan bir iş.
İngiliz istihbarat teşkilatı MI6 Facebook üzeriden 'bizimle çalışmak ister misiniz' diye ilan veriyor. Türkiye'de 'ajan olacağım' diyenler nereye başvurabilir? MI6 ilanlarında Türkiye'de ajanlık yapacak kişiler de arıyor. Türkiye coğrafi konumu, stratejik özellikleri itibariyle pek çok servisin ilgisini çeker. Bu yüzden Türkiye'de servisler arası bir rekabetten de söz edebiliriz. Bütün bunlara karşı Türkiye'nin kendi ulusal çıkarlarını koruma bağlamında kendi servisiyle yaptığı faaliyetler de buna eklendiğinde Türkiye bir 'oyun alanı'na dönüşüyor. Türkiye'de de bu işi Milli İstihbarat Teşkilatı yapıyor. MİT hangi konularda ve koşullarda eleman aradığını hem web sitesinden duyuruyor hem de gazeteye ilan veriyor.
Ajan olmak cazip görünür ama zordur; girdin mi çıkamazsın!
Ajan olmak isteyen çok var. Macera olarak görüyorlar. James Bond filmlerinde ajan attığını vuruyor, havalarda perendeler atıyor, uçaktan atlıyor, otomobille uçuyor... Ama yok böyle bir şey. Silahlı, aksiyonlu operasyonlar bu işin belki 10 binde biridir. Esasında bu bir beyin işi. Küçük ve ilgisiz parçaları bir araya getirme, sentezleme ve sonuç üretebilme yeteneği gerekir. Bunun için de çok iyi bir genel kültürünüz olacak, belli bilim dallarında yetkin olacaksınız. Ve bunları bir gizlilik perdesi altında yapacaksınız. Öyle ki, diyelim ülkenizi büyük bir felaketten kurtardınız, bunu bile kimseyle paylaşamayacaksınız. Yani iki hayat sürüyorsunuz; bu büyük bir stres ve baskı yaratır. İnsanın doğasını zorlayan bir meslek dalı bu. Tabii angaje edilmiş kişiler profesyonel değildir. Kısa süreli bir eğitim almış amatörlerdir, uzun süre bu baskıya dayanabilmeleri çok zordur. Bir noktadan sonra hata yapmaya ya da 'ben bu işten vazgeçtim' demeye başlarlar. O noktada da şantaj devreye girer. 'Siz eğer hizmetlerinizi geri çekerseniz biz de sizinle ilgili şu şu bilgileri kamuoyuna açıklarız' derler. Bundan sonrası artık gönüllükle yapılan değil zorunlulukla yapılan bir servistir. Yani elinizi verdiğiniz zaman kolunuzu kurtaramazsınız. Bir deneyeyim bakayım bu iş nasılmış göreyim tarzı bir macera arayışıyla bu işe giremezsiniz.
Ajanlar ekonomi, sosyoloji, medya gibi alanlardan seçiliyor Süreklİ kendini güncelleyen bir sistemle karşı karşıyayız. Eskiden ajanlık ya da doğru adıyla 'espiyonaj' sadece askeri bilgiler üzerineydi. Şimdiyse askeri bilgiler bu olayın en küçük parçası halini aldı. Bugün neyle ilgileniyorlar: Ekonomiyle, finansla, sosyolojiyle, toplumun sosyal dokusuyla. Psikolojik savaş diye bir kavram çıktı ortaya. Bunun ülkeler üzerinde silahlı bir savaştan çok daha yıkıcı etkileri olduğu da görüldüğü için alan buraya doğru kaydı. Bu tür yöntemlerle ülkeler üzerinde çeşitli oyunlar oynanıyor. Buna göre ajan modeli ve toplaması gereken bilgi türü de değişti. Eskiden askeri bilgilere ulaşabilecek kişiler angaje edilebilecek bir hedefken bugün mesela ekonomiyi yönlendiren kişiler, toplumdaki kanaat önderleri veya medyayı yönetenler hedef. Elektronik haberleşme olanakları da farklılık yarattı. Eskiden görünmez mürekkeple kağıtlara yazılırdı, şimdi teknolojik aygıtlarla saniyenin belki de yüzde birine 20 bin sözcük sığdırıyorsunuz. Telefonlar dinleniyor. Eskiden orduda tankçı, topçu sınıfları vardı şimdi hacker'lardan tabur kuruluyor.
ajan nedir:3 tür ajan vardır. 1) devletlerin yada gizli örgütlerin bilgi edinmek için seçtikleri ve eğittikleri ayrıca desteklediği ajanlar (işleri bitince silinecek ilk adam yani) 2) akıllı ajanlar vardır.Bunlar ajan olurlar sonra okadar ilerlerki elindeki bilgilerle bir çok işe parmagını sokup köşeyi dönen(ama bunlarda arkalarına boyun eğmek zorunda kalırlar) 3) birde kalp ajanları vardırHuyları kurusun giripte cıkmazlar giripte sevdirmezler olunacak tek ajan türü digerlerinde kelle koltukta
Ajan mı? Bana birçok ülkenin gizli servisini çağrıştırıyor. Ne iş yaptıklarını henüz çözemedim. Hayatımda hiç ajan görmedim. Eğer işyerindeki ispiyoncuları da ajan sayarsak hiç hoş değil.
Derslerinde başarısız fakat yakışıklı ve atletik bir vucuda sahip olduğu için kızları ve erkekleri bri şekilde etkiliyen,insanların içine karışmış dünyayı kurtarmaya çalışan uzaylılar...
BEN ESKİ BONDLARA NAZARAN SON BOND U TERCİH EDİORUM.ŞAN CONNERY HARİÇ O BAŞKA.AMA ŞU ANKİ BOND DAHA GERÇEKÇİ OLMUŞ.HEM TAM BİR İNGİLİZ ZÜPPE HEM DE DİREKT OLARAK KAFAYA SIKIYO :)
ben yeşim büberin hayranıyım onu çok seviyorummm.asla unutmam.onu ilk olarak kaybolan yıllar da tanıdım.iyiki de tanımışımm.onu ve kaybolan yılları çok seviyorum.kaybolan yıllar seneler önce bitsede hala kalbimde yaşıyor.çok özlüyorum.onu çok seviyorummmmmmm.aşkımm yeşim(ezel)
Teknoloji bende demek için abartılmış aksiyon karakteri. Çirkin bayanların olmadığı,boyalı,çıplak bir dünya. Biz herşeyi başarırız ayağını denk al demenin başka şekli. 22 savaştan sadece2 sini kazanmış bir ülkenin kendini avutma yöntemi. Saldırgan serserilerin süslenmiş rezil yaşamının geçlere verilen narkozu. Dünyayı kendi çıkarlarım için mahvederim demenin perde önü. üfff yazmıcam daha.
Adı James Bond ile özdeşleşen Roger Moore, İsviçre'de 89 yaşında hayata gözlerini yumdu... Toprağı bol olsun..
Ajanlık aksiyon değil, beyin işidir
'Ernest Hemingway KGB ajanıymış' haberi geçen hafta gazetelerdeydi. Bugüne kadar sanatçısından sporcusuna birçok ünlünün adı ajan olarak anıldı. Ama bu aslında şaşırtıcı değil zira Prof. Ercan Çitlioğlu'na göre şöhretli kişiler istihbarat servislerinin ilk tercihleri arasında. Terör Uzmanı ve Stratejist Çitlioğlu'yla ajanlığın tüm detaylarını konuştuk.
Geçen haftalarda ABD'de piyasaya çıkan Sovyet Gizli Servisi KGB hakkındaki araştırma kitabı 'Casuslar: KGB'nin Amerika'daki Yükselişi ve Düşüşü / Spies: The Rise and Fall of the KGB in America', zamanında KGB için ajanlık yapmış bazı tanınmış isimleri ilk kez afişe ederek olay yarattı. Bunlar arasında en dikkat çekici olansa Nobel ödüllü Amerikalı romancı Ernest Hemingway'di!
Hemingway, sonradan ajan olduğu ortaya çıkan tek ünlü kişi değil. Ünlü Alman buz patenci Katarina Witt, Doğu Alman gizli polisi Stasi için; Galatasaraylı futbolcu Popescu, Çavuşesku döneminde Romanya için; 'Rüzgar Gibi Geçti' filminin baş aktörlerinden Leslie Howard 2. Dünya Savaşı'nda İngiltere için; ünlü Hollywood yıldızı Erol Flynn, Naziler için; bir dönem milletvekilliği de yapan İtalyan porno yıldızı Cicciolina ise Macaristan için ajanlık yapmış ünlüler olarak adı geçenlerden. Peki bu kişiler ne sebeplerle ajanlığa soyunuyor, gizli servisler kimleri, hangi sebeple ajan olarak seçiyor? Bu soruları konunun yetkin isimlerinden birine, ASAM Terör Danışmanı, Startejist Ercan Çitlioğlu'na yönelttik. İki yıl önce çıkardığı araştırma kitabı 'Gölgedeki Sessiz Tanıklar'da MİT'in gizli tarihine, KGB'nin 1960 - 1970'lerde Türkiye'de nasıl çalıştığına ve Türkiye'de faaliyet gösteren üç casusun gerçek hikayesine ışık tutan Çitlioğlu, ajanlık dünyasının detaylarını AKŞAM Pazar'a anlattı.
İnsan neden ajan olmak ister?
Hemingway'e bakarsanız, nedeni şöhret ve para olamaz. Çok çeşitli motivasyonlar var. Kimileri bu işi sadece para için yapar. Bunlar bu dünyada genellikle küçük görülür. Kimileri önemli hissetmek, başkalarından farklı olduklarını kendilerine ve çevrelerine kanıtlamak için yapar. Yaptığı şeyi çevresine açıklayamasa da kendi farkında olduğu için farklılığının algılanacağını düşünür. Kimileri bunu bir oyun gibi görür, tehlikeyle oynamayı sever ve sadece macera için yapar. Bazıları ideolojik nedenle, bazıları ülkelerine kızgınlıkları, küskünlüklerinden kaynaklanan bir intikam duygusuyla yapar. Bazıları ise lehine ajanlık yaptığı ülkeye karşı aşırı sevgi ve sempatisinden dolayı yapar.
Peki, ajan veya casus olması için hangi tür insanlara yaklaşılır?
Hem kendi ülkesi içinde hem de yurtdışında çok seyahat edenler uygundur ki, sık seyahatleri dikkat çekmesin. Bunlar da genelde sanatçılar, sporcular, diplomatlar, bilim adamları, basın mensupları, akademisyenler olabilir. Çevresi çok geniş olan ve bilgi toplamaya uygun kişilerle bir arada olanlar tercih edilir. Mesela asker, siyasi veya ülkenin ekonomisini ve finansını yönlendiren kişilerle, bilimsel araştırmalar yapan kişilerle bir arada olan ve bu çevrelere rahatlıkla girip çıkabilen kişiler (bu dünyadaki söylenişiyle) angaje edilmek için ideal kişilerdir.
Ünlü ve çok göz önünde olanları angaje etmek riskli değil mi?
Daha az riskli. Çünkü hem kendi ülkesinde hem de uluslararası alanda büyük bir üne sahip birinin öyle bir dünya içinde yer alabileceğine çok az kişi ihtimal verir. Bugün afişe edilenler, bu tür faaliyet içindekilerin ancak binde biridir. Bundan 50 sene sonra bugünün pek çok tanınmış kişisinin ajan olarak afişe edilmeyeceğinin garantisi yok. Ama paranoyak olmaya da gerek yok.
Gizi servisler bu kişilere nasıl yaklaşır?
Genelde angaje edilecek kişinin zaafları, özel yaşamı çok iyi bir şekilde izlenir. Karşı cinse mi, paraya mı, güç sahibi olmaya mı, önemli hissetmeye mi zaafı var bu tesbit edilir. Sonra kişi 'yemlenir'; bu da, bu jargon içinde kullanılan kelimedir. Mesela paraya karşı zaafı yoktur da diyelim ki yazardır, 'Gel bize, kitaplarını uluslararası saygınlığı olan şu yayınevinde bastıralım' derler, bu yemdir. Yemi alırsa bir bekleme süresi çıkar ortaya. Hemen üstüne gitmezler, ürkütmek istemezler. Angaje edilmek istenilen kişiye yemi verdikten sonra geri çekilirler, kişinin yemin tadını aldıktan sonra daha büyük yem için kendilerine gelmesini beklerler. Böyle bir düzen kurmak, insan psikolojisini ve hatta felsefe ve sosyolojiyi çok iyi bilip çözmeyi gerektirir. Bunu trençkot giyip siyah gözlük takıp sokakta birilerinin peşinden gitmek tarzında gösteren filmlere bakıp basit bir çerçevede yorumlamak çok yanlış olur. Bu, profesyonel bir dünyadır.
MİT İLAN VERİYOR
Bu kişilere özel eğitim verilir mi?
Profesyonellerin aldığı gibi olmasa da mutlaka bir eğitim safhası var, çünkü risk taşıyan bir iş.
İngiliz istihbarat teşkilatı MI6 Facebook üzeriden 'bizimle çalışmak ister misiniz' diye ilan veriyor. Türkiye'de 'ajan olacağım' diyenler nereye başvurabilir?
MI6 ilanlarında Türkiye'de ajanlık yapacak kişiler de arıyor. Türkiye coğrafi konumu, stratejik özellikleri itibariyle pek çok servisin ilgisini çeker. Bu yüzden Türkiye'de servisler arası bir rekabetten de söz edebiliriz. Bütün bunlara karşı Türkiye'nin kendi ulusal çıkarlarını koruma bağlamında kendi servisiyle yaptığı faaliyetler de buna eklendiğinde Türkiye bir 'oyun alanı'na dönüşüyor. Türkiye'de de bu işi Milli İstihbarat Teşkilatı yapıyor. MİT hangi konularda ve koşullarda eleman aradığını hem web sitesinden duyuruyor hem de gazeteye ilan veriyor.
Ajan olmak cazip görünür ama zordur; girdin mi çıkamazsın!
Ajan olmak isteyen çok var. Macera olarak görüyorlar. James Bond filmlerinde ajan attığını vuruyor, havalarda perendeler atıyor, uçaktan atlıyor, otomobille uçuyor... Ama yok böyle bir şey. Silahlı, aksiyonlu operasyonlar bu işin belki 10 binde biridir. Esasında bu bir beyin işi. Küçük ve ilgisiz parçaları bir araya getirme, sentezleme ve sonuç üretebilme yeteneği gerekir. Bunun için de çok iyi bir genel kültürünüz olacak, belli bilim dallarında yetkin olacaksınız. Ve bunları bir gizlilik perdesi altında yapacaksınız. Öyle ki, diyelim ülkenizi büyük bir felaketten kurtardınız, bunu bile kimseyle paylaşamayacaksınız. Yani iki hayat sürüyorsunuz; bu büyük bir stres ve baskı yaratır. İnsanın doğasını zorlayan bir meslek dalı bu. Tabii angaje edilmiş kişiler profesyonel değildir. Kısa süreli bir eğitim almış amatörlerdir, uzun süre bu baskıya dayanabilmeleri çok zordur. Bir noktadan sonra hata yapmaya ya da 'ben bu işten vazgeçtim' demeye başlarlar. O noktada da şantaj devreye girer. 'Siz eğer hizmetlerinizi geri çekerseniz biz de sizinle ilgili şu şu bilgileri kamuoyuna açıklarız' derler. Bundan sonrası artık gönüllükle yapılan değil zorunlulukla yapılan bir servistir. Yani elinizi verdiğiniz zaman kolunuzu kurtaramazsınız. Bir deneyeyim bakayım bu iş nasılmış göreyim tarzı bir macera arayışıyla bu işe giremezsiniz.
Ajanlar ekonomi, sosyoloji, medya gibi alanlardan seçiliyor
Süreklİ kendini güncelleyen bir sistemle karşı karşıyayız. Eskiden ajanlık ya da doğru adıyla 'espiyonaj' sadece askeri bilgiler üzerineydi. Şimdiyse askeri bilgiler bu olayın en küçük parçası halini aldı. Bugün neyle ilgileniyorlar: Ekonomiyle, finansla, sosyolojiyle, toplumun sosyal dokusuyla. Psikolojik savaş diye bir kavram çıktı ortaya. Bunun ülkeler üzerinde silahlı bir savaştan çok daha yıkıcı etkileri olduğu da görüldüğü için alan buraya doğru kaydı. Bu tür yöntemlerle ülkeler üzerinde çeşitli oyunlar oynanıyor. Buna göre ajan modeli ve toplaması gereken bilgi türü de değişti. Eskiden askeri bilgilere ulaşabilecek kişiler angaje edilebilecek bir hedefken bugün mesela ekonomiyi yönlendiren kişiler, toplumdaki kanaat önderleri veya medyayı yönetenler hedef. Elektronik haberleşme olanakları da farklılık yarattı. Eskiden görünmez mürekkeple kağıtlara yazılırdı, şimdi teknolojik aygıtlarla saniyenin belki de yüzde birine 20 bin sözcük sığdırıyorsunuz. Telefonlar dinleniyor. Eskiden orduda tankçı, topçu sınıfları vardı şimdi hacker'lardan tabur kuruluyor.
Her şarta göğüs gerebilen,üstün vasıflı iyi yetiştirilen ismi cismi gizli tutulan insanlar..
Kimi aslı olmadığını savunur :)
Çok masala inanıyorlar besbelli.
Eee kiminin kafası ancak masallara inanır.
Gerçeği görecekler diye kaide yok ;))
ajan nedir:3 tür ajan vardır.
1) devletlerin yada gizli örgütlerin bilgi edinmek için seçtikleri ve eğittikleri ayrıca desteklediği ajanlar (işleri bitince silinecek ilk adam yani)
2) akıllı ajanlar vardır.Bunlar ajan olurlar sonra okadar ilerlerki elindeki bilgilerle bir çok işe parmagını sokup köşeyi dönen(ama bunlarda arkalarına boyun eğmek zorunda kalırlar)
3) birde kalp ajanları vardırHuyları kurusun giripte cıkmazlar giripte sevdirmezler olunacak tek ajan türü digerlerinde kelle koltukta
....Insanlarin kafasini karistiran hayali kisiler
Ajan mı? Bana birçok ülkenin gizli servisini çağrıştırıyor. Ne iş yaptıklarını henüz çözemedim. Hayatımda hiç ajan görmedim. Eğer işyerindeki ispiyoncuları da ajan sayarsak hiç hoş değil.
aslı olmayan hayali şeyler.
yedi cüceler :)
James Bond =)
Derslerinde başarısız fakat yakışıklı ve atletik bir vucuda sahip olduğu için kızları ve erkekleri bri şekilde etkiliyen,insanların içine karışmış dünyayı kurtarmaya çalışan uzaylılar...
James bond! (=
james bond filimlerinin vazgeçilmez kodu
james bond filmi. sürekli kadınlara olan zaafı yüzünden başı beladan kurtulmayan yarım akıllı ajan :))
sizinkide ajanmı biz hitman takılırız onuuuuu çoktan bitirdik
yaptığım telefon dinlemeleri ve uydudan yer tespitlerini getiriyor aklıma Bİ DE RESMİ KİMLİĞİM OLSA VE Bİ İLGİLİ KURULUŞA BAĞLI OLSAM TAM OLACAK
BEN ESKİ BONDLARA NAZARAN SON BOND U TERCİH EDİORUM.ŞAN CONNERY HARİÇ O BAŞKA.AMA ŞU ANKİ BOND DAHA GERÇEKÇİ OLMUŞ.HEM TAM BİR İNGİLİZ ZÜPPE HEM DE DİREKT OLARAK KAFAYA SIKIYO :)
007-JB ]] Merhaba! Ben Bond
007-JB ]] James Bond
JCVD ]] Damme
JCVD ]] Van Damme
JCVD ]] Claude Van Damme
JCVD ]] Jean Claude Van Damme
ben yeşim büberin hayranıyım onu çok seviyorummm.asla unutmam.onu ilk olarak kaybolan yıllar da tanıdım.iyiki de tanımışımm.onu ve kaybolan yılları çok seviyorum.kaybolan yıllar seneler önce bitsede hala kalbimde yaşıyor.çok özlüyorum.onu çok seviyorummmmmmm.aşkımm yeşim(ezel)
mrb ben yeni üyeyim
James Bond'un ilk okul numarası :)
mendel'in tr hayatını arıyorum bulabilecek varmı
007 James Bond'u çağrıştırıyor.
Sömürü çarklarının savaşında son vuruş noktaları.
amerikan ingiliz ortak yapımı
007 ajanlar; bence bizim çalışan arkadaslar bir birini takip etmek(bkz.) mesai arkadaşlarım.
POLAT ALEMDAR
Teknoloji bende demek için abartılmış aksiyon karakteri.
Çirkin bayanların olmadığı,boyalı,çıplak bir dünya.
Biz herşeyi başarırız ayağını denk al demenin başka şekli.
22 savaştan sadece2 sini kazanmış bir ülkenin kendini avutma yöntemi.
Saldırgan serserilerin süslenmiş rezil yaşamının geçlere verilen narkozu.
Dünyayı kendi çıkarlarım için mahvederim demenin perde önü.
üfff yazmıcam daha.
alperen abi :)
MI6'nın öldürme yetkisine sahip ajanlarına verdiği kod